Burası Bandırma,istavrit de var Kraça da:)

Bandırma'dan herkese merhabalar.Dün sevgili dayımız 'Bandırmalı' Mustafa abi ile konular harici 9'da yaptığımız muhabbetten sonra çapari için yollara vurduk bu kez kendimizi.Mevsimi gelmiş olmasına rağmen bendeniz liman ve çevresinden günlük ortalama 3-5 istavrit gibi komik avlarla dönüyordum.Dayının balığa gark diyecen demesi beni fişeklemek için yeterli sebepti.Öte yandan bir de yolda köpeklerle uğraşmak vardı,malum dayıyla ne zaman balığa gitsek bize sarıyorlardı.Sırf bu yüzden en kalın saplı kamışı aldım yanıma.Kısa bir yolculuktan sonra ,olta atılacak yerlerin az olduğu avlağa ulaştık.Yolda karşılaşıp konuştuğumuz koyunlarını güden bir amca bu istikamette balığa giden çok insan olduğunu söylemişti.Haklıydıda...Sahile ulaştığımzda balık tutulacak kayaların ya da adacıkların dolmuş olduğunu gördük.Manzara aynen böyleydi.




Resimdeki yerin sağında ve solunda iki yer daha vardı ama oralar da doldurulmuştu.Biz geldiğimiz bunca yolun üstüne bu durumu görünce biraz üzülmedik değil.Neyseki avlananlar Mustafa abinin dostlarıyıdı ve taşların üzerinde bize güç bela yer ayarlamışlardı.Bana tam da resmi çektiğim yer düşmüştü.Yani önümdeki o koca kayanın üzerinden ve solundan oltamı aşırtmalı olarak atmak zorundaydım.Saat18,00 gibi balıklar olatalara gelmeye başlamıştı.Gelenler sadece istavrit,sarıkanat yada kraça değildi.Tirsi ve sardalyalarda çaparilere üşüşüyordu.Bulunduğum yerin doğru olta atışları için uygun olmadığı bir gerçekti bunun üstüne bir iki kez takılan yada kurşunu kopan takımlar hem hızımı kesiyor hem de şevkimi kırıyordu.Diğer kaya komşularımızın dolu çekmeye başladığı çapariler insanı adeta coşturuyordu.Kısa sürede Mustafa abi de onlara uymuş çapariyi doldurmaya başlamıştı.




Daha sonra balığın iyice tava geldiği saatlerde,kaya komşularımızın nazik teklifiyle yer değişimi yapıldı ve bana da daha iyi yerden balık tutabilmek için fırsat doğdu.Kopan ve kurşunu giden onca takımın üstüne nihayet adam gibi balık çekmeye başlamıştık.O kadar bol balık vardıki tuttuklarımızın bazılarını livara alıyor bazılarını kaçırıyorduk fakat hiç kimse kaçana acımıyordu çünki biliyordukki bir dahaki atışta yine çapari dolacaktı.Balıksız geçen onca günün üstüne bu avı yaşamak adeta beni coşturmuştu.Dolu çapariyi görünce içimin taa derinliklerinden gelen fütursuz ve kaygısız kahkahalar patlatıyordum.Nasıl olsa balıklar garanti ya biraz da görsel arşiv yapalım diye fotoğraf çekmeye başladım.



Tüm bunlar olurken bir ara dayının telefonu çaldı,arayan 'Börwekçi' Yücel abiydi.Henüz kaçırdığı olta iğnesini açan ve neredeyse kamışı kaçırmasına neden olacak olan minekop trofesinin heyecanını paylaşıyordu dayıyla.




Bunlar birlikte avlandığımız dostlarımız.Balığın bollaştığı bir anda resim çekmek için ikna etmek hayli zor oldu.Dayının internette sizi meşhur edecem demesi ayrı bir tebesüm nedeniydi.





Mustafa abi ve ben...

Güzel ve balık dolu geçen bir av akşamında livarımız ve torbamız dolu olarak geri dönüyorduk.Mutlluk ve keyfimiz tarifsizdi.Belki bu sezon koca çipuralar,minekoplar yada levrekler çekemedik henüz,belki adımız kraçacıya çıkacaktı ama inanın böyle bir günde insan büyük balığı bazen aklına bile getirmiyor.Darısı hepinizin başına.Rasgele...