6 yıl önce tek bir tepki dahi almamış bırakın bahsi dahi edilmemiş akla dahi gelmemiş Mehmet arkadaşın geçim sağlaması Benimde dikkatimi çekmemişti doğrusu şu günlerde tartışmaları sürünce dikkatimi çekmiş oldu hihi
O dönem bahsedilmemis ama Allahin parmagi yok, bak belasini bulmus ne güzel bir örnek degil mi Hüseyin
Bu arada Serdar abi diyorduya 0.18lik misinayla köpekbalığı yakalıyorum diye. Koskoca adamıda bilemedin 0.30la falan almıştır
0.18 örgü. Adam yakalayan ise, 0.80 en az, bildiğin mono misinaydı. Mustad'ın hazır bir takımı. Kalın olsa iyide, bir de lastik gibiymiş meret.
*** usta balıkçıymışın ne diyelim belki çapariye 7 değil de 17 mt beyaz köpek gelir 0.80 helala olsun valla
Serdar Abi şu Arnavutköy hikayesini anlatsana bir de En az 20 sayfa yorum yazılmazsa bende birşey bilmiyorum
O kedi kesin balik çaliyordu. Allahin parmagi yine olmadigindan bu vazifeyi Serdar abi üstlenip bir kedinin en sevmedigi cezayi infaz etmis 1-2kez duymustum o bahtsiz bedevi kediyi
Serdar abi bu tetanoz aşısını 2 senede birmi yoksa 3 senede birmi yaptıralım İst.tıp fak. 20 sene çalışmış biri olarak soruyorum.Ben hiç yaptırmadım ne gibi mahsurları vardır merak ediyorum.Teşekkür ediyorum.
Onu bir kaç kez yaptırınca ömür boyu bağışıklık oluyormuş. Valla bize öyle dediler, haydi aşıya dediler. Koca koca adamlar, ilkokul öğrencisi gibi aşıdan kaçmıştık. Velakin, bildiğim kadarıyla, 2 yıl içinde iki kez olduktan sonra 10 yıl süreyle etkili oluyor. Ama risk gruplarında, yani biz gibi eline ayağına bir şeyler batıp durması muhtemel kişilerde, 5 yıl sorna hatırlatma aşısı yapılıyor. Yaralanmaya bırakmadan gidip yaptırmak iyi fikir olacaktır bence.
Geçenlerde ben bahsettiğiniz aşıdan oldum malesef. Her nekadar elime iğne batmış olsa da daha önceleri, bu seferki durum vahimdi. Şantiyede ölçüm yaparken, kör bir noktadan alım yapmak zorundaydım. Şenör arkadaş daha yeni bu işte, bende bıraktım aleti, gîttim reflektörün başına, göstereceğim nereye tutması gerektiğini Son zamanlarda işlerin hafiflemesi nedeniyle şantiye botlarımı da giymemiştim. Derken çukur bir yerde, çamura basmamal için ayağımın önündeki tahtaya bastım Basış o basış, tahta benimli birlikte geliyor 16lık çivi tabandan girdi. Yarım saat kanatmak için uğraştım ama yok. Sonra bir usta geldi, Dedi ki; şefim elle kanamaz, daha çok kapanır. Sopa ile vuracaksın:laughing: Uyduk tabi, ve kanadı bir miktar. Oradan doğru hastaneye. Doktorun demesine göre bu tip durumlarda her zaman gelip aşını vurduracaksın. Geri dönüşü olmaz. Buradan çıkardığım ana fikir; Çividen kaçmayacaksın o seni istediği zaman bulur
Tetanozun tedavisi yok. Kötü akıbet kaçınılmaz, en iyi durumda bile çokca işkence yaşatır, şakaya gelmez. Asıl sorun, daha basit yaralanmalarda dahi tetanoz bulaşabiliyor olması. Basit kesikler, olta iğnesinin batması vs. gibi küçük yaralanmalar artık daha çok tetanoza sebep oluyor. "Son yıllarda en çok görülen vakalar büyük yaralar yerine küçük yaralar nedeniyle oluşmuştur. Bunun bir nedeni büyük yaralara tetanoz riski ile uygun bir şekilde müdahale ediliyor, küçük yaraların pek önemsenmiyor olması olabilir." O nedenle, böyle bir yaralanmayı beklemeden, turp gibi sağlamken, gidip tetanoz aşısı olmakta fayda var. Ne olur ne olmaz, tedbiri alalım.
Hiç durma. Aile hekimine git, üstelik bedava, hemen yapsın bir tane. bir ay sonra bir tane daha. O sana bir daha ne zaman geleceğini söyler.
Toprak olmayan veya toprak bulaşmamış yerde tetanoz olma ihtimali "sıfıra yakın". Genel kabul olarak; misal evinizden dışarı hiç çıkmamış ve evde paslanmış bir bıçaktan tetanoz kapmazsınız. Kutusunda paslanmış sıfır olta iğnesinden geçmez, temiz ama paslı çividen geçmez, yeter ki toprağa önceden temas etmemiş olsun. İnşaatlar, mezarlıklar, parklar bahçeler en sakat yerler bu bakımdan. Tetanoz bakterisi oksijenli ortamda çok kısa sürede mevta olduğu için şanslıyız, rutubetli, güneş görmeyen yerlerde daha çok barınabiliyor. Ayrıca; sivri cisimlerin batması, yaranın dar ve derin olması veya geniş ve kirlenmiş yaranın olması riski artırıyor. Sinirlere ne kadar yakın, oksijensiz ortama (derinizin derinliklerine) ne kadar yakın o kadar sakat. Yeri geldimi derin bir çizikten bile (kanamasa da) bulaşabilir. Az bulaştıysa tek avantajınız kuluçka devresinin nispeten uzun olması, yani 2-3 hafta yerine 3-4 hafta sonra hastalanmanız olabilir O yüzden "aa kanamadı sadece sıyrıldı" diyerek geçiştirmeyin, toprak, inşaat alanı, park bahçe, kanalizasyon vs gibi yerlerde başınıza geldiyse, hayvan ısırdıysa vs mutlaka doktora görünün. Tam bağışıklı olduğuna emin olan kişiler için bile derin veya kir-toprak bulaşımlı yaralarda, ısırıklarda, doku kayıplı yaralarda hatırlatıcı doz yapılması gerekiyor. Bazı bağışıksız hasta vakalarında, yara riskliyse, yani hızla çoğalabilecekse bakteri, yara içine- yakınına bile aşı uygulaması yapılıyor. En güzeli işleri karıştırmadan, sanki önceden hiç aşı olmamış gibi düzgün bir programa başlayıp 10 sene bağışıklanmak. Anca ciddi kesiklerde dert etmiş olursunuz.
Reçete tarzı bir şey yazıyor; Aynen şöyle; Bir doz tetanoz:laughing: :laughing: :laughing: Bayada kafiyeli hani:laughing: Daha anlatmadım ama kalanını; Neyse doktora göründüm ama ayağımda bir ağrı var.(Boru mu 16lık çivi diyeceğim, o da boru gibi zaten:laughing: ) Yazdı reçeteyi gönderdi acile, içeri girdim, güler yüzlü bir pratisyen hekim kardeşim; buyurun dedi. Ben de verdim elimdeki kağıdı. Hemen arkadaşa vuralım iğnesini bilmem ne hanım dedi. Ben ki orta okulda dahi aşıdan kaçmış bir insanım. Ozamana kadar hiç olmadım. Ağzımdan bayan hemşireye; gözünü seveyim hafifce yap diyecektim ki; Gözünü seveyimi çıkardım ağzımdan, hemen ardından aldığım cevap; Ne biçim konuşuyorsun sen benimle!!! Nutkum tutuldu, önce ne cevap vereceğimi bilemedim. Bir taraftanda üzüldüm acaba yanlış mı yaptım gibisinden. Sonra toparladım kendimi. Sanki kötü niyetle söylmişim gibi bir cevaptı bu. Karşı atağa geçmem bir yada iki dakikamı aldı ama. Kusura bakmayın hanımefendi kötü niyetle söylememiştim o lafı, ama arkasında art niyet arıyorsanız o sizin içinizin kötülüğünü gösterir dedim ve ardından hart diye bir şey etime girdi:laughing: :laughing: :laughing: Neyse ki saniyelikti Hemşire: Acıdı mı? Ben: Töbe töbee!! Sanane! Hadi kaçtım ben sağol, selametle! Ardından pansuman; Pansumancı Doktor Who gibiydi sanki Adam kayıp, seslen allah seslen yok. Sonra arka odadan mülayim bir bey çıktı; - Buyrun? - Pansuman yaptıracaktımda, - Geçin uzanın, - Başka pansuman olacak mı? (Bende mi bağısaydım ne biçim konuşuyorsun sen öyle diye düşündüm:laughing: ) - Olsa iyi olur en azından temiz kalır - Peki sağolun, elinize sağlık - Geçmiş olsun - Geçti bile:laughing: :laughing: Ana fikir : Daha temkinli davranmak lazım iğne de bir nevi çivi sonuçta, bak nasıl kaklıyorlar:laughing: