tebrikler bilge. bu hafta bizim yatılı misafir geldi. denize yüzmeye gittik. su o kadar berraktı ki. bu denizde balık sahteye iyi atlamış. 6 tane lewvrek yavrusu gördüm. 30 dakika falan hep aynı yerdelerdi. biraz onlarla oynadım. hatta biri ayağımın yanına geldi akvaryumda hep şahit oluyorum kuma gömülmesine ama birede denizde test edeyim dedim. ayağımı sertçe hareket ettirince levrek yavurusu burnunun dikine hop daldı kuma gömülmesi 1 saniye sürmüyor. bakındım bakındım göremedim. evdekinin ya solungacı yada vücudunun bir parçası görünüyor mübarek nasıl tırtıysa herhalde epey gömdü kendini. elimi atıp çıkartayım çocuklara gösteririm dedim. hayvanın pulu soyulur sonra mikrop kapıp ölür diye ilişmedim
deniz çok sakin ve berraktı, dibi görünüyordu. gece de ay tepsi gibiydi, ışık bile kullanmadık çoğu zaman. aslında böyle havalar balık avı için pek iyi değil ama gene de umutlanıyoruz işte. yalnız gece barınak içinde lüferler dişlemedik balık bırakmadı herhalde, ben her ihtimale karşı 4 yaprak sardalya almıştım. lüferleri görünce hemen çantayı karıştırdım ama mantarlı lüfer takımının çantada olmadığını gördüm. onlar da sahteye atlamadı
kısmetini almışsın gene. ben zarganayı eskilerde satın alıp yemiştim tadı pek hoşuma gitmemişti. belki pişirme ile alakalıdır ama aksiyon olarak gayet tatminkar bir av yapmışsın. allah bu günleri aratmasın. kısmette yoksa olmadımı olmuyor
ben de yıllardır zargana yakalarım ama hiç yememiştim. geçen ay birini tadına bakmak için yedim, eti lastik gibiydi bunun da kalın yerini kendim yemek için dilimledim, kuyruk kısmını yaprak yapıp dolaba attım. benim için önemli olan; o, '' her an balığın kaçması korkusu'' nun verdiği '' acele etme '' güdüsünü, mantığın söylediği '' sakin, akılcı ve paniksiz çekiş '' tavsiyesi ile yenebilmek, balığı çekerken yapacağın her hamlenin muhtemel sonuçlarını düşünmek, gerisi mutfak kısmı
*** hemşerim ben son 2 yıldır iskenderunda yaşıyorum ve urfada balığa gitme fırsatı bulamıyorum son yıldır fakat urfada yılanbalığı sazan ve tatlı su kefallerini avlamışım iskenderunu soracak olursan koca deniz her şey var birgün tanışırız ***. sen denizi nerde bulup avlanıyorsun hangi denizde hangi ilde nerelerde nasıl avlanıyorsun
abi selamlar ben yıllarca demirçelikte yaşamış ve büyümüş biriyim şimdi anlıyorum ki yıllarımızı heder etmişiz. akıntıdan elimizde poşet içinde ekmek çok çırpan ve karakuyruk tuttuk. amma o meraların hakkı bu balıklar değilmiş. canına yanim anlatan olmadı ki ahhhhhh diyorum şimdi. ne fırsatlar tepmişiz. şimdi oralarda keyfmustafa sefa sürüyor. tanımıyorsanız keyfmustafa diye yazın demirçelik katliamcısıyla tanışın. Şuanda erzinde oturuyor pederler.bayramdan bayrama ancak o güzelim topraklara ayak basabiliyorum.Şu an için tek hayalim para biriktirip bir tane kano almak. wildirness yada ocean tipi modern kayaklar var enfesssss şeyler.Bu kanolara çok pratik şekilde yelken falan da takılıyor. geçen ramazan bayramında gece avı yaptık iii akya aldık şimdi kurban bayramında mersine gideceğim bide incirliyi yoklamak istiyorum. bide ş.urfada bu kefalleri nerde tutyorlar yada bilgenin bahsettiği balıkları ilk defa duydum ne ola o balıklar. adıyamanın neresinde tutuyorlar aceb 20 kilo yavvv dile kolayyy Bilge bizi aydınlat be üstat!!!!!!!!
ben o tarafın avını pek bilmiyorum ama sitemizde şabut ile ilgili konular çok. bu balık ülkemize özgü, fırat ve diclede yaşıyor. o tarafta genelde turna dense de alakası yok. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=13215 http://www.youtube.com/watch?v=9JcrkOxCA-Q http://www.youtube.com/watch?v=0_myG5umZyc
http://www.ustabalikciyiz.biz/forum/index.php?topic=6350.0 yavv bu şabut ne imiş böleeeee zenginliğijn yanında oturuyormuşum
iskenderunun zenginliğini değerlendirememişsin bari oralarınkini değerlendir ben elbistanda çalışıyordum, buralardaki sularda hangi balıklar var dedim. alabalık var dediler, hemen takım düzüp alabalığa başladım ve bir süre sonra da işi kaptım. şimdi hangi şehirde bir su görsem ordakilere sorarım; burada ne avlanır, ne ile avlanır ?
bilge kağan a söyledim. öyle alamazsın o sahteyi dedim. Dedikçe gaza geldi, dedikçe gaza geldi. Usta adammış vesselam. Sebat etti ve aldı. Halbuki kara poşeti savursaydı kesin takılırdı. O ustalıkla almayı tercih etti.
ahmet kardeş, o dediğin kanolar gerçekten tehlikeli olabilir. Kışın binersen yüzde yüz idrar yolları enfeksiyonu olun. Yazın binersen de deniz anaları ayağını bacağını yakar. az bişe çırpıntı olsa. evet, su alma derdi yok, dalganın içinden bile gidiyor vidyosunu izledim. Fakat birincisi çok pahalı bin liranın üstünde hep, ikincisi de ayağa kalkamıyorsun, cep telefonu götüremiyorsun, ihtiyacını nasıl yapacaksın. hep ayağını uzatmak zorunda olacan o da ayrı. Bilemiyorum yani. Daha çok göl içinmiş gibi geldi.
Deyme raporlara taş çıkartacak bir sunum, ama gel gör ki Bilgecan mutevazi bir şekilde bölge sayfasına eklemişsin. Emeğin, çaban, amatörlük anlayışın her türlü taktirin ötesindedir. Rabbim gönlüne göre versin gurban.
abi yakaladığım diğer balıklar genelde küçüktü, rapor açmaya değmezdi, bir zargana için de rapor açmadım. malum millet lüferleri palamutları dizi dizi yatırıyo, bizimkisi trofe de olsa sonuçta zargana iyi dileklerin için teşekkkürler, Allah senin de gönlüne göre versin.
poşeti oraya atmanın imkanı yok, ne kadar hızlı savursam 3 metreden öteye geçmez. eskiden beri kırdığımız çaparileri, sahteleri at çek yöntemiyle alırız. aslında çapari ile daha kolay alınır, onunla uğraşmayı da ben sevmem. birader hani '' dıt '' layıp yanımızdan geçtin ya, az dursan güzel aksiyonları canlı olarak izleyecektin. neyse en azından barınakta bubble pen'e yapılan takip ve saldırılardan bir ikisini ve zargananın misinayı kesişini gördün. inşaallah tekrar av yaptığımızda balık olur da su üstü ile balığın yakalanış anını canlı olarak izletirim. imkan olsa bir kafa kamerasıyla kayıt yapıp ekleyeceğim ama bu iş için yapılmış kameralar pahalı, kendi fotoğraf makinamı kullanmak için de uygun aparat yok
Levrekçi Kadiroviç gayet ucuza modifiye bir kafa kamerası icat ettiydi. Aparat maparat öyle bulunmaz şeyler değildi hatırladığım. Senin de elinden her iş geliyor maşallah. Bir bakıversen. "Mesele; sıra sıra dizilen balıklar değil yeğen, mesele; olmayanı sıraya dizmektir. 97 cm. zargan bu, boru değil yeğen." dermişim.
Nuri abi, Bilge Kağan ın edebiyatçı yönü de var. Orada "bilmem nenin bilmemne anında bilmem ne olmasıyla bilmem neyi denge kurabilme bilmem nesi" diye böyle şimdi tam hatırlayamıyom, süper tarif etmiş. Dedim helal olsun. gugıldan bi tarayım, kopirayt kendine mi ait, başkasına mı. Balıkçılıkla ilgili kitap yazsa olur bence. Betimlemeleri kalbur üstü. "Güney Balıkçılığı" ya da "Çukurovada Balıkçılık" filan diye bir kitap yaz.
abi ben de eski kafa lambalarından bir aparat yapma projesindeyim, elimden öyle delme takma, çakma işleri gelir çok şükür inşaallah levrekli lüferli bir av olur da ona rapor yazarız
yahu ne yapalım, balık olmayınca edebiyat oluyor. keşke balık olsa da sadece fotolar konuşsa kitap için daha çoook yolumuz var, baksana vedat abiye, adam saçını sakalını ağarttı