Çinekop Katliamı Son Hızıyla Başladı

Konu, 'Tekneden Balık Avcılığı' kısmında sarızeybek tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Gördüğüm kadarıyla, sende benim dediğim yere geliyorsun gibi. Evet, bizim sorunumuz aynen bu noktadan kaynaklanıyor.

    Ve gene aynı yerdeyiz. Bu vaziyet toplumların kültürlerine yüzyıllar boyunca yerleşen özellikler ve geceden sabaha değiştirilemez, çok doğru. Ama değişmesi gerekiyor. Tıpkı töre cinayetlerinin de kabul edilemez oluşu gibi. Bu da elbette bir gecede değişmeyecek. Ama bir yerden başlarsak, bir vakit sonra değişecek. Bu çok fazlada sürmez.

    Olayın bir acil müdahale tarafı var şu anda. bir kazada oluşan bir yaraya, derahl kapsamlı bir cerrahi müdahale yapamayabilirsin. Ama bir tampon basmak, atardamarı sıkmak gibi hayati acil önlemler almana engel olmaz bu. Şu anda bir şeyler yapılabilir ve bu acil önlem olarak hastamızı, yani balık ekosistemimizi hayatta tutmaya yeter. Bu da bize zaman kazandırır, ki bu kültürü değiştirebilelim.

    Bunun tek bir eylemle olabileceğini düşünmek elbette yanlış. Ama balığı bir et yığını olarak görmeyip, bir canlı olarak görmekle işe başlamak, işin en kolay ve etkili yolu. 5 cm kıraçayı tutana, "abi çıtır çıtır çok lezzetli" dediği zaman verebileceğin yeğane cevap, onunda bir canlı, yavru bir canlı olduğu ve onu yaşatmanın daha insani olacağını söylemek olabilir. Bunu da, ancak kendin balığı öyle görerek yapabilirsin.

    Yemeyeceğin balığı neden yakalıyorsun gibi çıkışların vs. bu yüzden tam tersine zararı var. Yakala kardeşim, balığı. İçindeki avcı güdünü tatmin et. Sonra da sal, insanlık duygunu tatmin et. Hem balık var olmaya devam etsin, hemde sen sana gereken adrenalin, serotonin vs.yi sağla.

    Bu işler böyle başlıyor. Yakalamak ve bırakmakla, blaığın bir canlı olduğunu tasdik etmiş, bilfiil göstermiş oluyorsun. Hemde, herkesin ağzının suyunu akıtabilecek, kimsenin yakalanmasına itiraz etmeyeceği kocaman balıkları yakalayıp salarak yapmak lazım bunu. Ki olay "nesini yiyeceksin?" konusunu aşabilsin. Gayet güzelce yenebilecek şeyi salmak, onun bir etten daha ötesini göstermenin en iyi, en kolay yolu olacaktır.

    Zaten avlaklar kalabalık. Bunu yapanlar artınca, bu bazı aşamalardan sonra kişilerin dimağına oturur. Önce dalga geçme, anlamama, abes görme aşaması gelir. Sonra kızma, aşşağılama aşaması. Ama ondan sonra bakarsınız millet sizin gibi yapmaya başlamış.

    Bunu toplumun %100'üne ulaşması gerekmiyor. Bu bilinç şu anda yok. Var denecek kadar kişinin ki %10 - %15 filan olur herhalde, bu bilinci yaşaması, çok şeyi değiştirecektir.

    Elbette bir gecede değil. Belki bir sezonda da değil, 2-3 sezonda ancak. Ama bir şeyler yapmazsak, bir şeyler değişmeyecek. Balıkların yok oluşu artarak sürecek sadece.
     
  2. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Tabii çok farklı şeyler söylemiyoruz da, işte bana göre bu acil müdahale ancak devletin koyacağı ve kararlılıkla uygulayacağı yasaklardır. Hastayı bu şekilde hayatta tutacağız, insanların algısını değiştirmek ancak uzun vadeli ve kalıcı tedavidir. Onu da yapalım da önce bir hastayı hayatta tutalım.
     
  3. ihtiyarhakan

    ihtiyarhakan Hakan Mustafa Serdar

    Mesajlar:
    43
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    45 cm kefal, 2.5 kg torik
    Kanunlar görgü kuralı değildir yani beğenirsem veya faydasına inanırsam uygularım yoksa uygulamam diye bir şey olamaz, adı üstünde "Kanun" iyi bir ceza ve kontrol sistemi uygularsın herkes bir güzel uyar. Ama diğer taraftan tabi keyfilik var o da uygulayıcılarda çıkıyor, yani kanun uygulayıcılar keyifleri gelirse uyguluyor yoksa uygulamıyor kimsede bir şey yapamıyor. Her zaman olduğu gibi kanun var uygulayan yok.
     
  4. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Aret, sizin hala bir türlü anlamadığınız yerde burası. Bu kafayla ne o kanun çıkacak, nede o çıkan kanunun uygulanması için gereken altyapı olacak, nede o kanunu bir tarafına takan olacak.

    Bu iş kanunsuz, şunsuz bunsuz olur, ahada böyle olur diye bir şey yok zaten. Ama o kanunların ve denetimin olabilmesi için, önce buna uygun zemin olacak.

    Bizde burada, o zemini var etmenin formülünü sağlamaya çalışıyoruz, bunu söylüyoruz..

    Eğer uygun zemin olsa, şu anki meri kanunlar zaten yeterli bu işin daha iyiye gitmesi için. elbette daha iyi kanunlar olabilir, ama şu an olan bile hiç bir halta yaramıyor, kağıt israfı olarak duruyor.
     
  5. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    O kanun zaten bir çok kişinin çabasıyla çıktı. Ama insanların zihniyetini bir anda değiştirmek bunun çok daha ötesinde imkansız bir şey. Sahilde insanlar yer için kavga ediyor veya birbirini bıçaklıyor. Bu adamların lüferi suya atanları görünce veya biz onlara laf anlatmaya çalışınca ikna olacağını mı düşünüyorsun? Evet olurlar ama bir 50 sene içerisinde olurlar. O zamana kadar da balıkların yok olmasını engellemek için kanun, denetim, ceza gereklidir. Bu işin yetkilileri her kimse onların olayı anlaması gerekir ve yeterlidir.
     
  6. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bu adamların lüferi suya atanları görünce veya biz onlara laf anlatmaya çalışınca ikna olacağını mı düşünüyorsun? Evet olurlar ama bir 50 sene içerisinde olurlar.

    O kadar değil. Buna ikan olmaları 5-6 yıl sürüyor. Bu denenmiş ve görülmüş bir olay. Başka ülkeler bunu böyle sağlamış.

    banghead

    Kaç defa daha, "tamam gereklidri falan filan, ama o iş olm-a-a-a-z-z-z, bu zihniyetten o çözüm çıkmaz" diyeceğiz_?

    Bu işin yetkilileri her kimse onların olayı anlaması gerekir ve yeterlidir

    :mad:

    Tekrar mı edelim: anlamazlar, anlamazlar, asla ve kata anlamazlar..

    Bak sevgili aret, bu dediğin şeyin olabilmesi için, önce o zihniyetin değişmesi lazım. O zihniyet, balığı lezzetle, etle bir tutuan zihniyet değişince, bu olay otomatikman çözülmeyecek elbette. Ama ancak o zaman, yetkilier olayı anlıyor, önlemler alıyor, uyguluyor olacaklar.

    Kaçıncı söyleyişimiz?

    Bak sana bir şey söyleyeyim, göstereyim. AIS diye bir şey vardır, bilir misin?

    http://www.marinetraffic.com/ais/

    Bu alet, gemilerin yerlerini gösteren bir vericidir. Gırgırların bu aleti kullanmaları mecburidir ve kullanırlarda. Yukardaki linkten göreceğin şey, bazı meçhul gönüllülerin AIS sinyalini alıp siteye yollamaları ile sağlanıyor. Türkiye'de AIS verilerini toplamak ve yeniden iletmek yasak. O yüzden TR haritası pek güncel olmaz. Ama sık sık biz buradan gırgırların nerde olduğunu, ne yaptıklarını vs. görebiliyoruz.

    Ve bunu biz değil sadece, ilgili herkeste görebiliyor. Heleki resmi makamların elinde tam, eksiksiz AIS bilgileri var. Ve buradan bir gırgırın nerde mola ettiğini tık diye anında görebilmen mümkün. Hal böyleyken, sıkı mı, aha şurda yanaşıp bir yere, bilmam kaç kasa balığı kaçak yoldan indirivermek?

    Eğer bu işin faydasına inanan, işi azıcık sık tutan olsa, hiç öyle devriyeler filan gezmeye hacet yok. Oturduğun yerden tüm o meseleleri halledersin, gördüğün gibi.

    Bunun için gereken teknik her şey var. Yeterli kanun, mevzuat filanda var. Ama icraat nerde?

    İşte o icraatin olması için, ne yapmak gerektiğinden bahsediyoruz. Olayın en temeli, bir cümle ile: "Balıklar et deposu değildir". İşte olayın vizyonu budur. Bu vizyona sahip olunca, buna göre, balıkları korumak misyonuna sahip çıkılabilir. O misyon için yapılacaklarda, yasaymış, denetimmiş, şuymuş hepsi patır patır ardından gelir.

    Ama siz hala olayın süreçlerinden bahsediyorsunuz. Vizyon nedir, biliyor musunuz? Kişilerin vizyonu balık yemek olduktan sonra, bütün o süreçler balıkların güzelce yenip bitirilmesine göre şekillenecektir ki, bugün yaşanan durum budur.
     
  7. roy

    roy roy

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    4.646
    Şehir:
    dünya
    Favori Kamış:
    Ron Thompson heavy telecoast, daiwa crossfire,lineaeffe extreme,Pezon&Michel Rafale pro pike
    Favori Makine:
    Daiwa tournement entoh 5500, Mitchell compact gold 7000 , Okuma Razor 65, Daiwa procaster A 4000
    Serdar abi senin vizyonunu revize etmen gerek o vakit zira balik dediginin aksine et deposudur tipki koyun dana tavuk vs..gibi. Mücadele tüm dunyada oldugu gibi stok koruma politikasi üzerinde sekillenmelidir. Ha bununla birlikte senin fikrin teorin yanlis mi? Degil. Ama tatbik edilebilirligi zayif bir ihtimal. Senin gibi düsünen ve bizim gibi düsünen bu kadar azken her sene basligin tekerrürüne sahit olacagiz malesef.
     
  8. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Abi kusura bakma da senin kadar neden sonuç ilişkisini birbirine karıştıranını görmemiştim. İnsanlar balığı gıda olarak gördüğü için bu alanda bir rant var ve o rantı yemek için deniz talan ediliyor. Sen balık gıda olarak görülmesin diyorsun. Balık bir gıdadır bu gerçeği kim değiştirebilir ki?

    Yani bu şuna benzer. Hırsızlar altının değeri olduğu için kuyumcudan altın çalıyorlar. Sen altın para etmese onu kimse çalmaz, o zaman gidelim altını milletin gözünün önünde çöpe atalım, altına karşılık para veya mal vermeyelim, o zaman kimse altın çalmaz diyorsun. Ama gerçek bu değil işte. Altın Dünyanın her yerinde değerlidir, balık da Dünya'nın her yerinde gıdadır, yani bir ekonomik değerdir. O zaman kuyumcudaki altını korumak için nasıl kanunlar varsa, nasıl oradaki altını almak milletin vicdanına bırakılmıyorsa, denizdeki balık için de böyle olmalıdır.
     
  9. Muvaffak abim meseleyi yukarıdaki eşitlikle çözmüş gibi. Sondan başa doğru "iyi eğitim"e kadar bende katılıyorum. Birilerinin savunucusu gibi görünmek istemem ama japonya örneği eşitliğin ilk maddesine aykırı düşmüyor mu?
    Eğitim deyince çok okumuşlukla aynı şey de değil bence. En isabetli yaşlarda (ağaç yaşken) yapılan her doğru hareketin dönüp dolaşıp bizi (torunlarımızı değil bizi) mükafatlandıracağını idrak ettirmek çok şeyi çözecek. Zor değil. Biz çocuklarımızdan başlayalım, zaman çok çabuk geçiyor.
     
  10. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Olmayan gerçeğin değiştirilmesi de abes zaten.

    Gerçek bu değil. Gerçek o kadar basit değil. İnsanda bir gıda. 2009 yılında sinir oldukları bir kadını öldürüp afiyetle yemiş insanlarla aynı gezegende yaşıyoruz. O insanlar ki, daha bir kaç on yıl önce, geyik avına gider gibi insan avına çıktıklarını, yakalayıp öldürdükleri insanları güzelce yediklerini, paylaşırken belinden kesip üst yanını bir aileye, altını öbür aileye verdiklerini filan gayet normalmiş gibi anlatırlar.

    Şimdi bu insan gıdadır, bu gerçeğin nesini tartışıyoruz ki? Ve bu parağrafla birlikte döndük işte taa başa. Bir şeyin yeniyor olması, onu gıda olarak görmemize yetmez.

    Balık bir gıdadır gibi bir yaklaşım kökten yanlıştır. Ancak, balık bir canlıdır, gıda olarak değerlendirilebilir yaklaşımını ortaya koyabilirsin.

    O zaman ne olur, balık bir gıda ise, varlık sebebi yenip bitirilmektir zaten. Tartışacak bir şeyde olmaz.

    Ama balık bir canlı ise, bundan bir gıda olarak faydalanabilirsin, fakat bunun bir takım etik ve lojistik kuralları olacaktır. O zaman diyebilirsin işte, balık canlısından gıda olarak faydalanmak için, şu şu kuralları gözetmeliyiz. Hah, işte o zaman o kuralların faydası görülebilir.

    Biz komşumuzu neden kesip yemiyoruz? Çünkü bal gibi bir gıda olan insanı yemeyi etik olarak uygun bulmuyoruz, insanı bir gıda olarak görmüyoruz.

    Ama böyle anoloji ile bir yere varılmaz. Bu da bir diğer gerçektir. Fakat, balıkları gıda olarak görmekle, bir canlı olarak görmek arasındaki farkı bir türlü anlamdığınız anolojiye yer bırakmayacak kadar ortada.

    Ama dağdaki topraktaki altını almak için aynısı geçerli değil, farkındaysan eğer.Balık, kuyumcudaki altın değil, dağdaki topraktaki altın. Deniyor ki, balığa hücum, ne kadar toplarsanız kardır. Senin verdiğin örnek, yakalanıp tezgaha konmuş balık için geçerli olabilir.

    Bugün kimse (en azından görmesi gerekenler ve büyük kitleler) denizdeki ufacık çinekopların talanını yanlış görmüyor. Ama eminiz ki, bir balıkçının tezgahından 10 kasacık balık çalanı lanetler herkes, kınar, yazıklar olsun der, asacan bunların birkaçını taksimde, bak bir daha çalabiliyorlar mı der..

    Oysa ikiside aynı balık değil mi Aret?

    Evet, kuyumcudaki altını yağmalamk, tezgahtaki balığı çalmak olabilir en fazla. Ama işte, topraktaki altın içinde, denizdeki balık içinde, kırıntısı kalmayana kadar toplayın politikası güdülüyor, olayın bu...
     
  11. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    İyide böyle bir politika yok ki, bunu nerden çıkardınız? Gerçi külli yok demek yanlış, bazı ülkelerde bizden farklı değil, ama o ülkelerin halide bizden farklı değil.

    Balıkçılık düzenlemeleri, yiyecek balık stoklarını korumayı hedeflemez. Seneye yiyecek balığımız olsun gibi bir amaçta gütmez pek çok ülkede. Güdülen amaç, sağlıklı bir balık nüfusunun varlığını sağlamaktır. Eğer suda darbelere (kasırga, şu, bu doğal afetler vs.) dayanıklı ve kendini idame ettirebilecek kadar bir nüfus kalıyorsa, biz yakaladıktan sonra, ortada bir sorunda olmaz.

    Ve bu noktadan itibaren, "Millet ucuz yengeç yiyemiyor, yengecime dokunma.." diyebilen çıkamaz. Çünkü NOAA derki, denizde tahminen şu kadat yengeç var. %10'u şu kadar ton ediyor. Bu kadar tona kadar yakalayabilirsiniz. Ama şu boydan küçükte olamaz.

    Hiç bir yengeç avcısı da çıkıp, "Halkın sofrasındaki yengeç" ten bahsetmez, edemez. Bu yasaklar uyar. Millette, etten 10 misli fiyata alrı yer, yiyecekse yengeci.

    Bu olayın nasıl döndüğünüde, Discovery'de Ölümcül Av'ı izleyenler görebilir. Başka ülkelerde de durum benzerdir.

    Kısaca, düzenlemelr, yiyecek ihtiyacı gözeterek değil, balıkların sağlıklı bir nüfus olarak var olma hakları gözetilerek yapılır. İşte o zaman, çinekop tutmayacaksınız dendiğinde, kokoşlar çıkıp, "halkın sofrasındaki çinekopa dokunma" diyemez. Zira ortadaki konu, halkın sofrası değil, denizdeki balığın varolma hakkıdır.
     
  12. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Abi sen topraktaki altını kafana göre çıkartabiliyor musun, bir dene istersen.
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Buyur deneyelim. Sen altının olduğu yeri göster, gerisini boş ver. Hatta siyanürü basar, toprağı çöl, milleti kanser ederiz, kimsede gık demez. Ta öylesine..
     
  14. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Balık etmidir değilmidir ? nedir? hala çözemedik yav..
     
  15. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Abi biz de bundan farklı bir şey söylemiyoruz ki. Avcılık denizlerdeki doğal yaşamın varlığını sürdürebilecek şekilde yapılmalıdır. Bunun adına ister ekosistemin varolması de, ister balıkların yaşam hakkı de, ister seneye de yiyecek balık bulabilelim diye de. Ha Ali Veli, ha Veli Ali. Sonuçta yapılması gerekenler aynıdır. Mevsiminde ve kararında avlanmak gereklidir. Boy limiti de bu açıdan hiç bir anlam ifade etmeyen bir düzenleme. 20 cm'e kadar olan balıkları avlama ama 20 cm'in üzerindeki bütün lüferleri avla. Eee ne anladık bu işten? O yüzden dediğin gibi balık stoklarının tespiti ve kota uygulanması gereklidir. Sen bütün suçu balıkların gıda olarak görülmesine bağlamışsın ve iki kelime değiştirince her şey düzelecek zannediyorsun. Balığa gıda denmesi malumun ilanıdır, sadece biz değil bütün Dünya balığı %99 gıda olarak avlıyor. Kalan %1 de yine makyaj malzemesi filan gibi ekonomik bir değeri olduğu için avlanılır. Aslında balığı yemişsin, makyaj malzemesi yapmışsın, tutkal yapmışsın, balık yağı yapmışsın önemli değil. Önemli olan onun ekonomik bir değerinin olması. İnsanoğlu varlığını sürdürmek için deniz kaynaklarından da yararlanacak ama denizdeki yaşamın sürekliliğini tehlikeye sokmadan yararlanacak. Aksi halde bu sene faydalanır seneye avucunu yalar. Lütfen haklılığını ispat etmek için "madem gıda olarak görülüyorsa, bu sene sonuna kadar tüketilir gelecek sene kimin umurunda" gibi mantıksız ifadeleri tekrarlamayı bırak. Doğadaki en akıllı canlıyız, elbette gelecek seneyi düşüneceğiz, çiftçiler ürünün bir kısmını gelecek sene için tohumluk olarak ayırmıyor mu? Denizdeki kaynakları korumak için de öyle kelime oyununa filan gerek yok, akıla ihtiyaç var sadece. Merkezi bir düzenleme olmayınca herkes tek enayi ben miyim diyerek kurallara uymuyor, istenirse gayet güzel yoluna sokulur bu iş, sen de biliyorsun.
     
  16. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    İki kelime çok çok şeyi değiştirebilir.

    Bir kanalda bayramda şöyle bir diyalog oldu. Boğazdaki balıkçılara aktüel kamerayı çevrimişler. Küçük bir çocuk elinde kendi parmağı kadarcık bir kıraça tutuyor. Spiker onu bırakalım diyor. Çocuk "Ben onu yiyeceğim..." Spiker susuyor, gülüyor, afiyet olsun vs. ve konu devam ediyor.

    Çünkü artık spiker için sözün bittiği yerdeyiz. Yiyecem dendni, balık misyonunu yerien getirmiş oluyor.

    Oysa spiker o balığı daha farklı görse, o çocuğa durumu uygun şekilde bir canlının yaşama, büyüme, yavrular yapma hakkı olduğunu, bu küçücük yavruya kıyarak elimize geçenden fazla kötülük yapacağımızı anlatabilse, sence olay aynı kalır mıydı? O çocuk, ailesi, küçük balık tutunca leziz lokma tuttuk diye düşünür müydü?

    Bir düşün bakalım aret?
     
  17. mufi

    mufi Muvaffak İŞMEN

    Mesajlar:
    3.332
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    kıyı balıkçılıgı standart malzeme oltakamışı ve makine
    Favori Makine:
    Daiwa GS 9
    En İyi Avı:
    her av iyidir yeterki usule uygun olsun
    Acaba asya bozkırlarındaki , dedelerimiz gibi mi olsaydık .. onlar gibi mi yaşasaydık . onların düşünceleri ile mi bu günlere gelseydik .. eger öğle olsaydı muhtemelen, tabiat anaya saygı farklı olurdu..
     
  18. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Abi bir daha düşünürsem 3. kere düşünmüş olurum. Çünkü daha önceki sayfalarda anlatmıştın bu olayı. Üzerimde bir etkisi olmamış ki halen aynı şeyleri tartışıyoruz. Spiker sen olsaydın da o söylediklerinden sonra çocuk sana, "madem yavru hayvanı yememek gerekli o zaman neden bütün kasaplarda kuzu eti satılıyor" dese ne cevap verecektin? Ben spiker olsam bu balığın 13 cm'den küçük olanını avlamak yasak derdim, yasak olan bir şeyi ama yiyeceğim diye savunamaz hiç kimse ama sen tavuğu kuzuyu yiyorken balık canlıdır yemeyelim filan dersen kimse bunu takmaz.
     
  19. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Çünkü o kuzuyu biz yetiştiriyoruz, o bizim denetimimizde. ama balık bizim değil. O doğanın bir parçası. Özetle bunu ifade eden bir şeyler söylerdim.

    Sen diyorsun ya, yasak deseydim, o da o çocuk aklıyla, gören, karışan yoksa yasağın hikaye olduğuna aklı basar, sana ona göre bir cevap verirdi.

    Şunu aklındna çıkarma aret. Yasssahh hemşerim zihniyeti ile hiç bir yere varılmaz, hiç bir sorun çözülmez.

    Derler, bir laf vardır, kilit dost içindir, hırsız için değil. Bu da öyle bir hesap işte. Yasak ancak kurallara uyacak, ne olduğunun bilincinde olan kişiler için anlam taşır. Hız yasağı, "Birader burada şu kadar hız yaparsın, korkma" anlamına gelen bir özgürlük oluverir öylesinin gözünde. ama diğerinin gözünde, radar yok, yerim ben yasağını olur o da gider dereyi yada kamyonun altını doldurur.

    İşte yasakla varılacak yer, balıkçılığımızın tır çarpmışa dönmesidir ki, bugün varılan yerde budur.
     
  20. Aret

    Aret Aret

    Yaş:
    47
    Mesajlar:
    3.438
    Şehir:
    İstanbul
    En İyi Avı:
    Kalkan 4,5 kg. (Boğaz'da)
    Kilit dost içindir, hırsız için değil.

    İşte bu laf ne kadar mantıklıysa, senin tezlerin de o kadar mantıklıdır bence.
     
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.