Güzel av olmuş tebrik ederim.Keşke biraz da anlatım olsaydı aldığın zevki daha da iyi anladık.Birde aralarda çok küçük sayılabilecek balıklar gördüm onları nasıl ve neden avladın diyecem ama yanılıyorsam özür dilerim.
Anlat tabi. Bizi şöyle suyun içine götürüp getirmen, heyecanı yaşatman lazım yalnız bak ona göre. Güzel balıklar, tebrik ederim... Bir de, bir dahakine fotoğraf çekerken azıcık gülümse. Başına silah dayamışlar da, fotoğraf çekmeye öyle razı olmuşsun gibi duruyor.
temmuz ayında işim gereği didim altınkuma gittim. 1 ay kadar orda kalacağım için tabiki olta takımlarımı da yanımda götürdüm. tabi didimde ne tutulur, naasıl takım ,nasıl yem, ne zaman, nerede..vs gibi tüm sorularıma internette cevap aramaya çalışsamda acı gerçeği oraya gidince deneyerek öğrendim ki; didimde kıyıdan oltayla balık tutmak her babayiğidin harcı değilmiş, birde benim gibi işten arta kalan zamanlarda denenince çok da tatmin edici sonuçlar alınamıyormuş. benim gibi kısa süreliğine tatile gelenler de vardı. hepimizin yaptığı sadece balıkları doyurmak oluyordu.(hemde en güzel yemlerle.) muhakkak ki didimin de kendisine özgü oltacılık kültürü vardı ama onu anlayacak çok fazla da vaktimiz olmadı işin aslı. nun yerine orda sıklıkla kullanılan zıpkınla balık avcılığına, tamamen tesadüfen sahilde vurdukları balıkları temizlerken karşılaştığım 2 arkadaş ile çıktığım küçük bir zıpkın avından sonra merak saldım. gerçekten çok zor ama bir o kadar da keyifli bir şey olduğunu ilk vurduğum çupra dan sonra anladım. 1 hafta boyunca aşağı yukarı her gün gitmeye çalıştım. her dalışta (dalış diyorum ama sadece kayalıklarda 2-3 metrede == ki bu bile benim için fazlasıyla keyifliydi.) 2-3 çupra vuruyordum ve doğru buzluğa atıyordum. ama benim gözüm ne kıyıda gezen kefal sürülerinde ne de kumda oynayan yarım kiloluk mırmırlarda, ne de kaçamayan dil balıklarındaydı. Hedefte beni uzaktan uzaktan takip eden, gümüş sürülerinin arasında adeta çobanları gibe dolaşan ak levrekler vardı. ama ne ben onları vuracak kadar profesyoneldim, ne de onlar bana vurulacak kadar "saf" haftanın son günü bir koydan diğerine kadar avdan çok gezi maksatlı (giden arkadaşlar bilir) denizin güzelliğini seyrederekten dolaştım. Tam kıyıya yaklaşmıştım ki karşımda 4-5 levrek beni farketmeden dolaşıyor. hemen FORUM dan ÖğrendiĞim ince taktikleri kullanaraktan suyun üstünde tamamen hareketsiz kalarak bacaklarımı karnımam doğru yavaşça çekip kendimi iyice küçülttüm. bu arada meraklı bir levrek bana doğru yaklaşmaya başladı, hiç istifi bozmadım zıpkının önünden 1 metre kala geçti yine bozmadım taki menzilime girene kadar.. sevinçle kıyıya çıkıp balığı bıraktım tekrar suya girdim. normal şartlarda diğerlerinin kaçması gerekir diye düşündüm lakin diğerinin akibeti merak ettiklerinden olsa gerek orada biraz daha tedirgin halde duruyorlardı ve aynı şekilde 2.sini de aldım.. heralde Allah tan başka şey istesem olcakmış bir olta balıkçısı olarak zıpkından bu kadar keyif alabileceğimi düşünmemiştim. çok keyifli çok heyecanlı ve bir o kadar da zor bir olaymış zıpkın. benimkisi sadece fazlasıyla amatörce bir maceraydı belki ama bu işi profesyonel anlamda yapan arkadaşların neler hissettiğini şimdi çok daha iyi anlayabiliyorum. olta balıkçısı olarak hiç mi bir şey yapamadın derseniz. inadım inat dedim ve gece gündüz çalıştım.. 3-4 tane çupra yakaladım(hayatımda yakaladığım ilk çupralar) ve 1 domuz balığı. 1 trakonya 3-5 lapina .. ( resimde ki küçük balıklar kancayı yutmuş olanlar yani geri suya bırakamadığımız. kurtarılanlar suya aynen iade arkadaşlar) ve bir de VATOZ balığı. o da oltamıza misafir oldu akşam üzeri. videosunu cep telefonuna çekmiştik ama maalesef silinmiş. kibar bir şekilde suya geri iade edildi. gerçi kibar olmayanlara kendince cevap veriyormuş kendileri. yuvarlak gövdesine bağlı ince kuyruğunda gizli iğnesiyle elektik verip ölüme sebebiyet verebiliyormuş. birde herkes tarafından biliniyordur belki ama ben ilk defa öğrendim. doğal çupraların yanakları, resimde de görünüyor, kırmızı olurmuş. çiftlikte yetiştirilen ve bizim yediğimiz çupralar da bu renk kahverengiye yakın oluyormuş. buda küçük bir bilgi. güzel de bir masaüstü resmi ekledim. yine didimden, balık tutarken çekmiştim. masaüstü resmim yaptım. baktıkça orda taburemde hayal ediyorum kendimi.. Çok sessiz ve Çok sakin..