Çok yakına attım attım dalganın ağzına.Beklemesiz abi Zaten suya düşer düşmez lop lop lop.Tek elde tek takım.iğmeler 11 numara beyaz çapraz.Küçüktü ama idare ettik.İğneler açılıyordu çünkü.Yemleri baya bi mert taktım abi.Zengin.Tüm balıklar kıyıdaydı abi.Misina kardeşiminki kroko dil.Benimki caretta.0,35 ve 0,40. Bu kadar bu kadar
belki yeri değildir ama iskenderunda avlanmak için at-çek kamış almayı düşünüyorum kamış olarak yaptığım kısa bir araştırmadan sonra şu aklıma yattı ve bende 2 adet makina var o da okuma marka bu makinayı bu kamışa kullanabilirmiyim almayı düşündüğüm kamış http://www.avmarketi.com/asp/product/13515/OKUMA-V-SYSTEM-SPIN-KAMIS-240cm-10-40GR şuan bendeki makina http://www.avbalikmarketi.com/asp/product/1389/OKUMA-BOXTER-BXF-60 sorum1: şu bendeki makina ile yukarıdaki kamış birbirine uyumlu olarak kulllanılırmı ilerde daha iyi bir makina alana kadar tabi ve bu kamışa hangi makinaya tavsiye edersiniz veya makina kamış ikilisi oluşturmak istense tavsiyeleriniz nedir? sorum2: kamış ve makinayı almak için internetten alınacak en güvenli satış sitesi hangisi mesela kimisi parayı yatırdıktan sonra elimizde tükendi diyor geç gönderiyor yada yanlış gönderiyor o tür şeyler olmasın istiyorum soru3: denizde kullanılan at-çek takım tatlı su içinde aynı şekilde kullanılabilirmi yoksa tatlı su at-çek takımları farklı bir takım oluşturularakmı kullanılmalı not: bu makina nasıl yukarıdaki kamışla uyum sağlarmı http://www.avmarketi.com/asp/product/16714/Okuma-Trio-40S-makine
mehmet eğer bütçen müsade ediyorsa trio 40 s al hiç dert etme. kamışta makinede 0 numara. sendeki makinede iyi fakat atçek deme ktrofe balık demek vurduğunda makine kilitlenirse ki bu ucuz makinelerde benim başıma geldi çok dövünürsün
ben daha önce lineaeffe rapid cx 210 10-30gr atarlı kamış kullanıyordum. bu kamışın ağırlığı 127 gr, sanki elinde yokmuş gibi. fiyat olarak da okuma v systemin yarısı. üzerindeki makina da okuma trio 30s'di ikisi çok uyumluydular. sahteyi resmen dans ettiriyordum, ta ki balık çekip götürene kadar şu an kullandığım kamış okuma v system 2,40 10-40 gr. atarlı, ağırlığı da 140 gr. bu kamış da mükemmel bir kamış. ancak benim elim daha alışmadı mı nedir henüz eski kamış kadar rahat kullanamıyorum. ilerde o da olacak inşaallah. kamışın koruyucu kılıfı, bazuka çantası, malzeme kalitesi, işçiliği mükemmel, ancak WTD yapmayacak kişiler için her iki kamış da biraz sert kaçabilir. makinaya gelince: önce trio 40s alayım dedim. çünkü 30s'te makina çok az misina alıyor, üstelik adı 30s ( speed ) olmasına rağmen, devri 6.2:1 olmasına rağmen bir turda 78.8 cm misina topluyor. ağırlığı 305 gr, drag kapasitesi 8 kg. trio 40s'ler de hemen hemen aynı ağırlıkta ve devir oranı aynı ama kafa daha geniş olduğundan 88.9 cm misina topluyor. drag kapasitesi de 9 kg. üstelik daha fazla misina alıyor. ama her iki makina da 150 tl civarında ve benim şu an o parayı verecek durumum yoktu. biraz daha araştırdım, DAİWA sweepfire E4000 makinayı buldum. bu makina da 312 gr ağırlıkta. drag kapasitesi bu iki makina kadar yok, 6 kg. ama DAİWA markasına güveniyorum. makinada şu an 0,28 misinadan 300 m. sarılı. makinanın kolu bir turda 89 cm misina topluyor. yani devir olarak daha düşük olmasına rağmen trio 40s kadar misina topluyor. ben de bu makinadan aldım. fiyat olarak da trioların üçte birinden daha ucuz. inşaallah şöyle 3-5 kg.lık bir balık yakalarsak makinayı test edebileceğiz, yoksa teoride yazılanlar boş. benim misina toplama kapasitesine bu kadar takmış olmamın nedeni ise at çekte ağırlıklı olarak su üstü avlanmam. su üstü sahtelerde de verilecek WTD aksiyonunda hız önemli. ayrıca at çek takımı hangi avda kullanılacak olursa olsun toplamda hafif ve dengeli olmalı. ayrıca bu takımı at çek için yapsan da beklemeli avlarda, tatlı suda vs. de kullanabilirsin, sıkıntı olmaz.
bilgilendirme için teşekkürler gültekin bey iskenderun meralarını ve balıklarını bilirsin at-çek için bir kaç sahte önerisine ne dersin? özellikle su üstünde yavru balıklara saldıran avcı balıklar için ve çok yönlü kullanılabilen bir kaç sahte tavsiyen hangileri olur nasıl bir şey olur şimdiden teşekkürler.
verdiğiniz bilgiler benim için çok iyi oldu sarım ve misina kapasiteleri benim için önemli oldu bende okuma v system 240 lık kamış düşünüyorum merak ettiğim şu vuran balığı hissettirme özelliği nasıl bu kamışın hem dip oltasında hem at-çek sırasında balığı hissettiriyormu ve siz hangi siteden yada nerden kaça aldınız bu kamışı ayrıca okuma trio 40s makina bu kamışla uyum konusunda sorun yaşamaz değilmi hem orantı olarak hem kullanım olarak yani incecik bir kamış dev gibi bir makina yada koca bir kamışta küçücük bir makara olsun istemiyorum kamışın boyu ve makinanın iriliğininde oran olarak bakıldığı zaman sırıtsın istemiyorum yani tam anlamıyla uyumlu olsun istiyorum ayrıca boyum 180 cm bu kamış ise 240 lık yani boya görede idealmidir yoksa 270 likmi yoksa daha kısa bir kamışmı almalıyım ve iskenderun merasını bilirsiniz sizde bilge bey bu zavallı yavru balıklara saldıran avcı balıkları at-çek le yola getirmek için bir kaç sahte tavsiyesindede bullunabilirmisiniz bu kamış ve makina ile kullanılabilecek sahteler ne çok ağır ne çok hafif ama atış mesefesinde sorun yaşayamayacağım kadar ağırlıklı sahteler balık katili sahtelerden bir kaç tavsiyeniz nedir acaba şimdiden sağolun. not: ayrıca bu okuma v system 240 lık kamış ile okuma trio 40s lik makinanın ağırlıkları nasıldır çünkü at-çet te ağırlık önemli hafif olmalılar erkenden yorulmayayım diye bu ikisini alırsam toplam ağırlıkları nasıl olur at-çek için ideal olurmu sizce
spin kamışların geneli hassas ve hissiyatı fazla olan kamışlardır. ben zaman zaman yemli avlarda bile daha hassas olduğundan spin takımı tercih ediyorum. tro 40s alırsan büyüklük olarak da ağırlık dengesi olarak da uyumlu olur. ikisi yaklaşık 450 gr yapıyor, bu da pek çok makinanın kamışsız ağırlığından daha hafif. gerçi bende bir tane okuma avenger av 30a var. 270 gr ağırlıkta, 6 kg drag kapasiteli, bir turda 63 cm misina sarıyor. bu da güzel ve çok hafif bir makina, ama hızı düşük, WTD yaparken kolu epeyce hızlı çevirmek gerekiyor. makine hafif ama bu sefer de kolu çevirmek yoruyor. bu makina ile 3 kg.lık levreği hiç zorlanmadan tereyağından kıl çeker gibi çekip çıkarmıştım. özetle benim boyum da 1,80, önceki kamışım 2,10'du, bu kamış 2,40. her ikisini de problemsiz kullandım, kullanıyorum. kamış uzunluğu yapacağın av şekline göre de değişir. ben de 1.65, 1.80, 1.90, 2.10, 2.40, 2.80, 3.00, 4.00 uzunluklarda epeyce spin, surf ya da genel amaçlı kamış var. alabalık avına giderken kullandığım kamışla denizde yemli avladığım, botta kullandığım, at çek yaptığım kamışlar farklı. eğer boyun 1,80, av şeklin at çek ( özellikle WTD ) ise okuma Vsystem 2,40 iyidir, ama ben WTD'den anlamam, yapmam, önemli olan sahteyi atabildiğim kadar uzağa atmak çekmek diyorsan 2,70 iyidir. sahte olarak levreğin balıkları zıplattığı zamanlarda genelde su üstüler daha etkli oluyor. bunun için de WTD yapmak kaydıyla rover 98 , buble pen 80, strike pro eg 070 gibi orta halli sahteler de var, ima, smith, patchinko gibi pahalı modeller de var. dalan sahtelerde kendini ispatlamış rapala maxrap 13 cm, strike pro jl 120f, maria princess, pelican nitro gibi sahte çeşitleri var. bu sahte işinin içine girdin mi kaybolursun. bir de su üstü olarak adana işi denilen el yapımı, şeffaf, içi simli, 20-25 gr ağırlıktaki su üstü sahtelerden al. fiyatı ucuz, atış mesafesi uzun, aksiyon vermesen dahi iş yapabiliyor.
Bilge geçmiş olsun kardeş Balık Tutamama Raporu Geçen hafta cumartesi mertin harmadar çupra levrek gümüş aldığı atakaşın araba gitmeyen yerine gittim. Bir abiye rastladım. atmış yaşlarında. Elinde bir kasnağa sarılı siyah 12 cm civarı strike pro yazan bir sahte sarılı takım kapalı) Yau dedi, dört gündür şu gördüğün kıyı tüycüleri var ya dedi, levrekler 30-35 cm. mertinki kadar. başka bir de küçük küçük istavrit topladılar çuval çuval dedi. biraz abartılı olmakla beraber. Yani 20 cm altı diyelim. Eliyle o kadar gösterdi. Neyse konuya devam edelim. Nasıldı deniz dedim. Dmi beni yanıltmıştı. Adanada cuma öğlen baktığımda iskenderun körfezi 3-5 dememiş, 2-4 demişti. Hem de üç gün. Oysa üç gün 3-5 geçecekti... Adam cevaben 4 gündür hiç dalga yok, deniz anca kıyıda beş santim fırş fırş dedi... Abi dedim, işte ben geldiğim yeri böyle kuruturum. bugün yakalayamamanızın sebebi benim dedim. Der demez, demek sendin deyip bu uğursuzluğun sebebi, ilerideki tüycüyle birlikte ikisi üzerime yürüdüler. kaçtım canımı zor kurtardım Ama gerçekten içimden geçirmedim değil. Yer aynı yer, dört gündür millet tüylü ile levroları, olmadı stiwırtları çeksin. sen orada envayi çeşit sahte sallandır. Aleksandır. Neyse, ankaradan tatile gelen enişte ile pazartesi akşamı çeşitli balığa gidelim dedik. Yanımıza ölü kefalli lüfer takımı iki adet, tavuk göğsü ve karides ve biraz da sardalya ile muhtelif takımlar aldık. Sahte de aldım. En ufak bir vuruş alamadım. Rüzgar üstümüze esiyordu. Deniz 2,5 - 4,5 idi. Bişey tutamadık. Az sonra karanlık oldu. Bir tane motosikletli geldi. Kararmaya yakın. Sazlıkların arasına girdi. Lan dedim içimden, bir adam kararmaya yakın ücra bu yere gelsin. sazlıkların arasında kaybolsun. motorunu da bize güvensin. garip... enişteyle kaydık barınağa. Üç lira da olsa, arabamızı sokarız içinde uyuyabiliriz dedim. Uyumazsak bir sürü zil almıştım. Beş altı takım atarız zilli tavuklu karidolu başını bekleriz dedim. Sabaha kadar üç kere zil öttü. Birisi balon yavrusu mu trakonya değil de horozbina mıdır nedir geldi. Bir tane de yatay çizgili mırmır değil ama. Aynı mırmır fakat, dragon stauro gibi yanal çizgisi var geldi 10 cm. Başka hiçbir av vermedi. Sabah olmuştu. Mertin oraya gidelim hilalönü paslı yere. Vuruş var balık yoktu. Olmadı öğme işe gidelim dedim, kesin var dedim gümüş geçen hafta tuttum dedim üç tane. Gittik orada da alamadık. Ben sahte attım, o ara elinde levrek ve istavrit olan heybeli iki adama rastladım tüycülerdi. ellinin üzerindeydiler. Kıyı boyu gitmişler verimsiz avlardan şikayet ettiler. Düşündüm de, eskiden balığa gidenler, balıkta balık konuşmazlardı. Evden işten yurttan damdan direkten konuşurlardı. Balık balıkçının elinin kiriydi. Şimdi balığın yokluğunda millet edib oldu. dokuz filandı, güneş etkisini gösterdi, bitkin eve gittik. Çarşamba sabahı ben osmaniyeye yeni açılan mağazaya çocukları gezdirmeye götürdüm. Enişte de annemi filan yeniyurta götürdü. 250 gr karides kullanarak, saat 11-12 arası üç tane 15 cm gümüş almış. akşam gösterince hayret ettim. Cuma sabahı burnazda botçuyduk. Olmadı kıyı gümüşçüsüydük. onbir numaralı çaprazcıydık fakat, erzindeki çerçi memmette, onbir numara beyaz yoktu, sinek siyah çapraz çin malı vardı. dört buçukta botu şişirdik. Kıyıdan on yirmi mt açıldık hiçbir şey vurmadı. yani gümüş yoktu iş benim botla açılmama kalmıştı. Enişte dedi ben fena oluyom. kusabilirim. bot hoşuma gitmedi dedi. yanık tearmenin suyundan açılmıştık botla, ta öbür kayalara kadar götürüp bıraktım enişteyi. kıyı boyu vuruş yoktu. Enişteye rezil olmuştum. Gümüş yoktu. Ben açıldım. Sekiz buçuk kulaça kadar. İki tane onbeş cm like kılkuyruk mercan aldım olmazolası. Sonra yeniyurtta kavrulduk on tane gümüş aldık. 5 tane çupra ama en büyüğü on cm. balığa gitmemeye yine söz verip yine hüsranla eve geldik Bilge belki konuşamıyorsun ama, ben yine de sorayım Şimdi her kulacı denedim. Dibe indirdim. Taramada deniz çarşaf, ama sonuç yoktu. saat beş buçuktan dokuz buçuğa kadar birşey alamamak, üstelik sağımda solumda teeek bir tekneci olmaması gerçekten garipti. hayır balıktan dönen de yoktu. gemilerle kıyıyı yarıladım. anlayacağın. aslında durduğum yerlere az mı şans verdim acaba. en az bi on dakika beklemeli miyim ? mesela ben, üç dakika şans veriyorum her bir noktaya. kılkuyruk tuttuğum noktaya demirledim. kesti. sonra biraz daha kürek çektim. yine ilk atışımda tavuğa kılkuyruk geldi. yine demir attım. yine kesti. acaba on dakika bekliyecem de, ilk çupramı tralimi dragonumu vs tuttuktan sonra mı balıklar toplanacak altıma, her atmaya vuracak ? bu işin yelmi nedir acaba ? Önce gidecen. Demir atacan. Ondan sonra oltaları sallayacan. zilleri takacan sandalda. öyle mi = ? Yani biraz bekliyecen mi ? Benim bildiğim, daha önce beş on kez gittim yani. atar atmaz gelirdi. Yine mi gelir ? Yeter ki balıkları mı alıştıracam = Gerçekten bilmediğim için soruyorum, aklınıza yanlış birşey gelmesin. Sadece hayalgücüm çok hızlı çalışır, çenem de... affola
geçmiş olsun dileğin için teşekkürler kıyılarda tüyle tek tük istavrit, levrek yapsa da çok küçük. gümüş ise sanki pirana sürüsü. karidese pek tıklamasalar da midyeye ölümüne saldırıyorlar. ama onlar da küçük. botla avlanırken mutlaka gece çıkarız, bizim tek yemimiz midyedir. mutlaka bilirsin, burnazın kumlarının içinde olan sarı renkli antep fıstığına benzeyen midyelerden. botu bir yere demirleyince midyeleri oltaya takıp kabuklarını da botun altına doğru bırakırız. yani midyenin içi oltaya, dışı mazmuza. balık bulucumuz olmadığından işimiz şansa kalmış, bazen ilk atışta çift çipura gelir, bazen 1 saat vuruş olmaz. ama her durumda da çok sık yer değiştirmeyiz. istavrit, sardalya, kolyos gibi balıkların toplanması için küçük bir ışık yakmalısın, biz aküye bağlı led lamba kullanıyoruz, olmadı kafa lambasını botun kenarına asıyorum. sabaha karşı ışığın altına yığılıyorlar, sonra çapariyi boş indir, dolu kaldır. zile filan gerek yok, zaten balık yaptı mı oltayı indirmenle kaldırman bir olur, ya yem gider, ya balık gelir. ama şu da var ki geçenlerde botla çıktık ve az balık yakaladık. ( az derken 2 kişi 3-4 kg kadar ) bu yıl havalar geç ısınınca balık da kıyılamakta geç mi kaldı nedir ? bu gece gene botla çıkacaktık havanın tadı yok, belki gece veya sabah erken kıyıdan atmaya gideriz. benim gece sahte atasım var.
barınak kayalıkları çupra ve mırmır yapmaya başladı ama çupralar daha küçük 18-20 cm civarı yani 150 gram kadar. mırmırlarda aynı daha büyümemişler
Söyleme bari de üzülmeyeyim. Pazartesi gecesini barınak kayalıklarında seninle avlandığımız yerde karides-tavuk göğsü ve yaprak kefal ile geçirdim. 2 si yapraklı lüfere olmak üzere 7 zilden hiçbiri ötmedi. 2-3 tane 10 cm balığı saymazsak. Gerçi 150 gr çupra tutmak doğru olmazdı. İyi ki tutamamışız o zaman. Gece buzz gibiydi. Enişteyle nöbetleşe ikişer saat uyuduk. Orada uyumak şöyle güzeldi. Hava üşütücüydü. Esiyordu. Fakat taş soba gibiydi. Ama taşa temas eden yerler mesela böbrek, sırt, bel şu bu ısınıyordu taşta. Fakat asla terletmiyor. Kumaştan çarşaftan pikeden mobilya döşemesinden vb. farkı bu. Bence uyumak için taş gibisi yok. yataşşş. Dün yani pazar sabah saat 5.50 itibariyle mert in beni heveslendirdiği atakaş dibine geldim. Sekize kadar uğraştım. Max-Rap FRH yi zor kurtardım. Bir çakıl taşına girmişti iğne. çekee çeke kıyıya getirdim. Pantolum ıslandı ilk başta. Sonra çekince ciyuvvv diye gelmedi, taşla birlikte geldi sahte. Taşın üzerinde bir tabaka oluşuyor. Yanımda tüycüler, ben ise rover, strike pro, max rap, kaşık envayi denedim. Fakat sanırım bizim arkadaşlardan birinin de dediği gibi, sahte hikaye, silikon şahane. Olmadı tüy şahane. Saat 8-9 arası ise çayboğazındaydım. Gerek kol gibi, gerek şey gibi balıklar yandan görünüyorlardı dalgaların içinde. Bence kefal ve levrek idiler. çünkü 25 metre ileridelerdi. Neden mi, anlamışsındır, ilk 25 metre, suyun derinliği 20-30 cm, kaygan yeşil taşlık, sonra dizine geliyor yine kaygan taşlık bölge. İşte o uzak bölgede balıklar net parladı, hatta kol gibi kefolar geçti. Orada carrefour adana dan 2,90 a bulup aldığım alba toby 24 gr kaşığım gitti. %1 oranında paslanmıştı. Bilgenin karbonat çözümünü üşengeçliğimden ve unutkanlığımdan yapamamıştım.
selamlar.. Ben İstanbulda yaşıyorum ancak İskenderunluyum. İstanbulda sık sık istavrit ve çinekop avına çıkıyorum. Yaz tatilinde İskenderunda olacağım. Levrek, çupra vs. balık avına çıkmak istiyorum. Fener caddesinde oturuyorum. eğer önerebileceğiniz mera varsa buralarda denemek isterim. Kamışım linefee spider 420 makine okuma trio 55. şimdiden çok teşekkürler...
Mahmut bey çok yaşayın. Bu dediğinizi inanın bu hafta ben düşündüm. Fakat 2 yıldır kıyıda birçok avcı gördüm, hiçbiri göl kamışı sistemini kullanmıyordu ben de kullanmadım. 1-Şamandıra şart mı ? Küçük balıkların vuruşunu anlayamayız değil mi, şamandıra olmazsa ? 2-Kurşunu nasıl ve nerede konumlandırmalıyım ? Leblebi kurşun sanırım, altta iğne tahmin ediyorum. Kaç gr lık olmalı kurşun kaç cm yukarıda olmalı iğneden ? 3-Şamandıra kaç cm yukarıda olmalı. Şunun için soruyorum. Kazara çupra mırmır karagöz varsa merada? Asılı yeme vurmaz diye biliyorum. Sandalcılıkta da öyle. Dibe indiriyon öyle tutuyon balığı. Çupra dipteki yeme vurur öyle değil mi? Havada asılı şamandıralıya vurur mu ? Ama gözünü sevdiğim gümüş heryerdeki her yeme vurur ok. 4-Dörtyoldaki gümüş rejimi ile burnazdaki farklı. Dörtyolda karides ve tavuğa ölümüne atlıyorlar bilge. Mesela burnazın güney sınırı var, kayalık dizmişler. O kayadan midyeyle 2010 yılında 300-500 kere olta savurdum. Ya levrek geldi, ya çatal. Hiç gümüş alamadım. Ta öbür ucundan, kuzey kayalık döşenmişin ağzından gümüş aldım. 15-17 cm filandı. Karidesle almıştım. Ama gümüş için plajı ya da yanıkdeğirmenin suyunun döküldüğü yeri hiç denemedim. 5-Bizim kıyılarda çupra hala kaldı mı acaba. Gerçekten göl kamışı benim için yeni bir ümit oldu. İlk fırsatta denemek isterim. Sadece gümüş açısından iş yapabileceği kanaatindeyim. 6-Cuma günü yeniyurt plajının güney tarafına geldik enişteyle. O çarşamba günü oraya gitmiş, yüzenlerden vatandaşlardan uzak rahat olta atayım diye, sandalların önüne. Botaşın telleri görünüyor. Orada bir saatin içinde yani 11-12 arası 3 tane 15 cm gümüş tutmuş çarşamba. 300 gr karides harcamış garibim. iğnesi de 11 numara beyaz çapraz değil tabi. yemi de hemen giden karides. akıllım. aynı yere cuma sabah gittik. burnazdaki bot macerasından eli boş bitince saat 10 buçuk galiba 12 arası bu yere geldik. 1 saatte bu sefer 10 gümüş aldık. ama Mahmut'un haklılığını orada anladım. Önüme atıyom vuruş yok. Halbuki şimdi o noktadan gümüş çekmiştim 13 cm. 3 metre yanına sallıyom eniştenin önüne vuruş var. Balık ayağımın dibinde de olabiliyor, 10 metre ötede de. Neyse. Ama Eniştenin önünde oluyor hep balıklar dedim enişte balıklar sana güveniyor galiba. Ne bileyim olum diyo, ben atıyom anında vuruyo. Şimdi şöyle. Benim önümdeki sürü, 10-12 cm gümüş sürüsü. Eniştenin önündeki sürü 13-16 cm gümüş sürüsü. Sola atarsam 10 cm altı gümüşler. onları nasıl mı anladım? Yemi küçülttüm. Aha dedim, yemler gidiyor balığı alamıyorum diyordu biliyo musun. Tahminim doğru çıktı. 7 cm lik gümüş sürüsü gelince hem yakalanmıyor, hem de anında alıyor. dedim ikna oldu çekince 7 cm gümüşü. Yani sürüler de boy boy kurban olduğum Allah. İşte sizin göl kamışı olsa, tarama imkanın çok süper olur. Ama ağır olacağı için kolun hamlar di mi ? Onun da o handikapı olur. Sırtıma bi avcı çantası da şart tabi. Bir de dürülü gazete, üzerinde tavuk göğüsleri güneşten çekmiş lastik gibi olmuş gazeteye de yapışmış, suyunu da salmış. Sırtında çanta, tuttuğunu atacan ya da poşet. atakaşa kadar gidip gelecen. Ha aklıma gelmişken, yeniyurtun botaşa değen yerinde, öğle üzeri gümüş bitti çupra başladı önümde. artık çupra çekmeye başlamıştım. mini çupralar. ilki 13 cm di. saldım. Bir sonraki 11 cm bir sonraki 9 cm geldi. Sinir oldum. Yani o çupraların asgari 200 gr olduğunu düşünün. Sevinçten aklımı yitirirdim herhalde. Yani elimde bir kamış olsa dedim enişteye, şöyle sağa sola deneme imkanım olsa. Şunun için, enişte illa makina ile tutmak zorunda. El oltasını kasnağı filan rekoru 5 metre. Atış yapamıyor adam. Okulu birinci bitirmiş fakat atış yapamaz. Makinalı kamışlı yapar da elle yapamıyor. Fakat makinasına burnaz kumu girdiği için mahkum oldu. El takımını savurdu. 3 metre gitti. Güldüm ben de. Ana ! Yine 15 cm bir gümüş çekmez mi ? eliyle çekmenin daha zevkli olduğunu söyledi. Dedim ki, makinayı kullanma o halde. Kamışın ucuna düğümleyek misinayı. Savur. Zaten balık kenarda dedim. Dinlemedi. İşte o an düşündüm, göl kamışı olsa, değişik noktaları tarama imkanın olur kıyı boyu diye. Tabi askerde MG-3 cü olmadığım için kıyı boyu 6,30 taşıyamayabilirim be abi. Alışmışız Okuma spin kamışlara.
dostum sen beni güldürdün allahta seni güldürsün saldığın çupralar için teşekkürler.hafta sonu burda olursam seni götürecem 200 gramlık çupralara tabi sende burda olursan. barınağın dışına sana tarif ettiğim yere atacan ama sağlam sallayacaksın en az 50 metre gitmesi lazım yoksa olmaz demedi deme olmadı bot işi yaparız
Sağol dostum. Olabilir. Kısmet. Ya şimdi önce düşündüm. Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Allah verdi bi elli gramlık. bakalım şükredip de alacak mı sepetine ? Bu ne dedim geri suya attım. O da daha küçüğünü verdi bu da başka bi bakış açısı. o dediğin yer iyi bir yer olsa orada her gün bir tekne demirlemez miydi ? Belki de işin büyüsü elli metre uzaktan atılmasıdır. Ama bottan aşağı sülünez sarkıtırsan, bence şansın her zaman yüksek. mahmut beyin altı otuz meselesi aklıma birşey daha getirdi. Bazı memleketlerde gondol oluyor ya, venedikte filan. onlarda böyle bi çubuk var, on metrelik çubuk. Şimdi bizim bilgenin filan motor almasına gerek yok. kürek çekmeye de gerek yok. çubukla kumu ittirecen gondolla açılacan bizim denizlere. balık yok adana fantazisi oldu bu. mazur görün doktor kendi haline bırakın dedi bunları bitkin yattığımyerden yazıyom adanadan ekranda şaban filmi var kanal 7 nerden açılmışsa
cumartesi gecesi bacanakla yemlik midye toplamaya burnaza gittik. evden gece 12'de çıktık. yanıkdeğirmenin suyunun hemen berisinden, şantiye yolundan girip kumsala ulaştık. ama evdeki hesap çarşıya uymamıştı. denizdeki dalgalar çok yüksekti. yanımızda yemlik hiçbir şey olmadığından mecburen tulumları giyip suya girdik. dizimize kadar gelen derinlikte dalga vurunca göğsümüze çıkıyor, eğilip kumda midye aramak çok zor. uzun bir uğraştan ve tepeden tırnağa ıslandıktan sonra bir miktar midye toplayıp çıktık. üzeirmizdeki ıslak kıyafetleri yedeklerle değiştirdik ama ben midye çok fazla olmadığından teke de toplamak istedim. yanıkdeğirmenin köprüsünün yanında durup aşağıya suyun kenarına indik ve kepçeyle biraz da teke topladık. bu arada saat 03 :30 olmuş. yem toplamaktan balık avlamaya zaman kalmayacak, diye hemen barınağa yollandık. her yer balıkçı, uç noktaya yakın bir yerden boşluk bulup oltaları salladık. anında vuruş oluyor ama çıkan balıklar 10 - 15 cm boyunda kızıldenizden gelen istilacılardan bir tür. ismini bilmiyorum, boyuna sarı çizgili yeşilimsi bir balık. epeyce tutup attıktan sonra ben sahteye geçtim. önümde büyük kovalamacalar yaşanıyordu ama karanlıkta sadece seleri duyuyordum. gün ışıyanca kovalamacaları görmeye başladım ama nafile sahteye rağbet yok. bacanak da epeyce çapari attı onda da bir şey yok. saat 7 olunca artık barınaktan ümidi kestik ve öğmeişe gittik. kıyıdaki kayalıkların önü gözümüze güzel gözüktü. ben yemli bacanak da çapariyle biraz uğraştık. çapariye saldıran ve takip eden küçük balıklar vardı ama yakalanmadılar. yemli de de uzak atışlarda tık yok. ben de kayaların hemen önüne, dalgaların bulandırdığı yere oltayı indirdim ve o anda balıklar vurmaya başladı. hemen kısa sürede 4-5 tanesini yakaladım, bir karış boyunda gümüşler. uğraşmaya değmez diye düşünüp döndük ve eve geldik. o kadar emek verdiğimiz midye ve tekeler olduğu gibi kaldı bu arada alişan, senin o dediğin burnazdaki taşlarla belirlenmiş sınırın orda geçen yıl ben de balık avlıyordum ve dediğin gibi çatalkuyruk yavrularıyla doluydu. uzak atışlarla da çipura yapıyordu. gümüş hiç yoktu, hatta ben gümüşün nasıl bir balık olduğunu ilk kez botla çıktığımızda öğrenmiştim. ama bu yıl kum tabanlı bütün kıyılarda müthiş bir gümüş istilası var. başka hiçbir balığa fırsat vermiyorlar. bak bu resim geçen yıl çekildi. tam senin bahsettiğin yerde, 7 - 8 m yan tarafımda o taşlar var. benim oğlan kumda oynarken ben de yanından olta atıp çipura yakalayabiliyordum. arkamda uzakta görülen tekne ise oltayı indirip indirip kaldırıyordu çipuraları. şimdi buralarda gümüş oltayı havada kapıyor. hem de gümüş heryerde aynı gümüş. bu yıl toros gübreden öğmeişe kadar pek çok noktayı karides, teke, sardalya, kurt ve midye ile denedim. genelde her yeme saldırıyorlar, ama kum midyesi bambaşka. eğer iki iğneli bir oltanın bir iğnesine karides, diğerine midye takarsan anlatmak istediğimi anlarsın ben balıktan hırsımı alamamışken, az önce konya ereğli'den arkadaşlar aradı. akşam üzeri ivriz çayına uğramışlar, bizim arkadaş mepsle 2 kg civarı bir alabalık almış. hava kararınca da derenin aşağısına baraj gölüne inmişler sudak avlıyorlarmış. vaziyet nasıl dedim, güzel balık var ama küçük, 400 - 600 gr arası banghead dediler. sahte olarak ne atıyorsunuz dedim. simli siyah silikon atıyorlarmış. bu arada saat 20:45 şu an hala atıp çekiyorlar
kardeş şu an öyle bir durumdayız ki, hani derler ya '' kelin ilacı olsa önce kendi başına süre'' diye, işte öyle. biz de arayış içindeyiz, kim ne dese hemen gidip yokluyoruz ama sonuç boş. kıyılar bu ara balık yapmıyor ama eğer botla, tekneyle açılabilirsen iyi kötü bir şeyler yakalarsın.