Herkese merhaba, benim önemli bir sorunum var. Önceki mesajlarımdan da göreceğiniz gibi balıkçılığa çok küçük yaşlarda başladım. Çok değişik bölgelerde avlanmasamda güney sahillerini ve kıyılarını bilirim. Tabi özellikle kıyıları bilmemin nedeni maalesef beni deniz tutuyor olması. Çok tenedim tekne avcılığını belki 20 kere yılmadan çıktım. Giderken sorun yok ama tekne durunca 5-10 dk geçmeden başlıyor. Su durgun olur sevinirim çıkarız arkadaşlarla ama nafile. İlaç alayım dedim, işe yaradı hiç tutmadı çünkü uyuyordum. Varsa bir bilgisi olan benimle paylaşsın arkadaşlar. Hayır tutmasa ben balık tutucam ama bir tuttumu tam tutuyor ben de tutamıyorum
http://www.avmarketi.com/asp/show_stock.asp?product=11-32_18_400 burak denemedim ama herhalde bu işine görür
Anti-M yada dramamin kullanabilirsin. Ama unutma her ilaç aslında bir zehirdir. Ben tekneyle çıkmıyorum dolayısıyla sorunumda kalmıyor. Ha balık dersen kıyıdan boş dönüyorum hep. Ama en azından rahatsız olmuyorum.
peki şöle bişeler yapıyormusun tekneyle cıkmadan 2saat öncesine kadar yemek yeme yani miden e hafif şeyler gitsin bide teknedeyken çay vs.. sıcak içecekler içme su gereği kadar iç ve mümkünse tekneden inene kadar denizde bişeyler yememeye gayret et.. bu belki işe yarar...
tekneyle denize açılırsın... başladı mı tutmaya, denize daldırırsın bir su bardağı. doldurur içersin. bir nefeste. sonuç : istifrağ edersin ama bu son istifrağ olur. bir daha da tekne, deniz tutmaz.
Teşekkür ederim. Bunu da denerim iç tereddüt etmeden. Ancak maalesef denizsuyu içmeden istifrağ ettiğim durumlar oldu. Bir şey değişmedi. Deniz suyu ile olursa değişir mi dersiniz?
Deniz tutması, denge organı iç kulağın labirent kesiminin sallantıdan etkilenmesi sonucunda oluşur. Başın, merkezkaç kuvvet ve yerçekimine göre değişik bir durum alması, bu organı büyük ölçüde etkiler. Ayrıca vücudun, bütünüyle hareket halinde bulunduğu yönden başka yöne çevrilmesi de, önemli bir denge kaybına neden olur. Bu bakımdan deniz tutmasına uğrayan kişilerin, başlarını hiç kıpırdatmadan yatmaları önerilir. BAŞ DÖNMESİNİ AZALTMAK İÇİN NE YAPABİLİRİM? Ani pozisyon değişikliklerinden kaçının. Örnek olarak yatar durumdan aniden ayağa kalkmayın veya bir taraftan diğerine ani olarak dönmeyin. Aşırı kafa hareketlerinden (özellikle yukarı bakmak) veya hızlı baş hareketlerinden kaçının. Dolaşımı bozacak (nikotin, kafein ve tuz) ürünlerinin kullanımını azaltın. Baş dönmenize neden olan stresden, sinirlilikden uzak durun ve allerjiniz olan maddelere maruz kalmamaya çalışın. Ayrıca deniz tutmasında gözün algıladıkları çok önemli olduğu için hastaya daima ufka veya karadaki sabit tepeler bakmasını söyleyiniz. Yine ilaç bilinen bir dozda da olsa alınacaksa bunun dalıştan çok önce hatta daha geceden alınmasında fayda vardır. Zaten deniz tutmuş birine o anda verilecek ilacın bir faydası yoktur Alıntıdır.
Smena'nın verdiği yöntem son derece etkilidir. Ama deniz tutmasının sebebi, iç kulağınızın hareket algılamasına rağmen gözlerinizin algılamıyor olmasıdır. Buda, hareketi görebileceğiniz şekilde bir yerde oturmakla giderilebilir. Zamanla alışırsınız, daha az tutar. Ben 2 ay denizde kalmak şartıyla ancak alışmıştım, o ayrı..
Deiz Tutması.. Burak kardeşim merhabalar; Tekne avcılığında deniz tutmasından yakınıyorsun ve sorununu giderememişsin bunun yanında bulantıya karşı ilaçta kullandım diyorsun ama uyumuşsun bu tarz ilaçların kişiler üzerinde bazı yan etkileri de olabilir uyku ve halsizlik gibi (diger arkadaşlarında bazı tavsiyeleri olmuş sana ama pek sonuç alamamışsın) benim sana tavsiyem şu olabilir benim yanımda teknem ile ava gelen deniz tutmasına karşı sorunları olan arkadaşlarıma iki tavsiyem olur genelde, birincisi mümkün oldugunca av sırasında deniz yüzeyine degil, ufkun en uzak noktasına bakmalarını, ikiciside yanlarında en az iki adet limon bulundurmalarını ve limonları yumuşatarak bir taraftan delerek yavaş yavaş belli aralıklarla emerek limon suyunu tüketmelerini tavsiye ederim. Sonuç olarak deniz tutması olasılıgı ile karşı karşıya olabilecek arkadaşlarım sıkıntı duymadan rahatsız olmadan av sürelerini geçirebiliyorlar bir çok kere bu işte başarılı olduk denemeni tavsiye ederim.Denemeni ve sonucunu hakkında bilgi yazarsan benimde merakım yenilmiş olur.Rasgele.
Şimdi Hocam dikkat ederseniz doktor eczane olmayan yerler dedim.. İlk yardımda antiseptik olarak kullanılabilir çiğ gıdaların oluşturdukları asalakların vuduttan atımında kullanılabilir. Yazıma dikkat edin şimdi herkes şehirde yaşıyor ve en uzak eczane 3-4 km ama dağın başında kalınan bir durumda 1 saat veya 2 saat değil belki 10-15 gün... Benzin içmenin araba tutmasına bir etkisi olduğunu bilmiyorum veya olmadığını bilmiyorum ama şunu söylemeye çalışıyorum bir çay bardağı benzin sizlerin dediği gibi insan organlarına tahriş edici etkilerde bulunmaz. Burada bahis aldığımız unsur bir bidon dolusu benzin veya kimyasal değil. Bunun yanında küçük dozlarda vucuda zarar vereceğine inandığınız bir maddeyi el bileğinizin iç kısmındaki damarları üzerine değdirin. Eğer yanma kızarıklık tahriş ve fiziyolojik etki ortaya çıkarıtyorsa o zaman vucut ile teması kesinlikle olmaması gereken maddedir. Çok uzun bir başlık altında anlatılabilecek yüzlerce unsur vardır... Zehirli mantarların nasıl hayat kutarabileceğinden çam balından nasıl antibiyotik yapılabileceğine kadar sonuç olarak bu tip küçük dozlarda kimyasallar belki faydalı olmaz ama insanlarda kalıcı sakatlıklar doğurmaz ondan korkmanıza gerek yok
benzini bilemem ama bir bardak tuzlu işe yarar bir yontem. benim bu tarz bir sıkıntım olmadıgı için deneme sansım olmadı, sorunu olan arkadaslar kafasına yatıyorsa sayet denesinler , cok fazla dusunmeyin bence, namık abinin dedigi gibi olay psikolojik kurtulmak için gayret etseniz yine gecer bence......
Herkese çok teşekkür ederim. Herkes bilgilerini paylaştı ve ben de deneyeceğim. Konunun dallanıp budaklanması sonucu ortaya çıkan olaylara bir kaç ekleme yapmak istiyorum. Öncelikle bilimsel olarak açıklandığı gibi ki bir çok kaynakta rastlamak mümkün. Durumun fizyolojik bir çok nedeni var. Beyin böbreğin ağrıyor, başın ağrıyor, kalp krizi geçiriyorsun, şşşt ölüyorsun diyorsa da aynı durum mu geçerli? Bu nedenlerden ötürü durumu sadece psikolojik olarak ele almak pek de akılcı değil. Ayrıca öğrenilen veya zamanla alışılan bir durum olması yani kişisel çabaya bağlı olması gibi bir yaklaşımda sorunu kendi sorunu gibi algılayamamanın bir sonucu gibi geldi bana. Bu durumda da bu tip görüşleri samimi bir yardım talebine yöneltilen bir yardım girişiminden ziyade fikir beyanı olarak kabul etmekten başka yapacak bir şey yok. Benzin meselesine gelince, ben şahsen bu yöntemi kullanmam çünkü herkesin aklı mantığı var bu bana uymaz. Ama birileri kendi mantığının önüne geçse de duymuştum deyip de bunu uygular ve zarar görürse sorumlu yasal olmasa da vicdanen öneren olur. Bu yüzden tehlikeli. Zaten bir çok faydasını gördüğümüz ve kimyasal ilaçların da hammaddesi olan doğal (kocakarı) ilaçların ve ürünlerin farklı biçimlerde kullanımı da aynı sınıfa girer. İlaçların yasal bir biçimde dağıtılmasının nedeni bu yasal olmayan vicdani sorumluluğu yasal hale getirme durmu ile ilgilidir. Deniz suyu, limon, ilaç ve bileklik denenebilecek şeyler. Denediğim zaman sonuçlarını herkesle paylaşacağım.
Deniz suyu içmek belki çözümdür, ama tavsiye edilecek bir şey değildir. Benzin içmekte öyle. Bence diğer yöntemler iş yapmazsa en son denenmeli, hatta hiç denenmemelidir. Bu arada, çam balından antibiyotik olmaz (bildiğim kadarıyla) ama çok çok iyi bir antiseptik olur. Dağda başınıza bir hal gelirse, çam balı yada yoksa bildiğimiz balın yaraya sürülmesi faydalı olacaktır.. Hiç benzin içtiniz mi? Ben içtim, raslantı eseri, su bidonunda benzin olunca, içiveriyor insan. Bir kaç yudum. Ama günlerce kokusu midemden çıkmadı. Kusmam geçmedi. Zararsızda olsa, insanın kendine bu zulmü etmesini hiç tavsiye edemem.. Deniz suyu? Pratikte deniz suyu böbreklere zararlıdır. Ama susuz kalınması durumunda etkili olur. Normal şartlarda -içilebilirse- içilen deniz suy pek fazla sorun olmaz. Ama günümüz denizleri öylemi? İçinde kurşundan civaya her bir felaket yaratan ağır metal mevcut. Daha bilmediğimiz nice zehir, toksin var. Üstelik birde malum e-koli gib baş belası bakteriler. Hiç tasvip edilecek bir şey değil. Dediğim gibi, etrafınızı görebileceğiniz açıklık bir yere çıkın, sabredin. Bir kaç seferden sonra geçecektir.
Antiseptik olarakta kullanılıyor abicim Antibiyotik olarakta ama sadece sürme işlemi ile değil çam balı huş kabuğu içine ısıtılıyor ve puf mantarının suyu ile karışıtırılırsa antibiyotik olarak alınabilir. Ama ayrıyetten bir profesyonellik istiyor. Ama şunu belirteyim kesinlikle ve kesinlikle acil durumlar için geçerli yöntemler...
Zaten o kendi başına bir tür antibiyotiktir. Küflerden elde edilen gibi hücre zarı sentezini inhibe edici özelliği yoktur. Fakat, bakterilerin üremesini bloke edebilir. Basit durumlarda son derece faydalı olur. Bilhassa böbrek vs. basit iltihaplarında antispetik etkisi olan bal ile karıştırılınca.. Her neyse, faydalı bilgidir. Akılda tutmak gerekir derim. Ama doktorun adresini hiç bir zaman unutmamak gerekir. Bunlar ancak en yakın sağlık kurumuna gidene kadar uygulanacak tedbirler olarak faydalıdır. Hiç bir zaman bu bilgilere dayanıp kendi kendini tedaviye çıkmamak gerekir.
Numan, asıl sorun, bir takım temel bilgiler olmadan, bu bilgilerle kulaktan dolma hareket ederek yapılacak işler. Puf mantarı diye, zehirli bir amanitin suyunu çıkaracak adamlar olacaktır. Açılmamış pek çok amanit, puf mantarı ile kolayca karıştırılabilir. Benzer şekilde, Bir no ekstresi vakası vardır. Zakkum ağacından elde edilen bir kimyasal, kanser hücrelerini öldürüyor. Duyan atlamış, zakkum kayantıp suyunu içip, kanserden evvel kendi iplerini çekenler olmuştu. Botox, allahtan Clostridium botulinum pek nadir ve kolay ulaşılamayan bir bakteri. Öyle olmasa, kadınların bunu üretip botox'a doğrudan hurra diyerek kendini öldürmesinden korkarım.. Bir ısırgan otu mevzusu vardır. Maskot'çu (maskot marka radyolar üretir kendi ve satardı) abimiz kendi kızı, bir sürü tanıdığı kanserden kurtuldu onun sayesinde. Ama, millet kanser tedavisini vs. bırakıp ısırgan otuna yüklenince, ölüp gidende çok oldu. Sapları çubuk gibi, yaprakları da öyle, çiçekleri diken topu olup sarı sarı açan dikenler vardır. Her yerde bulunurlar. Bunların sarı çiçekleri son derece etkili bir antasittir mesela. Zamanında bu ekilirmiş. toplanıp Fransa'ya satılır, ilaç yapılırmış orada.. Kısaca, doğada şifalı şey gerçekten çok. Ama, önemli olan, bunu öyle kulaktan dolma kullanınca faydadan çok zarar vereceği. O yüzden, aman diyelim. Bunlardan ziyade, uzmanlara itibar edelim derim..
Şimdi Serdar Abi bir yazı yazmıştın cevap vermek için onu aradım ama bir türlü bulamadım bulsaydım buraya koyacaktım. Doğada ki Alternatif Tıp deniliyor şuanda birçok hastalığın çaresi mevcuttur inan bana ben bu kadar bilgili değilim. Ama temel olarak söylemek istediğim şey en kötü durum karşısında alınacak en iyi önlem yani zordan yırtmanın en yakın yolu... Hepimiz dağda bayırda geziyoruz kimilerimizde daha tehlikeli ortamlarda bulunmuşlardır. Ama bulunmayacaklarının garantisini veremezler. Biraz hayal gücümüzü çalıştırırsak dağın başında ıssız bir ortamda kaldık ve yaralıyız. Tedavi için bekleyecekmiyiz, yürümeyemi çalışacağız. Eğer konu hayatta kalmaksa tüm dürtüleri kullanmamız gerekecektir. Bir doktor bulamayız bir hemşire bir antiseptik bir antibiyotik. Ben burada puf mantarı dedim ayrıntılarını vermedim ve profesyonel olunması gerektiğini belirtmemdeki sebepte bu çeşitlerine girdiğimiz taktirde sadece uygulamalı olarak öğrenilebilir. Daha yüzlerce iyileştirici yöntemler var. Vücudun ürettiği kurtları kullanmadan tutunda hayvansal ürünlerin yakımına kadar. Ama ayriyetten bir bölümde incelenmesi ve herşeyden önce uygulamalı gösterilmesi gerekli altta verdiğim mesaj sonrasında Barınak diye bir konu açtım ama işin açıkçası İlk yardımı getiremedim artı sıra sebebi ben bitki türlerini tanıyabilirim. Ama resmini bile bulsam doğal şartlar altında başka birisi kesinlikle tanıyamaz... http://www.balikavi.net/forum/showpost.php?p=44666&postcount=39 Bilgilendirmen için çok teşekkür ederim abicim umarım senden benim anlatmak istediğimi anladın...
Evet önce Tıp ve konularında uzman olan doktorlarımız.Fakat bazen daha önce denenmiş kocakarı inanışı dediğimiz şeylerde işe yarıyor. Benim küçük oğlumda aynı sorun vardı (şu an 17 yaşında) 1 bardak cola'nın içine 5-6 damla benzin damlatın bir dikiş'te içsin dediler yaptık ve 5 senedir oğlum bu dertden kurtuldu.Sende dene bakalım burak inşaallah kurtulursun.
Numan kardeşim, "aman, bunlara uzak olun, bunlar işe yaramaz" gibi bir söylevim yok, dikkat edersen. Senin ne söylediğini gayet iyi anlıyorum. Mesele, bunu "yanlış anlayabilecek" olanları uyarmak. Bitkiler, hayvanlar, toprak vs. vs. gerçekten son derece ilginç tıbbi sonuçlar verir. Mesela, çeşitli zehirlenmelere karşı, odun kömürü yemek birebir faydalıdır. Doktorda szie büyük ihtimalle bunu yapacaktır. Ama, mesele, kendi doktorunuz olmamaya çalışmak. emin olduğunuz bazı bilgilerle bir altyapıya sahip olmadan bu işlere bulaşmamak.. O tür bir topik olsa, bu konuları her birimiz ortaya döksek çok çok iyi olur elbette. Ben, doğuştan avcı sayılırım. Hayatımın en güzel yılları, dağlarda geçti. Benzer pek çok hayatta kalma tekniğini defalarca kendim uyguladım, faydasını gördüm. Yılan, akrep sokmasından, baldırna yiyip zehirlenenlere kadar. Bir tayfanın bayılıp boğulması sonucu gırtlağını kesip trakonomi (mi ne diyorlar, ondan) bile yaptım. Ama söylediğim şey şu. Herkes bunları bilmeli. Fakat, bilmeden, yarım akılla yola çıkarsa, fayda değil zarar görecektir. Karın ağrısına iyi geliyor diye, talcid al veya saridiken çiçeği ye demek, fizyolojik olarak aynı şey aslında. Fakat, karın ağrısının sebebi patlayan bir apandistse, işte o zaman geçecek her dakikanın bile büyük önemi oluverir. Bu bilgiler, son çare, daha doğrusu, başka çare yoksa uygulanması kabul edilebilir olan şeyler. İşte mesele bu. Umarım anlıyorsun. Ben yöntemlerin yanlışlığından filan bahsetmiyorum. Bu yöntemler bazı durumlarda son derece etkilidir. Ama, bu yöntemin bu durum için gerçekten etkili olup olmadığı biraz uzmanlık ister. İşte konu aslında bundan ibaret. Bir komşumuzu tanırım. Sinüzit için şeytan keleği denir, bir tür bitki vardır, onun suyu iyi gelri demişler. O da burnuna damlatırken suyunu yutmuş. Ölüp gitti. Alsında doğru. Bu bitkinin suyu iyi bir antiseptik etki sağlar ve sinüs iltihaplarına çok çok iyi etkir. Ama aynı zamanda çok kuvvetli bir zehirdir. Herneyse, bu teknikleri öğrenmek lazım. bir gün can kurtarabilirler. Ama, yarım yamalak değil, kapsamlı olarak.. İşte bilginiz böyle değilse, kulaktan duyma sözlerle kaş yapayım derken göz çıkarmanız çok kolay olur..
Trakeotomi abicim... Aynı dili konuşuyoruz abicim yazına karşılık olarak yazacağım pek birşey yok bu yüzden. Her yazınını dikkatle okuyorum hatta sitede tek dikkatli okuduğum yazılar denilebilir. Benimde yazılarımı yazarken dikkatli olmam gerekir şüphesiz sıradan müdehaller değil Birde Abicim Trakeotomi nerede işine yaradı sorması ayıptır..