Tahmimce sene 92,93. yaş 17,18.sıcak bir agustos günüydü.o zmanlar daha balığa yeni yeni merak salmıştık.abilerimizden hep duyardık balıkavlamanın ne kadar zevkli bir hobi olduğunu.daha önceleri balık avlamaya çıkmıştım ama hepsi amatörceydi.devamlı balıkları yemliyordum :) Mahallemizde bir erol abimiz vardı.çok sevecen bir insandı.doğuştan bir balıkçıydı.emekli olduğu için tüm gününü deniz kenarında olta başında geçirirdi.akşamüstleri mahallemizden bir kaç arkadaş onun yolunu gözlerdik,balıktan dönmesini beklerdik.bizlere akıcı türkçesiyle günü anlatır ve balık avını bizlere aşılamaya çalışırdı. Hiç unutmuyorum bir gün çuval dolusu kefalle dönmüştü balıktan.tabi bunlar izmir körfez balıgı yensen yenmez atılsa atılmaz.mahallenin kedileri bayram yaptı o gün :).yaklaşık 30 kadar kedi yediği balıklardan gölgeye çekilip dinlenmeye başlamıştı.kediler bile kavga etmediler o gün balıklar için.balıkların bazıları hiç abartısız kedilerden büyüktü. O gün aklımda bir şimşek çaktı ben neden çıkmıyorumki balığa???... Büyüklerimizden duydugumuza göre en bereketli av sabah suyuydu.bende sabah suyuna kalmalıydım(sanki çok tecrübeliz ya).apartmanda 2 kat üstümüzde oturan mutluyu ve samimi arkadaşım gökhanı aradım akşam evden(ozmanlar cep yok).c.tesi gecesine sözleştik.sahilevlerine gidecektik(izmir).Hem o aralar babam bana araba almıştı ilk defa arabamla dışarda sabahlıyacaktım.bunun heyecanı vardı içimde.özgürlük..... c.tesi sabahı telefon trafigi başladı sayemde.akşam üstü işten çıkınca buluşalıcak ve sahilevlerine balığa gidilicek ve sabahlanacaktı.sabah suyu olucaktı mutlaka.dönmek isteyen abonman biletini atıcak otobüse geri dönecekti.diğerlerini caydırmak yoktu. Akşam üstü buluştuk ama olta yok en öenmli meseleyi unutmuşuz :).balığı ellemi tutucaz??.onada bir çözüm bulduk,,giderken alırız :)... narlıderede yemci zeynele uğrayıp 3 adet takım makina ve yemleri aldık.tabi gelirken korkudan çok yavaş gidiyoruz çünkü ehliyet yok :).yaş daha 17. saat 6,7 gibi geldik avlağımıza.ben bay çok bilmiş arkadaşlara anlatıyorum yem nasıl takılır,nereye atılır :).neyse bismillah deyip hava kararmak üzereyken oltaları indirdik denize.ilk balığı çeken ben oldum oda kaya balığı :).zar zor iğneden çıkardım balığı ve denize geri saldım.yavaş yavaş saat 11 civarı olmuştu karnımız acıkmıştı.evden hazırlıklı gelmiştik usta balıkçılar gibi :).yemeklerimizi yedik biraz sohbet ettik ve saati 1 yaptık.kıyıdan yaklaşık 50 mt kadar uzakta dalga kırandaydık ama kıyıdaki restaurantların müzik sesi bizlere kadar geliyordu.hatta bundan sonraki şarkı benim olsun deyip latife yapıyorduk... Bir süre sonra müzik durdu.onlarda toparlanmaya başladılar.ama bizim için gece başlamamıştı bile.gülüştük.etraf epey ıssız olmuştu.ben kıyıya arkamı verip kayalardan inerek açık denize doğru atmaya başlamıştım oltamı onlar ise yanyana oturmuş yüzleri karaya dönük azda olsa ışık altında oturuyorlardı.birbirimizi göremiyor ama duyabiliyorduk.aramızda 3 5 mt vardı ama dev kayalar engelliyordu görmemizi.ben arkama kayaları almış zifiri bir karanlıkta açık denizde avlanıyordum kısacası.ve ayaklarım denize sıfır bir kayanın üstündeydi.ufacık bir dalga dizlerime kadar ıslanmamı sağlayabilirdi.. Şimdi gelelim esas meseleye....saat gece 3 civarı oldu tahminimce.ortam çok karanlık sigaramın ateşinden yem takıyorum o kadar karanlık.birden tam ayaklarım altımdan buz beyazı bir ışık gelmeye başladı bana dogru.ilk önce belki yakamozdur deyip aldırmasamda yaklaşık 4 5 mt derinlikle bir ışık kaynağının bana dogru yaklaştığını gördüm. Denizden bir ışık geliyor!!! ve tam altımda????? İnanınki sonraki 3 dkyı hatırlamıyorum.arkadaki arkadaşlarım anllatıgına göre kayaların üstünden GELİYORLAR,GELİYORLAR diye atlamışım bi maymun kıvraklığınla. O ışık nemişmi dersiniz?gece avlanan bir dalgıç tam benim ayaklarımın altından su üstüne çıkmak istemiş fenerinle... benim herzaman utandıgım ama anlatmaktan haz aldıgım bir hikayedir bu...