Sevgili arkadaşlar, denizlerimizde parekete serbest mi değil mi sorusu pek çoğumuzun aklından geçiyor sanırım. Bende bu konuda bir araştırma yaptım ve konunun netlik kazanması açısından paylaşmak istedim. Bu araştırmada bizim el kitabımız olan sirküyü esas aldım. Her kanunda olduğu gibi herkezin istediği gibi değerlendirebilceği boşluklar maalesef sirkülerde de bulunmakta. Gönül isterdi ki böyle birşeye mahal verilmesin. Sözü fazla uzatmadan yorumsuz olarak saptadığım bazı noktaları belirtmek istiyorum. Öncelikle ilk bölümdeki Tanımlamalara bir göz atalım. Tanımlar MADDE 2 2) o) Olta takımı: Olta ipi, beden, köstek ve iğneyi bir arada bulunduran avlanma kabiliyeti olan vasıtayı ö) Parakete (paragat, barigat, barikat): Suyun içinde asılı veya dibe uzanmış, serili olarak duracak şekilde düzenlenmiş, bir beden üzerinde çok sayıda kösteğe bağlı iğne taşıyan balık avcılığı aracını, Şeklinde bir tanımlama yapılmış. Görüldüğü üzere belkide kafamızı karıştıran şey buradan kaynaklanıyor. Olta takımı ve parekete aynı şeyler değil. Öncelikle bunu belirlemek lazım. Şimdi de dördüncü bölümdeki yöntem ve sınırlamalara bakalım. Önce iç sulara bir göz atalım. Burada deniyor ki; İçsularda amatör avcılık MADDE 10- (1) Parakete haricindeki her türlü olta takımı ve yemlik uzatma ağı ile içsularda amatör avcılık yapılabilir. Görüldüğü üzere iç sularımızda tartışmaya mahal vermeyecek şekilde parekete kullanımı yasaklanmış bulunmakta. Gelelim denizlerimizdeki amatör balıkçılığı düzenleyen maddeye; Denizlerde amatör balıkçılık MADDE 11 (2) Denizlerde amatör avcılık her türlü olta takımı, serpme ve yemlik uzatma ağı ve sualtı tüfeği ile yapılabilir. Denildikten sonra bazı açıklamalara yer veriliyor ve gerek ikinci madde de gerekse diğer maddelerin hiç birinde parekete kelimesi geçmiyor. Özellikle ikinci madde de amatör balıkçılığın denizlerimizde hangi araçlarla yapılacağının belirlendiği yerde parekete kelimesinin geçmemesi tamamen yasak olduğu hükmünü doğuruyor. Sanırım sorun iç sulardaki avcılığı düzenleyen madde de parekete kelimesinin net olarak kullanılmasına rağmen deniz konusunda bahsedilmemiş olmasından kaynaklanıyor. Tabi bu konuya birde hukukçu gözüyle bakmakta fayda var. Belkide burada parekete kelimesinin doğrudan kullanılmamış olması bizlerin çıkardığı sonuçtan farklı bir sonuçta ortaya çıkarıyor olabilir.
HER türlü serpme? HER türlü serpme derken tırıvırı da slında bir tür serpme sayılır ona da mı izin var yani?
Hayır, maddeleri dikkatli okursanız tırıvırının tek başına yasak olarak belirtilmiş olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca tırıvırını bir tür serpme olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü tırıvırının tanımı verilmiş ama bir eksiklik olarak serpmenin tanımı verilmemiş.
Namık zaten yasak olduğu sonucu çıkıyor fakat söylediğinde çok haklısın. Serbest olarak yorumlandığında da bu sefer kişi başı izin verilen balık limiti hususu çıkıyor meydana. Evet güzel bir noktaya temas ettin. Bunu nasıl garanti edebilirsin? Sanıyorum sırf bu yüzden ticari balıkçılık sınıfında yer almalı. Ama yanılmıyorsam ticari balıkçılığı düzenleyen sirkülerde de ya parekete adı geçmiyor yada belli bir iğne sınırlaması yok.
mehmet hocam, bu konuda esas aldigin sirkulerin disinda aslinda tum amator balikcilarin esas almasi gereken, bircogumuzun da zaten esas aldigi ikinci bir kriter var: vicdan... sirkulerde acik varmis, tanim yokmus hikaye. sakin ha bu cumlemden sirkuleri kucumsedigim, gereksiz gordugum anlasilmasin. elbette resmi makamlarca yayinlanmis, bilimsel verilere dayanmis, yazili olup boylece isi yasal boyuta getirmis bir sirkulerin olmasi elzem. neyin ne oldugunu tanimlamasi, nerelerin avlanmaya uygun, nerelerin degil, balik boy ve limitlerini belirtmesi acisindan bir klavuzun faydasi tartisilmaz. benim "hikaye" dedigim konu, ben amator balikciyim diyen kisinin "vicdanı" olmadiktan sonra sirkulerin falan boyle insanlara "hikaye" gelmesi. ya da tam tersi, ben amator balikciyim deyip sirkuler basta olmak uzere gerekli kaynaklardan neyin dogru neyin yanlis oldugunu arastirdiktan sonra sirkulere uygun da olsa, ya da sirkulerde muglak da kalsa vicdanina uygun sekilde davranabilenlere hikaye. denizlerimizde parekete yasak mi degil mi? senin aciklamalarina ragmen bence halen bu konu muglak. burada kriter "vicdan". demiyorum ki, denizde parekete kullanan vicdansizdir. yasak degilse ben de yaparim. sinirlayan bir yasa yok, bagla kosteklerini sar sepetine sal suya, sonra topla. ama topladiktan sonra bir bak. ne kadar balik tutmussun, ne boy balik tutmussun, parekete dizmeyi biliyorsun da hangi yeme ya da kac numara igneye ne balik gelecegini bilmiyor musun? takarsin 8-10 numara sinek igneyi 100 tane kostege, sonra bakarsin ki avcunun yarisi kadar mandagozler bilmemneler o pareketeyi doldurmus. iste o zaman es gec sirkuleri, sor bakalim "vicdanin" ne diyor... ozdere'de cok iyi taninan cok yasli, hatta teknesini tek basina kullanamayacak kadar yasli, muhendis emeklisi bir adam var. herkes uyurken cikar, surekli teknesini kullandirdigi, islerini gordurdugu bir adami vardir onunla birlikte. herkesin bildigi mercan yataklarina doser pareketelerini. hem de 4-5 tane parekete. toplamda 1000 igne ediyordur. onlari doser, toplar (dosetir toplatir yani) bildigin katliam, ayni gun sabah suyuna cikarsin sen, bi tane mercan bul bulabilirsen. bu ne hirstir anlamis degilim. amcaya da diyemiyorsun ki, "bak senden sonra cocuklarin, cocuklarimiz da bu sularda avlanabilsin, yapma boyle" koskoca, babam degil neredeyse dedem yasinda, okumus, gormus gecirmis adam. ama anahtar kelime noksan..."vicdan" uzattim biliyorum , soyle toparlayayim: ister parekete ister diger konulari duzenleyen eli yuzu duzgun bir sirkulerin olmasi her zaman lazim. ama insanoglu'nun ozelligidir ya, yasada, kuralda illa boslugu bulmaya, isine gelen yone cevirmeye calismak, biz eger adimizin onune "balikci, sporcu, dogasever" sifatlarini koyuyorsak herkes gibi olmamaliyiz, olamayiz, bosluklari isimize geldigi sekilde degil, en azindan vicdanimizin "dogrudur" dedigi sekilde doldurmamiz gerekir.
arkadaşlar şimdi altı iğne takımı yapıyoruz alt ucuna bir kurşun ve fırdöndünün üstüne bi kurşun oldu size parakete güle güle kullanın isterseniz o altı iğneyi 100er metre ara ile bağlayın 500 metre paraketeniz olsun
Sevgili Onur söylediğin her kelimenin altına imzamı rahatlıkla atarım. İşin vicdani boyutunu söylemeye gerek yok diye düşünmüştüm. Senin bu konuya temas etmen yerinde oldu.
Sirkülerden bir inci daha.. 37/2 Numarlı sirkülerimizin tarifler bölümünden bir alıntı: ı) Kıbrıs olta: Bir bedenin üzerine köstek kullanmadan, çok sayıda iğne ile donatılarak, iğneli bedenin yeme sarılıp, yemi didikleyen balıkların serbest iğnelere yakalanmasını amaçlayan olta takımını, Ayni sirkülerin tahditler bölümünden bir alıntı: (3) Bir amatör en fazla 4 olta takımı kullanabilir. Bir amatörün bir olta takımındaki iğne sayısı, çapari hariç 6 adedi geçemez. Eeee.. Keseceğiz kıbrıslarımızın 6 dan fazla iğnelerini.. Başka yolu yok... Vicdanımızın sesini dinleyeceğiz arkadaşlar.. Bu ses bizim kontrolörümüz, denetçimiz herşeyimiz olacak.. Bunu milletçe her konuda yapabildiğimiz gün AB de ABD de ABCDEF de önümüzde çoküp bize katılın diye yalvaracaktır.. Aksi halde yakın gelecekte çocuklarımıza balığı " Kayıp Balık Nemo " filminde izlettirebileceğiz.. Bu konuyu açan arkadaşıma da sonsuz teşekkürler.. En azından bir resmi belgenin içeriğini tartışma fırsatı yarattı bugün bizlere.. Sohbetlerimizin böyle Amatör Balıkçılığın yararına olan konulara yönelmesi de gerçekten çok sevindirici.. Devam etmesini diliyorum..
Onur Arkadaşım,söylediklerinize tamamen katılıyorum.Yasaklar,kanunlar insan olan insanlar,vicdanı olan insanlar için geçerlidir..Yoksa herşey boş.. Buna uymayan insanları uyardığımızda da başımızın belaya girmesi olasılığını göze alarak uyarıyoruz zaten.
cihangir abi bildiğim kadarıyla kösteksiz takımlarda iğne sınırlaması yok sazan avındada küspeye sarılan iğneler tek merkezden çıkması koşuluyla sınırlamasız
Mehmet Güzel bir konu açmışsın teşekkürler. Herkes anladığını ve fikrini söyler, ortada bir yerde buluşuruz. Kanımca, sıkıntı, tariflerden kaynaklanıyor. Olta takımı derken, kanun koyucu, yemli olta kastediyor. Çapari ise yemsiz. o yüzden ona sınırlama getirmemiş,Kıbrıs gibi takımda ise belki de bütün iğneler, tek iğne gibi kabul edilebilir, çünkü hepsi aynı yeme takılıyor.Bununla, 10 iğneli de olsa, aynı ekmekle 10 balık yakalamak mümkün değil. Özetle, parakete iç sularda da denizde de yasak. İster 14 iğneli, isterse 4 iğneli olsun sistem olarak yasak. 6 iğneli olta takımı serbest, ben 40 tane 6 iğneli takım yaparım demek, yasal boşlukları arayıp, vicdanı susturmak manasına geldiği için doğru bir düşünce değil. Amatör, parakete tarzı bir sistemde, balığı hissetmediği için nasıl zevk alacak, o zaman amaç sadece balık yakalamak oluyor ki bu, profesyonel balıkçıların işi ve hakkı. Çaparide de , diğer yemli olta takımlarında da (lüfer zokalı takım veya 4-5 iğneli yemli mercan veya izmarit oltası gibi) balıkçı, balığı hissedeceği için zevk duyacaktır.Yani böyle bir avlanma amatörce olacaktır. Ağ gibi, paraketede de böyle balığı hissedip zevk duyma olmaz. ... Yassak hemşerim, daha ne soruyon?
