BORU KURDUNU ARATMAYACAK, ALTERNATİF YEM...

Konu, 'Yemler ve Yemleme' kısmında metinmk tarafından paylaşıldı.

  1. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    banghead

    3 gr. bal için 30 kg. keçiboynuzu yedirdin, ağzımızda diş kalmadı abim, insaf.

    Hemen ardımızda olanı görmek için başımızı çevirmek yeterliyken, "dünya yuvarlaktır, aynı yöne aynı doğrultuda gidersen ne olduğunu er-geç görürsün" zülmünü yaşatmana gerek var mı abim, insaf.

    Hepi topu bir soru, hepi topu bir cevap. Zorla değil, lutfedersen tabi.
     
  2. nester

    nester Ersin

    Mesajlar:
    178
    Şehir:
    Bursa
    bence burda bir yanlış var .Her balık için renk şekil hareket koku gibi yem komponentlerinden one çıkan farklıdır.mesela burda tartıştığımız balık levrek olsaydı belkide burda eşkina için hiç söz edilmeyen hareket öğesi baskın olacaktı.bazı şeyleri insan duyumsamalarıyla karşılaştıranlar olmuş balıklar için de böyle mi?böyle bir iddada bulunanlar bunun çalışmasını mı yapmış. yada böyle bir çalışma varmı?
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Levrekte de hareket öğesi aslında öyle pek baskın değil. Levrek için asıl baskın olan, ses. Ama şuna dikkat edin: Hareket zaten ses demektir otomatikman.

    Fakat, baskın husus tek başına yemin etkinliğini belirlemez. Ses önemli olsada, mesela kötü kokan bir yem en iyi sesi de çıkarsa levrek filan tutamaz.

    Pek çok balık için o tür çalışmalar var, hatta bizzat kendi yaptığımız çalışmalarda var. Velakin ortaçağdan kalma bir kafa yapımız var. Doğru bellediğimizi doğru sanıyoruz, inkar edilemez doğru sanıyoruz. Çalışma yapmak, araştırmak, analiz etmek, tecrübe etmek vs. bilimin mantalitesi. Ama aynı ortaçağda dünya yuvarlak denenlere hücum edildiği gibi, burada da doğru sanılan bir şeylere zıt şeyler söylediniz mi, tu kaka ilan ediliyorsunuz.

    Biz boğazdan misliyle hızlı akan nehirlerde, gelgitlerde balık tuttuk, 50gr kurşunu 40m dibe nasıl indireceğimizi öğrendik. Ama burada 50 gr kurşunla üsküdarda dibe inilir dediniz mi, adam sizi deli ilan eder. Zira kendi kıt aklı kurşun denen şeyin, şurada malzemeciden alınan, armut şeklindeki ağır metal nesneden ibaret olduğunu düşünür. Ve hiç aklına gelmez, o akıntının gücünü kurşunu yüzmeye değil, batmaya zorlayacak şekle nasıl çeviririz?

    Basitçe, bir yelkenlinin naısl olupta rüzgarın geldiği tarafa gidebildiğini biliyorsan, 50gr kurşunu küt diye dibe yapıştıracak formülü de bilirsin. Ama bunu dediğin anda, buralarda deli filan ilan edilirsin. Niye gidip o kalın kafalara bunu izah edene kadar klavye eskitesin ki?

    Senin meseleni somutlaştırmak için, lüfer nasıl yemlenir diye bir mevzu vardır, aç, oku gör kendin.
     
  4. Şimal

    Şimal İsa Sivri

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    12.617
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe Surf Mill 4.20
    Favori Makine:
    Daiwa Emcast Plus 5000
    En İyi Avı:
    Balık Avı Dostlarım...
    Ersin bey, bizler amatör balıkçılarız ve tuttuğumuz veya tutmaya çalıştığımız balıkların genel yapılarını ve beslenme alışkanlıklarını elbette araştırırız.Yaptığımız avlarla da bu konudaki bilgi ve düşüncelerimizi artırmaya çalışırız.

    Balıklar için görsellik, koku ve hareket temel etkenlerdir, balıklara göre farklılıklar göstermektedir.Bizler laboratuvarda çalışan bilim adamları değiliz ve tecrübelerimizi burada paylaşıyoruz.
    Sizin bu konuda bir iddianız veya bildiğiniz bilimsel çalışmalar varsa paylaşmanızı bekleriz...
     
  5. nester

    nester Ersin

    Mesajlar:
    178
    Şehir:
    Bursa
    benim bir iddam yok güzel kardeşim .zaten bende bir çalışma ollup olmadığını merak ediyorum.sizin gibi bende bilgiyi deneyerek deneyimleri olanlardan dinleyerek bazende okuyarak öğreniyor,eksiklerimi tamamlıyorum.
    burda tecrübelerimi paylaşıyorum diyorsun ya işte bende kendi tecrübelerimi paylaşabilirim ama bunlar genellenemez.benim marmarada leverage ulaşma çabamla seninki aynı olmayabilir.ki aynı olsada bu genede bence genellenemez.o yüzden bazı yorumların neden bu kadar kesin olduğunu merak ediyorum ve kendi gözlemlerimden birini aktarıyorum.evet balıkçı kardeşlerim toprak solcanıyla gündüzleri çookk çokk mırmır aldığımız olmuştur.hemde defalarca kez.al şimdi bunu mırmır için boru kurduna alternatiftir diye genelle?olyumu beraber görelim
     
  6. Şimal

    Şimal İsa Sivri

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    12.617
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe Surf Mill 4.20
    Favori Makine:
    Daiwa Emcast Plus 5000
    En İyi Avı:
    Balık Avı Dostlarım...
    Ersin bey, profilinizde yaşınız yazmadığından dolayı size bey olarak hitap ediyorum.
    O zaman buralarda hiç bir yorumda bulunmayalım, bu işi profesörlere bırakalım, sadece yazılanları okuyalım veya daha kolayı Google'ye girip " eşkina yemi ve avı" yazalım oradan gerekli bilgiyi öğrenelim (goggle bile bu konularda genellikle forumumuzu kaynak gösteriyor.)

    Biz gördüğümüzü tecrübemizi paylaşıyoruz ve net olarak bu kesinlikle böyledir iddiasında bulunmuyoruz.Kaldı ki boru kurdu eşkina avında teke ile birlikte en çok kabul görmüş bir yemdir.Bizim tartıştığımızda üzerindeki fosfor yüzünden mi yoksa kokusundan dolayı mı rağbet gördüğüdür.Burada saygı çerçevesinde herkes fikrini söylüyor, zaten bu yüzden forum deniyor bu platforma...
    Yoksa kimsenin ahkam kestiği yok, bu böyledir diye, bilmem anlatabildim mi?
     
  7. nester

    nester Ersin

    Mesajlar:
    178
    Şehir:
    Bursa

    ilk olarak türkçe okumayı biliyorum ''bilmem anlatabildimmi'' diye özellikle sormana gerek yok ve ne yapçağımı sana sorcak değilim.bende kendi yorumumu yazarım.şu yukarda yazdığın şeyler tam bi laf salatası.yaptığım yorumda sanki farklı bişey warmış gibi aynı şeyleri zırvalamışsın.bende fikrimi beyan ettim sadece ben biraz daha agnostiğim ve kesin konuşulmasını doğru bulmuyorum.gördüğün gibi''sen bilmiyon sen sus'' modunda da değilim.
     
  8. Şimal

    Şimal İsa Sivri

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    12.617
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Lineaeffe Surf Mill 4.20
    Favori Makine:
    Daiwa Emcast Plus 5000
    En İyi Avı:
    Balık Avı Dostlarım...
    Ben size bey diye hitap ediyorum, siz bana "zırvalama" gibi saygı çerçevesi aşan kelimeler kullanıyorsunuz.O yüzden bu konuda sizinle muhatap olmayacağım, size keyifli forumlar, Allah selamet versin..
     
  9. nester

    nester Ersin

    Mesajlar:
    178
    Şehir:
    Bursa

    saygısızlık yapan sensin.sen deneyimlerini paylaşırken ben niye işi prof.lara bırakıyorum?sen söz sahibiyken ben niye sadece okuma hakkına sahip oluyorum.sana şurda gönül rahatlıhıylaşunu söyleyebilirim.kaç senelik deneyimin olursa olsun bilgi zamanla değişime uğrar bazı kısımlarına yeni şeyler eklenir yada bazı kısımlarından çıkar.eğer burda amaç deney yapmak sonuçlarını anlatmak değilse herkes deneyim havuzana katkıda bulunabilir.bu 9 yaşındaki çocuk için bile geçerlidir.
    burda kimse kimseyle muhatap olmak zorunda değil ama yorum yapma hakkını ''senin hakkın yok'' safsatalarıyla bloklayamassınız.
     
  10. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Merhaba Serdar abi, şu yazdığın konu ilgimi çekti. Gerçi oraya buraya değdirmelerinden zor algıladım ama keskin zekamdan gene kurtulamadı. :D :p

    50 gr, 60 gr kurşunu akıntı da küt diye dibe indirmek mümkün müdür? Böyle bir araştırman, denemen varmı merak ettim?
    Tabiki İstanbul'un bazı yerleri gibi nehirimsi suda avlanmıyoruz ama tekneden av yaparken çok işe yarayabilir.
    Örnek 50 - 80 metre aralığında tekneden avlanırken alışkın olduğumuzdan sert bir akıntıyla karşılaşıyoruz ve mecburen 100 - 120 gr kurşunlara çıkıyoruz ama bu da hissiyatı öldürüyor.
    Klasik bilinen ince ip misinayla olabildiğince dikine belli bir gramaj kurşunla inilebildiği ama farklı dizayn bir kurşunla çok daha hafif 50 - 60 gr gibi bir kurşunla dikine inilebilir mi?

    Eğer olabilirse, hem yemli avlarda, belki jig avlarında bile performansı çok arttırabilir diye düşünüyorum.
     
  11. nester

    nester Ersin

    Mesajlar:
    178
    Şehir:
    Bursa

    hocam bu bi döğüş felsefesi gibi bişey herhalde:) karşındakinin gücünü ona karşı kullanma.boğaz akıntısının gücünü dibe ulaşma gücü olarak kullanma gibi bişey.hidrodinamik entegrasyon vs vs..:)
     
  12. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Onu anladım da, öyle bir dizayn varmı? Denenmiş mi? Tekneden kullanım imkanı varmıdır onları merak ediyorum. Kurşun şekli falan, bir çizim falan varsa görmek denemek güzel sonuçlar verebilir.

    Ayrıca İsa abiye biraz haksızlık ettiğinizi düşünüyorum. Forumdaki en kibar kişilerden biridir, benim gördüğüm kadar. Aynı şeylerden bahsedip, neden bir hilafete düştünüz pek anlayamadım. idk O da herkesin deneyimini paylaştığını vurguluyor, sizde. :confused:
     
  13. er41han

    er41han Erhan

    Yaş:
    69
    Mesajlar:
    4.473
    Şehir:
    İzmit - Kocaeli
    En İyi Avı:
    İstavrit, Kefal, Mırmır
    Tavuk mu Yumurtadan, Yumurta mı Tavuktan Çıkar?....idk :D
     
  14. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Var elbette öyle çözümler. Ama bu jigging vs. için uygun değil elbette.

    Basitçe şunu bir düşün. Yüzen tip bir sahte.. Çekersen hooop batar, dibe gider. Yada uçurtma, rüzgar ne kadar kuvvetliyse o kadar yükseğe çıkar.

    Bunlar gözümüzün önündeyken boğazda bunun nedne yapılmadığı asıl sorulacak sorudur.

    Ha, boğazdan dışarı çıkarsak... Ernest Hemingway'ın bir ihtiyar balıkçısı vardır. Kılıcı (marlin) tutar, ama çekene kadar ellerini filan doğratır. O boyda bir balığı tutmanın yolu, makine kullanmak ve yemi bir hayli hızlı çekmektir.

    O şekilde yüksek hızlı yem çekerken, gelgitler, nehirler vs. de balık tutarken, iki çözüm vardır. Ya downrigger ve 5-6kg luk bir gülle kullanılır. Ama bu kendi başına gider, asıl takım balık vurunca kurtulan bir aparatla gülleyi indiren tele bağlanır. Yada, daldırıcı denen şeyler kullanılır. Bunlar hidrodinamik etkiyle, takımı istenen derinlik ve yan tarafa doğru indirirler.

    Bunların kurşuna uyarlanmış bir kaç versiyonunu boğazda çok denedim. İşe yaradı, hem kıyıdan, hemde tekneden. Ama uğraşmaya değer mi, bu bir başka soru.
     
  15. cetinsoft

    cetinsoft Osman

    Mesajlar:
    140
    Şehir:
    İzmir
    En İyi Avı:
    1200 gr levrek (46 cm)
    Bu iş fıs mI çıktı şimdi? Netice nedir?☺
     
  16. cannas

    cannas caner

    Yaş:
    38
    Mesajlar:
    2
    Şehir:
    muğla
    ben yem olarak denizde bulunan malzemeyi kullanıyorum. çünkü balıkların alışık oldukları besinlere yönelimlerinin daha fazla olduğunu düşünüyorum. en çok kullandığım yem de deniz kıyısında taşlara yapışık olan salyangozlar. kırıp temizlemesi zahmetli ama kancadan kolay düşmüyor, 1 yem ile 2-3 kere balık çektiğim oldu. ve bu yeme çipuralar çok rabet ediyor. genelde snorkel ile balıkların davranışlarını gözlemlerim. mesela mırmırlar kumluk deniz tabanında özellikle yosunların olduğu yerde tavuk gibi çok eşeleniyorlar. bende iğne ile fırdöndü arasına bu yosunlardan takmıştım bolca. ucunda tek iğne olmasına rağmen, baya işe yaradı. yani uzun lafın kısası "keçinin bilmediği ot başını ağrıtırmış" hesabı deniz avında yeminizi denizden elde etmeye çalışın.