elbette zıpkıncı pek çok dostumuzun da başından geçmiş kimi zaman kızgınlıkla kimi zaman tebessümle anılan olaylar vardır ben iki tanesini paylaşmak istedim: 1998 senesinde babamla birlikte avcumuzun içi gibi bildiğimiz bir merada ava başladık.kayaları kontrol ediyoruz.hani görüş açısının biraz dışında bir alan vardır yarı görür yarı görmezsin işte o alanda ava başladığımızdan beri(yaklaşık 45 dk) bir şey görür gibi oluyorum.dikkat kesilip bakıyorum bir şey yok.bir süre daha bu şekilde devam eden olay babamın bir eşkina vurmasıyla sonuca ulaştı.avın başından beri gördüğümü zannettiğim şey gercekten varmış.babam kayanın altında eşkinayı almaya çalışırken o gördüğüm şey de kayanın altına yani babamın yanına daldı yaklaşık 15 kg lık bir mığrıydı.işte o anda ömür boyu unutamayacağım bir manzara çıktı karşıma.babam kayanın altından mığrıyla be raber çıktı mığrının burnuna bir tokat attı ve önceden vurmuş olduğu sargozlardan birini telden çıkarıp ona verdi.mığrı biraz daha yanımızda dolanıp kayboldu.mola verdiğimizde babam:'2 senedir besliyorum hala yüzsüz' dedi.be nim için apayrı bir dersti bu. 2001 yazında kıyıdan yaklaşık 1 km uzakta dolanıyorum.kulağıma bir vızıltı sesi gelmeye başladı.bir zıpkıncı bilir ki bu vızıltı yaklaşan bir teknenin motor sesidir derhal kafamı kaldırıp sağa sola bakındım hiç bir şey yok.kafamı suya soktum ses devam ediyor.yine çıkıp baktım yine yok.3.dalışımda sesi yanımda hissedi yordum bir daha baktım ve gördüm.bir zodiac bot son sürat üstüme geliyordu saniyeler içinde daldım ve pervane yaklaşık 1 metre üstümden geçti.bu da bir ders oldu ama ilki kadar keyifli değildi.