Bu Jigging ne iştir...

gerçekten bu hükümetin su rünleri hakkında yaptıkları tamemen avlanın kurutun kadledin politikası akarsuları, liman ağızları, mendirekleri voliciler,körfezlerin içinde lamba yakarak nekadar yemlik (sardlay hamsi istavrit ,kolarit, uskumru vb) çekipkepçeleyip dolduruyorlar, heleki trolcüler ise körfez ağızları ve açıklarında nekadar yuva varsa hepsini talan ediyor. sizce bu ağır avlanma politikasına nekadar denizlerimiz dayanır. eskiden daha fazla balık tutulan merlarda körfezlerde ve koylarda voliciler ve kayıkla olta balıkçılığı yapan amatör ve profesyoneler daha büyük balıklar tutumuyorlarmıydı.

bu sıralamanın içinden trol cüleri safdışı edip denizlerimizden uzak tutmak lazım fakat onların tutuğu balıklarda kalkan, dil ,barbun, sübye gibi kaliteli makbul ve para eden balıkları tutyorlarki buyüzden kenegibi yapıştıkları yerden ayrılcaklarını sanmıyorum.Ne zaman denizlerimiz kurur hastalanır ozmaan tüh vah ederken trollleri denizlerimizde yasaklarlar oysaki çok geç kalınmış olucak. Gelilm gırgırlara hertekne sahibi gibi onlarda yaktıkları mazotun karşılığında + personel mağaşları + teken giderleri gibi ekonomik girdileri nekadar azaltmaya çalışsada kaçınamıyacağı bağzı noktalar var bunlardan başta tekneye yapılan yatırım ,bakım, tamirat ve ekipmandiğeri ise personel maaşları. birde kaçındıkları şu var mazot masrafı bu sayede daha fazla kar etmeye çalışıyor düşünün küçük bir lamba kayığı gün batımından sonra uygun bir yerde lambayı yakıp sabaha kadar aydınlatıyor balık toplanınca gırgır gemisi gelip hop sarıp kürekleyip güverteye alıyor. oysa lamba kayığı olmasa açıp sonarını saatlerce balık arayıp çok fazla mazot yakıcak ama lambanın bu avantajından yararlanıp. aynızamanda sürüden kazanıyorlar Heriki tip balıkçılığın ekonomik politikası böyle . bu şekilde nekadar yemlik balık varsa hepsi yumuralı yumurtasız toplanıp büyük bir katliyam yapılıyor. Pekiyemler tüketildiğinde balıkların göç yollarıda değişmiyormu ? siz uzun yolculuk yparken konakaladığınız yerde aç kalmak istermisiniz. Buşekilde lüfer , palamut, levrek,orkinos, ton, kılıç akya,sarıkuyruk, gibi asıl balıklar kimisi zaten buraları terk etmiş kimiside lüfer gibi, levrek gibi, ton, palamut gibi hem küçük boylarda avlanıp, hemde aç kalmamak için göç yollarını değiştirebilen balılardır. şeşen beşende geliyor zaten ozamanda balık az ,soyu kurudu , tükkeniyor deniyor ama yinede avlanılıyor tam bir tüketme ve kurutma politikası. Böyle olunca aç kalan volici belediyelr aracılığı ile tarım köy işleri müdürleri aracılığı ve valilerle yeni yasa uygulaması talebinde bulunarak volicilere yasak olan dere ve çay ağızları + mendirekler ve limanlar ve sadece voli ağları değil torba (dipten büzmeli) ağlarlada avlanarak kıyılardaki başka bir balık yuvasınıda katletmiş oluyorlar.Buzdağının görünmeyen, herkezin farketmediği bu yönübirde görünen hükümetin hoş görünmek için 1-2 yeri kısıtlı bölümlerle avlanmaya yasak etmesi Heleki saroz körfeinin açıklanması güzel sevindirici bir olay ama oradaki balıların nekadarı Türkiye kara sularının yararına olur orasıda tartışılı çünkü saroz körfesinin diğer kısmı yunan kara suları. Koylarla körfezlerle dolu olan egemizin kaçtane avlanması yasaklı bölgesi var Hemde ege bölgesi diğer kıyı şeritlerimize oranla daha çok girintive çıkıntı-ya sahip olmasının yanıda akarsu rejiminede + kıyılardaki sazlık (bataklık) oranına sahip. Şimdi buralarda voliciler cirit atıyor. buzdağının görünen diğer kısmı böyle ufak tefek şeyler(alında yine ufak değilde yazıp konuyu baya uzatmış olucam) Vedat abinin dediğigibi jiging meralarında avlanıcak kişiler meralarını herkezle paylaşmamalı hatta sır gibi saklamalı+ eğer bu iş yapılıyorsa yakalanılan balıkların çoğunu geri salma kaydıyla yapıldığında inanın denize takılan trıvırından çook daha zararsız ve güzel bir avlanma sitili

 

Vedat ustamız yazmasaydı da, ben yine karşıt fikirlere rağmen , konuyu açan arkadaşımın malzemecisine, destek olmayı düşünmüştüm.

Diğer arkadaşlarımın da belirttiği gibi,dip taşlarından alınan iri balıkların pekçoğu anaç nitelikte balıklardır.Dolayısıyla neslinin devamı için bu balıklara büyük zarar veren bir avlanma şekli olarak görüyorum.

Spin sevdalısı bir balık dostu olarak ,jigging in verebileceği hazzı tahmin ediyorum.Ama bazen ,kendimize dur dememiz gerekiyor,değilimi ?

İzmirden sevgilerimle,

 

Sevgili Kadem
Buraya yerleşeli 7 sene oldu gibi.
İlk geldiğim senelerde ışıklı dev gırgırlar dahada çok katliamdaydılar.
Dayandı denizde balıklarda.
Ama sonunda pes etti.
Bir iri uskumru(lipari)cenneti olan yöremiz.
Tek,tük şansa geliyorsa,geliyor.
Av şeklim bu uskumru avından jigging gibi sair yöntemlere daha çok kayınca,bu kere trofe balıklar alabildik.
Ancak bu ne kadar sürer bilemiyorum.
Ancak bildiğim tek şey var,o avcılık güdüm beni başka yöntemlere sevk eder.
Sıhhatim elverdiğindede bir şekilde bulurum ben onları.
Ama vicdanım rahatsız ediyor.Tam manasıyla bir yakala,bırakcı olma yolundayım,inşallah başarırım.
Gelirseniz,kaptanınız olarak emrinizde olurum.
Balık tutmam bile,illaki sizlere tuttururum.
Yeterki geliniz.
Sevgimle kalasın

 

Hazzı büyük sevgili İbrahim.
Hemde sair yöntemleri boşlayacak kadar büyük.
Spinde yatay olarak atıp aksiyon vererek çekiyorsun,burada aynına benzer dikine deneyerek geliyorsun.
İlkinde seyrek iri balık alırken,bu kere kamışını kıracak kadar yüklenen,heyecandan bağırtan bir av.
Şahsen ben neredeyse hep bağırıyorum.Zira aldığım keyf duyduğum heyecan doruğa ulaşıyor.
Ama sonrası,gece rüyalarıma giren o dev balıklar.
İnşallah hakiki bir yakala,bırakcı olacağım.
Sevgiyle kal

 

Senin nasıl bir avantajın var biliyormusun sevgili AliKemal.
Böylesine iç sızlatan görüntülere hep şahit olamayan bir yörede bulunman.
Benim şanssızlığım,senin detaylarında bile bahsedilmeyecek kadar gaddar yöntemlere hep şahit olmam.
Kimi zaman o kadar üzüntü duyuyorumki,keşke bu balık avı tutkusu bu denli yüreğimi sarmasaydı diyorum.
Burada yaşayan diğer emekliler gibi,bahçe,okey,rakı masaları gibi keyflere dalabilseydim.Onlarınmı,çoğu daha tekneden kıyıyı görmediler bile.Balıkmı,basarsın parayı kurarsın sofrayı mantığındalar.Yani buraların keyfini belkide daha fazla çıkarmaktalar.
Of ki of.
Sevgiyle kalasın

 

Vedat amca sana yakınım hatta komuşun bile sayılırım. Yakalanan 3-5 balıkla bölgelerin balıkçı istilasına uğramasına da çok farklı düşünüyorum. Hem çevre hem sosyal açıdan çok değişiklikler getiriyorla heleki balık o bölgede bolsa bilirsin lüferde ne olta atıcak yer bulursun nede temizbir mera gelen balık poşetini içtiği şarabın biranın kutusnu ,çeşitli pislikleri arkalırında bırakıp giderler.Kimse arkasına bakmaz. Bu gibi sebepten dolayı zaten belli bi avcı göçü potansiyeli olan biryerde avlanıp yetmiyormuş gibi isim alamak bana yanlış geliyor. Yaş ve tecrübe itibariyle sizin kadar bilgili ve tecrübeli görmüşlüğüm geçirmişliğim yok heleki birde öğrencilik dönemlerinde yazın gidip şimdi ise fırsat buldukça ufak kaçamaklar yapıp gittiğim için sizin kadarda yaşamış değilim ama belki birkaç birşey görüp onlarında ne olduğunu bilip ben burada yokken neler neler oluyordur dediğimde merak edip oradaki arkadaşlarımı aradığımda tüm olanları zaten bana aktardıklarında bir üzüntü ve hayal kırıklığı kapsıyor. O yüzden hiç bir alavere ve dalaverelere inanmadan. akla mantığa uyan ve kurallar çerçevesinde kendi vijdani sirküle ve bilgimle avlanıp bazen sıfır çeker bazen trofe alır giderim . Kurallara herkezce uyulduğun da eminimki denizlerimiz daha güzel olucaktır.Denizle bir sözleşmem de yokki onun ciğerinden bir avuç balık koparayım. Sizin gibi büyükerin öncülüğünde ve tüm forumdaki abileirn ve kardeşlerimin tecrübeleri ile paylaştıkları hakkında bilgi sahibi oluyorum bilmedikelrimin üstüne ekliyorum. Ama son zamanlardaki tablo çok içler acısı belki balığın bol olduğu derin merallara yakın olan yerlerde adı geçen canilerin daha eli uzanamamıştır ama uzandığı yerlerin acısını her fırsatda sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Belki sürekli aynı şeyi tencit pilavı gibi önünüze süren ve aynışeyi tekrarladığımda sıkıntı duyan sizler bana hak vericeksiniz ki bugün burasının başına gelenler yarın orasının başınada gelicektir. Dileğim her yer güllük gülistanlık olması kurallara riayet edilmesi adamcılık yapıp particilik yapıp kuralların çıkar amaçlı değiştirlmemesine yazıkki oluyor .Benim için görmemek sorun değil avına balığına merasına memeletne düşkün olan insan göz görmese işitir.Vedat amacam sevgiyle kucaklıyorum elelrinden öpüyorum iyki senin gibi her dakikamı bunları görerek ve işiterek geçirmiyorum yoksa gemi sahipleriyle ufak balıkçılar arsında bi kutuplaşma ve buna destekcisi olabilirim.Saygıyla ve sevgiyle kal sabah erken çıkmak zorunda olduğum için sözümü yarıda kesmiş ve henüz toparlamış bulunmaktayım . Olası yanlış anlaşılma olduysa saykıda kusur ettiysem kusura bakmayasın özürdilerim. Bilinçli avcılık ve demir yığını balık katili gemilerin isimleri bir arada geçmeye dursun damarlarım geriliyor başım kaynıyor çok kısıyorum.

 

Vedat ustam,jigging in ne olduğunu gayet iyi biliyorum.Şahsen tekneden değil,ama kıyıdan jigle balık tutmuşluğum bile var.Ayrıca bu konuda onlarca video izledim.Jig yapılan teknede de avı izlemişliğim var.
Ama kendim tekneden jig yapmadım.
Sair yöntemleri boşvermiş değilim.Ama bazı avlanma şekilleri,farklı malzeme ve imkanlar gerektiriyor.Herkes bu imkanlara sahip olamayabilir.

Zaten, ''daha büyüğü,daha büyüğü ''gibi bir saplantım yok.Hiç bir balık tutamadığım gecelerin sabahında bile,mutlu gidiyorum evime.Sevdalısı olduğu spin tekniğinin resmen aşığıyım.Hemen her gece rüyamda bile avlanıyorum

Ayrıca benim size ustam dememin tek sebebi de,yaklaşık iki yıl önce ,levrek aşığı bir spin sevdalısı olmama sebep olan,av raporlarınız ve teknik bilgi verdiğiniz forum mailllerinizdir.

İzmirden sevgilerimle USTAM...

 

Herkes malzeme satar ama kullanımını bilmez dolayısıyla o malzemeci de böyle biri,dikey sırtı avcılığının zararlarına gelince bence hiç mi hiç zararı yok çünkü her suda uygulanabilecek bir yöntem değil ayrıca herkezin yapabileceği bir av türü hiç değil,buyrun gelin Sarozda 300 metrede uygulayın yok kıyı sularında yapılır diyorsanız bol bol isparya kovalarsınız dik ve büyük taşların olmadığı meralarda zor uygulanır orta sularda Orkinos avı için derseniz buyrun yine gelin Sarosa derim çünkü Orkinos bol.Tırıvırı diyoruz ve dilimizden hala düşürmüyoruz pes valla niye misina ağına dokunmuyoruz tırıvırı misina ağının sadece 1 metrelik bölümü akabinde gırgır-trol,lütfen arkadaşlar balık popülasyonunu düşünüyor isek yazdığım yazılara bir göz atın boş yere temcit pilavı gibi ağzımıza bazı terimleri alıp konuşmayalım,dip ağları,parekete,gece dalanlar,bırakmacılar,voliciler ve daha niceleri var iken ve yılın 12 ayı faaliyet içinde av yaptıklarını göz ardı edip hababam gırgır-trol-tırıvırı diyorsak havanda su dövüyoruz,kalın sağlıcakla.

 

Aynene söylediklerinize katılıyorum pislik birtane değilki bin tane çeşidi var. Ama biziler gibi bilinçli bu hobiye emek vermiş, baş koymuş. Gördüğünü söylemekten çekinmeyen, uyarmaktan bıkmayan , isterse dilimzide tüy bitsede, İşin doğrusunu limanın sorumlu sahil güvenliği bilmesede arayıp şikayetde bulunmaktan ve kanunlar yanlış olsada bildiğim doğrudan ve doğruyu anlatmaktan bıkmıyacağım. Sadece ben değil eminim forum birçok arkdaşımızda gördüğü yanlış uygulamaları ve avcılığı gördükçe dile getirp ilgili mevkilere gerekli uyarıyı ve ihbarı yapıyordur.

 

arkadaşım bu soruyu jıg satana sorsaydın?
eminim oda ne olduğunu bilmiyodur o yüzden tırıvırı muhabbeti yapmıştır..

 

karakteri sağlam insanlar bilmedikleri konu hakkında yorum yapmazlar. o abimizde karakteri sağlam bir abimizdir.

 

Ali kardeşim,seni anladım,ancak o arkadaşın gibi binlerce satıcı var,demek istediğim bilmedikleri malzemeyi satan ve dolaisiyle biz müşterileri yeterince bilgi sahibi yapmadan mal satmaya çalışan,peki bu forum olmasaydı bizim amatör olta balıkcılığı kültürümüz ne kadar ilerleyebilirdi..düşünsene şimdi en azından az çok biliyosun jiglerin ne işe yaradığını,forum sayesinde,eğer forum olmasaydı biz hala spinningi,at çeki, jig'i bilmeyecektik.ve hala kargı misina balık avlayacaktık..
beni yanlış anlama,satıcılarda az çok ellerindeki ürünler hakkında bilgi sahibi olması gerekir,eğer değiller ise oradan alışveriş yapmak ne kadar mantıklıdır tartışılır..saygılar spinnci

 

Ankara'da jigging i onu tırıvırı'ya benzetecek kadar bilen malzemeci olması da enteresan geldi bana.

Kuvvetli tekneniz olacak, derin su bulacaksınız şöyle ani derinleşen, 10-20 metrelerden bir anda 50-100 metrelere inen derin yarbaşları... Gps ve/veya balık bulucunuz olacak iyisinden, okumayı çok iyi bileceksiniz, takribi 1500-2000 liralık (en az) kamış+makina+jigleriniz olacak, gidip balığı bulacaksınız, üzerine kol, omuz, bilek kaslarınız kopana kadar ha babam çek çek çek...

Tırıvırıya çok benziyormuş gerçekten de, herkes balık tutabilir böyle ve anaçları kurutur.

Ben size şöyle diyeyim; jigging'e gelene kadar çok fazla anaç balık tutma yöntemi var, balığın nerede gezdiğini bildiğiniz ve tebliğ dışı, fazla fazla av yapmayı kafanıza koyduğunuz sürece, zaten rahatlıkla jigging olmadan balığı tutarsınız (uzun olta, canlı balık veya karideslerle dip sürütmeleri, zokalı takımlar, sahte yemlerle sırtı avı vs). Jigging de de önemli olan balıkçının tebliğe uygun davranması, kolay avmış, pes doğrusu.

Ben yasal olanlar içinde en kolay avı söyleyeyim size; çapari atmak. Durmaksızın çapari atarak günde size 10 kilo-20 kilo balık (kraça vs) tutabilirim, tekneden indiririm çapariyi, veririm 6 yaşında çocuğun eline, kaldır indir derim, o da benim en az %70 im kadar balığı tutar. Yem balıklarını böylece tüketince, jiggine atlayacak akyaydı, trançaydı, sinaritti, palamuttu, kofanaydı nerede bulursunuz bilemem.

E şimdi çapari de mi tü kaka olsun? Ekmekle, pazarın çöpünden beleşe aldığım balık bağırsaklarıyla 50 tane kefal tutabilirim, hepsini fırına atıp yiyebilirim kolaylıkla. Şeytan oltası da kötü o zaman. Ellerimizle tutalım balıkları...

Mühim olan yöntemin kolaylığı veya ne kadar balık tutacağı değil, o balığı tutan balıkçıyı eğitmek, belirlenen limitlerde av yapmasını, balıkları tanımasını, denizi kirletmemesini, kirleteni engellemesini öğretebilmek, bu bilinci aşılamak. Yoksa her av türü aynı kapıya çıkmakta...

O yüzden bu konunun uzun uzun tartışılması bana göre abestir ve bazı şeyleri tam olarak idrak edemeyip, tabiri caizse hala böcek yuvasına ilaç koymayı düşünmeyip de çıkan böcekleri tek tek öldürmek ile çözümler aradığımızın toplum olarak resmidir. (hepimiz dahiliz, konuyu açan arkadaş üzerine alınmasın, konu sahibi hepimiziz)

Sevgiler, saygılar...

 

''Kimi zaman uygulayanın kendisinin bile inanamayacağı kadar kolayca balık veren bir uygulama.
Alpaslanı düşün.Daha ilk denemesinde Sinagriti bile evvelinde görmeden,belkide Sıcak,tuzlu denizlerdeki ilk uygulamasında devasa sinagriti alıverdiydi.
6 senedir burada yaşıyorum.Son birkaç ayda yakaladığım trofe sayısı 6 senenin sonuçlarının toplamından fazla.'' Sayın Vedat Abayoğlu ustanın bir mailinden alıntıdır.
''Minik Okan ilk jig balığını yakaladığında 9 yaşındaydı.O gün 3 tane sarıkuyruk akya yakaladıydı.
Balık kendisini denize alacak gibi asılmaktaydı.Ama Okan hepsinin üstesinden gelmeyi başardı.
İşte size Örnek'' Sayın Vedat Abayoğlu usta'dan alıntıdır.
''Kardeşim,Jig avcılığına tamamen karşıyım.Bir Jig makinası ve sahtesi ile denizin dibinde taşı bulan her acemi jig yapabilir.Elinizi kolunuzu aşağı-yukarı kaldırmak yeterlidir ve bu asla ve asla avcılık değildir.Balık neslinin körelmesine yardımcı olmak demektir.Senin gibi balık avına gönül vermiş bir kardeşimin bu tip bir avcılığı en kısa zamanda bırakacağını düşünüyorum.Sağlıcakla kal.. '' Sayın Cahit Acun usta'dan alıntıdır.
Sevgili balık ve doğa dostu arkadaşlarım.Bu konuyu başından beri takip ediyorum.Bu konuda farklı farklı yorumlar yapılsada ,ben yine de beni en çok ilgilendiren kısmına parmak basmak istiyorum.
Karşıt fikirlerde olan arkadaşların, jiging in zararlı bir yöntem olmadığına dair yorumları bence hep havada kalmaktadır.Sonuçta bu yöntem yukarıdaki alıntılarda belirtildiği kadar kolay olmayabilir.Ama bu av %90 oranında ''fish finder'' denen balığı neredeyse kabak gibi gösteren elektronik cihazlarla, bularak yapılmaktadır.
Farklı farklı kaygılar olabilir.Etik olan tüm karşıt fikirlere de saygım var.Ama ,yukarıda Türkiye'de pekçok kişinin üstad kabul ettiği ustalarımızdan alıntılar da mevcuttur.Ben bunları 5 dakikalık bir net araştırmasıyla buldum.İsteyen arkadaşlar bu konuda çok daha fazla yorum bulabilirler.O yüzden ,''jigging zararlı bir yöntem değildir'' demek pek doğru görünmüyor.
Benim tek derdim şu;
''Jigging anaç balıklar için tehlike yaratmayan bir yöntemdir.''
''Dolayısıyla balık nesli içinde bir mahsuru yoktur.''
''Bu yöntemi kullanmak,o kadar zordur ki anlatamam''
''Ama daha zararlı yöntemler de var'' falan denmesin lütfen.Bilmeyen arkadaşlar da yanlış bilgilendirilmesin.
Bu işin malzeme satışlarından geçinen arkadaşlarımıza da saygım sonsuz.Ama insanlar bir yöntemi uygularken,nelere sebep olabileceklerinin de farkında olsunlar.Gerçek, bilinçli,sürdürülebilir,doğa dostu balıkçılık budur bence...

 

malzemecinin ihtimal halindeki durumlarını unutalım... ben konu açıldığından beri araştırıyorum sürekli içime sinmeyen şeylerle karşılaşıyorum. bir kişi diyebilirmi ben jigging yöntemi olmadanda bu balıkları yakalarım.

 

Ustası der. Peraketa ile de uzun olta ile de çok daha ciddi balıklar tutuluyor. Jiggingde de usta olmadan öyle balık tutulamaz, sanırım anlamak istemiyorsunuz, "çocuk bile tutar" dediğimiz örnekler de komik, ülkemizin önde gelen üstadlarından birisi çocuğun birini hazır av yerine götürmüş, eline takımı vermiş, salla bakalım demiş de çocuk balık tutmuş diye herkesin harcı mı oluyor jigging?

Buradan kolay diyenlere diyorum ki; hodri meydan; gidin öylesine bir avlağa, atın jigi bakalım ne tutacaksınız, merakla bekliyorum...

Ayrıca şu şunu tutabilir mi bu bunu tutabilir mi laflarına da gerek yok, önce uzun uzun yazdım, hala ışık yanmıyor mu? Avı değil avcıyı sorgulayacaksınız, sürdürülebilir av yapan nesil yetiştirmeye uğraşacaksınız. Çapari savıma karşı bir tez geliştirin hadi bakalım madem o balıkları başka yöntemle tutabilir misiniz diye soracağınıza? Durmaksızın çapari ile balık avlarım ve her gün limit üstü balık tutarım, yavruları da alıkoyarım diyorum. Jiggingde defalarca yumurtlamış balıkları avlıyor işi bilenler, yavrulara zarar yok, meraya zarar yok, faunaya zarar yok. Zaten haddinden fazlsı avlanıyorsa avlananı sorgulamak gerekir, av yöntemini değil, av yöntemi bireysel oltacılık, didiklemenin alemi yok.

Bu konunun uzatılmasına müsahade etmeyeceğimi söylemek istiyorum, hayatımda jig ile avlanmadım ve muhtemelen avlanmayacağım da onu belirteyim. Çünkü marmara avcısıyım, böyle av yerleri bizim buralarda yok, ama deniz dinamitlerle kurutulurken, misina ağlar diplerde dururken, av sezonları bazılarının cebi yeterince dolmadığı için uzatılırken, troll ve gırgırlar denizi süpürürken jigging vasıtasıyla böyle kör gözüm parmağına tarzı tartışmalar bana masum gelmiyor.