teşekkürler alişan...şeytanın....azminin.....sahte....çok zordur...dörtyolda..... Teşekkür ediyorum. Sahte ile büyük levrek yakalayıp da yer tarih saat marka model verdiğim zaman hepimiz küçük boy balık tutmayı bırakacağız inşallah.
Tebrikler alişan, artık kendine güvenin artmıştır.. Teşekkürler Sevgili dostum, aynen biraz güven geldi, sahteye balık geliyormuş harbiden. Buna olan inancım artık sarsılmayacak. Tek şüphem, piyasada mevcut binlerce model sahteden ve misinadan hangisi dörtyol barınak civarında levrek ya da lüfer verecek. işte benim çözmeye çalıştığım mesele bu. wtd aksiyonu ile dörtyolda levrek tutmaktan bahsediyorum. Mesele şu ki, neden Çanakkale'de her marka sahte ile levrek tutabiliyorlar ve neden aynısını dörtyolda yapamayalım. Herhalde su daha sıcak bizde deyip geçtim. Bizdeki levrekler az yabani dedim geçtim. Ama iddia ediyorum, bir gün burada dörtyol malı büyük levrekler yayınlayacağım inşallah. Kısmet... Hayırlısı... Yalnız, Dörtyol'da kefal yüzdürmek suretiyle trofe alan birini bulsam ondan inceliklerini öğreneceğim.
sabahın 04:00 de yazıyorum balık aşkı olsa bu gerekreeling Abi yakın arkadaşımla av yaptığımızda barınak arka tarafında bu Alba Toby :thumb: Kaşıkla 1 kilo civarı bir azman ıskarmoz yakalamıştı 60 cm üstünde bir balıktı. Sene 2004-2005 di Canlı kefalle büyük haramileri yakalayan abilerimi biliyorum onlar bu işin üstadı tabi dörtyolda az kaldı bu insanlar sana birini tarif edeyim balık malzemesi satan berber niyazi var saat meydanınde yener optiğin yan tarafında ismini hatrımda değil uzun boylu baba yiğit, beyaz uzun saçlı bir abi takılır oraya bu kişiden canlı bırakma hakkında detaylara ulaşabilrisin... isimini öğrenince ayrıyeten bilgi vercem.. benden sana jest olsun.. Av hikayelerini dinlesen yeter diyorum... Saygılarımla...
Erzin burnaz yanıkdeğirmen suyunun döküldüğü yerde löküslü dirgenli kişiler her gece sayısız trofe vuruyorlar. levrek kefal vatos dört mevsim. büyükten kasıt tabi şey, elli santimi geçmesiyse, sanırım körfezimizde az olduğunu söyleyebiliriz. belki de burada yetişip serin sulara yüzüyorlar.
Teşekkürler kardeş. ilk gidişimde fırsat bulduğumda tanışacağım. bence işte gerçek balıkçı bunlar yani kefal yüzdürücüler
Sevgili Yakup. Gültekin bir yandan sen öbür yandan (tüpgaz manzaralı resimler) peder beyle çupralar mırmırlar gümüşler aldınız ya, hemen o günlerden bir hafta sonra ben de karidesle attım. owner iğnelerimle. gerçekleştirdiğim 20 atışta tek bir vuruş bile alamadım. Gültekin in attığı noktaya fırlattım. kamışlı ile. fc kaplama gövdeli. karidesli. ama şunu gördüm. oltayı her çektiğimde karidesler çıkmış oluyor. vuruş yok. ama karides de yok. enteresan. nasibim gerçekten yok benim dedirtti o gün. fakat siz olta attığınızda deniz çok durgundu. benimkinde az çalkantılı idi. ayrıca gün doğmuştu. fakat ikindin de attım. yine alamadım. balık işi acayip iş. ertesi gün aynı yerden atıyorsun sonuç alamayabiliyorsun.
hakikaten bu dörtyol barınağı bilmece gibi. dünyanın balığını yakaladığım yere arkadaşla gittik bizde vuruş alamadık. ama karideslerin çıkmasını sana izah edeyim parmak kadar sargoz harmadar gümüş tarzı harami balıklar. orada şans işi. benim asıl avlağım iskenderun ne zaman gitsem. geceden bahsediyorum mutlaka çipura mırmır geliyor. ama ne hikmetse dörtyol barınağı çekiyor kendisine. sebebide iskenderunda çıkan balık hep aynı ama dörtyol öyle değil. farklı türlerdende denk gelme ihtimali yüksek. ama çoğunluğu boş dönme ihtimali daha yüksek idk
evet bilmece gibi... Yakup ne oldu bil. hani oltayı fırlatınca çat diye bi ses geliyodu, benim sahte otuz yerine on metre ileri düşüyordu ya 5 atışta bir... en son ip koptu sahte uçtu hani, benim tırt makina vardı ya, güzelim 2.10 okuma alumina kamış ve püsürükten tırt makina ikilisi... ona çare buldum. onun için oynuyom şimdi şıkıdım. Nasıl mı? benim enişte her yaz ankaradan erzine gelir. babamın elin öper on gün kalır filan işte. vesselam, her sene yeni bir kamış ve makine ile gelir. sazan katili barajlarda ankarada kırşehirde yozgatta filan. geldi bu, hani burnazda çupra tutmuştu ya kumlukta, yutupta yayınladıydım. hatırlasana. işte enişte bayramdan sonra ankaraya gitti, giderken dedim ki, bu makinayı bana bırak. benim takım tırt. o da tamam demişti sağolsun. fakat gönlü mü olmadı nedir, hayır getirmedi. 1) Kamışını bagajı sert kapatmak ve ezmek suretiyle koparttım. gönlü yokmuş heralde dedim. 2) Makinasının sapını kırdım. bir ay olmadı kıralı. nasıl mı? benim makina hayvan gibi ya. dedim yarısı ağırlığındaki makina benim okuma kamışa daha iyi uyar diye düşündüm. eniştenin makinasını elime aldım. hafifçik ne güzel. fakat o da nesi. kolçak dönmüyor. hemen anladım işi. bayramda kumlukta kullandık makinayı. hem kamışın arasına kum girdi. hem makinanın. (yani kumsalda el oltasından başka bir düzenek kullanmak son derece yanlış. yazık edersin. bunu geç de olsa anladım. 37 yaşımda makinanın içine yağ damlattım. hani kum pas yapmıştırdı ya, tuzlu su bu ucuz makinaları bozmuştur, kumun da etkisi vardır, belki herkes makinasını yağlıyordur filan dedim. makina yağını damlattım. on dakika sonra çevirdim gene dönmedi. biraz güç verdim. sapı elimde kaldı bu yirmi gün önce oldu. ben de ne yapayım, yeni bir makina arayışına girdim haliylen. hele ıskarmozu tutunca ve ertesi gün de caaanım sahtem uçunca çat diye (bu yıl uçan 4. sahtemdi) internette shimanolara çok baktım makinalara. malum, sana da danıştım. yalnız az önce şeytani bir fikir geldi aklıma ve uyguladım. Kırdığım için, bu makina da tırttır zannettim. hayır, daiwa imiş. şimdi anlatırım: Hatırladım ki, enişte bana "markasını bilmiyorum ama, kötü değil olum bu takım" demişti... Ben kale almamıştım, sen ne bilecen baksana markasını bile bilmiyon, satıcı eline tutuşturuyo, kuzu kuzu ödüyon kaç liraya aldığını bile hatırlamıyon" demiştim. hoppaaaa, az önce alışveriş sitelerini gezerken,eniştemin bana verdiği makine, yani sapı elimde kalan, daiwa çıktı iyi mi. üzerinde hiçbir yazı mazı rakam yok. nerden mi bildim dayva olduğunu. makinanın tabanında, ya da tavanı diyelim, yapışkan bir kağıtta DF 3000 (5BB) yazıyor. internete yazınca bunun bir daiwa 3000 ya da baktım tam değil fakat emmisinin oğlu filan olabileceğini aşağı yukarı (resimlerinden) bu olduğunu görüp sevindim. (yarın enişteye derim. olum hediyen vardı ya, daiwa imiş diye. o da demez mi, he evet kaliteliydi o sana bıraktığım) bu makina en az 50 dolar. onu tespit ettim. vay be dedim. iyi ki şimano almadım. elli tl den başlıyo, ondan sonra kargo filan. şu yoklukta valla, bulmuş gibi oldum. sonra dedim, niye yeni shimano alayım ki? buna bir kolçak ayarlasak kafi. Herifin kamışı da markasız iyi mi. Kırık kamış, fakat onu da tespit etmeden uyumayacam dedim fakat, vazgeçtim, bagajda çatırdattığım ve bir daha iş görmeyecek kumlu bu teleskopik kamıştan artık ne hayır gelir, markasını bilsen neee bilmesen ne ! Yine de beş dakka filan uğraştım. onda da bir harf dizini var fakat gugıldan ustaca yapmış olduğum sorgularda herhangi bir marka tespit edemedim. Daiwa ya kolçak ararken ne mi oldu? yedek parçaları sorgulatırken bi de baktım ne göreyim. daiwa.com a girecekmişiz, turgay karaaslan ustanın tavsiyesine uyarak, ondan sonra binlerce model arasından seçecen, ondan sonra diyagram üzerindeki onbinlerce yedek parçadan istediğini seçecen, azami 4 dolar kargo, 7-10 gün içinde elinde diyor turgay usta... uzun iş. velhasıl,,,,, Asıl gecenin güzel olayı, bombası ise şu. hem sevindirici, hem de komik. Benim tırt makinenin kolçağını, daiwa ya taktım. karşılığını (somun gibi) da çevirdim sıkıştırdım. kolçağı çevirdim. Maşallah canavar gibi dönüyor. sanırım kumlar aradan çıkınca vazifesini yapabildi. fakat avın ortasında tekrar teklemeyeceği garanti değil. ben teklemesini, pas yaptı yağı bittiye bağlamıştım. hatta yağının bitmesinden kumları da sorumlu tutmuştum. ne alakası var meğermiş. iyi bir makina yağ istemezmiş. sitede okuduğumu hatırlıyorum bu hafta, hayal meyal ama. kamışa ve makineye kum sokmayacan. soktuysan mekanizmayı komple söküp üfletmeden sarım yapmıyacan. Kısmetse yarın daiwa makinanın içini yıldız tornavida ile güzelce açacağım. ağzımla değil, silah fısfısı ile kumlarını tek tek alacağım. hah bak, bir yandan yazıyom fakat, yalan olmasın diye yapmış olduğum son kontrolde bir şey tespit etmiş bulunmaktayım. olta, atış pozisyonunda iken, mekanizmayı döndüremiyorum. yani pedalı çevirince kolçağı, bütün makinalar çat ediyo ya, sarmaya başlıyo. işte o olamıyor. biliyorum ki kumlardan. neyse yarın yazarım bir sorun olursa. bitir askerliğini de inşallah oruç başlayıp da f. biter bitmez pılını pırtını getirirsin bu taraflara inşallah sağ salim. çukurovaya... tanışır beraber av yaparız artık. Çeken bilir, Memleket hasretini gurbetçi bilir, Denizin ve balığın hasretini en iyi, Amatör balıkçı bilir. Hayırlı-huzurlu geceler. (Hepimiz için inş.)
Şehit haberlerinden sonra moral motivasyon sıfıra indi Allah (c.c) mekanlarını cennet etsin Ailelerine sabırlar diliyorum kolay değil ateş düştüğü yeri yakıyor malesef,,, Elindeki daiwa ise bide kamış ayağının altında Japan yazıyorsa evladiyeliktir bunu unutma, iç mekanizmayı sıcak suya yatır sonra güzelce kurula ve en son ince gresle yağlamayı unutma zenit saati gibi çalışır..
Hafta sonu gidemedim memlekete. Desene bayrama kadar deniz yüzü göremem... Gidemedikten sonra ha tunceli ha bura Herşeyin hayırlısı
Hafta sonu gidemedim memlekete. Desene bayrama kadar deniz yüzü göremem... Gidemedikten sonra ha tunceli ha bura Herşeyin hayırlısı
slm arkadaşlar forma yeni üye oldum ve önümüzdeki günlerde hatay samandağ bölgesine gelmeyi düşünüyorum bu bülgede nerelerde avlanılır benim duyduğum kadarıyla çevlik limanı var ve ne tür takımlarla ne avlayabilirim bilgi verirseniz sevinirim ona göre takım hazırlayacağım ben genelde çanakkalede ve istanbulda avlandığım için genelde kullandığım takım 2 li 3 lü takımlar, kıbrıs, kefale sarma, lüfer oltasve suni rapalalar o bölgeyi bilen arkadaşlardan yardım bekliyorum şimdiden teşekkürler RASTGELE...!
aynı klasik oltalarını burdada kullanabilirsin ama Çanakkale gibi bereketli bir meradan sonra hayal kırıklığına uğrayabilirsin
amaç bir beklenti değil zaten değişiklik amaçlı olacağı için pek sorun olacağını düşünmüyorum hangi balıklar çıkıyor orada
Şşşşt Kaç zamandır bu anı bekliyordum. Şu Çanakkale GES liler gelsin de şu bizim körfezi bi masaya yatırsın, bu işe bi çözüm bulsun diye wtd aksiyonu filan verdirip, koca levrekleri ardarda çekip sonra da al kardeş size gösterdiğim gibi, aynı bu şekil devam edin, hadi bana eyvallah deyip gidiyomuş
Alişan Kardeş o dediğin çoktan yapıldı,Çanakkaleli dostlarımız değil İskenderun ve Adanalı arkadaşlarımız tarafından Rastgelsin.
o bölgedede varmı ki o dediğin koca koca levreklerden ben burada 10kilo ve üzeri çok tuttum ama orada beklemiyorum böyle birşey varsa benim için süpriz olur reeling
Seni kastetmiyoz abi, sen ayrı bi ekolsun. nasip ötesisin. levrek üstadı değilsin demiyoruz -haşa- simli beyaz silikon ile, raglou ile levrek tutamazsın demiyoruz GES ile diyorum, aksiyon diyorum, wtd diyorummm