ayrıca Alişan kardeşim, reklama çok kulak asma. çanakkale'de GES'le ya da muhtelif sahtelerle boy boy levrek raporu yazan arkadaşları bizim mekanlarda da aynı sahtelerle görmek isterim. ben bu GES'in muhtelif renklerinden 2 yıldır kullanıyorum, 3 tanesini denizin dibine yolladım, ikisini hediye ettim, ikisi de bende ve hala şans tanıyorum. bizim sularda levrek için GES'e çok bel bağlama. bir zaman çook reklamı yapılan chinupen sahteden de getirttim, bir yıl attım çektim. tek balık dahi atlatamadan denize hediye ettim. sana tavsiyem su biraz daha hareketlenince sarı, sarı - kırmızı, beyaz renk, az dalan sahteleri dene, ama barınakta değil. barınağın yılın 365 günü her çeşit avcıyı gören levrekleri her türlü sahteye çok dikkatli yaklaşıyor. onların hakkı canlı yem. balığın bol olduğu yerde avlanmak kolay, geçen hafta ahmet abinin giresun'daki kardeşi aradı. bizim burada acayip levrek var hem de çok iriler, ama sahte ile yakalayamıyorum, GES'e filan da bakmıyor, sende bir sahte varmış, geçen yıl güzel balık almışsınız onun adı nedir, nerden aldın dedi. ben de benim en sevdiğim sahte eurofish dedim. sahteyi getirtmiş ve atçekten pek anlamadığı halde iki gün önce bu fotoyu gönderdi.banghead 2,25 kg
Ya da; Vermek dilerse Mabud, neyler ki sultan Mahmut. Aliş hele söyle gurban, levreği ne yapacan? Taktın levreğe, başka balık mı yok sanki?
e büyük balık yakalamak kolay değil ali dostum olacak oda olacak. bu arada bir kaç gündür pek nete vakit ayıramıyorum. güzel aksiyonlar olmuş. balık malzemesi satan Ali sıkı dostumdur benim. dürüstlüğüne hayranım. kurt pahalı ama hakkını veriyor. çarşamba günü aldığım kurtlar cuma günü hala kullanılabilir durumdaydı. cuma günü başka yerden alınan kurtlar benim çarşamba gününden aldıklarımdan kötü çıktı arkadaşlar. bir taraftan 1-2 milyon kar edeyim derken zevke çomak sokmanın alemi yok. curuf tumbada güzel bir av yaptık 3 tane balık taş altına yattıki çıkartamadık. çıkarttıklarımızdan biri 460 gramlık sargoz var tahminen 28-30 cm. 25 cmlik mırmır var diğerleri orta boy sargozdu. limit üzeri elbette 21 cm üzeri 2 adet ben kaçırdımki kalama sesinden balığı zor kıyılattım. bilge bilir kenar kayalık olunca yatıyor kaya altına. sonra eğer boşta iğnen varsa iğne yada kurşun takıldımı takım gidiyor. geçen 35 cmlik çipurayıda ordan almıştım 800 gram oda girdi kaya altına ama onda çift çipura geldiğinden iğneler takılmamıştı takımı kenara aldım. iğne takılırsa kurtulmuyor kurşun takılırsa kurtulma şansı çok. tam trofe mekanı ama çetin avcı lazım. ben daha toy geliyorum anlaşılan. yada bundan sonra gezer kurşunlu takımla gideceğim bakalımreeling reeling reeling
bilge senin raporuda okudum dostum. o balıktan barınakta banada bolca denk geldi. özellikle balığın yapmadığı saatlerde insanı sinir ediyor. şimdilik akvaryum kotası doldu sanırım. 2 minekop 2 çupra 3 adet levrek var. tabi bunlar yavru. hepsi 15-20 cm arası. hergün yem verirsem su bulanıyor. 2 güne bir yemleme yapıyorum. orfoz ve lagos vardı onları saldım geçen. lagos kendi boyundaki levreğin hışını çıkarttı topu topu 3 saat kaldı akvaryumda direk çıkarttım. orfozda sürekli kaya altında olunca lagosla beraber onuda saldım. muhtemelen bu balıkta orfoz gillerden bir tür ağız yapısına bakılırsa buda kaya altından çıkmaz akvaryumda. zaten kerata iğneği tamamen yutuyor koca ağzı sayesinde barınaktan soğuttular beni
Senin Avda iyiymiş Gültekin,helalin var.Cuma günü gittim İskenderuna yem almaya bu iki oldu ordan yem alışım,ama İşallah dolmuşla gönderecek Ali abi.Hakketten hem bilgili hemde dürüst bi satıcıya benziyor.Yengeye hayran kaldım,bilgi süper tam donanımlı,beceri dersen paso ağ dikiyor makinada.bilmediği balık türü ve av çeşidi yok gibi bişey. Bizim kayınçoda sağlam bişey aldı ama kayaların önünde beceremedi ve kaçırdı,Senden bahsetti o zaman demirçelikte çalışan gültekin var tanıyomusun diye,bende bilmiyordum orda çalıştığını Bilge söyledi.Bizim büyük kayınçoda orda çalışıyor konrol odasımı ne diyor çalıştığı yere ama gürültü hariç rahat biryermiş bi çok bölüme göre.En azından kayınpeder yüksek fırınlarda çalışmış şimdi emekli,onun dediğine göre rahat biryermiş. Hayırlısı kısmeimizde ne varsa o olur,ama şu bi gerçek ki yem çok çok önemli ben artık yemcimi ve hatta malzemecimi buldum,gerçekten biçok av sitesinden daha uygun fiyatları var çünk adam oralarıda takip ediyor onlardan aşağı fiyat veriyor.çok rekla oldu ama gerçek bu
demirçelik 6000 kişinin çalıştığı bir yer yani çok büyük sadece bizim müdürlükte 500 kişi çalışıyor. yani kontrol odası dediği kumanda odasıdır ki saysan herhalde 200 den fazla kumanda odası vardır
herkese selam arkadaşlar.. aranıza yeni katıldım.. dörtyol'da ikamet ediyorum.. bi balık merakı var ama çevremdeki arkadaşlarım balık sevdası olmadığı için bende yoksun kalıyorum. anlayacağınız ortam yok ben tek başıma çok tecrübesizim.. inşallah buradan tanışacağım arkadaşlarla yeni avlar yaparız..
hava soğuyunca zıpkıncı da kalmamıştır, şimdi oralar güzel balık yapar dediğin yerde geçen yıl 15 cm.lik bütün karidesi olduğu gibi, kabuğuyla büyük iğneye takıp kurşunsuz olarak atmıştım. ben atçek yaparken gözümde ara ara diğer oltadaydı. bir anda kamışın suya doğru gittiğini gördüm, elimdeki oltayı sarmayı bırakıp diğer kamışa atladım. bir süre ciddi bir mücadele oldu ama dediğin gibi balık kayaların altına girdi. ne kadar beklediysem de çıkmadı, çektim kopardım bu tip yerlerde genelde tek iğneli takım yapıp iğne bacağını biraz daha kısa tutuyoruz, ben bacanağın gözüne çarpan kurşun olayından sonra kurşunu bağladığım misinayı ana bedenden biraz daha zayıf bağlıyorum. kurşun takılırsa çekince kırılsın diye. arkadaşlar bu kaya dediklerimizin epeyce bir kısmı da kaya değil ha, cürufla beraber dökülmüş ve deniz suyuna temas edince katılaşmış demir parçaları da var ve misinayı kesiveriyor.
Millet dörtyol açıklarında dibi taşlık yer arıyor balık çok oluyormuş. Halbuki Burnazda hiç taş yoktur ve balık yine vardır. Avlaklar bizim yöremizde bile, belki de on metreden on metreye bile değişkenlik gösteriyor. Ya da dünyanın öbür ucuyla diğer ucu benzerlik gösterebiliyor. Ya da bazı morfolojiler diğerini çağrıştırabiliyor. Turna balığının kafasının kaz kafasını andırması gibi. Aleykümselam birader. Hoşgeldin. Şimdi aslında bir spin takım edinmenin tam sırası diyebilirim. 150-200 TL maliyetle güzel birşeyler olabilir. Av dönüşü üstün başın kokmaz. Ha tutarsan balık kokar. Koksun da zaten. Denize çok yakın olduğuna göre kardeş. İstediğin an ava gidebilirsin. Bence hergün barınağa gidip atçek yapan biri birgün mutlaka ustalaşır. Mesela ben son bir yılda barınağa 30 kere gitmişimdir. Sonuç: 6 Turna, 1 Züber. Düşünsene, sen ayda 30 kere gidebilecek imkana sahipsin. Belki de Metalürjüs, Bilge Kağan, Mahmut ya da FB gibi nasibi açık birisindir, daha ilk atçekinde iyi bir balık tutabilirsin. Bence kaşık atıp çekerek başlamalısın bu dönemde. Çünkü kaşık ucuz ve verimli bir yemdir. 2 küsür liradan başlar. alba kaşıklar pas yapar. haftaya bi bakmışsın paslanmış tavsiye etmiyorum. remixon mu diyodu bilge, o tuzlu suda defalarca atıp çeksen bile pasmıyormuş. Kaşığa bugünlerde turna lüfer levrek düşebilir. Çekebilmek için tecrübeden önce sağlam bir misina da gereklidir. Belki büyük bir balığa denk gelirsen ip kopabilir. atçek işinde bırak Bilgeyi, Ahmet abi dahi her gün birşeyler öğrenmektedir. Hala hayalimden çıkmıyor, bu pazar sabahı babakaya mevkiinden atçek yaparken tasmalayamadığım her ne balığıysa... Tasma şu olsa gerek: balık yemi yokluyo ya da belki ısırıyo. İğne batıyo fakat tam oturmuyo. Tasmalayınca iğne balığın dudağını esir alıyo. Bu durumda balığın kurtulması için şunlardan en az biri lazım: -Balığın dudağının yırtılarak balığın kurtulması. -İğnenin batış şeklinin, bir filmi geri alırcasına önceki haline dönmesi. Hiç batmamış gibi. -Karnına battıysa birkaç bağırsak görünmesi karşılığında balığın kurtulması, -Sahtenin kancasının eğilmesi, sahtenin üçlü ile metal bağlantı yerinin zayıf olması paslı olması şu bu sebeplerle sahteden iğnenin pırtması balık ağzında iğne ile yaşamaya devam etmesi (buna piercing de diyorlar) -Sahteyi misinayla buluşturduğun noktada ipin zayıf olması, düğümün zayıf olması, ipin hasarlı olması, düğümün hasarlı olması, -Balığın dişlerinin ipi kesebilmesi, balığın ağzında sahteyle gezmeye başlaması, -Balıkla fazla zıt gidersen en dayanıklı misinanın bile aşırı gerilerek kopabilmesi, kayalara sürtünerek kesilebilmesi, bazı avcı balıkların kendini kuma gömmesi ya da kayaya vantuzlaması sonucunda kopartmaktan başka çare kalmaması evde çocukları bekliyorsa -Fazla zıt gitmiycen. kalama diye birşey var. Balığa ip veriyor. Ama nazlı veriyor. Balığı yoruyor yani. Balığa istediği hürriyeti kıdım kıdım veriyor. Balık normalde 1 metreyi ok gibi katedecekken, cırrrrrr yaparak zahmetle katedebiliyor. Böylece nabız tansiyon olayı oluyor. Sonra balık senin belirlediğin kurallara uymaya başlıyor. Kıyıya kadar uyuyor. Kıyıya yaklaşınca can havli geliyor. Sürpriz bir şekilde tekrar açığa sorti yapmak istiyor. Bunlar yaşadığım değil, Bilge ve diğer tecrübesi olanlardan dinlediğim şeyler. -Misinamızın orta yerinden kopması. Meğer hasarlıymış farkedememişim. -Ve belki de en kötüsü, barınağa girip çıkan teknelerin motorunun misinanı kesmesi. ya da onların da sandallarının arkasından sarkıttıkları sahtenin ya da silikonun ya da tüyün her neyse senin sahteyle dolaşması, çat diye koparıp balığın ağzında sahteyle hür olması "Bir zincirin dayanıklılığı, en zayıf halkasının dayanıklılığı kadardır" İkinci seçenek. Dörtyol limanından açılan 100'ü aşkın tekneden birinde yerini al, her gitmeye beşer kilo tut ve burada yayınla. O da olur. Tecrübeye de çok gerek yok. karidesi ya da sardalyayı aşağı sarkıtacan turrut turrut sonra çekecen. Sonra karşıdakine doğru uzatacan, o da elindeki bezle balığı kancadan ayıracak sen yenisini takacan. Aslında dörtyol barınağından açılan kişilerden, yakaladığı balığın resmini çekip internette yayınlayanların oranı %0.1
birader senin mesaj yukarıda kalmış görmemişim, alişan yazınca farkettim. alişanın yazdıklarının hemen hepsine katılıyorum. ama önce hangi stilde avlanmanın sana daha uygun olduğuna karar ver ve takımını ona göre ayarla. benim bazı tanıdıklarım var, yaz - kış canlı teke, şamandıralı olta ve 5 m. kargıdan başka olta tanımaz, emin ol ben dahil bu forumda yazanların çoğundan fazla levrek, çipura ve minakop yakalıyorlar, hem trofeler de var. ama adamlar o işte uzmanlaşmış, ayrıca balığın yataklarını öğrenmiş. yani bizim tabirle kabala gitmiyorlar. atçekte alişanın dediği gibi bir anlık vuruş oluyor, değerlendirebilirsen ne ala, o senin o anlık refleksine, tecrübene, şansına. balık yanaktan yakalanırsa çoğu zaman kurtuluyor. bazan balık iğneyi yutuyor o zaman da çekmek tecrübe işi. birkaç ay önce balığa gitmeden önce bütün takımı kontrol ettim, lider misinayı yeniledim, o gün de büyük bir balık yakaladım. kalama ayarlı, panik yok, takım sağlam, kendime güven var ama balık kısmette yok. balık tabana indi, misinayı kayalara sürttü herhalde ki kopardı gitti idk Alişan milletin kaya tabanlı yer aramasının asıl nedeni balığın çıkıp çıkmamasından ziyade türü. burnazda da balık çıkıyor ama mercan yok, mercan için kayalık lazım. bir de bu tür yerlerde balık yatak yapıyor. ayrıca botta balık tutmak bile öyle sandığın kadar basit iş değil. bunun en açık örneği; bacanak, kayınço ve benim birlikte çıktığımız avlarda aynı bottan aynı yemle, 1 m. arayla olta atmamıza rağmen bariz şekilde birbirimizden farklı sayıda ve cinste balık yakalamamızdır. öyle zaman oldu ki ben ya da bacanak balık çekmeye yetişemezken kayınço oltasını bizimkilerin 30 cm dibine indirmesine rağmen balık alamadığı çok oldu. bunda olta iğnesinin şekli, bacak uzunluğu, iğneler arası mesafe ( mesafeyi çok bırakırsan en üst iğnene genelde istavrit ve lüfer düşer ), ipin gerginliği ya da tabana yatırılması ( yatarsa daha çok gümüş, mırmır ve çipura yapar ), tasmalama ya da yutturma, yem takma şekli, kurşunun ağırlığı vs. etkileyen faktörler var. birlikte balığa çıkmamıza rağmen ben defalarca ıskarmoz, lüfer, domuz balığı yakaladım ama bacanak bu türlerden hiç yakalamadı daha idk tabi o da mırmır yakalar ben de onu pek yakalayamam, ama ısparoz varsa kimse bana yetişemez vs. vs. dediğin gibi bu işin sonu yok, 80 yaşına da gelsen, her gün balığa da gitsen, gene de yeni şeyler öğrenilir.
reklamı boşverin ama mekan şahane. bizim memlekette böyle yer var mı derseniz, 15 yıl önce burnaz'daki, yeniyurt'taki göller aynen böyleydi. hatta burnaza varmadan sağda küçük bir mezarlık var, yanından yol sapıyor, o mezarlığın arkasındaki suda yakalanan levrekler anlatılmaz. elime ilk kez at çek takımı aldığımda şu an burnaza şantiye kurulmuş olan yerdeki göllerde ilk 4 atıştan 3'ünde kilo üstü levrek almıştım. hatta çaparimin koptuğu bir gün, yerde bulduğum beyaz bir poşet parçasıyla çapari yapıp balık tutmuştum, neydi o günler. sağolsun balıkçı arkadaşlar şimdi o 3-4 dönümlük göletlere yüzlerce metre ağ seriyor http://www.youtube.com/watch?v=dT9gjHAuY_o
Kesinlikle. Halil eniştem var. Allah ona ve cümlemize hayırlı sağlıklı uzun ömür versin 65 yaşlarında. Kendisi eskiden İDÇ de mühendis idi. Mesleğe atandığı gençliğinden emekli olana kadar E-11'de oturdu. Kendi soyadını taşıyan bir sandalı vardı. Gençliğinden beri haftada birkaç kez kesinlikle olmak üzere gece balığına çıkarak halacağızıma hayatı candan etmiştir. Kocasının balık hastalığıyla gücü nispetinde mücadele etmeye çalışmış, kocası yaşlanana kadar muvaffak olamamıştır halam. Kocası hala balığa gitmek istemektedir. Ama yaşı itibariyle kürek çekmek yerine, alamadık ki bir motorlu sandal/bot bindirip bindirip tecrübelerinden ve nasibinden faydalanamık eniştemin. Beni defalarca teknesiyle olsun arabasıyla olsun balığa götürmüştür çocukluk ve gençliğimde. Evinde çocukluğumda belki 100-150 gün kalmışlığım vardır. onun sandalda bulunması başlı başına bir tecrübedir. Ömründe 10.000 balık tutmuştur. Bilmediği düğüm, tutmadığı balık cinsi yoktur diyebilirim. Sadece jigging ve spinning yapmamıştır. Yoksa kıyıdan, sandaldan sırtı ile envayi çeşit ve sayıda balığı vardır. Onunla 2008 eylülüydü galiba ramazan bayramının üçüncü günü olacak sandalla açıldık sabah beşte. Aynı oltayı o da atıyor, biz de. 4 kişiydik. Onun ne çeşit olarak tuttuğu balığa yetişebildik, ne de kg olarak, ne de balon yakalama yüzdesi olarak (istatistiklerde balon balığı, ofsayt gibi düşünülebilir) En az balon da ona geldi, en büyük balık da ona geldi, en çeşitli balık da ona geldi, iki çeşit gümüş geldi, (biri normal FB gümüş, diğeri zırhlı gümüş, adını bilmiyorum, ama zırh giymiş gibi pulu o işte) çupra geldi, değişik değişik cerbitler, dragon istavriti geldi, geldi de geldi. Onunla yer değişmek istedim. Fakat manasız olduğunu düşündüm. Yani nasip diye düşündüm. Eniştenin elinin yaydığı elektron nötron durumlarını mı algılıyor balık acaba diye düşündüm. Benim gibi nasipsiz amatöre balık mı gelir diyordum, o zaman da öyleydim. torrut etti, iki tane dragon çekip çok sevindiğimi hatırladım şimdi. hatırı sayılırdı ikisi de.
Valla ben geçen sene bir arkadaşımla barınakta bir kaç gün takılmıştık.ilk gitmeye pek bişe çıkmadı boş kovalya geri geldik.ikinci gün aksam suları saat 16 gibi barınak yine dolu millet kamışını almış hevesle sallıyor.bizde aralarına daldık başladık sallamaya reeling sonra biri takıldı ardından iki üç derken kovayı şu dikenli bi balık var ya neydi o? çırpan mı çarpan mı neyse işte ondan yakaladık bol bol. :hungry: . çok zevkliydi gerçekten.ama ertesi gün yine boş geldik. banghead bi yerde bi yanlışlık yapıyorduk ama nerde bulamadık... :laughing:
hoşgeldin serkan. çırpan tabi balık yakalamadan hazzı alman için ilk basamak olabilir ama o bereketli merada çırpan yerine daha büyük balıklarla haşır neşir olsan dahada bir keyif alacaksındır. az çok ordan çıkan çırpanın boyunu tahmin ediyorumda uğraşma onlarla. tabi kısıtların nelerdir bilemiyorum ama 2 seçeneğin var ya atçekçi olacaksın yada yemli avcı. her 2 side olurum dersen o iş pek olmuyor. illa insanın gönlü bir tarafa kayıveriyor
ya valla ben atçekten sıkıldım bişey çıkmıyor. tahmin ettiğin gibi çırpanları boyutu büyük değildi. ben daha çok çupra levrek falan yakalamak istiyorum. nerden başlasam ne yapsam ya??? idk yardım please
