Bugünden itibaren, -E. marginatus (orfoz) ve E. aeneus (kum lahozu) harici orfoz ve lagos türlerinin 5 cm olan bireylerini bile 5 kiloyu geçmemek şartıyla yakalayabileceğinizi -Geçen senelerde yasak olan eşkinayı hiç bir boy sınırlaması olmadan avlayabileceğinizi -Fangride, mırmırda hiç bir boy sınırlaması olmadığını ve de en kötüsü bu balıkların en minik boylarının dahi tezgaha çıkmasının önünde hiç bir engel olmadığını, çünkü ticari sirkülerde de durumun aynı olduğunu biliyor muydunuz?
Emre güzel bir konuya değinmişsin .Eminim burada bulunan bir çok arkadaşım bunlardan haberdar .Haberdar olmayanlarda sayende öğrenecekler .Buraya kadar her şey iyi güzel Diyelim herkes öğrendi ,ne olacak ? Zannediyormusun ki bu tepkiler sayfaların dışına taşacak ? Taşsa da bir şey olmuyor .Bak Ankara' lı arkadaşların avlakları için konulan engellerin kaldırılması için ,hiç tatlısu avcılığı yapmamış olan ben ,belki de hayatında hiç Ankara'ya gitmemiş olan forum arkadaşlarım ,hakkını arayan değerli 3-5 Ankara 'lı arkadaşım ile kararın geri alınması için uğraş verirken ,forumumuzda büyük çoğunluk oluşturan Ankara'lı arkadaşların hiç ilgisini bile çekmedi . İlgilenmediler bile .Senin destek mesajını da göremedim .Bu konuda en çok şikayet edenlerden biri olduğunu izliyorum ,ama şikayet ettiğin konular sadece senin olunca mı önemli oluyor ? Önce neden karşı çıktığımızı bilir ve herkesi ilgilendiren konularda destek verirsek şikayet etmek için de bir sebep olmayacaktır .Bu konuda diğer konularda zamanla anamını kazanacaktır .Sevgiyle kal .
Sevil Hanım, Bu tepkilerin bu sayfaların dışına taşması için uğraşıyorum. Bilmiyor olabilirsiniz, ben yaklaşık 2 haftadır KKGM ile devamlı mail trafiğindeyim, özellikle orfoz ve lagos konularında KKGM'yi sıkıştırıp duruyorum, mesajlaşmalarımın hepsini de sonuç aldıktan sonra burada yayınlayacağım. Şu da var...Aslında evet, sirküler hikaye. Burada başta Namık Bey ve diğer arkadaşların küçük balık tutanlara sataşmaları dışında herhangi bir yaptırımı yok bunun. Kaçınız denetlendi, kaçınız balıkçı tezgahlarında gördüğünüz yasaklı balıkları, ufak balıkları şikayet ettiniz de olumlu sonuç aldınız? Ben razıyım, sirküler bu haliyle kalsın, sadece düzgün denetimi yapılsın. O da yok. Sonuçta kalkıp denetimi de ben yapacak değilim, benim de elimden gelen şeyler bunlar. Sirkülere itiraz etmek ve belki denetlenir diye ihbarda bulunmak. Ankaralı arkadaşlara destek konusuna değinmişsiniz. Değil Ankara'da avlanmak, tatlısuyu zerre bilmem, pikniklerde vesairede yakaladığım bir karışlık kefaller dışında tatlısuda avım yoktur. Turna ve sazan konusunda da en ufak bir fikre sahip değilim. Söz konusu barajları geçtim, tatlısuyu dahi bilmezken körü körüne, hiç bir fikrim olmadan ben bu konuya destek veremem. Aynı şekilde hayatında denize olta atmamış birisinin de benim davama hiçbir bilgisi olmadan,körü körüne destek vermesini istemem. Siz de demişsiniz, neden karşı çıktığımızı bilmemiz gerekir diye. Peki siz neden karşı çıktığınızı biliyor musunuz? Belki gerçekten de o bölgelerdeki balık popülasyonu tehlike altında. (Atilla Bey, bu konuda oldukça bilgili ve deneyimli birisi, o dediğine göre büyük ihtimalle o bölgedeki balık popülasyonu amatör balıkçılığın tehdit edebileceği derecede risk altında değildir, o ayrı konu. Ama bu benim için yine de geçerli bir neden değil) Hadi destek verdim diyelim, sizce benim Ereğli'den kilometrelerce öteden yapacağım destek ne denli sonuç verir? Zannediyor musunuz ki KKGM'ye Antalya'dan Ankara'daki baraj için gönderilen faks dikkate alınır? Aynı şekilde Ereğli'den benim Ankara için göndereceğim faks dikkate alınır mı, gerçekçi bulunur mu? Şayet ben Ankara'da yaşıyor olsam faks çekeceğime gider KKGM yetkilileri ile toplu randevu talebi isterdim. Faks çekmek de bir yöntem ama bana çok umut vaad eden bir yöntem gibi gelmiyor. Keşke bana bu suçlamayı yapmasaydınız. Gerçekten üzüldüm. Zira nerede oturduğuma bakarsanız, orfoz ve lagosun da benim av alanıma girmediğini görürsünüz. Ancak bu balıklar hakkında hem dalıştan hem de su altı merakımdan dolayı okuduğum bilimsel kaynaklar ve yayınlardan doğru itiraz edebilecek kadar bilgim var. Saygılarımla.
Of of of of ...... Sevgili Emre ,herşeyden önce yazdıklarım direk şahsına yönelik bir saldırı değil kesinlikle .Hiç bir şey yapmadın,duyarsızsın da demedim .Ancak sorduğun sorulara madde madde cevap vereyim . 1- Balık tezgahlarını denetlemek hiç birimizin yetki alanında değil ! Görsekte ancak uyarır ya da yetkili mercilere şikayet edebiliriz . 2-Denetlemelerin yetersiz olduğunu görürsek ,bir üst merciye başvurabiliriz. 3-Sirkülere itirazımız olabilir,ama bu itirazlarımızı dikkat çekmesi ve uygulanabilirliği açısından toplu olarak hareket ederek yapabiliriz. 4- Ben buradaki sorunlara kesinlikle benim sorunum beni ,başkasının sorunu da başkasını ilgilendirir mantığıyla yaklaşmıyorum.Çünkü burada bir amaç var ve amacına ulaşamayan arkadaşlarımın sıkıntısı olacaktır . Bu sıkıntıyı gidermek hepimizin mutlu olması için sebeptir. 5- Evet benim itiraz ettiğim konu ortada değil mi zaten ? 6- Benim istanbul 'dan gönderdiğim fax işe yarayacaktır. Senin Ereğli' den gönderdiğin neden yaramasın ? ( Konuyu okursan göreceksin ) Sevgili Emre burada birbirimizi yargılayacağımıza , el birliği ile amaçlarımıza doğru hareket edersek daha faydalı olacağını umuyorum .Benim tek düşündüğüm 'biz '' olursak çözemeyeceğimiz sorun kalmayacaktır.Birimizin sorunu hepimizin sorunu olduğunda ,dünyaya daha güzel pencerelerden bakabileceğimize inanıyorum. Ayrıca duyarlılığın içinde teşekkür ederim .Eğer istemeyerek de olsa seni kırdıysam özür diliyorum Sevgiyle kal
Uzun uzun yazdığım cevap az önce sitenin verdiği hata yüzünden heba oldu. Tekrar aynı maili yazmaya gücüm yok. Biraz kısa ve öz cevaplar vermeye çalışacağım. Öncelikle kimsenin yolunu küçümsediğim filan yok. Ne haddime!.. Sadece ben bu yolun bir sonuç vereceğine inanmadığımı belirttim. İnşallah sonuç verir, dikkate alınır. Doğru olan neyse o olur. Hiç bir akrabam milletvekili, bakan değil. Bugüne kadar kimsenin gölgesine sığınarak iş yapmadım. KKGM ile, mail atmayı bilen sıradan bir vatandaş olarak mailleşiyorum. Er ya da geç cevap alıyorum. Burada KKGM ile mail trafiğinde olduğumu söylerken kimsenin öncülüğünü yapmak, birilerinin teşekkürünü almak gibi bir hedefim yoktu, sadece burada çığırıp somut hiç birşey yapmayan biri olmadığımı belirtmek istedim. Sonuç??? Çok büyük bir ihtimalle bir sonuca varamayacağım. Yazışmalarımı size KKGM'nin sirküleri nasıl gördüğünü, savunduğunu göstermek için gönderecektim. "Ben tatlı su avcısı değilim oraya karışmam, denizde de tuttuğum balıklardan başkasına karışmam" düşüncesi....! Bu ülkede insanlar sadece gerçekten bildikleri konulara karışsalar... Ekonomiyi bilmeyen ekonomi hakkında ahkam kesmese, sporu bilmeyen spor yazısı yazmasa işler çok daha kolay yürür, çok daha büyük başarılar sağlanır. Benim kendi fikrim, arkasında duracak bilgi birikimine sahip olmadığım konuya karışmamak. Atilla Bey'in bilgisi kabaca buraların ileride içme suyu rezervi olacağı için avcılığa kapatılacağı yönünde. Balıkçılığın bu havzanın ileride içme suyu rezervi olarak kullanılmasına ne gibi engelleri olacağı konusunda hiç bir fikrim yok. Bilmiyorum sizin var mı? Durum böyleyken çok zor değil benim için KKGM'ye bir fax çekmek. Dikkate alınır alınmaz, o da çok önemli değil. Ama ben hakkında hiç bir bilgim, fikrim olmayan birşeyin savunuculuğunu yapmak istemiyorum. Buradaki olay bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın değil. Demek istediğim bu iş sadece komşuda pişen bize de düşer mantığıyla yapılacak iş de değil. Yasaklar mantıken balıkçıların zorlanması için değil, balıkların soylarını devam ettirebilmeleri için veya burada olduğu gibi toplumun genel çıkarları için konulur. Ben kimsenin yasa dışı avlara verdiği uyarılardan rahatsız olmam, tam tersine bu duyarlılıktan dolayı mutlu olurum. Ben sizin tepkinizden değil, üslubunuzun rahatsızım. Bir çoğu sirkülerden dahi habersiz olan insanları internet ortamından azarlamaya varan tepkilerinizden rahatsızım. O insanlar, olayın bilincine varamadan 2 gün sonra siteden küsüp, ayrılıyor. Ve aynı avları yapmaya devam ediyorlar. Sizden tek öğrendikleri şey bu fotografları siteye koymamak oluyor. Burada zabıtalık yaptığınız gibi dışarıda da yapabiliyor musunuz merak ediyorum. Tezgahta gördüğünüz yasak balığı satan balıkçıyı, kıyıdan ufacık balıkları tutan oltacıları da (çocukları saymıyorum) aynı şekilde azarlayabiliyorsanız bravo. Ama ben sanmıyorum. Başta bahsettiğim gibi çok kısa olmadı ama ilk mailim kadar da uzun olmadı.
Sevil Hanım, Benim sorularımın çoğu size yönelik değildi aslında (cevabı beklenmeyen sorulara ne denirdi dilbilgisinde tam hatırlayamadım, sözde soruydu galiba ) Namık Bey'e iki kez aynı cevabı yazmak epey yordu beni. Cevaplarınızdan gideceğim: 1'i 2'yi hangi sorulara cevaben söylediniz bilmiyorum. Ama dedikleriniz doğru, herhalde bir terslik yoktur 3 Dediğiniz gibi toplu hareketler daha başarılı ve daha dikkat çekicidir. Ama ben toplu imza, toplu fax gibi yüz yüze olmayan eylemlerde başarı şansının az olduğunu düşünüyorum. Ama umutsuz olmamak lazım, önceden de belirttiğim gibi KKGM'ye fax çekmememin nedeni bu değil. 4 Aslında buradaki soruna benim sorunum, senin sorunun değil de balıkların sorunu diye yaklaşmak lazım. Sirkülerde adı geçip de kendilerini savunamayan tek grup onlar çünkü. Ben bu sebepten dolayı bilmediğim tatlısu meselesine karışmak istemedim. 5 Hangi soruya cevaben olduğunu anlayamadım 6 Ankara'daki göl için Hakkari'den gelen fax durumu bilmeyen KKGM memuru için eylemin ciddiyetini azaltır. (Benim fikrim, katılmamakta sonuna kadar özgürsünüz.) Sevgiler, saygılar...
Beni mutlu veya mutsuz edebilecek bir yeriniz yok hayatımda Namık Bey. Üzülmeyin hiç. Yasadışı balık satan bir satıcıyı kar ettirmişsiniz. Başka çiğneyen olur diye ertesi gün yine aynı boydaki balıkları satın almamışlardır umarım. Herneyse...Kesenize bereket. Ama buradaki üslubunuzun o avları yapan insanların gelecekteki avları üzerinde ne gibi bir etki yaptığını isterseniz düşünün, önemli olan o. Konu sapacak gidecek, kavga edeceğiz herhalde. Siz bilirsiniz. İstiyorsanız kapatalım. Zaten bu forumda devam etmeyi düşünmüyorum, erkenden ayrılmış olurum, kimsenin başı şişmez. Saygılar
Sevgili Emre sen gönlündeki yasaklara uy. yoksa insanın içinde olmadıktan sonra kanun zaten engel olamıyorki ! yaşasın amatör ruh...
Ortak bir payda da buluşulmuşsa ,Pay da bizimdir ,paydada !!!!!!!! Ben payımı alıp giderim diyenede, yapacak pek bir şey yok sanal ortamda Tabii ki herkes faxla maxla uğraşmak gibi boş işlerle zaman harcamak zorunda değil Ama şunu sakın unutma ,benim özgürlüğümün başladığı yerde de seninki sona erecek.Hep beraber özgürlüğü yaşayacaksak ,omuz omuza olmanın doğru olacağını düşünüyorum Bu da benim naçizane fikrim Sevgiyle kal
Arkadaşlar Sözüm hepinize. Emre, sirkülerde kendisine yanlış gelen bir şeyleri tesbit edip, siz ne dersiniz diyor. Sonra...Ben bakıyorum ki, kardeşlerim, bütün iyi niyetlerine ve aslında aynı gayeye hizmet etmelerine rağmen birbirlerini incitecek boyuta doğru bir sohbetin içine giriyorlar. Sizlerden rica ediyorum, lutfen birbirimizi yargılayıp incitmek yerine, konunun özü üzerinde yazışmaya gayret edelim. Ben de bunları okuyup üzülmiyeyim. ... Mesela ben, Emre'nin açtığı konuya şöyle katılmayı düşünürüm. Emre'ciğim, avlanabilecek balıklar listesinde mırmırın adı yok ki boyu olsun. Bu durumda mırmır avlanamayacak balık mı oluyor, yoksa hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan avlanabilecek bir balık mı? işte bunun gibi şeyler... Sevgiyle kalın.
Falanca balıktan şu boyda şu kadar tutabilirsin diyenler acaba kiralanan baraj göllerinde her tarafa ağ döşererek avlanan vatandaşlara da böyle bir sınırlandırma getirdiler mi acaba. Hiç zannetmiyorum. Öyle olsa tezgahlarda en büyüğü 1 karış bile olmayan sazanlar tezgahları süslemezlerdi.. Çifte standar var çifte standart.
İnanın ben de bilmiyorum. Nasıl oluyor da aynı düşünceleri savunan, aynı uğraşları olan insanlar birbirine düşebiliyor. Bunu daha önceden sualtı mail gruplarında da gözlemledim. Hatta istediğiniz zaman girin bakın, insanlar devamlı birbirleriyle didişiyor oralarda da. Gerçi orada dönen bir para ve bundan pay almak isteyen dalış okulları var. Peki ya burada... Hepimiz aynı şey için mücadele ediyoruz. Ama nasıl yapıyor, ediyor, birbirimizle ters düşüyoruz. Fikirlerin olduğu her yerde elbette tartışma olacaktır. Forumlar da özgürce tartışmak için vardır. Bir forumun kalitesini ise o forumdaki tartışma adabından anlayabilirsiniz. Bir ara tartışmanın yönü hoş olmayan bir çizgiye doğru gidiyordu. İnternette tartışma esnasındaki ifade noksanlığı sanırım buna neden oldu. Namık Bey, size, bu tartışmayı tekrar güzel bir seviyeye döndürdüğünüz için teşekkür ediyorum.