Denize Düşersin

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında REİS tarafından paylaşıldı.

  1. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Sonbaharın kışa merhaba dediği, belki de kışın, - dur bakalım artık senin hükmün geçmez, diye sonbahara efelendiği bir zamandayız.
    Her akşam olduğu gibi yine tahin helvası ve ekmekten oluşan nevalemizi almış, gece yemli lüfer için yola koyulmuşuz.
    Derenin ağzından çıkınca , acaba ne tarafa gitmeli dercesine sağa sola bakınıp,Vaniköy'de karar kılmışız.
    Vaniköy diyoruz ama aslında Kandilli akıntısının alt tarafı.
    Neden Vaniköy'e gittin derseniz, sıcak olur da ondan.
    Yemlerimiz yaprak istrongilos.Bazen, yarımgöz veya şakşak da taktığımız olur ama genelde yarım yaprak.
    İstrongilos, izmarite göre daha uzun, sanki mubarek sırf lüfer yemlisi için yaratılmış.
    Yemlerimizi güzelce kesip, zokalarımıza takıp koyverdik.
    15-20 kulaç su var olduğumuz yerde.
    Rüzgar yok , hava sakin ama yine de akıntı kendini hissettiriyor.
    Dibi bulmak için hep tetikte olmak lazım, yoklaya yoklaya koyveriyoruz.
    Dibi bulup bir kulaç kaldıracaksın, arasıra küçük parmak hareketleriyle, yemi oynatıp etrafta lüfer varsa ilgisini çekeceksin.
    Çekeceksin ki o da yeme atlayınca sandala çekebilesin.
    Mubarek hayvan, ne kadar da kurnaz, yemeyecekse, canından bezdirir adamı.
    Gelir bir dokunur, hah geldi dersin, arkası yok.
    Ne oldu acaba, yemi bozdu mu, kesti mi, oralarda durup bakıyor mu, yoksa çekip gitti mi?
    Bir yığın soru, ne yapacaksın şimdi?
    Oltayı çeksen bir türlü, ya orada ise , çekmesen, ya yemi bozduysa! boşu boşuna bekle.
    Hay Allah, neyse çek bakalım, korkulu rüya görmektense uyanık yatmak evladır.
    Çek, yem bozulmuşsa yenisini tak.
    Çekiyorum oltayı.
    Pes be birader, bu kadar mı hassas olur?
    Olur ya , ne sandın?
    Yemin sallanan kısmını, tam iğnenin dibinden, sıfır noktasından kesip gitmiş.
    Yeni bir yem tak, at , dibi bul , kıskandır, bekle.
    Ne gelen var ne giden.:mad:
    Karnım da acıkmış, bir lokma ekmek ısırayım.
    Sen misin ekmeğe uzanıp, bir an dikkatini dağıtan.
    Tam o sırada gelir, tık.
    Ne oldu acaba?
    Balık mıydı, dibe mi değdi?
    Dibi yokla, tamam olta yerinde. Dipten bir kulaç yukarıda.
    Geldi yine meret , tam ben ekmeği ısırırken o da kendi mamasını ısırdı.
    Bu sefer de yemi aldıysan helal olsun.
    Neyse boşver felsefeyi de çek bakalım oltayı.
    Çekiyorum.
    Aynı tarife , yemi aynı şekilde kesmiş.
    Hay anasını.
    Çaktırmadan bir yem daha tak, çünkü ayıp oluyor artık.:eek:
    Ha bire lüferleri besliyoruz.
    Ama bakıyorum. Sadık abi ile bizim meşhur Tahir de aynı işle meşgul.
    Herkes çaktırmadan yem değiştiriyor.:p
    Yok, bu böyle olmayacak.
    Çekin bakalım oltaları, birer hırsız takalım.
    Çekiyoruz.
    Olta kutusu açılıyor.zokaya ve yeme uygun birer hırsız bağlıyoruz aceleyle.
    Tak yemi zokaya, hırsızı da güzelce yerleştir, hadi şimdi sıkıysa gel de kes bakalım iğnenin dibinden.
    Takımı tamamladık ya meydan okuyorum lüfere.
    Hay okumaz olaydım.
    Haddini bilsene be adam.
    nazlı yiyen lüfere meydan okunmayacağını hala öğrenemedin mi sen?
    Bu düşünceler içindeyken, belli belirsiz bir tık.
    Hah geldi, çalın çabuk...
    Karavana.
    Hay anasını, çek bakalım oltayı. talim...
    Fiyuuuuvvvv.
    Bu sefer de yandan gelmiş, zoka iğnesiyle hırsızı boşa çıkaracak şekilde yemin açıkta kalan 1/4 ünü götürmüş.
    Tevbe estağfirullah.
    ...
    Bu şekilde zar zor 5-10 balık tuttuk, vakit de epey ilerledi.
    Abiler kaçalım mı, ne dersiniz?
    Zorla güzellik olmuyor.
    Sen bilirsin reis diyorlar, yenilgiyi kabul etmiş bir sesle.
    Yoksa kıyameti koparırlar, dur bakalım daha saat kaç, 23-24 olsun da gideriz belki balık yapar falan filan.
    Bu sefer yemiyor ama, balık var tutamıyorsun, daha fazla sinir olmanın alemi yok .
    Baksana herkes teslim bayrağını çoktan çekmiş, pılısını pırtısını toplayan sağa sola savuşmuş.
    Gidenleri yan gözle takip ediyorum.
    Kimi Bebek'e geçti biraz oyalanıp oradan da volta.
    Demek Bebek'te de işler nanay.
    Topladık oltaları Allah bereket versin deyip, çektik Seagull'ın ipini, gece yarısı yalılarda yatanları camlara uğratan bir patırdıyla dereye doğru yolu tuttuk.
    Kandilli akıntısını öyle hooop diye geçemezsin.
    Rüzgar olmadığına bakma, yine de 3-4 mil akıyor.
    İyice kıyıya ,rıhtıma yanaşık gibi gidiyorum.
    Sakın ellerinizi küpeşteye koymayın , rıhtımla sandalın arasında sıkışır, karışmam haaa.
    Amma da salladın be reis derken Tahir, lafın arkasını -Ulaaan diye bağlıyor.
    Ne oldu tayfa, ?
    Dudaklarında şaşkınlıkla karışık bir gülümseme az daha elim... filan diye birşeyler geveliyor.
    Akıntı altlarında ters akıntılar oluşur.
    Kıyıdan 2 m. , 1. , yarım m. akıntının kıyıyı yaladığı yere doğru yaklaştıkça bir karış, ve nihayet sıfır.
    İşte son noktasına kadar bu ters akıntıyı kullanıyorum, akıntıları geçerken.
    Tabii küpeşte de rıhtımları yalıyor.
    Kandilli vapur iskelesinin önüne geldik.
    Küçuksu deresinin ayazı da burnumuzu ve kulaklarımızı ısırmaya başladı köpek gibi.
    Bir yandan gece karanlığında yolumuzun üstünde başka tekne var mı diye bakıyorum, bir yandan da etrafı tarıyorum, dikkatli gözlerle.
    Burun arkasında bir iki ışık belli belirsiz yanıp sönüyor.
    Dikkat kesiliyorum.
    Orada bir hareket var.
    Burun arkası dediğimiz yer, tam olarak Anadoluhisarı'ndan Kanlıca'ya doğru giderken , körfeze varmadan önce Hekimbaşı Salih Efendi yalısının önleri.
    Orada birkaç sandal var diye tahmin ediyorum.
    Işıkların yanıp sönmesi de olta çekildiğine işaret.
    Oltayı çekerken kolların hareketi, bazen lüksün ışığını kapatıyor, ışık söndü, bazen açıyor , aa bak yine yandı.;)
    Nerede hareket orada bereket.
    Sadık abi biraz yem keser misin diyorum.
    Rahmetli, şaşırıyor.Eve gidiyoruz ya kendimizi mi yemliyeceğiz , diyor.
    Haa diyorum gecenin bu vaktinde lüferlerin yemediği istrongilosları biz afiyetle yeriz, yemediğimiz de yarına kalır yine yem yaparız.
    Gülüşüyoruz.
    Sadık abi biraz yem kesiyor.
    Derenin ağzına geldiğimizde sandalın başı yukarı dönünce anlıyorlar, bir iş var .
    Fakat olduğumuz yerden, ışıklar görülmüyor artık.
    Körfeze doğru bir uzayalım bakalım diyorum, daha vakit var.
    5-6 dakika sonra hedefe varıyoruz.
    8-10 sandal var, ha bire çekiyorlar.
    Ulan o ne, bunlar kofana be.
    Hemen akış başında yerimizi alıyoruz.
    Motor istop(İstop diyoruz . Çocuklar da istop oynar ya, bize ne, biz İngiliz miyiz stop diyelim, istop deriz.:) )
    Motoru sudan çıkarıp desteğini koyuyorum, çabucak forsa mahalline geçiyorum.
    Ne biçim reislikse, tayfalar rahat , Tahir başta benim arkamda, Sadık abi de kıçta , karşımda oturuyor.Bütün dikkatleri oltalarında.
    Reis oturakta, sağ elinde olta, sol eli kürekte, gözünün yarısı etrafta, yarısı oltasında.Tek eliyle iki küreği idare edip sandalı oltaların üstünde tutacak, balık gelince balığını çekecek bir de üstüne yem kesecek.
    Oooh böyle reislik...:mad:
    Her neyse ya, bırak şimdi makarayı balık geliyor.
    Atın oltaları, rastgele.
    dikkatli olun.
    Dibi buluyoruz hemen balık geliyor.
    Ama bu sefer sağlam geliyor.
    Öyle Vaniköy'deki gibi oyun oynamıyor.
    O aşağı çekiyor biz yukarı.
    Gelirken kesip pay ettiğimiz yemler çabucak bitiyor.
    Tahir arkadan, reis yem bitti bana yem ver.
    Dur bi dakka, balık var oltada, şunu alayım.
    Tahir 7 aylık, nasıl duracak, ha bire yem diyor başka şey demiyor.
    Bir ara hissettim, ayağa kalktı.
    Tahir otur, denize düşersin.
    Yaa reis sen de bizi iyice acemi ettin haa diye söyleniyor.
    Tahir otur balık var oltamda, şunu alayım yem keseceğim.
    Tam bu sırada balık yükleniyor, zaten alesta bekliyorum.sağ elim şimşek gibi yukarı, sol kolum oltanın devamını çekmek için aynı hızla sol omuzumdan geriye, balık üstünde, ama elim bir şeye çarpıyor.
    Hemen ardından foşşş, furrr, huuhh diye sesler duyuyorum.
    BAkacak halim yok, oltamı çekiyorum, balığı alıp livara attığımda, sandalın sağa sola sallandığını hissediyorum.
    Yarım sol yapıp arkama bakınca küpeşteden tırmanan Tahir'i görüyorum, yarısı ıslak yarısı kuru, denizden geliyor.
    Gecenin sessizliğinde bir sitem:
    Reis, niye attın beni denize?
    Reis, son derece sakin ve sanki şaşkın,
    -Denize mi düştün?
    Ben oltayı çekerken sabırsız Tahir arkamdan geçip kıç tarafa gitmeye ve yem almaya niyetlenmiş.Ağ kıçüstünde duruyor, yemleri ağdan ayıklayıp kesiyoruz.
    Tam arkamdan geçerken de ben balığa çalınınca sol elimin tersiyle Tahir'e patlattığım gibi denize atmışım.
    Can havliyle küpeşteye sarılıp yarı ıslak yarı kuru sandala çıkabilmiş.
    İnsan ne kadar hızlı hareket ediyor.:rolleyes:
    Hani bazen bir şey yerken dudağımızı ısırırız ya. O zaman anlarız ne kadar güçlü çiğnediğimizi.
    İşte onun gibi bir şey.
    Eeee Tahir şimdi ne olacak, yem istiyor musun?
    Dedik ya, kış, burada benim hükmüm geçer, diyor.
    Toplayın oltaları, kısmet bu kadarmış, bari millete çapariz olmayalım, Tahir' i de dondurmayalım.
    Bir yandan toplanıyoruz homurdana homurdana, bir yandan da yükleniyorum Tahir' e fırsat bu fırsat.
    Oğlum, Reis ne demişti?
    Denize düşersin demedim mi sana, iki dakka dursan ölür müydün, bak şimdi sana yem verecektim.
    Tahir, üzgün, Tahir kızgın, Tahir şaşkın.
    Küfür mü etsin, sabır mı bilemiyor.
    Öylece durmuş.
    Reis, niye attın beni denize?
    ...
    Bu akşam da kısmetimiz bu kadarmış.
    Ve bu da 25 sene sonra anlatılacak bir hikaye imiş meğer.
    Allah'tan başka kim bilebilir ki işlerin doğrusunu.?
     
  2. erdemyılmaz

    erdemyılmaz ERDEM YILMAZ

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    2.357
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    DURUMA GORE BİLDİGİM HER TÜRLÜ YASAL MALZEME
    En İyi Avı:
    EŞKİNE 1,5 KG.,56 CM. TURNA
    roman gibi mahir amca sonunu merek ettim durdum ama bittigine üzüldüm devamını isterim ben eline yüregine saglık reis amca
     
  3. BARIŞ

    BARIŞ BARIŞ

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    2.405
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    olta kışın tüfek
    En İyi Avı:
    turna 4.5kg --12kg yayın
    mahir abi eline yüreğine sağlık tahir abi uzun bir süre senle balığa çıkmamıştır herhalde
     
  4. NoFe@R!!!

    NoFe@R!!!

    Mesajlar:
    551
    Şehir:
    Ne MUTLU TÜRKÜM Diyene
    Favori Kamış:
    TÜRK İCATLARI
    En İyi Avı:
    Kofana Tartmadım :)
    Valla güzel bi hikaye :D aynı olay benımde basıma geldı bu balık sevdası yuzunden :D kendımı buz gıbı suda buldum :) ellerıne saglık mahır amca
     
  5. balıkadam

    balıkadam ibrahim

    Mesajlar:
    72
    Şehir:
    ısparta
    Favori Kamış:
    olta ve zıpkın
    En İyi Avı:
    1 kiloluk aynalı sazan ve 1 kg 900 gr lık alabalık
    reisin sözünü dinle

    reis amca hikayeyi merakla okudum.Demek ki alacağımız ders teknede reis varsa sakın sözünden çıkma yoksa balığı elinle yakalamak zorunda kalırsın:D
     
  6. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Erdem

    Devamı başka hikayede, başka zamanda Allah kısmet ederse inşallah.:)
     
  7. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Evet, ertesi akşama kadar.:p
     
  8. erdemyılmaz

    erdemyılmaz ERDEM YILMAZ

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    2.357
    Şehir:
    İSTANBUL
    Favori Kamış:
    DURUMA GORE BİLDİGİM HER TÜRLÜ YASAL MALZEME
    En İyi Avı:
    EŞKİNE 1,5 KG.,56 CM. TURNA
    inşallah mahir amcacım
     
  9. hatayi33

    hatayi33 Nebi Şahin

    Yaş:
    61
    Mesajlar:
    472
    Şehir:
    Mersin
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    Kofana 1,5 Kg.
    Mahir amca eline ve diline sağlık. Dediğin gibi denizde ve özellikle de teknede şaka olmaz. Sabretmek ve Reisin sözünü dinlemek şarttır. Devam bölümlerinide bekliyoruz.
     
  10. Muratın Takası

    Muratın Takası

    Yaş:
    37
    Mesajlar:
    415
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    oltam
    En İyi Avı:
    Gelse :)
    Mahir Amca ne kadar güzel anlatmışın, parmaklarına sağlık :)
    Paylaşım için teşekkürler
     
  11. John Dory

    John Dory Emre

    Mesajlar:
    632
    Şehir:
    istanbul - bodrum
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz 70 cl, İstanbul Boğazı
    Mahir amca,
    Ben de o gece yan teknedeydim görmedin mi beni? :) (Amma da attım ha, daha annemin karnına bile düşmemiştim herhalde o zamanlar :D )
    Sen görmemiş olabilirsin, ama ben sizi görmüş kadar oldum. Bu kadar canlı, bu kadar gerçek anlatılamaz bir hikaye.
    Hala lüks ışığının altında elimizde zokalar tetikte bekleyebiliyorsak, uzaktaki sandalların ışığından balık olup olmadığını tahmin edebiliyorsak, bu anlattıklarınız bize masal gibi gelmiyorsa buna da şükür. İnşallah benim çocuklarım, onların çocuklar ve daha nice nesil de bunun gibi anıları yaşayabilirler.
     
    Son düzenleme: 29 Aralık 2006
  12. Geceye ve soğuğa inat okudum.
    Okudukça içim ısındı.
    Teşekkürler Reis Baba'm.
    Bir anı bukadar güzel yazılır. Ne diyelim eline diline sağlık.

    Hikayenin şu kısmı okundukça tekrar okunası geliyor tamamının
    "
    Oğlum, Reis ne demişti?
    Denize düşersin demedim mi sana, iki dakka dursan ölür müydün, bak şimdi sana yem verecektim.
    Tahir, üzgün, Tahir kızgın, Tahir şaşkın.
    Küfür mü etsin, sabır mı bilemiyor.
    Öylece durmuş.
    Reis, niye attın beni denize? "

    Bu arada silgiyide unutmamalı. Acaba reis yine demişdir ki
    " Tahir otur yerine bak şimdi geliyor kafana silgi "

    Sağlıcakla kalın...
     
  13. Mehmet PEKMEZCİ

    Mehmet PEKMEZCİ

    Mesajlar:
    736
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    olta
    Mahir Amca bu sefer deniz tutmadı beni. Çok güzel bir hikayeydi. Çok teşekkürler.
     
  14. mahir türköz

    mahir türköz

    Mesajlar:
    35
    Şehir:
    istanbul-tuzla
    Favori Kamış:
    olta.zıpkın
    Hikayenin güzelliği...
    Roman gibi çok güzel.Hem sürükleyici, hende öğretici.
    Teşekkür ederiz Mahir amca...
     
  15. excalibur

    excalibur

    Mesajlar:
    774
    Şehir:
    Antalya
    Favori Kamış:
    olta
    Reis baba, yüreğine sağlık.
    Bir solukta okudum yine :) Sabah sabah çok iyi geldi bu yazı. sağol varol.
     
  16. ist balıkcısı

    ist balıkcısı

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    653
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    şeyan olta -surf kamış
    En İyi Avı:
    daha öğrenecek çok şey var
    reis amca eline, konuna ,nefesine ve sana Allah bol bol sağlık versin. bu güzel paylaşım için teşekkürler.
     
  17. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Okurken yaşatıyorsun vesselam. eline sağlık.
     
  18. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Ahmet

    övgülerin için teşekkürler,
    her hikayede verilecek ve alınacak bir ders olmalı diyorum.

    Anlaşılacağı gibi Tahir, benim can dostumdur.
    30 yıllık bir arkadaşlığımız ve hiç değilse bunun yarısı kadar da balıkçı taifesi olmuşluğumuz var.:)
     
  19. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Mahir amca başka yok mu ? Doyamadım nefis bir hikaye bu :) Eline diline sağlık :)
     
  20. zodi

    zodi

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    353
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    sadece olta
    En İyi Avı:
    1.2 kg çipura. Kilo olarak ta 3 kişi 15 kg istavrit (tekneden)
    Mahir Abi, ben de Kadıköy kurbağalı derenin en pis olduğu zamanda bele kadar içine düşmüştüm. 1 hafta günde üç kez banyo yaptım yine burnuma aynı koku geldi:) O gün bu gün teknede reis ne der ben onu yaparım. Şaşmam abi :)