Bu Balık Raporu Hakketti: 36 cm. Kırmızı Benekli Alabalık

Tarih: 13-14 Ağustos 2011
Yer: Erzurum
Kamış: D.A.M On-liner Spin 25, 1.80 m., 5-25 atarlı
Makina: Shimano Exage 3000 MRC High Speed
Misina: Trabucco T-Force Trouter 0,20 Mm 150 m.
Yem: Mepps beyaz metal üzeri mavi benekli commet modeli, 2 numara (4 adet balık), Mepps beyaz metal üzeri siyah benekli commet modeli, 2 numara (1 adet balık); Albastar sarı metal üzeri kırmızı benekli commet modeli, 2 numara (1 adet balık).

Yaz döneminde iş ortamından iyice bunaldığım için hemen hemen her hafta sonu bir yere kendimi atıyor, at-çekle haftanın bütün stresini boşaltıyorum.
Bu hafta sonu kayın biraderim ailesiyle birlikte yazlıklarının bulunduğu köye gelip benim de kendilerine katılmamı istedi.
Henüz kırkı çıkmış bir bebeğimiz olduğu için hanımı köye götüremezdim. Balık avını nedense hiç sevmeyen (Aslında nedenini tahmin ediyorum: Daha çok küçükken onu balığa götürmüş, dere tepe gezdirirken suya batıp çıkmasına, çalı çırpı ile elinin yüzünün yırtılmasına sebep olmuştum. Sanırım bu onun hafızasında çok olumsuz izler bıraktı.) 13 yaşındaki oğlumu ayartarak hazırlığa başladım. Gece 22.00 civarında Nuri Abim (Balli) arayarak ertesi gün daha önce birkaç kez tecrübe ettiğimiz avlağımıza gitmemizi önerdi. Nazikçe kendisini ekeceğimi belirttim .
Ertesi gün köye varıp hasbihal faslını geçtikten sonra saat 15.00 civarında kendimi ilk kez deneyeceğim avlağa attım. Arabayı offroad parkurlarını aratmayan bir tümsek-çukur kombinezonundan geçirdikten sonra (Hem inerken hem çıkarken arabanın bir yerlerini bir yerlere vurdum. Bu biraz canımı sıkmadı değil. Ama balık aşkı işte!) derenin kıyısına vardım. Oradaki iki amcayla biraz sohbetten sonra oltamı hazırladım. Hava güneşli olmasına rağmen ara sıra bulutlardan güneş örtülüyordu. Yem olarak önce beyaz metal üzeri mavi beneğe elim gitti. Tam takacakken vazgeçip daha önceki haftalarda tecrübe edip iyi sonuç aldığım sarı üzeri kırmızı benekte karar kıldım: “Garanti olan varken, maceraya ne hacet!”
Arabayı bıraktığım yerin 100 m. kadar aşağısına giderek başladım çalışmaya. Arabanın olduğu yere kadar eli boş döndüm. Tam arabayı bıraktığım yerde bir tane limit üstünü birkaç santim geçkin kırmızı benekli yakaladım. Tamam, dedim, günün uygun yemini bulmuştum. At-çeke devam ede ede 200 m. kadar daha yukarı çıktım. Fakat o arada oltamı ziyaret eden olmadı. Oldukça derin bir yere geldim. Başladım orayı enine boyuna taramaya. Bir ara kıyıya yakın suyun iyice derinleştiği yerde bir vuruş aldım gibi, ama emin olamadım, bir şeye mi takıldı yoksa balık mıydı? Genelde bir yere beş altı atıştan fazla yapmam, balık varsa ilk birkaç atışta gelir. Fakat nedense burayı bir türlü bırakmak istemiyordum (Avcılık hisleri gelişmiş olmalı ). 20-30 kadar atıştan sonra yemi değiştirip ta başında takmayı düşündüğüm beyaz üzeri mavi beneğe yol verdim. Daha ilk atışta birkaç tur sarımdan sonra kuvvetli bir vuruş aldım. Balık dipten geliyor ve güçlü asılıyordu. Bu, onun büyük olduğuna işaretti. Biraz kaloma bırakarak balığı yormaya çalıştım. Bir ara olta boşa çıktı, “Tüh!” dedim, “Kaçtı...”. Ama hayır, hayır olta tekrar ağırlaştı ve tekrar kafa atmalar başladı. Biraz sonra balık yorularak tam önüme geldi ve suya yukarı sakin sakin yüzmeye koyuldu. Balığı suyun içerisinde ayan beyan görüyordum. Kocaman bir şeydi. Şimdiye kadar tuttuğum kırmızı beneklilerin en büyüğüydü. Bunu kaçırmamalıydım. Kepçe kullanmalıydım (Balık küçük oldu mu pek kepçeyle uğraşmam. Balığı yerden sürükleyerek kıyıya alırım. Ama kıyı zemini eğimliyse bazen balık kıyıya alır almaz çırpınıp yemi ağzından çıkarır ve zıplaya zıplaya suyun yolunu tutar. “Bunlar da damızlık olsun” der, kendimi teselli ederim.). Kepçeleyerek kıyıya aldım. Harika bir şeydi. Yemi çıkarırken debelenmeler, kafa atmalar, çırpınmalar para etmedi, çantamdaydı artık.
Ondan sonra ideal porsiyonluk bir ala daha yakaladım ve ava nihayet verdim. Büyük balığı ölçtüm: Tam 36 cm. geldi. Ağırlığı ise handiyse yarım kilo idi (490 gr.).
Akşam ev ahalisi balığı biraz öpüp okşadıktan sonra temizleyip yarınki macerasına (tavaya ) uğurladı.
Ertesi gün yine aynı yere gittim. Fakat bu kez önceki gün en son bıraktığım yerden başladım. Günün en büyük balığı olan ilk aldığım balık hiç de fena değildi. Ondan sonra tuttuğum diğer ikisi de ilkinden bir iki santim kısaydı. En büyük balık önceki günün balığı kadar olmasa da toplamda hasılat ondan aşağı kalır değildi. Bunları hanıma ve kızıma götürmek üzere paketleyerek iftardan sonra evin yolunu tuttum. Eve geldiğimde bunları da ölçüp tarttım. En büyük balık 29,5 cm. uzunlukta ve 270 gr. ağırlıkta idi.
İlk iki gün işlerin yoğunluğundan rapor hazırlamak mümkün olmadı. Fakat "Bu heyecanı Balikavi.net ahalisiyle paylaşmamak doğru olmaz." diyerek bu gün klavyenin başına oturdum. Herkese bol trofeli avlar dileğiyle, iyi akşamlar!...
Avlaktan fotoğraflar



İlk gün hasılatı

Avcı mavi benek Mepps ve avları

Bizim büyük balık 1.90 m.lik ve 110 kg.lık kayın biraderin avuçlarında (yaba gibi) biraz sönük kalmış ama olsun

İkinci gün hasılatı


Bu da avcı takım

 

Muhtelif raporları zevk alarak okurum.
Tutulan balıkların güzelliği,cinsi,büyüklüğü ne olursa,olsun,kendime göre beğenir,avcısının kullandığı takımları inceler,anlatım şeklinden nasıl bir avcı olabildiğini anlamaya çalışırım.

Yeknesak bir av günü geçirdim.Hayatlarında ilk defa balığa çıkan bir genç çifte güzel bir gün geçirtebildim.
Ağrıyan belimin acısını bile pek hissetmedim.

Oysa şu an oturduğum yerden zor kalkacak kadar ızdırabım var.

İşte şu an raporunu okuduğumda,o muhteşem alaları gördüğümde,anlatım şeklinin,kullandığın takımlarının isabetini farkettiiğimde,belki bir daha hiç gidemeyeceğim o yöreleri hatırladım.

Bastonla dahi gezer olsam,namerdimki benzer yerlere tekrar gideceğim.

İşte beni böylesine canlandırdın sevgili Muharrem.

Mücevherlerin kutlu olsun.

Sevgi ve saygı duydum.

 

Raporunuzu zevkle okudum Muharrem kardeşim ama, resimleri nedense açamadım. Hata bendemi acaba ?

Zevkle geçireceğiniz nice avlara.

 

Tebrikler çok güzel bir av zevkle okudum raporunuzu . Alabalıklarada diyecek yok tatlı suyun en yakışıklıları zaten .

 

Güzel görüntüler için teşekkürler .. emegine saglık ..

 

Güzel bir av.
Güzel bir rapor.
Okuyup, hayale dalmak ta güzeldi.

Bu gün benim için güzel geçecek eminim.

Elinize sağlık.

RASTGELSİN.

 

güzel bir anlatım, tebrikler

 

Muharrem bey sayenizde içimizde bir şeyler kıpraştı.Anlatımınızdan ve fotoğraflarınızdan etkilendik.Yakışıklıları görmek güzel.Paylaşımınız için teşekkürler..

 

Hem cok güzel hem de cok keyifli bir av olmus. Tebrikler. Daha nice güzellerine rastgele!

 

Üstadım sizden bu övgü dolu güzel sözleri duymak en az av kadar zevkliydi. Büyük balığı tekrar yakalamış gibi oldum. Sizin gibi bir efsaneye, eminim ki yüce Tanrı tekrar o yöreleri, o mücevherleri tekrar nasip edecektir (İnşallah). Hürmetlerimle..

 

Raporu zevkle okudum ve fotoları sabırsızlıkla bekledim. Ama mause un topunu çevirdiğimde fotoların açılmadığını görünce hevesim kursağımda kaldı. Neden açılmıyor acaba?

 

Tevfik Ağabey, fotoğraflarla ilgili sorun sanırım sizin bilgisayardan kaynaklanıyor. Yapabileceğim bir şey varsa yine de zevkle yapmaya çalışırım (özelden atmak gibi.). Raporumu beğendiğinize sevindim. Bu avın gerçekleşmesinde sizin de katkınızı unutmamak lazım : Shimano konusundaki övgülerinizden etkilenerek sonunda ben de bir Shimano edindim ve bu av o makinenin marifeti. Hakikaten övgüye değer makineler. Özellikle bu modeldeki ani kaloma sistemi bir harika!

 

Muharrem kardeşim merhaba.

Diğer bilgisayarda resimleri açtım. Yüksek çözünürlüklü olduğundan,bunda açılmamış olabilir. Güzel kareler. En son ki kare resim, bende buradayım, beni unutmayın der gibi duruyor. Kendini beğendirdiğine ve beni mahcup etmediğine sevindim. Güzel günlerde sağlıkla ve mutluluklarla kullanırsın inşaallah.

İyi dileklerimle.

 

Tebrik ederim Muharrem Abi,çok güzel olan avlarınızı mükemmel bir şekilde anlatmışsınız.Avlarınız bol ve bereketli olsun.

 

Teşekkür ederim Şenol kardeşim. Kazakistan'a selamlar.

 

Beğendiğine sevindim Muvvaffak Abi. Hayırlı günler!

 

Umarım gerçekten gününüz güzel geçmiştir/geçmektedir, Tarık Abi. Bu mümkün olmuşsa ne mutlu bana! Güzel sözleriniz için teşekkürler...

 

Teşekkürler Volkan kardeşim. Daha güzelleri sizin olur, inşallah!

 

Kardeş,

İnanır mısın, o hayalle ve sabahın ilk saatlerinde aldığım güzel enerjiyle bu gün işi gücü bir yana bırakıp, digital foto albümümdeki fotoğraflardan alabalık avlaklarına göre bir seri düzenleme yaptım.
Avlak adına göre albümler, avlaktan görüntüler ve barındırdığı cevherler şeklinde.
Tabii ki hemen emniyetli bir alana da taşıdım onları.

Az önce bitti.

Bu gün de ancak bu kadar güzel geçebilirdi.
Yani o fotoğraflardaki anları, insanları, muhabbeti ve tabii ki alaları hayal ederek geçti bu gün.

Sebep olduğun için teşekkürler.

RASTGELSİN.

 

Hakan kardeşim, içinizdeki av duygusunu harekete geçirdiysem ne mutlu bana! İnşallah bu hızla siz de hemen rapora değer bir av yaparsınız. Hoşça kalın!