DEVLET CENNETI NASIL KATLETTi?

Konu, 'Makaleler' kısmında ZANDER tarafından paylaşıldı.

  1. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    EGE'nin tarih ve tabiat güzellikleriyle ünlü, korumaya alınmış Bafa Gölü’nde binlerce balığın ölerek karaya vurması, geçimini yüzlerce yıldır gölden sağlayan köylüleri isyan ettirdi. Yıllardır yükselen çığlık duyulmadı ve dün olanlar oldu. Cennet cehenneme dönüverdi.

    Çevresinde antik Hereklia Kenti’nin harabelerinin bulunduğu ve tarihte, Ay Tanrıçası Selene’nin saçlarını taradığı ve ayna olarak kullandığı anlatılan göle, DSİ tarafından yapılan kanaletlerle, yıllardır nehirlerin ve derelerin akmasının önlendiği, bu nedenle de gölün kurumaya yüz tuttuğu belirtildi. 65 kilometrekare büyüklüğündeki Bafa Gölü suyundaki oksijenin gün geçtikçe azaldığı ve doğal hayatın sona ermek üzere olduğu söylendi.

    Aydın’ın Söke, Muğla’nın Milas İlçesi sınırları içinde bulunan tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü Bafa Gölü’nde, dün ( Salı) sabah saatlerinden itibaren binlerce ölü yayın, sazan ve gümüş balığının kıyıya vurması köylüleri hem tedirgin etti hem de isyan ettirdi. Jandarma yetkilileri ve Milas İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri tarafından Kapıkırı, Gölyaka, Akçalı, Serçin, Pınarcık ve Akyeni köylerinde yaşayanlara duyuru yapılarak ölü balıkların yenilmemesi istendi.

    YOSUNLAR ÇÜRÜDÜ

    Aydın İl Tarım Müdürlüğü ile Milas İlçe Tarım Müdürlüğü’nde görevli su ürünleri mühendislerinin, balıklardan numune alarak ölüm nedenlerini araştırdığı belirtilirken, oksjijensizlik nedeniyle kendilerini karaya atan balıkların gözlerinin patlayacak derece büyüdüğü ve matlaştığı görüldü. Bu arada, gölün dibinde çürüyen yosunların çevreye dayanılmaz pis koku yaydığı belirtildi.

    FACİA 'GELİYORUM' DEDİ DSİ DİNLEMEDİ

    Bafa Gölü’nde, bu kadar çok sayıda balığın aynı anda ölmesine ilk kez tanık olduklarını belirten Kapıkırı Köyü Muhtarı Veli Çakır şunları söyledi:
    “Balıkların toplu olarak öldüklerini büyüklerimizden de duymadık. Ancak 20 yıldır, DSİ’nin göle akan nehir ve derelerin yönlerini kanaletlerle değiştirerek, sularının Söke Ovası'na vermelerinden sonra 65 kilometrekare büyüklüğündeki göldeki yaşam her geçen gün yok olmaya, gölün suyu kurumaya başladı, çevresi bataklığa dönüştü. Bu durumu yıllardır, aralıklarla, yazılı olarak ilgili kaymakamlık, valilik ve DSİ’ye bildirdik, önlem alınmasını istedik. Göle akan derelerin nehirlerin yeniden göle akıtılmasını istedik. Yetkililer fazla suyu suyu göle verecekleri yerde denize akıtmayı, gölü ölüme terk etmeyi tercih etti. Doğa faciası bağıra bağıra ‘Geliyorum' dedi, kimse duymadı.”

    ÖRTBAS ETMEYE ÇALIŞIYORLAR

    Akçalı Köyü Muhtarı Nedim Aslan da, etrafında binlerce yıl çeşitli uygarlıkları barındıran besleyen gölde yaşayan canlı sayısının 130’lardan 45'lere kadar düştüğünü belirterek “Balıklar ölmeye, gölün kuşları bataklık ve pis kokular, yavaş yavaş tükenen doğal yaşam nedeniyle göç etmeye başladı. Ancak insanımızın göç edecek durumu yok. Köylünün sesini duymayanlar, doğa felaketi yaşanınca numune alarak işi örtbas etmeye çalışıyor” dedi.

    KARİDESLER DE ÖLDÜ

    Bafa Gölü'nde balıklardan sonra karidesler de ölmeye başladı. Kapıkırı ve Gölyaka Köyü sahillerine binlerce karides ölüsü vurdu. Kapıkırı Köyü’nü ziyarete gelen ve gördükleri manzara karşısında şaşkına dönen turistler, bol bol fotoğraf çekti. Gölyakalı balıkçılar, gölün ortasında levrek ölülerine de rastlandığını söyledi.

    Konunun çok yönlü araştırıldığını belirten Muğla Tarım İl Müdür Yardımcısı Ünal Kiraz “Bafa Gölü'nün çeşitli bölgelerinden alınan ölü balık ve su numuneleri İzmir’deki Veteriner Araştırma Enstitüsü’ne gönderildi. Oradan gelecek bilimsel raporlar doğrultusunda gerekli açıklamayı iki- üç güne kadar yapacağız” dedi.

    ÜÇ YIL ÖNCE ‘GÖL ÖLÜYOR’ DEMİŞTİ

    Kanada’nın Montreal kentindeki Veni College’de öğretim görevlisi olarak çalışan ve 20 yıldır tatillerini Kapıkırı Köyü’nde geçiren ekonomist Prof. Dr. Cemal Yalınpala, 3 yıl önce ‘Bafa Gölü Ölüyor’ başlıklı rapor hazırlayarak TBMM’ne ve ilgili bakanlıklara gönderdiğini belitti. Acil önlem alınması ve gerekirse uluslararası fonlardan destek bulabileceğini belirtmesine karşın, kendisine bir cevap dahi verilmediğini öne süren Prof. Dr. Cemal Yalınpala, kendi tarihi ve doğal güzelliklerini plansız, programsız, rant uğruna yok eden, tabiata acımayan ilkel toplumlarda görülebilecek bir örneğin sonuçlarıyla karşı karşı karşıya bulunulduğunu belirtti. Prof. Dr. Cemal Yalınpala şunları söyledi:

    “Söke Ovası'nı sulamak amacıyla gölün can damarlarından biri olan Büyük Menderes ile tamamen bağlantısını kestikleri yetmiyormuş gibi, yine devlet eliyle göle akan doğal derelerin yönü kanaletler yoluyla değiştirilmiş, göl soluksuz bırakılmış. Bu da yetmiyormuş gibi yöredeki zeytinyağı fabrikalarının atıkları ve çöplerin göle atılmasına göz yumulmuş. Su sirkülasyonu, yeni oksijen olmayınca gölün dibi çürümeye, tuzluluk oranı artmaya, canlılar ölmeye başlamış. Geri kalanlar son bir gayretle yaşamını sürdürmeye çalışırken, balıkçılık ölmüş. Konunun acil olarak değerlendirilmesi gerekir. Uluslararası fonlardan ve kuruluşlardan destek isteniyorsa elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız.”

    ‘TURİST DE GELMEZ OLDU’

    Turizmci Abdullah Dönmez de, Bafa Gölü çevresindeki tarihi kalıntıları, antik kentleri ve gün batımını izlemek isteyen yerli ve yabancı turistlerin yıllardır Kapıkırı, Gölyaka ve Çamiçi köylerinde bulunan ev tipi pansiyonlarda konakladıklarını, ancak son iki yıldır da hiç kimsenin uğramadığını söyledi. Turistlerin, pis koku ve artan sivrisinekler nedeniyle konaklamadan geri döndüklerini, göl kenarında piknik yapmanın bile artık hayal olduğunu belirten Abdullah Dönmez “Bafa Gölü'nün dibini de çevresini de kuruttular. Bu facia birkaç yılda gelmedi. 20- 30 yıldan beri doğa yavaş yavaş ‘Ben ölüyorum' dedi, duyan olmadı. Geçimini gölde balıkçılık ve etrafında turizm yaparak sağlayan köylü de, yaşayanlar da mağdur oldu. Gölü besleyen doğal kaynak sularını Söke Ovası'na ve denize boşu boşuna akıtanlar feryatları duymadı. Bu doğa felaketinin mutlaka suçlusu bulunmalı ve hesap vermeli, kesinlikle cezasız kalmamalı” dedi.

    DHA - HABERTÜRK
    Bu haberleri yayinlamayi gercekten istemiyorum arkadaslar.
    Ama olan biteni herkes görmeli diyorum :(


    Yanlis anlasilma olmasin. Yukaridaki basligi ben atmadim. Haberi yazanlar atmis ...
     
    Son düzenleme: 10 Ekim 2006
  2. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Buda gecen yildan bir basllik...

    ANALİZ
    1 YIL ÖNCE NE DEMİŞ Dİ?

    HEM HABERTÜRK TV'DE HEM DE HABERTÜRK.COM'DA 1 YIL ÖNCE YAYINLANAN ANALİZDE, TÜRKİYE'DEKİ DOĞA VE YABAN HAYATININ ASIL KATİLİNİN DSİ OLDUĞUNUN ALTI NASIL ÇİZİLİYORDU?



    Radikal Gazetesinden bir başlık:

    50 yılda üç Van gölü kayboldu

    Gazete birinci sınıf bir araştırmacı gazetecilik yapmış ve son 50 yılda üç Van gölü büyüklüğünde sulak alanın dönüşsüz biçimde kaybedildiğini ortaya çıkarmış. İbrahim Güne haberinde diyorki:

    Bu göllerin ortadan kaybolmasıyla inanılmaz bir çevre katliamı ortaya çıktı. Kuşlar, balıklar, böcekler her şey ortadan kalktı.

    Tuzgölü

    Seyfe gölü

    Esmekaya sazlıkları

    Kestel gölü

    Hotamış sazlıkları

    Sultan sazlığı

    Amik gölü

    Gavur gölü

    Akşehir gölü

    Suğla gölü

    Samsam gölü

    Eber göü

    Avlan gölü

    Beyşehir gölü

    Meke gölü

    Peki ne oldu da milyonlarca kuş, balık, börtü böcek barındıran, göçmen kuşların göç yolları üzerindeki bu bataklık gölleri ortadan kalktı?

    Ani bir tabiat olayı mı meydana geldi de binlerce senedir var olan bu bataklıklar aniden kurudu?

    Bu satırların yazarı, acıyla hatırlıyorki, bundan daha 25 sene öne Hotamış, Sultan sazlığı, Eber gölü ördek ve balık kaynıyor, genç bir avcı olarak bu bataklıklarda av yapabiliyordu.

    Avcılar mı bitirdi kuşları balıkları?..

    Şimdi cevaba hazır olun, çünkü şok olacaksınız…

    DEVLET SU İŞLERİ… Hani şu hepimizin DSİ’si…

    Evet maalesef bu yaban sulak yaşam alanları, bataklıkları, tarım arazisi yapmak, tarıma su temin etmek amacıyla DSİ tarafından ya kurutuldu, ya da baraj yapıldı. Mesela Kırşehir’deki Seyfe bataklıkları suların DSİ tarafından içme ve sulama amacıyla başka yerlere yönlendirilmesi sonucu kurudu, balıklar ve ördeklerin evleri yıkıldı. Oradaki ördek soyunu kesmeye fişek yetmezdi, ama devlet evlerini yıkınca ördek nesli bitti.

    1980’e kadar binlerce hektarlık alana yayılan Konya Hotamış sazlıkları DSİ tarafından su rejimine yapılan mudahale sonucunda ortadan kalktı. Kuşların evi barkı yıkılırsa kuş kalır mı orada?

    Kayseri Eciyes’in gölgesindeki Sultan sazlığı 1960'larda yine DSİ tarafından tarım alanı kazanmak amacıyla kurutuldu. Flamingoların en önemi durağı Sultan sazlığı yandı, yıkıldı.

    Dünyanın en önemli sulak yaşam alanlarından Hatay’daki Amik gölü 1968’de DSİ tarafından açılan dört drenaj kanalıyla Asi ehrine boşaltıldı. Yaban yaşamı ortadan kalkmakla kalmadı, Hatay’ın iklimi de değişti..

    Bütün bunları niye yazıyoruz biliyor musunuz, sizi yine kandırıyorlar da o yüzden. Tüm bunların sorumlusu olan devlet, şimdi Türkiye’de yaban yaşamının sona ermesinden avcıları sorumlu tutuyor. Hani saf vatandaşın cebindeki parayı çalmak için cambaza bak yaparlar ya, 28 Şubat’ta banka hortumlatmak için şeriat geliyor yaptılar ya, aynı numara işte.. Karayolları, yol yapmayıp binlerce insanın ölümünden sorumlu olmasını kapatmak için trafik canavarı olmayın diye bir yalan canavar icat edip vatandaşın üstüne attılar ya trafik kazalarının sorumluluğunu, işte onun gibi bir şey.

    Bakın şu anda dahi Türkiye’de devlet eliyle hayvan katliamı devam etmektedir.

    Üzerine suç atılan avcı, model olarak neye benzer biliyor musunuz? Ormancıya. Ormancı ormanın tamamen ortadan kalkmasını ister mi? Hayır sadece hasat yapar ve gelecek nesil ağaçları planlar.. Aksi halde ormansız kalacağını bilir. Avcı da aynı şekilde mevsimsel hasat yapılmazsa bir dahaki seneye bir şey kalmayacağını bilir.

    Peki ya o hayvanların evini başına yıkan, yuvasını ortadan kaldıran DSİ ne yapar? O bataklıklara sadece tarım suyu gözüyle bakar. Oysa o bataklıklarda milyonlarca hayvan yaşamaktadır. Bunu göz önüne almaz.

    İşte asıl doğa katili ev yıkandır ev… Fişek atan bir tane vurur, ama bataklık kurutan yüzbinlerce öldürür.

    DSİ, Türkiye’de milyonlarca kuşun, milyonlarca balığın, böceğin ve belki de mesela sadece Amik gölünde olan ama başka yerde olmayan türlerin katilidir. Çünkü bataklık yani ev kurutmuştur. Size bataklık gibi görünen şey, aslında yaban hayatının barınağıdır, evi barkıdır.

    Niye bunları yazdık?

    Hurafelerle mücadele gibi bir geleneği var HABERTÜRK'ün.. Size yine cambaza bak yaparken, devlet çatır çatır kuş ve balık katlediyor, bunu biliyor ve size ihbar ediyoruz..



    Belki bir müslüman cikarda bu gidisata dur der :rolleyes:
     
  3. afet

    afet

    Mesajlar:
    823
    bunda yanlış anlaşılacak ne var ki Ercan kardeşim buda başıbozukluğun en iyi ifade ediliş şekli. umarım birileri bu seslere kulak tıkamaktan vazgeçer. Ayrıca açtığın konu için teşekkür. hepimiz elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. BU VATAN HEPİMİZİN.
     
  4. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Bu duyarsızlıkların hesabını kim, nasıl ve nerede verecek merak ediyorum !!!
     
  5. fsekerci

    fsekerci

    Mesajlar:
    822
    Şehir:
    ankara-batıkent
    Favori Kamış:
    sadece olta
    En İyi Avı:
    turna 4 kg
    bafa gölünü iki yıldır görmüyorum,fakat gerçekten harika bir manzarası vardı.
    devletin yetkili kurumu buna sebep olduysa ,bence birilerinin JAPONyetkililer gibi canlı yayında harikiri yapması gerekir.
     
  6. En son Ağustas ayının sonunda Bodruma gider gelirken yanından geçtiğim Bafa Gölü gerçekten içler acısı haldeydi. Gölün rengi değişmiş hertafında yosunlar ve ağır bir koku hakim di. Hatta dönüşte göl kenarındaki cafe'lerden birinde çay molası verdik di fakat gölden gelen koku yüzünden çaylarımızı yarım bırakıp tekrar devam etmiştik.
    Bende merak ediyorum bunun hesabını kimler verecek.
    Acaba bu konuda yavaş yavaş unutulmaya yüzmü tutacak.
     
  7. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Bende Bodruma giderken durup biraz göle bakmak istemistim. Internette sürekli karsima cikan bu gölü yakindan incelemek istedim. Indigime inecegimede pisman olmustum zaten :( Yazik yazik yazik. Uyanin yetkililer uyaninnnnnnnnnnnnn. Kac tane daha Bafa gölünüz kaldi saniyorsunuz?
     
  8. rainman

    rainman

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    her türlü olta
    Habertürk be kanaltürk kanalları türkiye'nin en kalitesiz kanalları. Ayrıca DEVLET için katletti tabirini nasıl kullanabiliyorlar anlamış değilim. Hükümet diyebilirsin, bakan diyebilirsin, bilmem ne teşkilatı diyebilirsin ama devlet diyemessin...
     
  9. ZANDER

    ZANDER

    Mesajlar:
    1.066
    Şehir:
    BREGENZ
    Favori Kamış:
    RON THOMSON HARD CORE ; Yayin icin ,Abu Garcia Cardinal 505 FR Freilauf Rolle Modell 2006 makina
    En İyi Avı:
    Sazan 17 kilo . Turna 11 kg 110 cm.
    Arkadasim burdaki konu, kanallar degil. Sanki diger haber kanallarimiz ve televizyonlarimiz cokmu iyi? Televelo kanalari iste.
    Adam iyi kötü haberi yapmis, hic yapmamasindan iyi degilmi? O devlet diye yazmis, sen hükümet diye okur gecersin.


    Bak 90 yildir uzananlar varmis sen ona kafa yor bence :D
     
  10. rainman

    rainman

    Mesajlar:
    93
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    her türlü olta
    Doğru diyosun abi. Bu uzananlarmıdır uzanlarmıdır o da ayrı mesele ;)