hep aklıma geldıkce tebessum ederım o gunlerı.ne muhtesem gunlerdı cocukluk yıllarımız.bulundugum koyun ıcınden 2 dere gectıgınden dolayı cocuklugumuz derelerde balık tutmakla gectı desek yalan olmaz.tabı bu dere sığ bı sudur.hanı dız boyu derler ya o kadar.ilk okul orta okul yaşlarında tek eglencemız bu derede balık tutmaktı.ama ınanın bunu sımdıkı olta balıkcılıgı kadar dıkate alırdık.yaş kucuk ama demekkı bagzı seyler bu yaşlarda başlıyo ınsanın beynıne yerleşmeye ..once arkadaşlarla hangı bolgeye gırılecegını kararlaştırırdık.bu arada şunuda soyleyeyım (bu balıkcılık elle yapılıyo o yaşlarda)cunku olta alacak maddı durum ve ımkan pek yok.en kolayı gırıp derede balıgı tutmak.etutten sonra gorev paylaşımı yapılırdı.sepetcı-elle oyları arayacaklar.balıkları taşıyacaklar .elbıselerı taşıyacaklar ve beleş balık yıyecekler.genelde cıraklar balıkları tasıyanlar gurubunu oluştururlardu yada yılan ve yengecten korkanlar sonra uzun bı pantolon gıyılır ayaga lastık ayakkabı gıyılır suya gırılırdı.ot altlarına ve oyların agızlarına gelındıgınde sepetcı sepetı yerleştırır elle oylar aranır kokler kurcalanır elle gelen balıklar yakalanır gelmeyenler sepete gırerlerdı.tabı bu iş bu kadar kolayda olmazdı oyların vaz gecılmezı yengec ve yılanlar bızım vazgecılmez av arkadaşlarımızdı.oya el sokulur yumuşak bı şey geldıgınde el yumuşak cısım kavranarak cekılırdı.bu cısım genelde balık olurdu ama yılan ve kurbaga cıktıgıda cok olmuştur.yılan atılır ve kacılır .. kurbaga ıse böğğğğ dıye bı sesle atılır oyda yengec varsa alllahhh yandım anam denırdı.gunun sonunda genelde ıyı balık tutulur cokkk ama cookkkk eglenılır.balıklar yakılan bı adeşte hemen korun uzerına atılarak pişirilir afıyetle yenırdı.gun sonunda vucutta bol mıktarda suluk temızlenır kollar jıletcıler gıbı cızık ıcınde kalır (dıkenlerden dolayı)ve eve gıdınce kırlenen elbıselerden dolayı analarımızdan sopa yenırdı.ama yınede her gun balık avlamaya gıderdık.tabı o yaşlarda tutulan balıklar eger buyukse agac dalından bı dızı yapılır koy kahvesını onunden gecılır buyuklerımızden ıltıfatlar beklenırdı.geneldede ıltıfatlar gelır aferın lan dednınce butun yorgunluk gıderdı.derelerımızde balık tuttukca cogalır bereketı artardı.şimdi izinlerde balıyorum tutan yok ama balıkta pek kalmamış.ha unutmadan bu balıklar tatlısu kefalı .bıyıklı.kucuk kızılkanat.sarı balık gıbı balıklardı.afff ulen o yengecler yokmu hala acıları parmaklarımda sankı
güzel anlatmışsın.teşekkürler.sanki okurken bir an eski yıllarım aklıma geldi.aynı şeyleri bizde yaşadık arkadaşlarla.en kötüsüde sülüklerdi kaşıntısı bir ay sürerdi.saçlarımız ve kulaklarımız çamur dolardı.
