Bu hafta sonu düğün dolayısıyla Çan a gittim. size düğünü anlatmayacağım elbette. Çan ın köylerinden olan Uzunalan ve Paşalı cevresindeki dereye gittik. ayrıca o bölgede Bardakçı kaplıcasıda var. Çok kalabalıktı o gün. Zaten ülkemizin birçok yerinden müşterisi varmış. hafta sonu mangalını kapan ılıcanın yanına gelmiş. Düğün cuma, cumartesi. Bizde Teyzemin oğulları iki arkadaş abim ve ben pazar günü o yorgunluğun üzerine balığa gittik.Deniz balıkçılığıyla kıyaslarsak çok farklı. Bi kere olta ile değil el ile yakaladık. Çay sürekli akıyor. Bizde çay a bi yerden girdik ve 3-4 km yürüdük. Bizden korkan balıklar çay ın kenarındaki otların ve ağaç köklerinin arasına saklanıyor. Bizde yolumuzda ki çay kenarında otların arasında, ağaç kökleri arasında ki balıkları elimizle yakalıyoruz. Ben bi tane bile yakalayamadım. Ama çok zevkli oluyor. Balık tam elimde fakat yakalayamıyorum, kayıp gidiyor. Bizim için tam bir traking oldu. iyi yorulduk. Tabi şunu unutmayalım serpme ile de av yapmaya çalıştık fakat el ile daha iyi randıman aldık. Zaten yanımızdaki arkadaşlarda işin uzmanı. 2 saatte 2 kg kadar balık yakaladık. Ama kokusuyla olsun Tadıyla olsun deniz balığına hiç benzemiyor. Bu arada hangi balıkları yakaladığımı da söyleyeyim. Çibrin, sazan, bıyıklı diyorlar.En büyüğünün boyu 15 santim. Fakat adı en uydurma olan cibrin en lezzetlisi. Bu yorgunluğun üzerine çıktım Ç.kale yoluna akşam güneşi tam gözümde içimden rüzgar dinsede balığa gitsem diye geçiriyorum. Ama ç.kale nin rüzgarı hiç dinmez ki. Benim için sabah ve akşam hava kalsın yeter diye diye yolu yarılıyorum. Ve işte evdeyim bu avımı sizinle paylaşayım diye bil. açtım ve error virüsed uyarısı çıkıyor. Ben Çan da balıkla uğraşırken virüslerde bil. hasta etmiş. Bende bu anımı sizinle 1 gün gecikmeli paylaşıyorum. haydi rastgele.
merhaba bende elle balık tutmanın zevkini çok iyi bilirim. Memeleketim ordu ve köyümüzün içinden bol balıklı bir dere geçiyor.Turnasuyu deresi orda elimle çok balık yakaladım. dediğin gibi tatlı su balığının lezzeti denize hiç benzemez bıyıklı dediğin balıktan bizim oralarda da çok vardır. hatta yandaki resmime bakacak olursan ordada elimle balık yakalmamaya çalışıyorum
bende çok tutmuştum bi zamanlar bende bir zamanlar elle çok tutmuştum balık.samsun'dan denize dökülen mert ırmağında tutardık elle.bazen dalarak kaya diblerini karıştırırdık.ama içimizde de her zaman bir ürperti olurdu yılan veya yengece rastgelme ihtimalinden dolayı. ama kaya dibinde bi oyuk bulupta o oyuktaki balıklara dokunabilmek gerçekten tarifsiz bir duygu.bazen o kadar çok olurlardı ki hangisini tutacağımızı şaşırırdık.en ilginci de bir yaz suların çok çekildiğinde resmen suya oturarak altımıza gizlenmeye çalışan balıkları tutmaktı.bazıları işi abartıp şortuma bile girmişti