Çinekop Katliamı Son Hızıyla Başladı

Konu, 'Tekneden Balık Avcılığı' kısmında sarızeybek tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    [​IMG]
     
  2. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Arkadaşlar dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.. bana göre de olay şu..

    - Ülkemizde balık gerçekten 'fayda lı bir gıda' yani yiyecek olarak bilinir. bu Uygar,yabancılarda da aynıdır.. ama onlardan farkımız.. şudur,

    * Bilinçli toplum bu faydalı şeyin çok ta kıymetli oldugunu anlamıştır..ayrıca bunuda bir canlı bir yaşam türü oldugunu kabul etmiştir..canlılar dünyasına saygıları vardır.

    Bu durumda Onların ülkesinde bir yasa vardır ve insanlar bu yasaya uyar..


    ** Bizim toplumda bu faydalı şeyin çok ta kıymetli oldugunu anlamıştır,ayrıca
    bunun bir canlı türü oldugu bir yaşam döngüsü olduğu maalesef kafalara sokulmamıştır. ve maalesef ülkemizde canlı türleri ve dünyasına - doğaya olan sevgi ve ilgi azdır.

    Bu durumda bizim ülkemizde laf olsun diye kanun yapılır - ve kimsede uymaz..

    Sevgili Serdar ve Aret . yukardaki mesajlarınızı umarım daha bir ortak noktada toplamış oldum.. ikinizde haklısınız..

    Veee.. bunu bir agaç olarak düşünelim

    Gövdenin anlamı .. balıgı et olarak görmek

    Gövdeden ayrılan 2 dal varsa birisi yasalara uymamak - digeri eğitimsizlik ve varsa diger dallar ..vs.vs..

    Bu konuda ..Umarım.. yanılmamışımdır..:)
     
  3. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Aret hala bir türlü anlamadın.

    İşte o yüzden hala kafanda şu var: "Sürdürülebilir balıkçılıktan bihaberiz."

    Sürdürülebilir balıkçılık diye bir nane yok. Sürdürülmesi gereken ekosistem var, doğa var, doğal denge ve türlerin çeşitliliği, canlıların var olma hakkı var.

    Siz ise hala olayı "sürdürülebilir balıkçılık" olarak balıkçılığa, et teminine endeksliyorsunuz. O zaman, işte çinekop tutma dendiğinde, balıkçılık sürdürülebilir olmuyor ve balıkçı çıkıp boğaza gerine gerine eylem yapabiliyor.

    Balığı satmakla oturup yemek arasında zerre kadar fark yok. Artık bunu bir gör. Böyle diyerek sadece kendini avutmaya çalışıyorsun. Ama ben balığı satmıyorum diyerek kendine mazeret uyduruyorsun. Öbürü de satıyorum zira çoğcuğuma ekmek götürmem lazım diyor, gene kendini avutuyor. Ve biz çıkıp kimin malını yiyorsun, kimin malını kime satıyorsun, bunlar bir canlı, bir ganimet, bir mal değil diyemiyoruz. Desekte anlamıyorsunuz ki, zira balığı ancak et olarak görüyorsunuz.

    Ne senin tuttuğun balığı yemen, ne de başkasının tuttuğu balığı satması, sizin hakkınız değil. Böyle bir hakkınız yok. Siz ancak balığın yaşama ve varolma hakkını gaspetmiş oluyorsunuz. İşte bunu farkederseniz, ancak o zaman balığın varolma hakkını sürdürebilecek bir avcılığa yönelebilirsiniz.

    Gelelim sürdürülebilir balıkçılık. Ne diyor kokoş? Bu böyle sürdürülemez, bizim besleyecek bir halkımız var diyor, çıkıyor işin içinden: "Halkımızın yıllardır sofralarından eksik olmayan çinekop balığından mahrum bırakılmasını istemiyoruz."

    Şu lafa bir bak, hala mı anlamıyorsun?

    Ve dahası, eğer balık et ise, kokoş haklı yerden göğe kadar. Var olan balığı güzelce tüketip halkın et, gırgırcının para sorununu çözersin güzelce. Lüferin nesli tükenirse, tükenirse tükensin, bir şey olmaz, gider hamsi tutarız, çiftlikte levrek var, somon var, sorun değil. Yani çinekopun neslini yok etsek, balıkçılık gene sürdürülebilir. Orkinosu tükettik işte, sanki balıkçılık yok mu oldu? Şu anda çinekop en ucuz yoldan kaliteli et sorunu için harika çözüm. Ne mahzuru olabilir ki, güzelim etin denizde kalmasının anlamı yok.
     
  4. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Serdar abi, senin yazdiklarin balikcilik meslek olarak icra edilmesine kadar gidiyor. Veya balikcilik sadece yetistiricilik olsuna gidiyor. Diger arkadaslarin söyledigi ise nasilki koyun etine nazaran kuzu eti makbuldür hatta en makbulü tuncelinin savak etidir gibi lüfer eti o da istanbul lüferinin eti makbuldür gelin bunu çinekopken bitirmeyin büyüsün lüfer olsun hem soyu kurumasin hem lezzetlisini avlayalima geliyor. Ayni elmalara ok atmiyorsunuz yani..
     
  5. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Yok böyle bir şey roy, külli yanlış anlama oluyor burada.

    Balık tutulmaz, yenmez değil. Olay balığa bakış açısı. Balık yerin altındaki kömür gibi ,bitirilip tüketilmesi gereken bir kaynak, bir et kaynağı olarak görülüyor.

    Ama balığı bir canlı, denizide bir ekosistem olarak görmek gerekiyor.

    Şimid lüfer, çinekopu yiyor. buna hakkı var mı, var. bizde yakalayıp lüferi de yiyoruz, buna da hakkımız var. ama burada olay şu.

    Biz balığı et olarak görünce, yakalayıp tüketmenin bir zararı yok ki? Dahası yakalayıp tüketmemek bir zarar. Ne güzel balık var ama, yiyemiyoruz. İşte şu anda kafalar bu yöne gidiyor. Bakanından, amatörüne kadar.

    Bu zihniyette, boy, şu, bu ayrımına gitmeden et olarak yenebilir ve leziz her şeyin toplanıp yenmesini düşünüyor. Balıklara dair kurallar, tebliğler filan hazırlanırken, olayın sadece bu et toplama yönüne bakılıyor.

    Oysa balığı ekosistemin bir parçası olarak görürseniz, o zaman işin rengi başka. Ekosistemi sürekli kılmak ve oradak canlıların var olma hakkını savunmak durumunda olursunuz. O zaman, sizin avcılığınız, ekosistemi etkilemeyecek kriterlere göre yapılır.

    Yani, balık tutulur, ama öyle tutulur ki, ekosisteminin zarar görmeyeceği şekilde, yöntemler ve limitlerle tutulur.

    Şimdi ne diyor bizim arkadaşlar? Efenim, çinekoplaır ufak ufak toplarsak, lüfer yiyemeyeceğiz yarın. İyide, yarın yiyemeyeceğiz diye, bugün yiyemiyor olmak mantığa ters zaten. Bu yenecekse, bugünde karın açsa, yarın yiyeceğim diye bunu yememenin anlamı yok. Hazır önümüzdeyken, yiyelim gitsin, ne var bunda?

    İşte balığı yemek olarak görmek bu yüzden bu sorunu çözmez. Sanki sorun yokta, şöyle yapsak sorun olurmu diye tartışıyor muşuz gibi konuşuyorsunuz. Sorun ortada, açık ve seçik. Ama bakış açınızı değiştirmediğiniz için, sorunu göremiyorsunuz. Zararı yemek stoğuna değil, ekosisteme veriyorsunuz. Yemek stoğu yerine konabilir, hiç sorun değil: Çiftlikler, diğer türler vs. Ama ekosistem yerine konamaz.
     
  6. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Burdan su sonuca çikiyormuyuz peki? 100bin yil evvel inekler yaylalarda otlar kuzular meeler keçiler ormanlarda gezerdi tavuklar ortalikta gidaklardi. Ademoglu bunlari avlardi. Baktilarki besin olarak görünen bu hayvancagizlar azalinca aç kalinacak 3-5 hayvani çitle çevirdiler sütünden yününden etinden faydalandilar. Bu isi beceremeyen ama tas yontmasini iyi yapana da 2tane ok ucuna 1tane mizraga 2yumurta 1tavuk verdiler. Karasal ekosistem belli bir sekilde bozuldu fakat %100 ademoglu buna sebep olmadi. Denizler içinde aynisini düsünelim. Ekosistemi bozmak veya bozmamak tamamen biz insanoglunun elinde degil. Kirmizi thon stoklari azaldi, balinalarin soyu tükeniyor diye yasaklar konulup avlanmasi engelleniyor. Kimse karsi çikiyor mu? Denge bozulunca müdahil olunabiliyor demekki. Ama kimse bunu et olarak görmekten vazgeçtiginder yapmiyor, yapmayacak görmekten vazgeçmeyecekte, vazgeçemezde. Basitce niye güvercinler etrafimizda gezer arabamizin üstüne pisler? Et olarak görülmez yenmez de ondan. Tadi bildircin veya ördek gibi olsa eminönünde güvercine yem mi atilir tüfekle saçma mi atilir?
    Sadete gelirsek, deniz canlilarini et olarak görmekten vazgeçip ekosistemi bozmama fikrinin tatbik edilebilirligi yoktur. Bunun kural ve yöntemlerine uymak ise zaruridir.
     
  7. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Kurallar, zaruret....

    Hala bunu görmekten kaçıyorsun. Sen durma kural fillan de dur..

    Onlar bildiğini okuyacak, sana da şunu hatırlatacaklar: it ürür, kervan yürür.
     
  8. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Valla serdar abi onu kendileri düsünecek. Karadenizde Türkiye kiyi seridinde kalkani da bitirdiler simdi ukrayna karasularina girmeye yelteniyorlar ama 33mm topu takmis adam seri atisa tutuyor yiyosa gir bakiyim adamin suyuna. Türkiyede kurallarin isleyemiyor olmasinin sebebini insanoglunun içgüdüsel dürtülerine baglamak yanlistir. Içgüdünün sinirini toplum vicdani ve devlet yasalari çiziyorsa riayet etmek her bireyin görevidir.
    Onlarin bildigini okuyabilmesinin sebebi halkin et talebi degil, nizamdaki bozukluklardir.
     
  9. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    İnsanların düşünce yapısını filan değiştirmek bunlar ütopya sadece. Tek yapılması gereken siyasi otoriteyi bu işe razı etmektir. Şöyle bir örnek vereyim. Eskiden kapalı alanlarda sigara içilirdi. Yıllarca sigara zararlıdır içmeyin dendi, başka insanları rahatsız ediyorsunuz dendi, sigara içenler sigara içmeyi azalttı mı? Hayır. Ama kısa zaman önce siyasi iktidar gerçekten bu işi bitirmek istedi, yasakları koydu ve şu anda pasif içicinin maruz kaldığı zulüm %90 oranında sona ermiştir. Demek ki istenirse kanunlarla sorun çözülüyormuş, yeter ki istensin.
     
  10. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Etmiyor işte adam, ne yapacaksın? Herkesin başına bir polis memuru dikebilemiyorsan, ötesi boş laf oluyor...

    Kurallara neden uymaz insan? Hiç bunu irdelemiyorsun. Eğer insan kuralların faydasına inanmıyorsa, o kurala uymasını bekleme. Ancak başına zabıta diker eline sopa verirsen belki.

    İnsanların kurallara uyması için, kuralların bir faydası olduğuna inanması şartı önkoşuldur. Konu özelinde, balık yasağının (boy, tür zaman vs.) faydası olmadığını düşünen birisi, zaten gani gani olan her fırsatta, o yasakları çiğneyecektir.

    Bugün kişilerin bu yasakların, daha doğrusu düzenlemelerin faydası olmadığına inanmasının ana sebebi, yasağın et teminine konduğunu düşünmesidir. Onu bunlaırn bir canlı olup yaşama hakkı, üreme gereği olduğuna dair içinden bir dürtü gelmiyorsa, bu sorunu çözemezsin ve işte çözemiyorsun.

    Burada çinekop meselesi sadece bir detay. Dinamit meselesi çözüldü mü, tırıvırı meselesi bitti mi? Neresinden tutsan elinde kalıyor balıkla alakalı kurallar. göllerden sazanlar çuvalla taşınıyor. Ağ serilmemiş yer bulmak namümkün.

    Sen hala diyorsun ki, amanda kurallar olmalı, uyulmalı falan. Bense hala anlatamıyorum. Yahu boş lakırdı bu laflar, boşşş.. Kural, dinamit serbest diyor mu? Ama dinamit bulan herkes, soluğu balığın tepesinde alıyor. Biz sana bu işin tek çözümünü söylüyoruz. Bu işi kural koyarak filan çözemezsin, çözemiyorsun. Hepsi ortada işte, bu konun başlığı ne, kurallara aykırı olarak çinekopların kırılması değil mi?

    Sanki bunu bir yere dek engelleyecek bir 20cm kuralı yok mu? Var, ama hani nerde, kim uyuyor?

    Bu sorunu çözmenin tek yolu, balığın bir et kaynağı değil, bir canlı olarak görülmesini sağlamak. Bunu sağlamak içinde bir şeyler yapmak, bir yol, bir yöntem bulmak. Ama sen hala efenim kural, efenim yasak... Geç artık bunu, yasakta var, kuralda, peki onları şeyine takan nerde?
     
  11. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    yahu serdar abi iyi guzel soyluyorsun da kanuna nizama uymayan ve kendisine aynada bakarken insan sulueti gordugunu zanneden afedersin hayvana hayvan sevgisini nasil asilarsin, ne gibi bir çozum uretebilirsin. 40 laftan anlamayani 40 kotek paklar. dikeceksin o zaman tam yetkili bol maasli memuru kayikhanelere hallere sahillere. teker teker de degil 5er 10ar dizeceksin. memlekette issiz çok mesele de olmaz. ama bu adamlardan tek bir sey bekleyemezsin o da hayvan sevgisidir idk
     
  12. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Önce çözümü üretmeyi istemen lazım. Doğru çözüm ancak sorunun doğru tespiti ile olabilir.

    Kayıkhane'ye vs. adam dikemiyorsun. Bu işler söylendiği kadar kolay olmuyor. Gerçi bu yapılamayacak bir şey değil. Ama bunun olabilmesi için, bunu uygulayacak olanlarında olaya inanması lazım. Fakat sorun orda da adam boyu. Bunu yapacak olanlarda olayı bir et meselesi olarak görüyor.

    Öncelikle bu sorunu bir kabul etmek gerekiyor, ama siz inatla bunu kabul etmekten kaçıyorsunuz.
     
  13. 33orfoz

    33orfoz Mustafa

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    368
    Şehir:
    MERSİN
    Favori Makine:
    Makina kullanmam , balık ile aramda misinadan başka bir şey istemem...
    En İyi Avı:
    Ceylan - 6,5 kg , 8 Tane Barracuda
    - Arkadaşlar arkadaşlar ,
    - Size bir sorum var ,
    - Düşünün ki balıkçılık konusunda (kimseyi es geçmeyen , görmezden gelmeyen , işine gönülden bağlı olan , doğaya saygılı , idealist insanlardan seçilmiş) ciddi bir denetleme mekanizması olsa . Bu konuda belirlenmiş kurallar olsa . Örneğin yakalanan limit altı çinekop , orfoz, barbun vs için caydırıcı , kol gibi para cezaları , tekrarı halinde hapis cezasına kadar yolu olan yasaklar olsa .
    Bırakın koca tekneleri , oltacılara varana kadar herkesi kapsayan cezalar olsa . (''- Aman ya boşver , bu adam oltacı . Onun tutacağı limit altı bir balık mı dengeyi bozacak , görmezden geleyim.. '' demeyecek denetçiler olsa )
    -Sizce sonuç ne olurdu ???
    -Biz burda bu muhabbeti yapıyor olurmuyduk ???
     
  14. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    -Sizce sonuç ne olurdu ???

    Şu andaki tas ve hamam her neyse, gene aynı tas aynı hamam olurdu...

    -Biz burda bu muhabbeti yapıyor olurmuyduk ???

    Dedikya, tas ve hamam aynı sürerdi, bizde burada bunları konuşuyor olurduk.

    Bir kaç şey gözünüzün önünde. Ama görmüyorsunuz nedense. Kural var, yasak var, ama ne uyan var, ne de denetleyen. Bunlara uyuluyorda, sorun bitmiyor olsa, size hak vermek kolay.

    İnsanların en büyük yanılgısı, ceza denen müessese ile, kötülükleri önleyebilecekleri yanılgısıdır. Ceza bir toplumu, sektörü vs. ıslah edemez, edememiştir de, edemeyecektir de..
     
  15. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Ne olacak bugün nasıl kimse kapalı alanlarda sigara içemiyorsa, aynı şekilde limit altı çinekop avcılığının da büyük ölçüde önüne geçilirdi.

    İkisi de kanun, ancak arada önemli bir fark var. Biri iktidarın uygulama amacıyla çıkarttığı bir kanun, diğeri göz boyamak amacıyla çıkarttığı kanun. Sonucu vatandaş değil iktidarın niyeti belirler. Yoksa insan aynı insan, eğer sigara konusunda da denetim ve ceza uygulanmıyor olsa, insanlar yine o yasağa rağmen her yerde sigarayı içerler, biz içmeyenlere de sinir olmak düşerdi.
     
  16. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Peki Serdar abi ne oldu da birdenbire insanlar restaurantlarda sigara içmemeye başladılar? Birdenbire sigaranın zararları konusunda zihinleri mi açıldı, yıllardır önemsemedikleri sigara içmeyen pasif içicileri önemsemeye mi başladılar, yoksa gerçek anlamda uygulanan o cezalar sayesinde seve seve kapalı alanda içmeyi bırakmak zorunda mı kaldılar?
     
  17. kilicbey

    kilicbey İsmail Kiliç

    Yaş:
    54
    Mesajlar:
    1.719
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    MIRMIr. 1.5 Kg LEVREK2 Kg Köpekbalığı 1 metre.
    Serdar bey yazılarınızı ve yorumlarınızı okudukca , benim tanıdığım, polemik yaşadığım insan bumu diye kendimle çelişiyorum, şahsen görüşleriniz ve yorumlarınız için sizi kutlamak istiyorum.
     
  18. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Aret, sizin nedir bu genelleme, ak-karaya indirgeme sıkıntınız?

    Elmalar ile armutları aynı kefeye koyamazsın, elma yeşil diye yeşil armutun ekşi olacağını çıkaramazsın.

    Ne dedik? İnsanlar faydasına inanmadığı kurala uymaz, uyulması için destek vermez. Umursamaz, ilk fırsatta o kuralı çiğner.

    Sigara yasağının faydasına inanan çok. Ve sonuç etkili oluyor bir yere kadar. Ama otobüse, biniyorsunuz, arkalar boş, orada muavinle oturup yakıyorsunuz bir sigara. Bir otobüs dolusu insan, otobüsü tutmuşuz, gidiyoruz Sivriceye, yol boyu göz gözü görmüyor sigara dumanından. Daha? Daha örnekleri çok onunda. Ama şurası malum, en azından sigara içmeyen kalabalık bir kitle, bu yasağın faydasına inanıyor ve uygulanmasına çalışıyor.

    Ama kişiler balığı kırmanın, 16cm çinekopu yakalamanın, serçe parmağı kadar balığı kovaya doldurmanın yanlışını görmüyor, bunları yasaklamanın faydasına inanmıyor. İşte olan hepsi bu. Olay açık seçik ortada. Adam 5cmlik kıraçayı kovaya atıp sırıtıyor, soruyorsunuz: "Lezzetli oluyormus sordum birine oyle dedi ne alaka ise!" cevabı size. Bu cevabı yazanda ben değilim...

    git, işte boğaz. Önüne atarsan parmak kadar kıraça dolu. Elbette onlarla dolu kovalarda orada. Dilediğine sor, yahu ne tutuyorsunuz bu ufakları diye. Cevap fix olacak: "Abi pek lezzetli... Çıtır çıtır... Tavada pek güzel oluyor..."

    Sen bu adama ne deyip, ne söyleyip o yavruları öldürmenin yanlışlığını anlatmayı düşünüyorsun ki?
     
  19. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Hoşuma gitti bu cümle...
     
  20. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Doğru çünkü kıraça pek lezzetli oluyor. İri istavrit ise oldukça lezzetsiz olur. Aynen kuzu eti-koyun eti gibi. O yüzden başıboşluk oldukça Gebze otobüsünde sigara içen kafadarlar gibi sahildeki kafadarlar da kıraçayı tutar. Ama sen bir ekibi bu işle görevlendirirsen, sahilde kıraça yakalayanların balığına, kamışına el koyar, iyi bir ceza kestirirsen, o zaman aynen İstanbul'un pek çok Restaurant'ında sigara içilemediği gibi, kıyılarda da kıraça yakalayan kalmaz.

    Efendim bu kadar derdin arasında bu işle uğraşılmazmış. O zaman yapılabilecek hiç bir şey yok. Biz buraya hergün yazalım belki 3-5 kişiyi etkileriz ama genel çoğunluk bildiğini okur. Toplumların algıları 1 günde oluşmaz, o yüzden 1 günde de değiştirilemezler. Biz balık ve deniz kültürü olan bir toplum değiliz, dolayısı ile deniz sevgimiz de sınırlı. İşte bizim 3 katımız balık tüketen Yunanistan denizlerini bizden çok daha iyi koruyor, bir tane yavru balık avlanmıyor, avlamak isteyene ağır cezalar veriliyor, denizleri bizim denizlere göre çok daha canlı. Balık tüketimi zaten Deniz kültürünün en önemli parçasıdır. Öyle 3 liralık balığı alıp ucuza karnını doyurmak manasında değil elbette. Pişirme tarzıyla, mezesiyle, çirozu, lakerdası, tuzlaması, yanındaki içkisi, oturması kalkmasıyla deniz ürünü tüketimi büyük bir kültürdür. Adamlar bu kültürü sevdikleri için zaten onu gönüllü olarak koruyorlar. Bizde ise balık maalesef ucuz gıda gözüyle, ganimet gözüyle görülüyor. O yüzden yakala yakalayabildiğin kadar mantığı var. Biz yakalamazsak Yunanlı yer mantığının başka bir açıklaması olabilir mi?

    Dediğim gibi bu özellikler toplumların kültürlerine yüzyıllar boyunca yerleşen özelliklerdir ve geceden sabaha değiştirilemezler. Osmanlı zamanında Müslüman Türk halkı balıkçılığa ve balık yemeye pek rağbet etmezdi. Balık daha çok gayrimüslimlerin kültüründe bulunan bir öğeydi. Bugün artık balığa herkes meraklı, globalleşen Dünya'da böyle ayrımlar kalmadı, ancak bu kültür eksikliği bahsettiğimiz olumsuzlukları yaratarak hemen kendisini belli ediyor. Birkaç nesil sonra elbette Türkiye'de de insanlar denize karşı çok daha duyarlı olacaklardır. Ancak o zamana kadar kayıp büyük olacak ve maalesef kaybedilenlerin yeri dolmayacaktır.
     
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.