diyalog..

Konu, 'Göller, Barajlar ve Akarsular' kısmında Birahas tarafından paylaşıldı.

Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.
  1. Ahmet abicim,organizasyon için bi yer buldum,bir kaç gün hiç gece olmuyo orda,24 saat onlıne balık tutarız;) :D

    Arkadaşım var Norveçte,Henrik diye biri:D ,tam gününü ögrenicem söz :D

    [​IMG]
     
  2. dilsen

    dilsen

    Yaş:
    63
    Mesajlar:
    5
    Şehir:
    izmir şakran
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    5,5 kg sinarit
    mrb arkadaşlar

     
  3. AKIN74

    AKIN74

    Mesajlar:
    707
    Şehir:
    Karşıyaka / İzmir
    Ahmet Abi buraya yumruk havaya...:D

    Ahmet Abiiii...Ahmet Abiiiii....hehehe...:p
     
  4. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    yaşanmış olaylar (yer Türkiye)

    Kalp ameliyati oldum. 4 ay rapor aldim ve bu 4 ayin sonunda rapor parami
    almak için Fatih SSK'ya gittim.
    Klasik bir sekilde eksik evraklari parti parti söyledikleri için 3 gün
    ugrastim ve büyük gün geldi. Param hesaplaniyor.
    Bankodayim, sorular geldi.
    Hastanede yattin mi?
    Herhalde abi, dedim, henüz evlerde kalp ameliyati yapamiyorlarmis
    Hiç yorum yapmadi ve 2. soruya geçti.
    Çiktin mi peki? Ve ben dumur...
    Hayir, hala aksamlari isten sonra yatmaya
    hastaneye gidiyorum. Ve kafami duvarlara vurduracak soru geldi. Espri bile
    anlamaktan aciz bu adam sordu:
    Istanbul'da kimsen yok mu yav. Niye hastanede kaliyorsun ki hala?


    ********
    Geçen gün aksam vakti dolmusta gidiyorum, arkadan teyzenin biri

    bagirdi:
    "Evladim su sari kamyonetin yaninda indiriver."
    Dolmus soförü dumur olmus bir vaziyette:
    Iyi de teyze, o kamyonet hareket halinde, nerde duracagini nerden
    bileyim...

    ******
    Simdi arkadasimla Taksim'de takiliyoruz. Bi adam aglayan çocugunu
    susturmaya çalisiyor. Yaninda da bi polis var; sonra adam çocuga dedi

    ki:
    "Sus yoksa seni polise veririm." Yandaki polis de bi dellendi:
    "Lan gerizekali, biz adam mi yiyoruz da bize veriyon çocugu?

    *****
    Bir gün Izmir' de belediye otobüsünde gidiyoruz arkadaslarla.
    Bizim arkadas bos yer buldu ve oturdu. Sonraki durakta da eli bastonlu
    yasli bi amca geldi. Arkadas da killigina adama yer vermedi. Adam o
    arkadasin oturdugu koltugun yanina geldi ve ayakta arkadasin yer vermesini
    bekliyor. Fakat arkadas yerini vermedi. Neyse adamcagizin da yazik,
    bastonu otobüs hareket ettikçe bi o tarafa bi bu tarafa kayiyo. Arkadas
    dayanamadi ve yasli amcaya: 'Amca bastonun ucuna lastik takarsan
    kaymaz'dedi.
    Adam söyle bakti, sonra 'o lastigi zamaninda baban taksaydi simdi sen
    olmazdin, ben de orda oturuyo olurdum' deyince bütün otobüs koptu.
    Arkadas o gün bu gündür belediye otobüsüne binmez.

    *****
    Bu komik olayi arkadasim anlatti. Arkadasim, okulun Ingilizce hazirlik
    bölümünde gereken "More ReadingPower" adli kitabi almak için okulun
    yakinina tezgah açan kitapçiya gitmis. Kitapçiya kitabin ismini
    söylediginde adam ona üzerinde yalnizca "ReadingPower" yazan mor renkli
    bir kitap uzatmis. Arkadas dogal olarak kitabin o kitap olmadigini, "More
    ReadingPower" adli kitabi istedigini yinelemis. Adam ise su cevabi
    vermis:
    - Kardesim bu mor ya iste. Alacaksan al sunu,almiyosan tezgahin önünü
    kapama!

    *****
    Bir kiz arkadasim ve ablasi beraber Zeki Triko'ya
    gidiyolar mayo bakmaya. Neyse bi bayan ilgileniyo, arkadasimin ablasi bi
    mayo begeniyo, bayan diyo ki "aa çok güzel bi tercih yaptiniz, zaten onun
    çizimini Zeki Bey'le ikimiz yaptik, ben Zeki Bey'in yegeniyim."
    Ablamiz "aa sizin de mi soyadiniz triko"
    deyince, arkadasim arkasina bakmadan olay mahallinden uzaklasiyor.

    *****
    Bir gün böle 3-4 arkadas Ankara'da Ankara Metrosu istasyonundayiz;
    bekliyoruz metroyu. Tam da okullarin çikis saati filan, etraf hinca hinç
    dolu. Neyse 2-3 dk. sonra metro geldi herkes hücum etti; biz baktik "tren
    çok doldu bi sonrakine binelim" dedik ve gittik ordaki banklardan birine
    oturduk. Daha tren gitmemis bir ding-dong ve anons:
    "Istasyonlarimizda gereksiz bekleme yapmak yasaktir."
    Biz sallamadik, nolcak filan derken bir ding-dong
    daha ve ikinci anons:
    "Hist gençler size söylüyorum binin lan trene!

    ******
    Ishanimizin kapicisi Ismet Abi'ye bir gün laf olsun diye "Ismet Abi
    binada
    dinozor görmüsler. Ilaçlamazsan çogalirlar, hastalik yaparlar"
    dedim. O da, "Ula dinozor ne ki?" diye sordu. Yemi yuttugunu görünce
    siraladim:"Küçük, fare gibi bir hayvan, çabuk ürer." Bir süre detayli
    attim.
    Hepsine inandi. Yarim saat sonra: "İsmet Abi, sana saka yaptim, dinozor
    filan yok
    burada," dedim. Cevabi yüzünden iki dakika kendime gelemedim: "Ben
    biliyordum zaten. Hayvanat bahçesinde hiç mi dinozor görmedim ki!"

    ******
    Bi gün arkadasla dolmus bekliyoruz. Üst geçit var ama kendi halinde bir
    kadincagiz yayaya kirmizi yanarken caddeden geçmeye çalisiyo. Üst geçitin
    altinda beklemekte olan polis otosundan söyle bir anons yapiliyo:
    Hanim nireeee, hanim nireee?
    Teyzeden cevap:
    Eltimgileee, beyimin haberi var. Sana ne kiii.

    (ç)alıntıdır
     
  5. 13 Şubat Erzincan'ın Kurtuluşu (Memleketim)

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
    Tarihi

    Erzincan’ın İlkçağ tarihi hakkında esaslı bilgiye henüz sahip değiliz. Ne varki tarihçiler ikinci bin yıl da, bu yörede, hurrilerin yaşadığını, ikinci bin yılın ilk yarısı başlarında da Hayaslılarla Azziler’in hüküm sürdüğünü kaydetmektedir.
    Anadolu’da M.Ö. 1050- 1180 tarihleri arasında Hattuşaş’ı merkez yaparak büyük bir imparatorluk kuran Hitit’ler yakın doğuyu egemenlikleri altına almışlardır. Şüphesiz ki Erzincan’da Hititler’in yönetimi altında idi. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarda Hititlere ait çeşitli eserler ortaya çıkarılmıştır. Erzincan ve yöresinde Hititler’e ait bir yerleşim merkezine rastlanmamışsa da, bu yörenin Hitit egemenliği altında kaldığından da hiç şüphe yoktur.
    Doğu Anadolu’da kurulan ilkçağ devletlerinden biri de Urartular’dır. M.Ö.900 yıllarında kurulan bu devlet Van’ı (Tuspa) başkent yapmış, sınırlarını Hazar Denizinden Malatya‘ya, kuzeyde Erzurum-Erzincan’dan güneyde Halep-Musul’a kadar genişletmiştir.
    Erzincan yakınlarında Altıntepe’de Prof Dr. Tahsin ÖZGÜÇ tarafından yapılan kazıda (1953) Urartular’a ait bir çok eser çıkarılmış, bu yörenin Urartu egemenliği altında kaldığı kanıtlanmıştır.
    Çeşitli saldırılara maruz kalan Urartu şehirleri, teker teker tahrip edilirken Medler’in Anadolu’yu istilası sırasında M.Ö. 600 yıllarında tamamen ortadan kaldırılmıştır. Erzincan ve yöresi, Urartular’ı yenerek Anadolu’yu istilaya başlayan Med’lerin (M.Ö. 612) eline geçti. Med Krallığı’nın Kyaksar döneminde Lidyalılar’la yapılan savaşlar, muhtemelen Erzincan ve civarında cereyan etmiştir. Bu yöreler M.Ö.550 tarihlerinde Persler’in eline geçmiştir.
    Hititler’in Anadolu’yu istila ettikleri sırada, İran yaylasını da Persler ele geçirdiler. Persler’in yükselişi daha çok Ciroz (550-530), Kampis (530-520) dönemlerine raslar. Bu dönemde Erzincan ve çevresinde Persler’in eline geçer. Persler’den sonra Anadolu Makendonyalılar’ın eline geçmiştir.
    Roma ordusu M.Ö.70 tarihinde Doğu Anadolu’yu ele geçirmeye başlıyarak Elazığ yöresindeki Safen (Harput) Kralığı’nı yıktıktan sonra, Tigran Ordusunu da yenilgiye uğratmıştır. Bu sırada (M.Ö. 68) Pontuslular da Erzincan yörelerinde Roma üstünlüğüne son vermişlerdir. İran ile Bizans arasında sürekli savaşlara sahne olan Erzincan ve yöresi, en son Bizans imparatoru Heraklius tarafından 629 tarihinde yenilgiye uğratılan İran’dan geri alındı.
    Halife Hz. Osman (644-656) zamanında Habib bin Mesleme 35/655 senesinde Erzincan ve yöresini ele geçirerek, bu bölgeyi tamamen Müslümanların yönetimine kattı. Erzincan ve yöresi Abbasiler döneminde de çeşitli saldırılara maruz kaldı. Halife Mütevekkil Alallah (847-861) döneminde Malatya Valisi Ömer bin Abdullah, Arapgir, Eğin, Kemah, Erzincan ve Trabzon kentlerini Bizanslılar’dan geri aldı. (859) Böylece Erzincan tekrar Arapların hakimiyetine geçti.
    Türklerin Anadolu’ya akınlar yaptığını daha önce belirtmiştik. Fakat, Türklerin Anadolu’yu vatan edinmeleri genel kanaate göre Malazgirt (1071) zaferinden sonradır. Malazgirt zaferi kazanılınca Alparslan, Karasu ve Çatlı nehirleri vadilerinin fethine Mengücek Ahmet Gazi’yi görevlendirmiştir.
    Alparslan’ın komutanlarından olan Mengücek Ahmet Gazi, Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar yörelerini hakimiyeti altına aldı. Kemah’ı merkez yaptı. Ahmet Gazi’nin ölümü üzerine (1114) yerine oğlu İshak Bey geçti. Bu beyliği uzun süre yöneten İshak Bey ölünce (1124) yerine Melih Mahmut geçti. İshak Beyin oğulları onu tanımayınca, Mengücek devleti parçalandı. Kemah Melih Mahmut’a Erzincan Davut Şah’a, Divriği’de Süleyman Şah’a düştü. Davut şah’ın öldürülmesi üzerine (1151) Erzincan’a 13 yıl Süleyman Şah’a sahip olmuş; Davut Şah’ın oğlu Fahrettin Behram Şah (1165) yılında babasının tahtında oturunca, Mengücek Beyliği tekrar güçlenmiştir. Fahrettin Behram Şah, Kılıçarslan’ın damadı olması da göz önünde bulundurulursa, Mengücek Selçuklu münasebeti daha iyi anlaşılır.
    Behram Şah zamanında, Erzincan çok ilerlemiş, ticaret ve sanayi gelişmiştir. Zelzeleler sebebi ile o dönem ait eserler maalesef günümüze ulaşmamıştır. Behram Şah 1225 tarihinde Erzincan’da ölmüş, aşağı Urla (Ula) köyünde defnedilmiştir.
    Behram Şah ölünce yerine oğlu Davut Şah geçti. 1228 tarihinde Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat Erzincan ve Kemah’ı işgal ederek Mengücek Beyliğine son verdi. Alaaddin Keykubat ile Celalettin Harzem Şah arasında Erzincan yakınlarında, Yassı-Çemen denilen yerde 1230 tarihinde savaş oldu ve Celalettin Harzem Şah yenildi. Alaattin Keykubat’ın ölümü (1237) üzerine, yerine oğlu II. Gıyasettin Keyhüsrev geçti. Onun zamanında devlet Moğolların istilasına uğradı. 1240 tarihinde Erzurum’u işgal eden Moğollar Erzincan’ı geçerek 1243 tarihinde Kösedağ savaşında Anadolu Selçuklu Devletini hezimete uğrattı. Böylece Erzincan ve yöresi İlhanlıların eline geçti. İlhanlılar yöreyi beylerle (Vali) yönettiler. Timur-Taş Bey Mısır’a kaçarken yerine Alaaddin Eretna’yi bıraktı.
    Timur-Taş’ın Mısır’a sığınmasından sonra valiliğe gelen Alaaddin Eretna ilhanlı hükümdarı Ebu Sait Bahadır Han’ın ölümü (1335) üzerine İlhanlılarla olan bağını keserek görünüşte Celayırlı Hükümdarı Büyük Şeyh Hasan Han’a bağlı kalarak bağımsızlığını ilan etti.
    Bir ara Çoban Oğulları Hükümdarı Küçük Şeyh Hasan, Erzincan ve yöresi kendi beyliğine kattıysa da 1338’de Memluk Sultan Nasreddin Muhammed’in yardımı ile Erzincan ve yöresi Küçük Şeyh Hasan’dan kurtuldu. Erzincan bu beylik döneminde de el değişmiştir. Alaaddin Eratna 1352’de öldükten sonra yerine oğlu Gıyasettin Mehmet getirildi. Çıkan anlaşmazlıklar sonunda Erzincan bağımsız olarak, Burak Bey’e bırakıldı. Sırası ile Ahi Ayna Bey (öl. 1362), Pir Hüseyin (öl. 1379), Mutahhareten Bey yönetimi ele aldı. Mutahhareten döneminde, Kadı Burhanettin Erzincan’a ve yöresine birkaç kez saldırı düzenledi. Bu saldırılar Akkoyunlu Hükümdarı Kutlu Bey’in yardımı ile atlatıldı.
    Bu dönemde Erzincan üzerinde Akkoyunlular’ın etkisini görmekteyiz.
    Erzincan Emiri Mutahhareten’in Timur’a bağlanması Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt’ı kızdırmıştı. Beyazıt da Erzincan’ı muhasara etti.(1401) Fakat çok geçmeden Ankara Savaşı patlak verince, yöre tekrar Timur’un eline geçti.(1402)
    Yörede Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar Osmanlılar etkili olamadılar. 1419’da 1. Mehmet zamanında Karakoyunlu Beyi Kara Yusuf Erzincan’ı zapt etti Pir Ömer’i vali tayin etti.
    1455’de de, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Erzincan’ı aldı. Kaleyi yeniden onardı. Yöre Fatih ile Uzun Hasan arasında çıkan Otlukbeli savaşına kadar (11 Ağustos 1473) Akkoyunların elinden kaldı.
    Bu savaştan sonra Osmanlıların denetimine geçti.
    1502 tarihinde Safevi tahtına gecen Şah İsmail Erzincan’ı karargah yapmıştı. Anadolu’yu eline geçirmek isteyen Safeviler’e Yavuz Sultan Selim 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Savaşıy’la dur deyince, Erzincan tekrar Osmanlılar’ın yönetimine geçti.
    Kanuni Sultan Süleyman 1534‘te Tebriz Seferi, 1540’da İran Seferi sırasında Erzincan’a uğramıştır.
    Birinci dünya savaşından 11 Temmuz 1916 tarihinde Ruslar tarafından şehir işgal edilmiş, bunu fırsat bilen ayrılıkçı Ermeniler’de silahlı birlikler oluşturarak faaliyete geçmişlerdir. 18 Aralık 1917 de Sovyet hükümeti ile yapılan Erzincan Mütarekesi ile 11 Ocak 1918 de rus askerleri bölgeden çekilmiş ancak, ermeni çeteleribir çok kanlı olaya neden olmuştur. Kazım Kara Bekir komutasındaki askeri birlikler 13 Şubat 1918 de Erzincan’ı 22 Şubat 1918 de Tercan’ı ermeni silahlı güçlerinden kurtarmışlardır. Kurtuluş savaşında ve hareketli geçen Cumhuriyetin ilk yıllarında Erzincan halkı Büyük Atatürk’ün yanında olmuştur.
    Kentin adının “Eriza” veya “Aziriz” kelimelerinden geldiği, ilk önce “Erziricin” daha sonrada bugün ifade edildiği şekilde “Erzincan” a dönüştüğü rivayet edilmektedir.
    1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir ili olan Erzincan, 1939’da şiddetli depreme maruz kalmış, şehir harabeye dönmüştür. Şehirde taş taş üstünde kalmamış, onbinlerce insan hayatını kaybetmiştir. Depremden sonra demiryolundan yukarı yeni bir şehir inşaatına başlanarak bugünkü Erzincan şehri meydana getirilmiştir.
     
  6. serhatcenk

    serhatcenk

    Mesajlar:
    1.027
    Paylaşım için teşekkürler...
     
  7. Haziranda duyduğma göre enginar toplamaya gidiyormuşuz Sennur öylemi ?

    ankarada enginarmı yetişiyor ne ?
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Şubat 2007
  8. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Orda enginar olmaz Ümitcan :) Pamuk varmış beyaz beyaz :p Böyle tül tül :p Gideceğiz tabi, sözümüz söz...
     
  9. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Sennur benide götür pamuk tarlasına :D
     
  10. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Gidiyoruz işte hep birlikte :) Sen, ben, Ümit... Daha da gelecek olanlar varmış :)
     
  11. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Yaşasıııınn :D
     
  12. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    arkadaşlar hiç pamuk tarlasında çalışmadınız sanırım tekrar düşünün bence:D :D
     
  13. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Üzgünüm yanlış tespit :) Ben de ablam da pamuk tarlasında çok çalıştık, hatta ellerimizin, eldiven taktığımızda eldivenlerimizin bile yırtıldığını biliriz :) Ümitcanı bilemem tabi :p Ama bu tarla başka tarla zaten, pamuk gibi pamuk :D
     
  14. deepbourne

    deepbourne

    Mesajlar:
    1.506
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Olta,zıpkın
    En İyi Avı:
    Adabeyi 1,5 kg
    Evet batılı bayanların ilk tercihi haline gelecek pek yakında.
    Doğal solaryum :):D

    Hem sağlıklı,hem para vermiyorlar hemde para kazanıyorlar...
    E tabi kilo kaybını unutmamak lazım :)
    Niyetiniz buysa ben sizlere Adana dan bir yer ayarlarım. Hatta Ümit daha iyi bir yer ayarlar :D
     
  15. :D:D: Pozantıdan olmaz mı suat :):)

    Kesinlikle:)
     
  16. deepbourne

    deepbourne

    Mesajlar:
    1.506
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Olta,zıpkın
    En İyi Avı:
    Adabeyi 1,5 kg
    Pozantı Toroslara yakın biraz serin olur aşağı in. Şöyle Karataş,Ceyhan mesela :)
    Adamı kapkara yapar :)
     
  17. : ) Sennurun ihtiyacı var zaten : )

    Sevil abla dünden razı en iyisi biz ordan güzel bir tarla yarlayalım :)
     
  18. deepbourne

    deepbourne

    Mesajlar:
    1.506
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Olta,zıpkın
    En İyi Avı:
    Adabeyi 1,5 kg

    Hem Pozantı da Başkan Ali var Sen anlarsın sakat olur :):D :D
     
  19. Boşver şimdi Adanayı sen Ebcelliye gel...:D :D
     
  20. deepbourne

    deepbourne

    Mesajlar:
    1.506
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Olta,zıpkın
    En İyi Avı:
    Adabeyi 1,5 kg
    Ebcelli değil Ahmet abicim "Emcelli pabuçları çengelli" Derler :):D :D
     
Konu Durumu:
Daha fazla cevap için açık değil.