Ben büyük bir karagözden vazgeçmem çok zevkli ben sadece 9 numara sinek iğnenin ucuna madnayanın çok küçük sadece iğneyi kapatıcak bölümünü koyuyrum elimde oltayla gidip karagöz sürünün içine kumun olduğu yere koyuyorum kumu karştırıp uzaklaşıyorum bütün 50 metre .. misinayı salıp kıyıya çıkıyorum .bir bardak su içip dinleniyorum(10 dk) sonra yavaşca misinayı kasnağa sarıyorum ve 250-300 gramlık (karagöz sargoz cupra ) yakalıyorum ve suyun içinde ince misina ile çekerken oyle zevkli oluyorki ben hatta birkez çupra yakalamıştım. çok iriydi çupraydı tam çekicem geldi dibime kadar .. kaçtı bir baktım iğnenin yarısı yok inanamadım sonra ownerin çelik iğnelerini kullanmaya başladım ..
Olaya şu açıdan baksak daha uygun olur sanırım.Aynı boy ve ağırlıkta olup en zevkli,mücadeleci balık hangisidir diye bakmak gerek.5 kg lık en koyun balık bile,yarım kiloluk en mücadeleci balığa göre çok daha büyük zevk verecektir. Yarım kilo üzerinden sıralama yapacak olsam benim listem şöyle olur, 1.bıyıklı(tatlı su) 2.karagöz 3.eşkina 4.tatlı su kefali 5.sinarit 6.çupra 7.levrek minekop 8.sazan 9.zargana 10. palamut
Kamışla yapılan balık avında yakalamayı en çok sevdiğim en zevk veren balıklar izmarit,zargana,kefal,çinekop ve lüfer dir bilenler bilirler bu balıkları yakalamanın ne kadar büyük bir haz verdiğini
Genelde büyük balıklar poşet gibi gelir abi, çok fazla zevk vermez. Bunun bir istisnası sırtıkaradır mesela. Sıklıkla iğneyi kaptı mı deli gibi fişekler, sudan çıkarsanda devam eder, bir şekilde kavga etmeye.
Bir diğer boyutta,kullanılan takım tabi.150 GR KURŞUN artı zargana artı kalın bir misineli takımla sırtı yaparak 1000 gr lık bir lüferin avlanmasıyla,aynı balığı duran tekneden,zoka ve yaprak yemle ince ve esnek bir misine ile avlamanın verdiği zevk bambaşkadır.Hafif kurşunlu,ince takımlarla yapılan avlar herzaman daha zevkli olur.İnce takımla yapılan avlarda,kaçırma korkusunun verdiği adrenalin,kaçırıldığında yaşanan pişmanlığın verdiği üzüntüye göre daha güzel anılar bırakır avcıda.
bizim burdaki minnik yavru sazanlar çokk komik oluyor onları çekmek dikkatle iğneyi çıkartmak ve suya bırakıp kaçışını izlemek
Mücadeleleri, enli oldukları için yan verdiğinde suyu tutmaları, kafa atış hareketleriyle sparidae familyası taş balıklarıdır bana en çok zevk veren. Ama, aması var; el oltası derseniz; kesinlikle kofana. Kamışla bir nebze kolay oluyordur(kamışla tutmadım) ama el oltasıyla kofanayı sudan almak hem riskli hem heyecanlı. Su üstüne fişekleyen her balık kurtulma fırsatı bulur, bunların en önemlilerinden birisi lüfer ve kofanadır. El oltasıyla çekerken çok seri ve kısa kısa çekmek icap eder, uzun uzun yardıra yardıra çekerseniz (kulaç kulaç mesela) balığı hızlıca ileri çekmiş olursunuz ve diğer kulacı atarken misina yaylanacağı için boşluk oluşur ve elveda kofana Kamışla tuttuklarım arasında bana en fazla zevk veren balık ise kiloluk baltabaş karagözdür. orta yolda can havliyle asıldığında makine ne kadar kuvvetli olursa olsun muhakkak bir stop ettirir dişlileri Kamış bağırtır... Muhtemelen çipura da aynıdır ama irisini tutmadığım için tahmin yürütüyorum. Sinarit, trança gibi sparidae familyasının babaları ise henüz hayallerimi süslemekte ancak
Güzel bir konu açılmış. Kendi kendime de bu soruyu defalarca sormuş, ama kesin bir cevap bulamamışımdır. Aslında bu noktada balıkların oltaya yakalandıklarındaki davranışlarını çeşitli spor dallarına benzetmek mümkün: Çıplak: 100 Metre Sprinter. Oltaya yakalandığı anda zaptetmesi imkansız. Saniyeler içinde metrelerce misinayı alıyor. Ancak her 100 metreci gibi gücünü belirli bir zaman içinde tüketiyor. Çupra: Güreşçi. Bir güreşçi gibi boyuna göre kaslı ve kalıplı. Oltayı hem ters istikamette zorlar, hem de vurduğu kafa darbeleriyle yıpratır. Lüfer: Jimnastikçi. Yakalandığı andan itibaren oltayı ağzından atmak için yapmadığı hareket kalmaz. Suyun dışına taklalar, saltolar lüferin işidir. Yukarıda benim tecrübe ettiğim alanlarındaki en iyi balıkları yazdım. Listeyi genişletmek mümkün. Levrekten boksör, 300 gram üstü melanurdan 400 metre koşucu, camgöz ve vatozdan bilek güreşçisi olabilir.
Şöyle yaz aylarında 3lü 4lü pabuç kadar izmaritleri şöyle suyun ustune kadar cekipte onlarla 3==5 dakika oynamak gibisi var mı?
2 detaycı ustayı görünce yazayım dedim; verdiğim 2 rapordaki hayvanlar da zorlu rakiplerdi. Özellikle Bodrumda spinle yakaladığım dev çupra galiba üst sırada. 1 gün önce jigi kapıp öyle sert 2 darbe vurdu ki çekip tasmalayamadım,kolumu kıpırdatmam izin vermeyecek kadar güçlüydü. 1 gün sonra sahteyi kaptığında hazırlıklıydım ve 2 kolla çekip sarıp çekip sarıp kaldırıp çıkardım azmanı. Hard Shimano kamış kolumla beraber zangır zangır sarsıldı her darbede. Kafam kadar bir kafaya da öyle darbeler yakışırdı
Yumurtalık civarında Ayna balığı diye bilinen, forumlarda İskender ya da Deve balığı olarak bilinen balık. Tüm Vücud kafa ve kuyrukdan ibaret oldugundan en küçüğü bile kilo üstü balık çekiyormus gibi sert vuruslar yaparak geliyor. 2 defa kıyıya kadar cektim ama tam kıyıda sert bir vurusla elimden kaçırdım. Yakalayamasamda o zevki aldım artık. Ondan sonra ise vazgeçilmez Çupra......