Bunun balıkçılıkla ilgisi var mı ?

Konu, 'Tekneden Balık Avcılığı' kısmında reha81 tarafından paylaşıldı.

  1. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    İyi de var olan gerçeği nasıl değiştireceğiz? Bizim gıdaya ihtiyacımız var, balık da lezzetli ve faydalı bir gıda. Yakalaması da zevkli olunca pek çok kişinin heves ettiği bir aktivite haline geliyor. Hem eğleniyorsun hem de taze balığını yakalıyorsun, akşam evde keyifli yiyorsun. Yani biz burda artık balığı yemek için avlamayın diyeceğiz ve millet balık yemekten vazgeçecek öyle mi? Bu nasıl bir ütopyadır? Sen balığı sevmiyorsun diye bu sana olağan gelebilir, biz haftada 3-4 gün balık yeriz, nasıl olacak bu iş?

    Benim asıl anlamadığım madem yemiyorsan yakalamaktan ne anladığın. Hindistanda zamanında kaplan öldürüp eğlenen İngilizlerin yaptığından ne farkı var bu davranışın? Hiç balık avcılığı yapmayan biri olsan bu dediklerine bir ölçüde hak verebilirim. Ama sen zevk için balığı avlıyorken, yemek için avlayana ne diyebilirsin ki? Yemek için avlayan adamın seneye de yiyecek bulabilmek için balığı korumak gibi pratik bir motivasyonu olabilir. Asıl zevk için avlayanın umurunda olmaz balığın bitmesi. Nasıl olsa kimsenin yemediği vatozlar, kol gibi lağım kefalleri, iri lapinler, horozbinalar bitmez denizde. Onları avlayarak da eğlenebilir her zaman.

    Denizde balık bitecekse bu yemek için avlayanların yüzünden de zevk için avlayan yüzünden de olmayacaktır. "Para" için avlayanların yüzünden bitecektir balık. Bu gerçeği bilelim ve boşa tartışmayalım derim.
     
  2. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Diyerek olmaz bu işler Aret. Açıkca söylüyoruz, insanların balığı bir yemek olarak görmesini engellemek lazım. Bu çok kolay değil, ama imaknsız değil..

    Bu da zaten bir ütopya filan değil. Adam amerika'dan kalkıyor, bir tomar para veriyor. Amazon'a gidiyor. Orada atıyorum "Paraya" yakalıyor ve geri bırakıyor. Sonra mutlu mesut ve bir gram balık yemeden evine dönüyor. Bu mu ütopya?

    http://en.wikipedia.org/wiki/Catch_and_release

    Yakala bırak diye bir şey var. yukardaki linkte tarihçesi vs. anlatılıyor. Olmadı Google'a çevirttir, bir oku derim. İnsanların bir sürü uğraşıp yakaladığı leziz balığı seve seve geriye bırakmaları var olmayan bir şey değil.

    Yakalamak yeterince zevkli zaten. Daha ne isteyeyim ki? Bir gün sende dene, tavsiye ederim. Bırakmak ve arkasından bir canlıyı yaşama döndürmenin zevkini de tadarsın. İnan sandığın gibi olmuyor o olay.

    Bu işin meselesi şudur. Balıkçılık karın doyuracak balık değil, zevk alınacak balık peşinde gidilirse bu zevki maksimum verir. Benim kovam yok. Bazı müsvetteler bunu "ben balıkları hep salıyorum, eve götürmüyorum yav..." gibi anlıyor malum. Oysa olay o değil. Benim kovam yok, bu yüzden kova doldrumak kaygım yok. Böyle olunca da, keyfim ne isterse onu yapmakta, o balığın peşinde olmakta özgür oluyorum. Bu yüzden lüfer takımına kiloluk istavrit gelince, beni mutlu etmiyor, geri salıyorum. Zira "yahu bunu salarsam, kova boş kalacak, napıcaz o zaman" tribinde değilim.

    Ha, kovam yok, lüfer tutayım demişim, ığraşmışım, tutmuşum. Salar mıyım geriye? Belki salarım. ama salmyıp kucaklayıp götürüp buzluğa doldururum da. O tarafı başka mesele. Asıl mesele, benim kova doldurmak gibi bir tribimin olmayışı, bu yüzden yemek değil, zevk için ava gidiyor olmam.

    Ve sırf zevk olsun diye ava giden, yakalayan ben söylüyorum işte. Balığı yakalamak ve bırakmak yeterince zevkli. Daha ne olsun ki?

    Çok sığ bakıyorsun olaya aret.

    O satanlar, balığı nereye, niye, kime satıyor? Birileri yemek için balık tutuyor. Birileri de yemek için balık tutamıyor, onların yerien başkalaır tutup parayla satıyor.

    Birisi eline olta alıp et peşinde kıyıya gidiyor. Tuttuğu balığı et olarak görüyor. Et küçükse 20 et bir porsiyon, büyükse bir tanesi iki porsiyon, tek hesabı bu. Ötesini göremiyor.

    Diğeri cebine parasını koyuyor, balık haline gidiyor. Orada satılan balığı et olarak görüyor. Şu paraya bu, bundan şu kadar et çıkar, bu kadar lezzetli olur hesabı yapıyor, ötesini görmüyor.

    Ne zamanki balıkçı, oltasını alıp, et peşinde değil, balık yakalamak peşinde gider, o zaman işin rengi değişir. O balıkçı yakaladığının et değil, bir balık, bir canlı olduğunu düşünürse, küçüğünü balıktan, adamdan saymaz, çıkacak etin hesabını tutmaz. büyüğünü de tutsa, et peşinde değilse, zevkini almıştır, o canlıyı öldürmenin anlamı yoktur, geri salar.

    Ne zamanki adam cebind eparası hale gidince, tezgahtakinin et olduğunu düşünmez, balık olduğunu düşünürse, o zaman olay değişir. O zaman o müşteri, yahu bu balıklar pek ufak, bunlar büyüseydi, üreseydi, böyle olmaz bu iş.. Bu notkaya gider, o balığı almaz, o, tezgaha bakınca leziz bir et yığını değil, bir katliam görür, iğrenir.

    Ki bu yaşanmıyor mu? Bilmem kaç arkadaş, tam olarak o noktaya gelememişse bile, balığı az yada çok et olarak görmekten sıyrılıyor işte. Send eo yola girmiş birisin, emin ol o noktaya gelirsin de büyük ihtimalle. Tezgahta ufacık çinekopu görünce kızıyor, şikayet ediyor, kendince almıyor, protesto ediyor...

    İşte bu yaklaşımın yaygınlaşmasının da yolu, balığın et olarak görülmesinin önüne geçmek Aret. Bu sadece bir tek şeyle yapılmaz, olmaz. Bunu sağlamak için yapılacak bir dizi şey vardır, biriside öncelikle "yemeyeceğiniz balığı niye yakalıyorsunuz" ve "nesini yiyeceksiniz ki o balığın" yaklaşımlarındna kurtulmaktır. Balık, yemeğe endekslenmemelidir hiç bir zaman. İnsanlara balığı tutmanın yeterince keyf verdiğini göstermek lazım.

    Şimdi bir takım müsvetteler çıkıp "amanda bize et peşinde balıkçı diyooo, yok bize etçi dedi yaaa" diye zırlayacaktır. Onlar için peşin bir not düşelim.

    11 cm'lik çinekopu pek ucuzmuş diye alıp sevinerek giden, etçi değilse nedir?

    5cm kıraça ile koca kovaları dolduran etçi değilse nedir?

    Elinde çarpma, kulelide sallayıp durup, bir kaç zarganayı tutarken bir sürüsünü yaralayan, öldüren, arada kalem kadarlarını da öldüren etçi değilse nedir?
     
  3. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Ben burada sportif balıkçılığı tartışacak değilim, benim mantığıma göre zevk için bir hayvana eziyet çektirmek ters. Amerikadaki adamlar bunu yapabilir, bir kere oradaki denizler ve balıklar buraya göre çok farklı. Orada sportif balıkçılığa uygun balıkları var, bizim ise balıklarımız ve balık kültürümüz bambaşka. Burada da sportif balıkçılık yapabileceği balık bulup avlayan sonra da geri salan varsa, yapsın tabi, bana anlamlı gelmiyor diye başkasına yapma diyecek değilim.

    Ama şu et olarak görme meselesinde maalesef sen çok sığ bakıyorsun. Dargelirli adam veya kadın çıkmış çarşıya, akşam evde tencereyi nasıl dolduracağını düşünüyor, bakıyor "aaa 5 liraya çinekop". Ne yapıyor, hemen alıyor tabi 2 kilo. Ben de akşam evde çocuğumun önüne koyacak yiyecek bulamasam ben de alırım. Herkes alır. Hiç bir zaman talep arzı yaratmaz. Her zaman arz talebi yaratır. Yani o balık yakalanmamış olsa kimse de satın alamaz doğal olarak ama eğer yakalanmışsa bir ticari değeri olan bu malı fiyatını mümkün olduğunca düşürerek satarlar. Profesyonel adam maksimum kardan başka ne düşünür ki? Eğer sen serbest bırakmışsan, ne bulursa yakalar, kilosu 3 lira 5 lira, hiç olmuyorsa gider yem fabrikasına satar kilosu 1 liradan.

    Onun için hep diyoruz, doğru kanunlar, doğru yasaklar, doğru denetim. O örnek gösterdiğin Amerika'da milletin doğru bilinci sayesinde mi koruyorlar balıkları yoksa doğru kanunlarla mı? Avlanması yasak olan balıklardan bir tanesi alınsın da bak o balıkçının başına neler geliyor. İnsanoğlu her yerde bencil ve açgözlüdür. Tabii bunlar kişiden kişiye değişen özellikler ama genel olarak durum budur. O zaman yapılması gereken de yasa-denetim-ceza mekanizmasını doğru kullanmaktır. Yoksa bunun ötesi sadece masal olur Serdar abim.
     
  4. John Dory

    John Dory Emre

    Mesajlar:
    632
    Şehir:
    istanbul - bodrum
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz 70 cl, İstanbul Boğazı
    Serdar Köylü, yok mu isteğin Port Moresby'den? Hiç ses çıkmadı. Bak kaçmak üzere şansın, son dakikaların... Cumartesi elinde ne istiyorsan.... Herhalde böyle konuştuğuma göre istediğin şeyi kargoyla getirmeyeceğimi akıl etmişsindir.
     
  5. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Eee, tama işte, bizim dediğimiz yere geliyorsun. O dargelirli adam veya kadın, et peşinde. O balığı bir et olarak görüyor. Böyle olunca yahu bunun nesli tükenir, bunlar daha yavru vs. gibi şeyler aklına bile gelmiyor.

    Sen benle aynen aynı şeyi söylüyorsun Aret, ama sığlıktan bahsediyorsun. Balığı et olarak görmek, işte aynen bu anlattığın tarzın ta kendisidir.

    Etme aret, gözünü seveyim.. Gidip görmediğimiz yerler olsa, anlarız bu söylediğini.

    Coarse fishing diye bir şey vardır, hiç duydun mu? bildiğin çapariyle vs. kova doldurma tribidir. Hatta yarışması da olur, kim kaç kilo dolduracak şeklinde.

    Ya diğerleri? Bir kısır döngü olduğunun farkında olmayıp, sığ kalınca böyle bakıyorsun olaya Aret. Biz balığı et olarak gördük. Yasak varken, görmezden geldik, eti japonlara sattık, orkinosu tükettik. Ama bak, Marmara'da nasıl avlanılırmış zamanında..

    Sen torik görmeyeli kaç sene oluyor? Neyse devam edelim.

    Yem tamam olmuş, torik işte, yem...

    Peki nerede ava gidilmiş? Evet, şu bildiğimiz Hayırsız ada işte...

    Peki ne tutmuş bu lise öğrencileri:

    Daha söylenecek bir şey var mı? Bizde vardı öyle balıklar. Ama biz onları işte böyle et olarak gördük, yedik, sattık, bitirdik, şimdide kendimizi avutuyoruz hepsi o.

    Hikayenin tümünü merak eden:

    http://www.deepfishing.com/orkinos.html

    Gördüğün gibi Aret. Bu sularda öyle balıklar olmayışı, zaten bu etçi mantalite yüzünden. Şu rezalete bir bakın:

    Lüfer Koruma Timi Alo 174 - http://balikavi.net/forum/showthread.php?t=43886

    Çinekop satıldığını görürseniz lütfen 174 Alo Gıda Hattı'nı arayın...

    Balık bir gıda mı, ne işi var gıda şeysinde. Balık bir çevre bileşenidir. Balık gıda olma durumu olsa da, gıdadan ibaret bir şey değildir. Eğer siz onu gıda olarak görür, böyle gıda işlerine bağlarsanız, yer bitirirler elbette o balığı, gıdaya başka ne yapılabilir ki?

    O gıda işinden sorumlu, milletin gıdasını mı düşünür, hesap eder, yoksa balığı, ekosistemi mi ?

    Kısaca aret, biz balığı yemekten, gıdadan ibaret gördüğümüz için zaten o büyük balıkları yişyip bitirdik. Marslılar gelip toplayıp gitmedi balığımızı. Artık bu gerçeği bir görmek lazım.

    Balık gıda değildir, gıdadan çok daha fazlasıdır. İnsanlar bunu görmedikçe, balıağ et olarak baktıkça, o balığın hiç bir şansı yoktur, yok olacaktır.
     
  6. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Emre sana hacet yok, heleki arkadaşına yüz sürmene.. İhtiyaç olursa atlar kendim giderim hiç merak etme... Yolunu izini biliyoruz en azından, daha önce baya bir gitmişliğimiz var oralara..
     
  7. John Dory

    John Dory Emre

    Mesajlar:
    632
    Şehir:
    istanbul - bodrum
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz 70 cl, İstanbul Boğazı
    Yalnız Gebze minibüsleri artık Papua'dan geçmiyormuş, haberin olsun.
     
  8. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Ben insanların balığı neden et olarak gördüğünü yazıyorum, sen balığı et olarak görmenin sakıncalarını anlatıyorsun. Evet aynı şeyleri söylüyoruz da, böyle olması lazım demekle olmaz o iş. Dargelirli adam evde çocuğunun önüne koyacak yiyecek bulamıyor, kilosu 3-5 liralık balığı görünce atlıyor üzerine diyorum. Hangi bilinç adamın çocuğunu besleme ihtiyacının önüne geçebilir ki?

    Balığı et olarak değil para olarak görüyor balıkçı. Orkinosu tutup Japonya'ya sattık bitirdik diyorsun. Biz Japon muyuz? Demek ki neymiş, denizde ne kadar balık varsa profesyonel balıkçı yakalayabildiği kadar yakalar, satabileceği en iyi fiyata satar. Sen almazsan gider başka ülkeye satar. O zaman balığı korumanın tek bir yolu vardır. Yasa-denetim-ceza mekanizmasını doğru kullanmak. Bunun ötesi sadece masal olur.
     
  9. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Hay allah razı olsun. Bak siteyince sende bir şeyleri bilebiliyormuşsun. Umarım biraz daha ıkınır, daha fazlasını öğrenirsin.
     
  10. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Sokaktan geçen şişman kadını "Bundan ne et çıkar şimdi, yağlı yağlı böyle.." diye kesip çoluk çocuğuna yedirmesine engel olan bilinç Aret. Ona insanlık deniyor. Bu herkeste var. Tüm mesele bunu doğru güdülemek. Eğer bize insanlar birer et kaynağı olarak gösterilseydi, bugün insan yemenin etiği üzerine tartışıyor olurduk. Sen balığı bir canlı, ekosistemin bir parçası olarak göster, insanlar tezgaha bakınca et değil balık görsün, bak ötesi bilinç nasıl kendi otomatikman geliyor...

    İşte takıldığın nokta da burası. Balığı et yığını olarak görenler oldukça, o mekanizma işlemez. Ne zamanki insanlar balığı etten daha fazlası, bir canlı olarak görmeye başlar, bu mekanizma ancak o zaman işleyebilir.

    Yasa çıkıyormuş, şu oluyormuş, boy limitiymiş vs. bunlar kağıt üzerinde kalır. Kalmaya mahkumdur. Balık tutan, alan ve yiyen, et parçası değil, balık denen canlıyla hasbihal ettiğin bilecek. Bunun başka türlü düzelmesi imkanı yok.

    İşte örneği bu dediğin. Yasa da vardı. Denetimde vardı. İhracat bu, öyle kasayla seyyara vermek değil. Her şey kağıt üzerinde tamdı. Ama "et lan bunlar, ne olacak" mantalitesiyle, açıkca göz yumuldu. Görmezden gelindi.Ve varılan nokta da işte bu.

    Şu anda sanki görmüyorlar mı 11 cm yasak çinekopun satıldığını, tutulduğunu? Açıkca "tavaşn kaç, tazı tut" olayı. Yahu işte mızlıdanıyorlar filan, bizde sussunlar diye 20 cm deyiverdik, siz bildiğiniz gibi yapın, fakir fukara balık yesin. Biz görmeyiveririz olayı değil mi yapılan...
     
  11. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Gerçekten hayal gücünün sınırlarını zorlamışsın abi. Dana eti de yiyoruz. Peki neden gidip de bir çiftlikteki danayı çalıp kesip yemiyoruz. Onu bir canlı olarak gördüğümüz için mi, yoksa polis anında tepemize biner, bizi yakalayıp hapse atarlar diye mi? Asıl yerleşmesi gereken bilinç, denizlerin her türlü yağmaya açık bir alan olmadığı, onun da çiftlikteki inek gibi bir sahibinin olduğudur. Çiftlikteki ineğin sahibi belli bir kişiyse, denizdeki balığın sahibi de bütün halktır. Bugünün şartlarında herhangi bir kişiye günde 5 kg. balık avlama hakkı verilmiş. Balıklar için boy limitleri konulmuş. Mevsim yasakları getirilmiş. Gerek görülürse bu yasakların kapsamı genişleyebilir. Şimdi bir amatör gidip günde 10 kg. balık yakalıyorsa veya bir gırgırcı 10 cm'lik çinekopu avlıyorsa, tüm halkın malından çalmış oluyor. İşte yerleşmesi gereken bilinç budur.

    Yoksa yok balığı canlı olarak görecekmiş filan bunlar çok ütopik laflar. Kesilip satılan dananın veya tavuk çiftliğindeki kafeste hayatında arkasına bile dönemeden kesilen tavuğun günahı ne? Tüketici de pazara çıktığında bakar et-tavuk-balık hangisi daha ucuz daha besleyici ona göre alışverişini yapar. Denizlerin sorunu bu alandaki kanunsuzluk ve başıboşluktur.
     
  12. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Emre ufkun Gebze - Harem hattının ötesine geçemiyor. Aş bunları bak millet papularadan ginelerden geliyor. Bak bide Ekvator Gine var orda da mahmuzlu kofana palazı çıkıyormuş bu aralar :) Taze deniz ayısı ile.. Tek göz takıcaksın..
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Hala anlatamdık aret.

    Denizlerdeki balık başıboş olacak tabi. Yok başka yolu. Kanun diyorsun, denetim diyorsun. Kim yapacak bunu? Millet et yesin diye düşünen, yunan yiyeceğine biz yiyelim diyenler mi?

    Biz sana sorunun temel sebebini söylüyoruz. Hala bunu anlamış değilsin. Daha kaç kez söylemek gerekiyor?

    BUrada kanun da olmaz, denetimde olmaz, hiç bir haltta olmaz. Çünkü milletin gözünde balık = beleş et. Bu böyle oldukça, ne kanun olur, ne denetim ne şu, ne de bu. Bunu anlamak çok mu zor?

    Balık, pardon et, denizde işte. Bunu yaklayıp yemenin ne mahzuru, ne tersliği olabilir ki? Adamların kafası bu. Biterse, tükenirse, tükensin, en azından yediğimiz yanımıza kalır ne güzel. İşte karşındaki kafa bu.

    Ama sen, balığın etten öte bir şey olduğunu anlamadığın için, bunun böyle olduğunu göremiyorsun.

    Mantalite basit aret. Yarın çocuklarımız lüfer yiyemeyecek diye bizim aç kalmamızın anlamı yok. Biz yiyeceğiz ki, çocuklar var olabilsin, onlarda bulur kendine yiyecek bir şey nasılsa, rızkı veren allahtır, aç kalacak değiller ya..

    İşte karşındaki adamlar olaya böyle bakıyor. Denizde yenecek bir sürü balık varken neden tutamıyoruz diyor. Kafası ötesini almıyor. Bir canlı türünü yok etmekten bahsedilmesini önemsemiyor.

    Önce balığın ne olduğunu anlaman lazım Aret. Sen zaten önce kendin bunu anlamış değilsin. Hala onu et olarak görüyorsun. O yüzden de yenmeyecekse neden yakalannır bu meret diyerek, bunu anlayamıyorsun.
     
  14. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Bence sen de hem balık yemeyi sevip hem balıkları korumak isteyen insanlar olabileceğini anlamıyorsun. Ya da anlamak istemiyorsun. Ben mezgit yakaladığım zaman eğer geri salacaksam şişip ağızlarına gelmiş olan hava keselerini toplu iğneyle patlatıp öyle geri atarım. Bana ne gebersin gitsin demem. Tamam balığı yemek için avlıyorum da eğer hepimiz yavru balık avlarsak, balığın nesli tükenirse seneye ne avlayacağım? Çok mu zor hem bu yılki ihtiyacını almak, hem gelecek yılı düşünmek?

    Yenmeyecekse niye yakalanır diyorum, çünkü o canlıya boş yere eziyet çektirmek istemiyorum. Onun çekeceği acıyı önemsiyorum, kendi zevkim için acı çeksin istemiyorum. Bu benim onu sadece et parçası olarak algılamadığımı ispatlamıyor mu? Yoksa benim de hoşuma gider 10 kiloluk bir köpekbalığını çekmek. Ama gerek yok buna, bizim ağzımıza kanca takıp çekip eğlenseler pek hoş bir durum olmaz heralde. Aynı şeyleri defalarca yazdım, martı yakalayıp uçurtma gibi uçurup eğlenen adam örneğini verdim. Ama cevap alamadım. İşine gelmedi sanırım zevk için balık yakalayan biri olarak bu örnekleri görmek. İşine gelen kısımları cımbızlayıp çok yüksek mesajlar vermeye çalıştın. Ama çelişiyorsun maalesef.
     
  15. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    Bence siz denetici ile halkı karıştırıyorsunuz .
    Avrupalıyı bu konularda çok kültürlü , hayvan sevgisi dolu , doğaya saygılı yapan sizce nedir????
    Veya bizim ülkemizde yaşarken hayvan katili , cani olan birisi avrupaya gidince neden kuzu oluyor????
    Yoksa avrupaya ayak basar basmaz yüzlerce yıllık kültürü aniden içine çekip evrim mi geçiriyor????

    Ben söyleyim isterseniz : DENETİM

    Öyle her canın istediğinde , her istediğin yerde ve her istediğin malzemeyle , her istediğin balığı TU-TA-MAZ-SIN .....

    Oyarlar orda adamı...

    İnanılmaz caydırıcı para cezaları , malzemelerin tümüne el koymalar , bir noktadan sonra hapis ve daha fazlası ....

    Tuttuğun her balık için ayrı ayrı , santim santim keserler cezayı , görmezden gelmezler , affetmezler , adamı seve seve doğa tutkunu yaparlar orda ...

    Çinde PANDA öldürmenin cezası idamdır , idam !!!!!
    Sıkıyosa öldür ....

    Konulan kanunlar takip edilsin , kol gibi cezalar kesilsin de , bir bakalım halkımıza , nasılda avrupalı oluyorlar bir anda ....
     
  16. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Aret, senin derdin balık değil. Senin derdin, seneye ne yiyeceğin. Sen balıkları değil, et stoklarını korumanın derdindesin.

    Tam tersine, bu senin onu sadece bir et parçası olarak gördüğünü ispatlıyor.

    Eğer derdin balığa acı çektirmemekse, hiç yakalamazsın. Sen yiyecek olunca balık hzuur içinde mi geliyor, gene çekeceği acıyı çekmiş oluyor.

    Ve sen bu mantaliteyle, farkında olmadan, yemek için tutulunca, acı çektirmeyi, öldürmeyi, yok etmeyi vs. mübah kılmış, makul göstermiş oluyorsun. En başında anlamadığında bu.

    Senin seneye ne yiyeceğim kaygın olabilir. Benim olmak zorunda değil. Seneye balık olmazsa tavuk yiyiveririm. Şurada balık bolsa, ne mahzuru var kırıp geçirmememin, bence yok. Tükenirse tükensin, seneye allah kerim.

    İşte senin düşünce tarzına göre durum bu. hiç kimse seneye ne yiyeceğini düşünmek zorunda değil. Neden değil?

    Seneye balık yemek benim hakkım. Benim insiyatifim. Ben seneye ve/veya ömrümün kalanı için olan hakkımı bu defa kullanmak ve kalan seneler için olandan feragat etme hakkına sahibim. Balık var işte, seneye kim öle kim kala... Beni ikna edemezsin. Bakanı da, Zabıtayı da bu yaklaşımla.

    Ama balığı balık olarak görürsen. Balık ekosistemin bir parçasıdır. Belli bir sayıda, suda var olam hakkına sahiptir. Hak senin veya benim onu yeme hakkım değil, onun varolma hakkıdır. Ve bizim bu hakkı çiğnememiz kabul edilemez.

    Gördüğün gibi, yemek benim ve senin şahsi meselen. Bu açıdan et stoğunu korumak vs. yaklaşımı hiç bir şekilde balıkları koruyamaz. Ki işte koruyamıyor. Adamlar "aman fırtına vardı, aman kredimiz vardı, aman fakir fukara ne yiyecek, aman çinekopuma dokunma" diyerek sızlanma ve balığı kırma hakkını kendinde buluyor. Sen başka türlü düşünüyür olabilirsin, bundan bana ne? Sen yemek hakkını seneye saklamak istiyorsun diye, bne bu sene çokca yemek hakkımdan neden vazgeçeyim?

    Ama eğer sen onları balık olarak görürsen, o zaman söz konusu olan, balığın hakkı. Ne kadar yırtınsanda, onun hakkını çiğneyemezsin. İşte asıl bam teli burada bu olayın.

    Onuda gider kuş sevenler derneğinde tartışırsın Aret..

    Ama sorun şu. Adamın o yakaladığı martıyı pişirip yemesi, o eziyeti mübah mı edecek?

    Sen balığı yemekle onu öldürmeyi, acı çektirmeyi mübah kılıveriyorsun, o kadar.
     
  17. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Hala balıkların ekosistemin parçası olduğundan ve onun haklarından söz ediyorsun, ancak kendi düştüğün çelişkiyi açıklamaktan kaçıyorsun. Bize madem yemek öldürmeyi mübah kılıyor, neden sokaktan geçen şişman adamı öldürüp yemiyorsun, gibi inanılmaz örnekler verdin. Peki ben de sana sorayım, sen neden sokaktaki adamın ağzına kanca takıp eğlenmiyorsun da balıkları yakalayıp eğleniyorsun? Hatta sokkataki kedilere, köpeklere, kuşlara yapmadığın (öyle tahmin ediyorum en azından) bu eziyeti gidip balıklara yapıyorsun? Görüldüğü gibi senin balıkların ekosistemin parçası olduğundan söz etmen, onların haklarından bahsetmen sadece içi boş laflar. Onlar seni eğlendirecek, gerekirse bu uğurda yem yapılacak veya kazara ölebilecek birer mahluk. Senin onu alıp yememen sadece balık sevmemenle ilgili, ona saygı göstermekle bir alakası yok. Eğer işsiz kalsan, evde çocuğuna götürecek yemek bulamazsan sen de eve balık götüreceksin. Eğer büyük balık rastlamazsa mecburen kıraçayı, 10 cm'lik çinekopu götüreceksin. Parasız kalsan gidip o balığı satacaksın eve ekmek götürebilmek için. Ki şu anda ülkede binlerce kişi bu durumda. Sen sadece ekonomik durumu belli seviyede ve balık sevmeyen birisi olarak şu an balıkları genelde salıyorsun, ihtiyacın olsa sen de salmazsın. Ama işte eğer kanunlar olsa ve gerçekten uygulansa, o zaman parasız kalsan da o kıraçaya el süremezsin. Aynen gidip bir çiftlikteki danayı veya birinin cebindeki cüzdanı alamayacağın gibi.
     
  18. roy

    roy roy

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Balik çiftligine olta atsak, yakaladigimi saliyorum kardesim zevkim bu benim desek çiftlik sahibi kamisimizi ne yapar acaba :)
     
  19. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Ne zevk için ne yemek için oraya kamış sallayamazsın Roy. Neden? Çünkü sahibi var, adamı oyarlar. Bugün kim deniz kenarında koca bir levrek görse yakalamaya çalışmaz? Veya kim parkta gezinirken ağaçta kırmızı bir elma görse onu kopartmaz? Bir koyunu başı boş araziye salsan kaç gün kalır orada? Bunlar insanın temel gıdaları ve insanlar onu alır. Sen almazsan başkası alır. Yerde para bulmuş gibi alırlar. Engellemek için tek çare kanundur, yasaktır, denetimdir. Bilinç filan, bunlar hikaye ne yazık ki.
     
  20. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda

    Abi bırakmadığın köpekbalıklarını ne yapıyorsun , gerçekten çok merak ettim ..