hoşgeldiniz ali bey,,, Banada amcam anlatır, 80li 90lı yıllarda kıyıda çok güzel balık olurmuş Dörtol Erzin kıyıları akvaryum gibi çeşit çeşit özelikle'' Levrek,çupra,cerbit,gümüş,sargoz,melanur,gargur,mırmır,karagöz'' gibi türdeki balıkları avlarlarmış çokca tutulurmuş, O günlerden bugüne ne değişti derseniz,Bölgemizde bulunan hattanelerin,fabriklarınını atıklarını gelişi güzel denizleri kirletmesi,iskenderun limanının büyüyen ticaret hacmi neticesinde limana giren gemilerin atıklarının iskenderun körfezine boşaltılması ve ayrıca evsel atıkların direk denize boşaltılması bunun bir türlü önlenememesi, Diğer bir faktörde Körfezde avlanan Gırgır,Trol ve Trata (çevirme Ağ) gibi yöntemleri kulanarak avlanan teknelerin saysısının hergeçen gün artması gibi birçok faktörü öz önünde bulundurursak balık popülasyonunda önemli bir düşüşü gündeme getirdiğinden, bizde doğal olarak etkileniyoruz,ben 10-15 yıl sonra bizim oraları düşünemiyorum, kıyı balıkçılığı bitmiş ve ben çocuklarıma hadi hazırlanın balığa götürüyorum sizi diyemiğceğimden korkuyorum.... Saygılarımla....
S.A hemşerim yazdıklarına aynen katılıyorum( 85 - 90 yılların bereketli günlerini yaşımın ozamanlar ufak olmasına rağmen bende yaşadım, dörttaş çay bogazından çaparilerimizi salladıgımız zaman kolay kolay boşa çekmezdik, 2li 3lü levrek çektiğimiz zamanlar olurdu kesinlikle boş dönmezdik, ayrıca kıyıdan tuttugumuz bir mırmır veya sülük balıgı mutlaka trofe bir levrek demekti, canlıyı kurşunsuz tek iğne tak uygun şekilde kuyruk ve kulaç kısmından birazda denize girerrek daha uzaga atıp bekle kesin trofe.yengeçe yedirmedikten sonra sorun yoktu ve yine ayrıca çay bogazının ögmeiş istikametine dogru yaklaşık 250 metre ötesinden kıyıdan atabildigin kadar atardık yem sardalya çupralar gani doldururduk şimdii nerdeeeeeee o güzelim av günleri imkanlar fazla oltalar çeşit çeşit ama nafile deniz vermiyor artık arkadaş eskisinin çeyreği olsa razıyım amaç o eski heyecanların bır kısmını yaşayabilmek neyse hemşerim seni kısmet olursa akvaryum gibi yere götürmeye çalışacağım büyük ihtimale gideriz, at-çek yaparız trofe levrek- kofanalar-akyalar bizi bekleyin yakında geliyoruz))
hafta sonu fabrikadan 4 arkadaş tekne kiraladık. güzelde oldu ama umduğum heyecanı bulamadım açıkçası. balıklar çok büyük değildi. en büyüğü 250 gramlıktı. ve genellikle ortaboy balıklar aldık. kilo olarak sabah 9 dan akşam 5 e kadar 6-7 kilo civarında cerbit aldık. sadece farklı olarak kaptanımız bir ceylan aldı ben bir istavrit ve bir arkadaş 5 adet gümüş çekti. onun dışındakiler hep cerbitti. sanırım 35 kulaca gittik.hoşuma gitmeyen yönleri 1-olta suyun dibine çok geç iniyor hemde 100 gr lık kurşunla. 2-Dediğim gibi en azıdan 1 tane bile olsa kilo veya üstü balık olmadı. 3- Balığı kıyıdan çekmek daha adrenalinli oluyor. ama sonuç itibari ile zevkli bir gün eğlenceli vede gece karanlığında uğraşmıyorsun güneşte balık yakalama zevkine erişebiliyorsun vede kıyıdan yakaladığından kat kat fazla balık yakalanıyor. resimlerde var ama onları daha sonra eklerim.
Evet Aynen buyurduğunuz gibi, balığın olmamasının, genelde dünyada, bizim açımızdan ise dörtyol-erzin özelinde yarısı çevresel kirlilikten, yarısı da trol belasından kıyı avcılığını bitirdik gerçekten helal olsun tüm insanlığa. Bir avcı Ceylan'dan bahsedince eski tekne avları gözümün önüne geldi. Sene 1988 Şubat ayı. İskenderun Demir Çelik Sitesinde oturan makina mühendisi enişteme gittim. O zaman orta üçe gidiyordum. 4 kişilik bi motoru vardı. orada dalgakıranlar var. iki boğumlu. birinci boğumda tekneler duruyor, oradan çıkıyorsun, denizin açığına açılmadan, ikinci boğumda avlanıyoruz şimdi. motorumuz hareket halindeydi, düşük hızda, arkadan kaşık sarkıtıyorduk. Ayakkabı keratası gibiydi hatırladığım kadarıyla. enişte hiç tutamadıydı, ben ise 3-4 saatin içinde yani, öğleden akşama kadar diyim tam 5 tane ceylan tuttum. kol gibiydi. diyorum acaba 14-15 yaşında çocuk iken ceylanlar kolum gibiydi. şimdi de heralde dirsek ya da hadi pazudur yani. müthiş bir avdı. misina parmak uçlarımı tahriş etmişti hatırladığım bunlar, ha bir de SÖNDÜREN-7 yazılı bir gemi hatırlıyorum. Yani şimdi bilemiyorum aynı kaşıklı oralarda gezsek, mesela bugün güneşli bir gün. Adanadayım şu anda ama, sanırım oralar da güneşlidir. Tutan oluyor mu kaşıkla ceylan yine ? Bu gidişle hadi balığa gidiyoruz diyip çocuk-yeğen doluşup götüremeyeceğiz denize diye ben de korkuyorum. Balığı denizden tutma hastasıyım. Gölle pek işim yok. Erzin göl zengiini bir yer fakat, nasıl diyeyim, deniz balığını çekerken aldığım zevki, Ankaranın barajında 30 cm lik balığı çekeceğime mesela, bizim körfezin 10 cm lik balığını çekmek daha zevkli.
Tunceli - Elbistan ve Alabalık Ben de birkaç sene görevim dolayısıyle Elbistan da kaldım. Bence Tunceli ve Elbistan'ın arasında uzaklığı dışında pek bir fark olduğunu sanmıyorum. Uzaklık çok önemli bir fark fakat, ben balık açısından diyom. Sanırım Tunceli'de de Alabalık vardır. Ceyhan nehri de Elbistan dan doğduğu için Alabalık orda da vardı. Ha bir de dağda (hiç tekin yerler değil) trofe dağ ırmak balıkları varmış, insandan kaçmıyormuş böyle, hiç insan görmemiş. anlatıyorlar tabi. ha bir de mercan alası diye birşey var, özel bir alabalık bu. arkadaş bir tepsi balığı temizledikten sonra bizi çağırdı, elini koklattı. adamın eli çook hafiif böyle nasıl diyeyim yani balık olduğu belli olsun diye, hatır için kokuyordu. (dağın tehlikeli bölgelerinden, 4-5 saatlik dere tepe yürüyüşlerle filan gidilerek avlanmış) Hayvan tertemizdi anlayacağınız. Yalnız sorun şu ki, Alabalık tutmayı hiç denemedim. Tutmaya çalışan gördüm fakat, iskenderun körfez amatörü olduğum için, aklım hep bu toprağını öptüğüm cennet çukurovada olduğu için, solucanı iğneye takıp sallandırmak ya da uğur böceği kılıklı sahteleri atıp çekmeye zahmet etmedim. ya da ağ kullanmak bile, bana göre, avcılık değil. akü makü zaten hiç değinmiyorum. Peki, mesela internette balıkavı sitelerinde garantili levrek sahteleri satılıyor ithal ve pahalı sayılabilecek şekilde. yani onu at çek yapsak mesela, kıyıda gezen trofeleri alabilir miyiz levrek lüfer filan ? Mesela bizim kıyılarda kıyıya yakın olta atıp da hani hiç vurmadığı zamanlar oluyor. Sizce bu ne anlama geliyor ? (Deniz çok durgun, dalga neredeyse yok. şöyle söyleyeyim, aslında körfezde son dört aydır dalga yok. Ben kıyı avcısı olduğumdan, dalga yoksa balık da yok Şu an mesela deniz yine çarşaf gibi. yani denize bakıyorum. hiç dalga yoksa, o avdan ümidimi kesiyorum) Konuştuğum bir balıkçı, Büyük balıklar kıyıya sorti yaptıkları için kıyıda yoklar dedi. Dalga da yok, hepsi açığa kaçmışlardır dedi. E peki dedim, bu büyük balıklar gelir mi oltama dedim ? Ben dün dedi bir tane lüfer aldım, boş çevirmedi deniz beni dedi. Bu adam yalan söylemiyor, çevrede yaptığım araştırmada Turgay ismindeki bu şahsın buzdolabı balık dolu, komşuları da iyi besleniyormuş hayır dua ediyorlar. Kıyıdan karidesi takıyorum sallıyorum. anında mırmır tutuyorum. Öğme işten atıyorum ben. Ama mırmırlar hatırı sayılmaz boyuttalar. at çek tutmaktansa böyle, mesela 15 dakikada bir 250 gr lık balık gelse filan olmaz mı Anlamadığım şey ise şu. Kıyıdan yem karides oltayı attım, dibi kumluk. hiçbirşey vurmadı. bu ne anlama gelmeli ? Yengeç olabilir, evet. hava güneşli. deniz berrak. dalga neredeyse sıfır. Sadece kıyıda bir santimlik frş ! frş ! diye bi ses, ona da dalga denirse. Yani bu güzelim berrak deryada, bu balıklar durgun denizde derinlere mi kaçtılar, kış mevsimi su soğuk diye mi kaçtılar ? ama güneş var, acayip ısıtıyor. Acaba balıklar sığ yere gelince güneş ışığı ile ısınmasını akıl mı edemiyorlar ? Yani velhasıl, sormak istediğim soru şu: Kıyı avcılığı açısından balık nerede ? Tutabilen varsa ne ile ne tutuyor. Bunu öğrenmek isterdim gerçekten.
Mrb Değineceğim ikinci konu, Erzin kıyı balıkçısının baş belaları şunlardır: 1-Küçük Çatalkuyruklar (Büyüğünü görmeyeli yıllar oldu. Bir mobylette in arkasında koccaman bi kuyruk görünüyordu, mobiletçiye dedim ki amca bu arkadaki ne balığı, sadece kuyruğu görünüyor. Çatal demişti hiç unutmam, tepsi gibi idi. Olta attın, Çatal geldiyse, kaç ordan. Ömrünü çürütür) 2-Gümüş yavrusu. (Atarina 3-Kemane tabir edilen balık (Tavuğa atıyorum yemiyorlar) 4-Yengeç 5-Poşet 6-Tekneyle açılanlar için balon balığı. Dişi ile misina kırmayı başarabilen bir balıktır. Oltanızın ucunda böyle kırt kurt bişeyler hissettiğiniz zaman bir de bakmışsınız kurşununuz gitmiş. Kayıkta av boyunca 10 tane iğne bağlamak zorunda bırakabiliyor bu balık. Tekneye çekince fossss ediyor. kaygan bir de. Allah günah yazmasın da, neyse ne ben söyleyeyim, ne de Allah günah yazsın
Ali bey,umarım sorularınızınızın karşılığını almışsınızdır.. Birçok konuya birden değinmişsiniz hangisinden başlıcağımı bilemedim doğrusu, Kısa Kısa geçiceğim ,Tuncelideyim terör tehlikesi nedeniyle alabalık avı gerçekleştiremiyorum mağlesef , yerel balıkçılar Kırmızı Beneklli Alabalık avlıyorlar çeşitli mepslerle Ovacık tarafında, Ceylandan bahsetmişniz, geçen sene Ocak şubat aylarında yakın arkadaşlarım Dörtyol balıkçı barınağından Yeşilköy'e doğru 5 - 12 kulaç derinliklerde çeşitli floating sahte türleriyle botla sırtı çekerek güzel iri ceylanlar yakaladılar, Busene de yapar inşallah 20 gün sonra izine çıkcam çünkü Kıyı balıkçılığı konusunda dilim döndüğünce yardımcı oluyum size,Bizim oralarda kıyı avcılığı eylül sonu başlar aralığın ortalarına doğru azalır, bu dönemde kıyılarımızda (Gargur-Sargoz-Çupra -Levrek-Gümüş-Çatal Kuyruk-Mırmır) Ben şahsen gümüş avlıcaksam öğmeişte teknelerin önünden sardalya kualanarak 15-45 metre arasında 2 köstek 30 gr kuşun işinizi görücektir, Ayrıca bu bölgede mırmır-çupra-levrel- gargur alıyorum , Çupra için karides kulanmanız gerekecek şeker -tuz kombinasyonu yaparak karidesleri elastik bir yapıya kavuştuarabilirsiniz, 2-3 lü köstekle 35 gr kuşun la atabildiğiniz kadar uzağa atıp bekleme yapıcaksınız, levrek için gezer kurşun tek iğne , klasik 2 takım yem olarak taze sardalye buz değmeyenlerden olursa daha iyi olur. Ayrıca(levrek tüm yıl boyunca av verir ayrıca mart nisan ayında yavru bırakırlar dikkat edelim ). Aklıma gelmişken kıyıya patlıyan dalgadan bir öncekine yani nasıl diyim size denize girdiğinizde dalgaların oyduğu kısım var biraz derin olur hendek gibi olur oraya sallıyacaksınız oltanızı,misinanın maksimum 30 luk olmasına dikkat edin. Benim kıyıdan tek geçtiğim yer öğmeyiş balıkçık teknelerinin önü, neden burası diğceksiniz çünkü burada barikata giden teknelerin , barikatta kullandıkları sübye, sardalye gibi yemlikleri temizleyip kalan artıklarını atıkları yer oldu için her zaman av verir ayrıca benim 2. sayfada öğmeyişten tutuğum balıklar var görebilirsiniz... Benden size diğer ve diğer forumdaşlara nacizane tavsiyem, edindiğim bilgiler neticesinde sahte ile at-çek yapmanız özelikle ayın kendini gösterdiği günlerde akşam , hologramlı sahteleri kulanarak kıyı boyunca avlanmak, çok güzel levrek almışlar özellikle ege bölgesinde.. denemek için sabırsızlanıyorum açıkcası Sabah gün ağırmaya yakın başlayıp saat 09.00'a kadar Dörtyol Balıkçı Barınağının dış kısmından özellikle Albanın Toby Kaşığını 1-2 numaralarını kullanara güzel Akdeniz Turnaları namı diğer baracuda alabilirsiniz eti çok güzeldir. Denk gelirse zamanı lüfer- akya-levrek bunlar içinde kaşıktan ziyade muhtelif sahtelerle iş yapabilirsiniz.. Saygılarımla....
Adranelini fazla damarlarınızda hissetmemenize rağmen güzel balık almışsınız, tekneyle giderken sırtı çekme imkanınız oldumu? ceylanı sırtıyla mı aldı kaptan, Tekne balık avlamak keyiflidir helede kafa dengi arkadşlar varsa değme keyfine, Kurşun ağır olduğu için balıklar mücadele edemiyor bu da zevk vermiyor balıkçıya, ama kıyıda öylemi maksimum 35 gr kuşun takıyosun küçük bir mırmır tutsan gelirken oltayı titretmesi bile yetiyor... Saygılarımla....
Barınağın içinden başladım 20 kulaca kadar çekerek gittim tık yoktu gerçi dedim ya biraz gecikince kaptanda tam gaz gitti. ratı sardım baktım birşey olmayınca. suya atmak için birde açtımki ne gam yapmış ne gam. ipi zor kurtardım. allahtan ip kaliteli ipte bir iki salmaya toparladı kendini. ama 10 metrelik bir alanda düğüm oldu. Ceylanı karidesle yakaladı takıldık hatta kaptana. bune kaptan balık tanıyormu seni ne yapıyor diye. fazla büyük değildi yarım kilo falan yavru olduğu için gelmiştir dedi ya bakalım. artık yapmaya başlar dağlara kar yağdı. artık kıyıdan büyük balık denemelerine başlayacağım tekrardan. 2 hafta önce iskenderun barınakta gördüm. bir imtiyazki el arabası ile taşıyorlardı en az 1,5 metre boy. duymuştum ordan o kadar büyük aldıklarını. hatta adam yarım kiloluk kefalleri çırtırma ile yakaladı. oo iyi tutuyorsun dedim bana yem bunlar demişti şaşırmıştım.
S.A ARKADAŞLAR Acaba toprak solucanı ile denizde balık tutan varmı? ve denizde yani tuzlu suda dayanma süresi ne kadardır? ayrıca eger tutan varsa hangi balıklar tutuluyor bu konuda bilgi sahibi olan arkadaşlar bilgilendirirlerse sevinirim. SAYGILAR...
A.S Toprak Solucanıyla Denizde balık tutulmuyor malesef, Dayanma süresi çok az denize girdikten sonra saniyeler içinde ölüyor (Tecrübeyle Sabittir), sünüp gidiyor tatlı suda öylemi solucan dansöz gibi kıvrım kıvrım oluyor, Sana Tavsiyem illa solucanla avlancam diyosan İskenderunun girişinde sanırım Boru Kurdu satılıyor, zamanında, Löküsle barınakta güzel mayıs levrekleri (ispendek) alınıyordu.Çupra ailesi ve levrek için güzel yem... Saygılar..
ne oldu bu balıklara arkadaş benmi kıyıdan yakalayamaz oldum ne? yoksa bu yılki kıyıdan balık hakkımı doldurmmu diyeceğim ama kimsede alamıyor gördüğüm kadrı ile bir fırtına koptu balık kesti
Katılıyorum size sanki balıklar yok olmuş gibi. Sadece Cuma akşamı 7 adet mırmır aldım kıyıdan ama uzağa atarak
Ben de sadece ben alamıyorum diye düşünüyordum ama sanırım genel durum bu. Dörtyol ve Demirçelik taraflarıda mı aynı ben iskenderun kıyıdan avlanıyorum
demir çelik sahilinden güzel gümüş alıyordum artık tık yok. atakaşın ordan çupra alıyordum tık yok. 50 gramlık kurşunla attığım mesafede hiç vurmuyor ki ordan 200-300 gramlık çupra geliyordu. şimdi 100 gramlık kurşunla atıyorum ufa<k balık bitiriyor anlaşılmıyor. anlaşılan balık açığa gitti kıyı hareketlenince kıyılamıyor. gece 9 a kadar attım pazar akşamı uzak mesafeden ufacık bir mırmırdan başka birşey yok ama yem canavarları işi bitiriyor
mrb şey, mırmırların boyu ne kadar peki ? minicik di mi ? uzun marlboro/parliament boyunda di mi kuyruğu hariç. adanada karfurda kilosu 7.5 TL ve tuttuğum (ben de 10 tane tuttuydum) adı mırmır imiş bu balığın meğer. keşke daha büyükleri gelseydi, kasım aralık ve nihayet ocak geldi, kıyıdan mırmır haricinde birşeye rastlayamıyorum, ha bir de şey kadar gümüş yavrularını saymazsam
ustam, işte o ufacık balık büyük ihtimalle yavru gümüş belası. atakaş derken ? yani şey, ben öğme iş ile atakaşın kayaları arası bölgede avlanıyom. atakaşın ora dan kastınız, yani siz atakaşın iskelesinden mi adımlıyorsunuz denizin ilerisine, yoksa benim attığım yerden mi alıyordunuz çupraları
Cumartesi öğlen vakti iskenderun barınakta biri ile karşılaştım iskenderunda peteğin ordan gece 9-10 gibi çupra aldığını söyledi. gündüz hiç boşuna uğraşma diye ben gece iskenderuna gitmediğim için bilemem ne derece doğru. o öyle söyleyince yelken klübünün ordaki kayalıklara gittim boru kurdu ile bir dil balığı geldi oda tam karaya çıkardım kayaların arasına düştü kısmet değilmiş yengeçlere yem oldu. gece vakti ya kayalıkları yada peteğin orayı deneyebilirsin