Çılgın Proje balıkçılığı nasıl etkiler?

o yabanci sermayeli firma CEVRE KATLIAMI yapiyorduda,madencilikden anlamayan,asil isi davetiye basmak olan malum firma cevreyi kirletmeyen,asil isi madencilik olan firmalarin bilmedigi mucizevi bir yontemmi bulduda cevreyi kirletmiyor?yoksa butun bu protestolarin,davalarin aslinda cevreyle bir ilgisi yokmu!?

 

Benim de aklıma bir çılgın proje geldi desem şimdi kimse inanmaz, nerede geldi diye sormayın ama, hemen aktarayım. Şimdi ben düşündüm de madem kanal yapıyoruz bunu neden iki yada üç katlı yapmıyalım 2 gidiş 1 geliş olur. Maliyet biraz artar ama zaten kısa zamanda parasını kurtaracak bir proje olduğundan sorun olmaz diye düşündüm, demin içerde..

Birde raylı sistemle gemi transferi projem var ama daha olgunlaşmadığı için şimdilik beklemede, diğeri tutarsa onun üstünde çalışacağım.

 

Önemli!!!

Sayın konuyla ilgili forum üyeleri, sizle paylaşmak istediğim bir yazı var. Yazıyı yazan zat'ı yaşı kemale ermiş birçok istanbullu çevre-deniz projelerinden tanıyordur zaten. Tanımayanlar için de yazı yeterince tanıtıcı olacaktır kanımca.
''Benim uzmanlık alanım deniz bilimleridir. Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbul Haliç'i dir. Yani bu konularda uzmanım, konuşabilirim hem de göğsümü gere gere.
Şimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dilde anlatayım. Karadeniz'i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su. Peki o zaman Karadeniz neden tatlı su havuzu değil? Çünkü Çanakkale ve İstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar koşulları altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi. Geçmişi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.
Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum değil mi? Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz'den ortalama 30 cm yüksek. İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur ama havuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. Yani Karadeniz havuzunu boşaltan bir musluk vardı. Ama doğanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.
Şimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'ya akıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doğanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?
Ne olur biliyormusunuz, ah keşke bilebilsek.
Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yok.
Akıl mantık basit. Havuza takılı bir musluk vardı şimdi ikinci musluğu takmayı planlıyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktarı artmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktınız diye debisini arttırmayacak ki? Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz'in Marmara'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama değerini bilirsek elbette. Ben talebelerime derslerde Marmara'yı anlatırken onu sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz'in astımlı doğan çocuğu derim. Yani doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akım halinde Boğazdan Marmara'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyu. O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor ki sormayın gitsin. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale'den gelen alt su. Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları. Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.
Başka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zaman yapılamaz çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. Şimdi Almanya Avusturya Tuna'üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz'in felaketi olur. Altta verilen su bütçesi alt üst olur.
Kiminiz bu hoca da her şeyi biliyor demişsinizdir. Ama ben aşağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan ekibin parçasıydım. İstanbul Boğazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan (Rhodamin boyası ile) ekibin başı idim. Yani İstanbul Kanlizasyon Deşarj projesinin gerçekleşmesinde, Haliç'in temizlenmesinde emeğim, alın terim çoktur. Ve de dediklerim doğrudur. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ısmarlama ile olmaz bu işler. Keşke iş, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen şimdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini değiştirirseniz size hesap sorarlar daha da doğrusu yaptırmazlar. Hani neden boğaza köprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz, 50 yapsak neden olmuyorun cevabı gibi. İşte aşağıda Marmara’nın su ve tuz bütçesi, öyle şappadanak ortaya çıkan bir şey değil, kaç kişinin alın teri var ve bu sistemi sürdüren yegane güç Karadenize giren ama sadece Boğazdan çıktığı hesap edilen tatlı su. O da %95 Tuna suyu, yani Tuna'nın debisi bizim için hayati öneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.
Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.
Saygılarımla,
Prof Dr A. Cemal Saydam
ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi(Emekli)
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi''

 

http://www.youtube.com/watch?v=EI1Z...ist=WL50580150FEA83215&index=103&playnext=2,o yillarda hitler biyigida pek meshurmus,alamanya savasda yenilince hitler biyigininda modasi hizla yok olmus,kayser biyiginin 1. cihan harbinde meshur olup sonra tukaka olmasi gibi

 

Alınmayın ama siz Türkiye'den sanırım çok uzun zamadır uzaksınız, burada kimse mesleğini yapamaz zaten, burada uzmanlık alanı yoktur kimsenin, örneğin mütahitlerimizin çoğu aslında tefeci "komisyoncu" diyebiliriz. Öğretmenlerimiz manav, işletme okuyan hakimlik yapar vs. bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Bana soruyorsanız katliam katliamdır elbette kimin yaptığının çok önemi yok, neden medya, halk ya da mahkemelerin sesi çıkmıyor diyorsanız. İlgili makamlara başvura bilirsiniz bilgi edinme yasası var eminim sizi tatmin edecek cevapları vereceklerdir.

 

hah,sonunda forumdas erhan bey konunun ehli olabilecek bir paylasim yapti,tesekkurler

 

aslinda benim demek istedigimin buyuk bir kismi sizin avatarinizda

 

Turkiyeden hic uzak olmadim,hatta yasadigim bu yerden daha yakinim Turkiyeye.

 

Birihtimal bu proje labaratuvarda kucuk olcude gozlemlenebilir,eger bu cilgin sey gerceklesir ve gemi trafigi bu kanala aktarilirsa bogazin baliklari icin olumlu olur bence,devasa gemi pervanelerinin akintilerin yonunu degistirmesinin goc baliklari uzernde olumsuz etkisi oldugunu duymustum,her sene binlerce dev gemi gecisi oldugunu ve bunun balik gocleri esnasinda dahi yavaslamadan devam etmesini dusunursek..

 

Öyleyse bu tip girişimlerden de haberiniz vardır; birileri hala tepki veriyor. İlk tepkilere nazaran daha az yankı bulmasına rağmen, eskisinden daha da gür üstelik. Haberiniz yoksa da şimdi olsun, belki yüreğinize bir nebze su serpilir.

Bkz. 1

Bkz. 2

Bkz. 3

 

Sayın dostum, sanırım hiç kimsenin böyle bir kanalda balık tutmak gibi bir hevesi yoktur. Bu kanalın açılması, Marmara, Karadeniz ve gerçek Boğaz'daki balık popülasyonunu ne şekilde etkiler onu tartışmak amacındayız.

 

Ben bu yorumu yaparken gerçek Boğaz'ın korunması açısından olumlu bir yön olarak yazmıştım. Elbette yapay Boğaz'dan büyük tankerler geçecekse, Bu kanalın içinden geçtiği yerleşim yerleri, hatta etrafında yapılması planlanan yeni şehirlerdeki insanlar açısından büyük riskler doğacaktır. Kanal'ın çok dar olacağı da düşünülürse burada olacak büyük bir petrol tankeri kazası etrafta yaşayanlar açısından büyük felaket olabilir.

Kanal'dan balıkların geçebilmesi konusunda uzman birilerinin görüşlerini alabilirsek iyi olurdu. Normal şartlarda bu kanal balıkların geçebilmesi açısından yeterli şartlara sahip gözüküyor. Örneğin Süveyş Kanalı 163 km. uzunluğunda, genişliği 300 metre, ancak derinliği 12 metre. Bizim çılgın kanala göre çok daha uzun , daha sığ, tek artısı 2 katı kadar geniş olması. Bu kanaldan balık sürülerinin Akdeniz'e geçtikleri biliniyor. Örneğin Gümüşbalığı Süveyş kanalı açıldıktan sonra denizlerimize gelmiş olan bir türdür. Son yıllarda da küresel ısınma ile pek çok yeni türün kanaldan Akdeniz'e geldiği biliniyor. Dolayısı ile bizim kanaldan da ciddi bir balık göçü olabilir. Tabi yapılacak olan şehirlerin pislikleri ile Kanalİstanbul, Kanalizasyon'a dönüşmezse...

Teşekkürler

 

İçimizde kaç kişi İstanbul,lu, evet kaç kişi İstanbul,lu kaç kişi ekonomist , yada mimar veyahut eko bilimci . Arkadaşlar , dostlar ve sayın büyüklerim yeter artık, vurun abalıya sevdasından vaz geçin, Kimimiz efendim birileri yine küpünü dolduracak demiş , buyur arkadaşım biliyorsan sen talip ol sen küpünü doldur, artı, birileri küpünü doldururken sende demekki yanlarındaydın , yani buda seni suç ortağı yapar, haaaaa, dersenki, efendim ben böyle duydum.... o vakit niye birilerine iftira atarsın be kardeşim . Site yönetimimiz her zaman ne dedi ,hı, ispatlayamayacağın bir konuyu gündeme getiripde karışıklığa sebep olma, ya şimdi yazılanları okudukca acaba yönetim kendi koyduğu ve savunduğu düşüncelerin aksini nasıl yapar diyorum , sadece diyorum , çünki elimden ancak bu geliyor herhangi bir yaptırım gücüm yok . Muvaffak abim , ha bire kim bu projeyi destekler yazı yazmışsa , Deniz Baykal misali hepsine muhalif olmuş, beyler ablalar burası siyasi propaganda pisti yada miting alanı değil , birilerinin yaptığınada tu kaka deme yeri hiç değil, utanmasanız bu memleketin devlet erkanını vatana ihanetle suçlayıp yargılamadan Yassı adaya yolluyacaksınız, yuh artık diyorum.

 

nasılmı etkıler hemde cok etkıler gemı gecısı olmazsa gırgırcı daha ıyı at koşturun bunun başka anlaşılmayacak tarafı yok

 

aynen abicim vatandaşımız çevreden,deniz ekosisteminden, siyasetten aklına gelebilecek her türlü daldan bilgisi olduğu için çok güzel fantaziler üretiliyor.kimse çıkıp demiyoki bu büyük projeyi araştırmalar yapılmadan, gerekli bütçeler hazırlanmadan vesayre nasıl olurda koca başbakan böle bir proje tüm dünya kamuoyuna sunabiliyor.kimse merak etmesin elbette gereken makamlar bunu yıllardır tasarlıyordur.biraz araştırırsanız bu proje taa Kanunî Sultan Süleyman zamanından beri yapılması düşlendiğini görüceksiniz.bir osmanlı sevdalısı olarak bu osmanlı hayalini gerçekleşdirceğimiz için devletimle gurur duyuyorum.herkez düşüncesini kendisine , doğrularını kendisine saklasın.ülkemin insanı muhalefeti çok seviyo her konuda....

 

OKUDUM OKUDUM sonuna kadar okuyamadan mesajımı yazayım dedim.

Öncelikle BÜYÜK HARFLERLE yazan muhteremler, siz muhasebeci misiniz? yoksa sesiniz mi yüksek çıkıyor?

(Muhasebeci arkadaşlar genel de Caps Lock ile yazdıkları için bilinçli muhasebeci üyelerin mesleki eleştirilerini almayacağımı umuyorum)

Konuyu siyasete çekmemeye çalışan, burası balık forumu diyen muhteremler.
Bu siyasi bir projedir, herkes siyasi görüşüyle konuyu yorumlayabilir, eleştirmek haddiniz değil. Burası balık forumu, Siyasi görüşlerinizi gidin başka forumlarda yazın diyenler gitsin kendilerine balık hafızalılar forumu kursun.

Kaldı ki burada denizlerle ilgili bakanlık kurulmasını, av yasaklarını tartışıyoruz. Bunlar da siyasi konular ama kimse bugüne kadar çıkıp siyaset yapmayın demedi.

Son olarak 2 senedir konuşulan çılgın proje için elimizde sadece çizgi film görüntüleri var. Siyasi bir aktivite olmasaydı 2 sene daha fizibilite yapılacak denmez, net bütçe ve güzergah ile halkın karşısına çıkılırdı.

Bu projeyi düşünen ve hazırlayanların balık popülasyonu, ekolojik denge ve amatör balıkçılar ile ilgili zerre düşünceleri ve kaygıları olduğunu düşünürsek yanılırız.

Siyasi düşüncelerle yorum yapan arkadaşları eleştiren üyeler eleştirdiklerinden fazla siyasi savunuculuk görevi yaptıkları görünümünde olduklarını sakın unutmasınlar.

Size iyi tartışmalar...

 

Acaba?? böyle bir şeyin ön çalışması 1 ayda olmaz. olsaydı çoktan kokusu çıkardı..

Durun bakalım olay daha çok taze..daha neler çıkacak ileride

yukarıdaki bazı mesajlara cevap olarak :
Bu ülkede tükenen dogal değerlerin neden tükendiğini ve kimlerin nasıl tükettiğinin - yok ettiğini bilmek için yukarıda bahsedilen diplomalara sahip olmak gerekmiyor..heleki prof olmayada hiç gerek yok..okuma yazması olan her kişi biraz da meraklı ise her şeyi görüyor..biliyor.


birçok yanlışın yapıldıgı yerde - bir çok doğrucu da çıkar işte bunlar diplomasız Prof..lardır..

Ugur kardeş ne iş yaparsın bilmem ama , mesela varsa bir yöneticin , onu biri oraya oturtmuş ama çalışma hayatın boyunca onun hiç yanlış yapmıyacagına nasıl inanabilirsin? güvenebilirsin? hiç mi onun verdiği talimatı eleştirmezsin..

o yüzden her kes fikrini kendine saklasın dersen yanlış olur.. o zaman monarşi olur..

 

Arada bazı cümleler hoşuma gidiyor..

amatör balıkçılar yani bizleri düşünen zaten yok ondan vaz geçtik.

 

Sevgili adaşım, sevgili abiciğim. Bu ülkenin geleceği için kaygı duyduğuna ve ülkesini seven bir vatandaş olduğundan hiç şüphem yok. Yalnız şu veya bu partici değilim demen pek inandırıcı değil. Çünkü yazmış olduğun satır aralarından hangi parti düşüncesinde olduğun gayet net anlaşılıyor.
Burda bir çok arkadaşımız kanalın fayda veya zararını belirtmeyi bir kenara bırakmış, siyasi düşüncesine göre yorum yapıyorlar. Keşke gözlüklerimizi çıkarıpta bir bakabilsek!

Muvaffak abicim saygılar. Saygısızlığımı mazur gör lütfen.
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi gözlüklerimizi çıkarıp öyle bakmayı becebilirsek mum ışığını bir kenara bırak güneşi göreceğinden eminim. Hastane kapılarında ölmek eskidendi. 10 sene öncesiyle şimdiki durumu karşılaştırdığın zaman bir çok gerçeği göreceksin. Gerçi Ahmet kardeşim cevabı vermiş bana yazacak pek birşey bırakmamış. Yalnız şunu söylemeden edemeyeceğim. Keşke bankacı yerine siyasetçi olsaymışsınız. Siyasetçi olsaydınız eminim paykalları, tekinleri, kılıçdaroğullarını geride bırakırdınız.

Ahmet kardeşim yazının altına imzamı atıyorum teşekkürler.

 

Sevgili kardeşim :

bir ülkede 3 - 5 nesil yaşantısı boyunca sorunlarla ugraşırsa,
zırt pırt hükümetler değişirse ,
zırt pırt asker mudahelesi olursa.
ülkenin batısı ayrı havada dogusu ayrı havadan çalıyorsa
bir insanın üzerinde takım elbise kravat ,ayağında adiadas varsa
bu ülkede bankacıda siyasi olur , doktorda , bakkalıda
her Türk erkeği önce Arapça selam verir ardından siyaset konuşur..
topluma ne verirsen , ne görüyorsa onu yapar..
Bir çok konuya siyaset karışır zira devletten beklenir, yapması da gerekir,

asıl benim sana bir naçizane tavsiyem olsun. o gözlukler takılı iken hiç bir şey görmezsin biz o gözlukleri çoktan çıkardık ve gerçekleri görüyoruz..asıl güneş bu ülkede 19881 - 1938 yılları arasında en parlak döneminde idi..şimdiki halkın birilerine olan inanışları - yapılan işlere atılan imzalar sadece kişisel avuntudur o kadar..

Siyasetmi.. aman kalsın almıyayım..görüyoruz ne menem bir şey oldugunu,

Yaratıcı insana dil vermiş , beyin vermiş akıl vermiş .. konuşsun diye anlaşsın diye..her şeyi konuşabilirsin kardeş.. merak etme.. yeterki karşındakinin gırtlagına binmeden ikna etmeye çalış..

bazılarına göre ucube olan bir heykel bana göre gayet güzeldir.. bakış açısı ndan olsa gerek..,,bakarken ne düşündüğün önemli ...

boş bakarsan..ferrari arabada ucube dir..

Denizlere bakarken içinde neler var ?
trakya topraklarına baktıgınızda üzerinde neler var.. ?

mikrodan makroya.... bakarken düşünmek lazım.... bu işler heykele bakmaya benzemiyor.. deniz suyuna karışacak olan bir avuç çimento bile bu ülkede yaşayan binlerce insanın yüreğinden bir parça kopartır..

muhtemelen bakış açısıda şudur 1400 lerin hayalidir , yapalım..