abi selam, ben gagasız olarak sadece maria'nın mucho lucir jigleriyle lüfer familyası tuttum, gagasız rapala ile avlandığımı hatırlamıyorum, sanırım akıntıda falan boğazda şapşallaşır o sahte, takla falan atar o işe göre dizayn edilmediği için (hadi su üstü sığ suda neyse)... bence levrek için sakla
Balıklar ve renk körlüğü Şu renk körülüğü konusunu araştırmıştım ben. Balıklar bizim anladığımız anlamda renk körüymüş. Ancak bazı renklerin balıklara daha çekici gelmesini araştırıp bulmuşlar. Biz renkleri gördüğümüzde adlarını söyleyebiliyoruz. Yani tanımlayabiliyoruz. Fakat balıkların algısında farklılık var; renkleri farklı frekanstaki dalga titreşimleri olarak algılıyorlar. Örneğin kırmızı ya da mavi gördüklerinde ikisini de gri tonu olarak görmelerine rağmen kırmızı rengin beyinlerinde oluşturduğu elektriksel darbeler daha fazla olduğu için kırmızıya saldırmayı tercih ediyorlar. Çok ilginç, değil mi ? Hey şekerden karınca yapan rabbim sen nelere kadirsin !
Bildiğim kadarı ile lüferin görebildiği tek renk yeşildir. O yüzden rapalalarda ve çaparide mümkün olduğunca yeşil renk kullanırım. Tabii parlaklık da kesinlikle lüferi cezbeden bir faktördür. Zokaların civa ile parlatılması balık tutma şansını kat kat arttırır. Lüfer ve sarıkanatta favori sahtem yukarıda resmi olan Yo-zuri M36 Perch Pattern. Bundan her zaman yedeği ile birlikte yanımda bulundururum ve her zaman çok iyi sonuç almışımdır. Aksiyonu ve şeklinin yanında yeşil renginin de çok önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü aynı serinin diğer renklerinden aynı randımanı hiçbir zaman alamadım. Perch Pattern, Perch görünümlü demek. Perch ingilizce tatlı su levreği. Ama bu sahtenin söz konusu balığa ne renk ne de şekil olarak benzediğini hiç düşünmüyorum. Daha çok gümüş balığına benziyor ve deniz avında özellikle lüferde çok iyi sonuç veriyor. Lüferin renkleri ayırt edebilme kabiliyeti ile igili bir çizelge:
Balıkların çoğu renk körü değil, hatta büyük kısmı insandan daha iyi renk görebiliyor. İnsan 3 renk görebiliyor: Kırmızı, yeşil ve mavi. Tüm renkler, bu renklerin karışımı gibi bir şey aslında. Sarı, kırmızı ile yeşilin karışımı örneğin. Ama pek çok balık bu üç renge ilaveten birde morötesi rengi görebilme yeteneğine sahip. Bazıları bizim 3 renk olarak gördüğümüz şeyi 5 renk görebiliyor vs. Ama lüfer, tek renk görebiliyor. Yeşil ve yeşil mavi arası tonları. Temel olarak kırmızıyı hiç göremiyor. Bunun esprisi, siyah beyaz görüşün çok daha az ışıkla ve çok daha yüksek çözünürlükte olabilmesi. Renk hücreleri şişmandır, bu yüzden göze daha az renk hücresi sığar. Tek renk gören hücreler çubuk gibidir, balık istifi yerleşebilir. Bu bilgiler bizim için şu anlama geliyor. Balık, mesela yemi bizim onu gördüğümüz gibi görmüyor. Böyle olunca, sahte balık yapıyoruz/alıyoruz, bizim gözümüze aynı gibi görünen balığın renkleri, desenleri vs. balığın gözünde çok farklı oluyor. Bu yüzden sahtelerin renkleri aldatıcıdır, onların gerçekten sahici balıkla uyumlu renkleri olduğundan emin olmak güçtür. Lüfer için, yeşil, parlak, canlı yeşil, denizde en kolay göreceği renktir. Bu farketmek kadar, aynı zamanda onun hareketinide farkedebilmek anlamına gelir. Bu nedenle, rapala, çapari vs. hepsi için, yeşil renk çok daha cezbedicidir. Fakat, lüfer sadece görerek avını bulmaz. Lüfer avını görerek seçer, bu kesin. Ama bulmak ile seçmek farklı şeyler. Lüfer, balığın kuyruk sallamasını vs. hissedebilir, duyabilir, çok iyi koku alıp kokusunu takip edebilir. Böylece avı bulur, ama ona saldırıp saldırmayacağına görüntüsü ile karar verir. Görüntüde asli unsur hareket, yani canlı olmaktır. Ama bu tek başına kafi gelmez, büyüklük vs. de önem taşır.
kusuruma bakmayın.herzaman balığa cıkamıyorum.bugun aniden balığa cıkmak icin vaktim oldu ve hızlı cevap almak istedim.
eskiden, kofanayla tekne batıran ustalar ne renk çapari kullanırdı bilir misin? al bak bu renk... , biraz da bu renk:
Mazideki güzel anılar, mazide kaldı draco, ben bunu bilirim. Bu güzel, mazide en ahu dilber güzel olsada, artık o sadece mazideki güzel. Bugün artık başka şeyleri de bilmemiz gerekiyor. Mazide ben kofanaya rapala atana gülerdim, allah akıl fikir versin derdim. Ama şimdi neredeyse kendimizi atacağız, ama yok ortada.
lüfer'in zevki mi değişti? neden eskiden yeşil değildi çapariler? yeşilbaş ördeğin boyun tüyü ne güne kalmıştı, yoksa yeşilbaş mı yoktu da horozun kırmızı hercai boyun tüyleri kullanılıyordu? demek ki hayvan renk seçiyor abi... dediğin gibi olsa kırmızı kullanılır mıydı hiç? yeni şeyler düşünmek lazım fikrine katılmasam, bir forumda moderatör olarak ne işim var abi? ama ortada da somut gerçekler var, belki sen teorisyensin ama buradaki çoğu arkadaş pratisyenliğe daha meraklı... şu olmaz bu olmaz diye kestirmek pek faydalı değil. sen bize hep açık fikirli ol derken sürekli kendi fikrini katıca savunuyorsun, mazide kaldı, şurada kaldı, sende kaldı bende kaldı, ama kırmızı horoz tüyüyle, beyaz kaz tütüyle dedem balık lokantasının günlük balığını çıkarttı yıllarca kafi miktarda fikir alış verişi yaptım bu konuda, dahasını başka konuda konuşuruz abi... görüşürüz.
Sevgili Draco, en azından dedenin erişebileceği yerlerde, yeşil tüy bulma imkanı yoktu. Ancak, tüyleri alıp, yeşile boyayabilirdi. Fakat, yeşilde atsa, kırmızıda atsa, kafi gelecek kadar balık tutabildiği için, gidip bununla uğraşmasına gerek yoktu. 2005 yılı filandı, hatırlayan olur belki, Galata köprüsünde çinekop tutmak için, iğnenin ardına sigara izmariti dahi takmak kafi geliyordu ve öyle şaka maka değil, kovalarca çinekop tutuluyordu. Ne iğne, ne yem, ne tüy ne başka bir şey ayırıyordu. Adama geliyor soruyorlar, "Kaç para bi?" "Şu para" "Ver madem" "Bi dakka bekle, tazesini vereyim." Adam sallıyor çapariyi, 2-3 aşağı yukarı, oldu sana bir kilo çinekop. İşte taa bu haldeydi. Ama dedim ya, maziden bir anı oldu artık. Şimdi git bakalım, öyle herhnagi bir çapariyle, öyle balık tutabilecek misin? Lüferin zevki değişmedi, saldırganlığı değişti. Zira, artık eskisi kadar bol değil. Öyle olunca da eskisi kadar yem baskısı hissetmiyor, o şekilde saldrıgan olmuyor. Artık çok nazlı. İşin daha kötüsü daha az. Artık lüfer o kadar sık değil. Sık olmayınca, senin çaparin ne kadar öteden farkediliyorsa, o kadar fazla balığı çekiyor. Eskiden vardı 10 iğnen, 1m mesafede 30 balık olunca zaten doluveriyordu. Ama artık 10 balık için, en azından 10m ötedekilere de çaparini görünür kılman gerekiyor. Bunun pratiği işte bu. Burada teori filan yok.
Evet abi hatırlıyorum 2005 i bizim burda ortaköyde çapariye 5 erli 6 şarlı geliyordu 2005 de sandallarla tutanlar kıyıya yanaşıp memurlara kilosunu 3 lira 4 liraya veriyordu o zaman acayip bi çinokop furyası vardı...
Olsun gerçektende rapala alırken hep beğendiklerimizi alıyoruz empati kursak hangisine atlardık diye daha faydalı olur
Konu içindeki tartışmadan bağımsız tamamen fikir jimnastiği olarak şöyle bir durum olabilir mi? Ben yeşil ve kırmızı elmayı görebiliyorum ve tercihimi yeşil elmadan yana kullanıyorum evet seviyorum yeşil elmayı, bu şekilde düşünür isek lüfer yeşili görüyor fakat kırmızıyı görmüyor değil yani sonuçta tercihini kırmızı (her ne renk ya da tonda görüyor ise) yönünde kullanıyor olabilir mi? Önce yeşili gördüğünü varsaysak bile bu kesin olarak yeşil rengi tercih edeceği anlamını mı taşıyor?
Sevgili Yasin, bu öyle değil. Lüfer kırmızı ışığı göremiyor. Sadece yeşil ve yeşil-mavi ışığı görebiliyor. Mavi/mora doğru gittikçe duyarlığı azalıyor. Peki bu ne demek ? Sen bakınca ne görüyorsun? Bir sürü renk. Ama o bakınca, senin kırmızı ve mavi gördüğün yerleri siyah olarak görüyor. Işıksız bir yere, mesela derin suda etrafına bakınca da öyle görüyor. Karanlıkta, gece, siyah bir elbise mi, beyaz bir elbise mi daha iyi görünür? İşte aradaki fark bu. Neyse, şimdi Galata'ya gidip bir yoklama yapacağım, bakalım ne çıkacak, akşama daha detaylı bir şeyler yazarım bakarsın.
evet abi, bizim köyde ördek yoktu hindi de yoktu, kaz da yoktu, o yüzden sadece horoz tüyü kullanılıyordu... hatta olta da yoktu, kargılarla avlanırdık o yüzden pratik yok, ama bir şeyden emin ol, o günlerde de insanlar daha fazla balık avlamaya çalışıyordu ve bazı renkler diğer renklerden fazla çalışıyordu, bu bölge bölge değişiyordu. senin dediğinin aksini demiyorum ama o kadar katı bakma, en iyisi her yerde yeşil olmayabilir. kapalı havada at bakalım yanıma gelip yeşil çapari de, benim turuncu-kırmızı mı iş yapıyor senin yeşil mi teknem suda olsa, yazlık pert olmasa çağırıcam seni bir haftasonu, sabah akşam çapari yapacağız farklı renklerle de, yok işte
010B olanı Çinekop lüfer için kıyıdan at çek ile sizce nasıldır. Bilgiler:http://www.avmarketi.com/asp/show_stock.asp?product=24-JL-132F
010b , 005 , 01 , 206 , x02 harika görünüyorlar.Verdiğiniz linkteki yorumları okursanız sizin için gerekkli bilgi var.