Alıntıdır. (http://www.haberturk.com/gundem/haber/847958-korkutan-uyari) Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, akademisyenlerin Yeniçağa Gölü'nde yaptığı çalışmalarda hem suda hem de kerevitlerde ağır metallerin yüksek olduğunun tespit edildiğini belirterek, göl suyunun etkisi altında kalan bitki ve balıkların devamlı tüketilmemesi gerektiği uyarısında bulundu. Külköylüoğlu yaptığı açıklamada, birçok uluslararası çalışmanın yürütüldüğü Yeniçağa Gölü'nde normalden 300 kat fazla ağır metal bulunduğunu söyledi. Ağır metal oluşumuna çevrede bulunan fabrika, mezbaha ve köylerden gelen atık suların neden olduğuna dikkati çeken Külköylüoğlu, "Yeniçağa'da akademisyenlerin yaptığı çalışmalar sonucunda hem suda hem de kerevitlerin değişik kısımlarında ağır metallerin çok yüksek olduğu tespit edildi. Kerevitlerde normalde olması gerekenden 300 kat fazla ağır metal mevcut. Bu ağır metaller, su kalitesinin düşük olduğunu gösteriyor" diye konuştu. Ağır metallerin, gölde yaşayan canlılar ile göl suyunun kullanıldığı tarla ve bahçelerdeki bitkilerde birtakım olumsuz etkileri olabileceğini ifade eden Külköylüoğlu, "Bunun tehlikeli yanı şu. Siz şimdi bu gölü herhangi bir amaçla, örneğin tarla sulama amacıyla kullanıyorsanız. Tarlayı suladığınız zaman bitki bunu alıyor ve bitkilerde ağır metallerin etkisi katlanarak artıyor. Ağır metaller aynı zamanda toprağa karışıyor. Dolayısıyla toprağın da toksik maddeyle dolmasına neden oluyor. Daha sonra orada yetiştireceğiniz ürün, o suyu kullanmasanız bile toprakta ağır metal olduğu için etkileniyor" şeklinde konuştu. Göl suyu kullanılarak yetiştirilen ürünlerin insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkileri olabileceğine işaret eden Külköylüoğlu, vatandaşların bu ürünleri sürekli tüketmemesi gerektiğini vurguladı. "Bitkiler göl suyundan yararlanılıyorsa halk sağlığına yönelik tehdit olabilir" diyen Külköylüoğlu, "Gölde bulunan ağır metaller balıkları da etkiliyor. Biz onun çalışmasını yapmadık ama daha önceki çalışmalardan biliyoruz. Balıklarda da ağır metallerin yoğun olduğunu biliyoruz. Göl suyunun etkisi altında kalan bitki ve balıkları devamlı tüketmemek gerekiyor. Bu, halk sağlığı açısından tehlike arz ediyor"
Göl kirleniyor, tedbir olarak balığını yemeyin diyorlar. İnşallah başka tedbirler de alınıyordur. Yoksa küçükçekmece gölünün içleracısı sonunu orada da yaşayacaklar.
kucukcekmece golune 20 metre evim 20. 25 yıl once turlanalar sazanlar kızılkanatlar kefaller dolu golumuz ve plajımızdı simdi ise kokudan oturulmayacak halde dogayı katleden bizim milletimizden baska bir millet varmı acaba? ayrıca karadenizliyim karadenizdeki hes projelerinde yapılan brajlarda kullanılan cimentoya eklenen bir madde butun alabalıkları zehirledi icim kan aglıyor elimden bisey gelmiyor.
k.çekmecede bende kucukken cok kızıl kanat avlamıştım ve bolca vardı. o kadar bolduki at çek edasındaydı. şimdi ise pislikten geçilmiyo. halkı cok pis.
Hepi ,topu iki km boyu olan bir gölcüğe ,değil atık,bir avuç çöp atabilenin insanlığı sorgulanmalı.Sorgulasak tüm yurdu baştanbaşa,kaç kişi kalırız acaba?...