Heralde senin tutup yediğin balık kadife, Kadifeler, dip balığı ve camur yosun ölü balık ne bulursa yerler, su yüzeyine çıkmazlar, hayatları dipte geçer, pullu sazan veya aynalı sazan üç gün sonrada yesen kokmaz.
bu konuda benim de acayip sıkıntım var geçen sene 1 kere yedim sazan yağda kızarmıştı. ama arkadaşın dedigi gibi acayip çamur tadı geldi evdekilerde yemedi.tutması zevklide onu yiypde bide çamur kokusu gelince insanın midesi kalkıyo benim bu civarda aldıgım bilgiye göre tepsinin altına sogan dograyıp balıklar kapanacak şekilde su dolduruyoruz ve üstüne tuz atıyosun bunu 2-3 ssat beklettyiikden sonra balıkları kızartabilirsin geri kalanı atıyoruz böyle oluyo dediler son tutruklarım belki 1 aydır bekliyor buzlukta bu yöntemle bir daha denerim pişirmeyi olmadı daha da yemem sazan
E sazanların insanlara karşı savunma mekanizmalarından biri de bu olsa gerek. Bu savunmayı kırmanın püf noktası yok. Ama bildiğim kadarı ile; Bir defa sazanın kovadaki suyun içinde ölmesine izin vermeyin. Livarda muhafaza edin. Sudan alır almaz iç organlarını temizleyin. Çünkü etinden çok iç organları kokar ve etine siner. 5 litre suya iki bardak sirke atıp balığı 5-8 saat bu suda bekletin. Tuzlayıp gazete kağıdı üzerinde 15'şer dakika altlı üstlü suyunu alın. Mısır unu, yahut köfte harcına bulayıp kızartın. Ben tercih etmiyorum ama margarinle kızartınca daha lezzetli olur. Fırında; Tepsinin dibine tekerlek patatesleri dizin Yukarıdaki şekilde hazırlanmış sazan etini dizin, Sarımsaklı soya sosunu üzerinde gezdirip verin fırına. Sazanda çamur kokusunun aşırılığından şüphe varsa, mısır unu yerine (veya beraberinde) ufalanmış baharatlı mısır cipsi kullanılabilir. İnadım inat, ben bu sazanı yenir hale getirecem diyenlere...
Arkadasım bende ankarada canım sıkıldıkca yakın göllere balık avına giderim.İş canım da hep sıkılır nedense...Bu nedenle bazen haftanın 4 gunu bikaç saatliğinede olsa golkenarında olurum.Geçenlerde 4 kilo ya yakın bir sazan aldım,bir ilk i yapıp bu balıgı göle gerivermeyip yiyeyim dedim derisini yuzerek mukemmel bir temizlik yaptım.Kılcıklarından ayırdıktan sonra kibrit kutusu buyuklugunde parcalara ayırdım ıyıce yıkadım.Daha sonra bıcakla ınce ınce kesiklerle kalan kılcıklarıda ınsana zarar vermıyecek derecede etkısız hale getirdim. Bolca tuzlayıp bol yagda kızarttım.(alüminyum tencere makbuldur.) Buraya kadar guzel ama gölün mırıgını alıp ekmege durup yesem hem o balık cagaz canından olmazdı hemde ben bukadar yorulmazdım.İlkdefa tutdugum bir balıgı yeyim dedim bu geldi basıma Neyse saglık olsun..Ama size tavsiyem bukadar yogun bir mırık kokusu ıceren balık aynızamanda cok agır metaller ve zararlı maddeler de barındırıyor demektir.Hiç birsey olmasa gol kenarına gunde yuzlerce kursun takılıp dusuyor ve gölü ve göl tabanını zehirrliyor.. Bence sen gölün temizliginden emin olmadan sakın yeme .Ama tut balıgını cek fotografını balıgı gölle resmi bizle paylaş.Bence ensaglıklısı.Ben artık 20 kilo sazan da alsam fotografı ve o anki aldıgım zevkle yetinecegim. Tum avcı dostlarıma ve balık sevdalılarına rastgele..Başınızı ağrıttımsada affola..)
Benimde elime kendi tutmadığım 2 tane Turna geçmişti. Youtube'ta derisini yüzüp fileto çıkarma yöntemlerini izledim. Bu çıkan filetonun üzerine bol bol çizikler atarak; Tuz, Zeytinyağı, Soğan Rendesi, Kekik, Nane, Karabiber ile marine ettim. Sonra sosu sıyırıp yumurta ve mısır ununa bulayıp kızgın bol yağda pişirdim. Lezzeti gayet güzeldi. Lakin Turna'nın avcı bir balık olması, tamamen etçil beslenmesi, gölün tabanı ile kamuflaj harici fazla ilişkisi olmamasından dolayı sanırım avlandığı sulardaki temel lezzet faktörü ne yediği ile ilgili oluyor. Yakalayan kişiler barajda bolca gümüş balığı ve su kuşları olduğunu söylemişlerdi. Muhtemelen bolca sazan ve kasna olan yerde lezzetleri bir kademe olsun düşebilir. Bana gelen Turnaların boyları 75 cm civarıydı. Lakin ayıklama esnasında kocaman kafası, iç organları, kalın derisi, geniş omurgası, güçlü büyük kuyruğu ve yüzgeçleri atılınca geriye kalanlar toplam ağırlık olarak 1/4 oluyor. Yani 4 Kilo bir Turnadan 1 Kilo civarı temiz et çıkıyor. Ama sanırım bildiğim kadarıyla Tatlı suda eti en güzel canlı Turna sayılıyor.
Ustaların tarifleri birbirinden güzel ama bence en onenlisi baligin derisindeki sumugun (mukoza) cok iyi temizlenmesi. Fleto yaptıktan sonra Bu işi bicakla iyice surterek bol suyla ve fırçayla yıkayarak yapabiliriz. Daha sonra bol tuzlu suda 1 gece bekletin. Sabaha durulayın güzelce. Suyunu alıp mısır unu+karabiber+tuz ile bol kızgın yağda iyice kızartın. Afiyet olsun. (Derisindeki mukoza iyice alınır ve yüzgeçleri alınırsa derisini yuzmeye gerek kalmıyor hem eti israf olmuyor. Çok buyuk balıksa(+5) deriyi almak isteyebilirsiniz.
Nacizane bir amatör olarak uyguladığım ve test ettiğim noktayı aktarayım. 1-Porsuk nehri içindeki balıklar kokuyor.(yoğun camurlu dip) 2-Çakıl tabanlı barajlar kokmuyor.(Çatören tek geçerim bu konuda) Bunu bizzat avlakda test ettim .Ben balığı temizlerken sırt yüzgecine paralel bir kesik atıp iki yandaki deriyi komple çıkarıyorum.Balığı ikiye ayırıp kalın kılcığıda temizliyorum.Yine dik olarak yüzeysel çizikleri atıyorum.Bol sıvı yağ içinde avlakda pişiriyorum. Yani balığın kokusu bulunduğu avlakla doğru orantılı. Fırında sazan balığı mantığına karşıyım .Zaten kokan bir balık fırında dahada kokacak kanısındayım.Kaldıki sazan balığının mangalda yapılmasınada iyi gözle bakmıyorum.Benim favorim direk bol yağda iyice pişirip bütün kılcakların erimesini sağlamak .Sonrada 2 el ile alet edevat kullanmadan yemek
Sazan için ustasından gördüğüm bir tarifi yazayım size.Yediğim en lezzetli balıklardan biriydi diye bilirim bu tarif ile. Yaklaşık 4 kg lık bir balıktı işlem yaptığı.Kendisi restaurant sahibi ve sazanı ile meşhur. İlk önce balığın kafasını kesip attı.iç organlarını iyice temizledi.derisini çok ince bir bıçak yardımı ile çıkardı.Daha sonra Balığı fileto bıçagı ile fileto yaptı.2 adet yaprak löp et elde etti.Cımbız yardımı ile içerde kalan tüm kılçıkları aldı.Derin bir kaba suyu koyarak 12 saat dinlenmeye bıraktı.Suya 1 yemek kaşığı kadar sirke bir yemek kaşığı kadar tuz koydu. Şİmdi gelelim esas meseleye .akşam saat 7 gibi ustamızın beni uyarmasınla geçtik mutfağına.Döküm bir tavaya hiç abartısız 500 gr hakiki trabzon tereyagını attı ve başladı onu eritmeye.Öyle bir koku yayılıyorki inanın o an pabucunuzu cıkartıp o yağda kızartsanız çıtır çıtır yersiniz.şu an bile ağzımdan salyalar akıyor anlatırken Kızgın tereyağına yaklaşık 30 cm lik kestiği o löp etler hala gözümün önünde lezzeti ise hala daha damagımda.