Bugün Derbent Barajı'nın bittiği, Altınkaya Barajı'nın başladığı noktada alabalık avına gittim. İlk önce dip oltası hazırladım, yarım saat bekledim ve bir şey olmadı. Sonra mantarlı olta hazırladım, hemen sonra vazgeçtim ve kaşık takımını hazırladım. Atıp çekmemle bir alabalık geldi anında. Sonra bir tane daha geldi. Ama bir balık kaçırdım ki başıma ağrılar girdi. Hani "Kaçan balık büyük olur." derler ya, o misal... Tuttuğum 2 balığın toplamının 2 katından büyüktü. Balığı çektim, üzerine oturdum. Ağzından kaşığı çıkarırken serçe parmağımı ısırdı. Parmağı zor kurtardım, yüzük gitti bu arada. Balıkla cebelleştim, çantaya atarken fırladı gitti suya. En azından 50 cm. vardı. Yemin edebilirim. İnanmazsanız size hak veririm, bana anlatsalar inanmazdım. Ama yalanım varsa elime olta almak nasip olmasın. Yarın bir işim çıkmazsa daha erken saatlerde orada olacağım. Fotoğraf makinem yanımda değildi, eve gelince fotoğrafladım. Yakaladığım iki balığın fotoğrafını paylaşmak isterim: [IMG] Büyüklüklerini kıyaslamak için sigara paketi ile birlikte fotoğrafları: [IMG] O kaçan balığın yanında bunlar ancak yem olur. Yüzüğe üzülüyorsam namerdim, balığa üzüldüm. Ama o canavara bir an için dokunmak bile yüzlerce yüzüğe bedeldi benim için.