Abi senin yazdıklarını destekler, şeyleri Mahmut abide söyledi deniz yatıyor dedi,benimde almak istediğim bir üründü uzun zamandır, sonuçta Dörtyolda da var olmazsa ordan da alırım... Ama genel anlamada kıyıdan at-çek yapanlar için kış aylarında özellikle vazgeçilmez bir ekipman, senede 10-15 gün izne geliyoruz maymun iştahlılık yapıyoruz ondan da olsun bundan olsun derken dağ gibi malzemeyi yığıyoruz inanın evdeki malzemeleri şöyle bir gözden geçirisem muhtelif marka modellerde, 8 tane kamış 7 tane makina, 50 ye yakın sahte ve kaşık var diğer binimum malzemeler sonuç ortada.. değerli dostlar hastalığın boyutları bunlar nekadarda ilerlemiş değilmi ... Hepiniz sağlıcakla kalın...
selam dostlar antalya faslı erken bitti. telefon geldi, sen gel, adanada görev var bu sefer. şimdi de adanada kalmak zorundayım iyi mi. pazar akşamı yedide yedide manavgattan bindim. sabah yedide dörtyola indim. kayınbaba kaynana rahat etsin diye saat dokuzu onu beklemeliydim. gerçi benim prenses ve kral çoktan uyandırmış olabilirlerdi evi fakat. ne bileyim işte. eloğluyuz nihayetinde. kadıncağız adamcağız rahat etsin. hem hepsi salona doluşup uyumuş olma ihtimalleri de yok değildi. malum sibirya soğuğunun kralı var memleketimizde. değil mi mahmut. kırıcan bacaanı şeytanın. Ya nasip de at abi. sabah yedide indim. ne mi yaptım. tahmin edin evet, evin önünde çekili duran benim arabayı gazladım barına iyi mi max rap imi de taktım onbeşlik kızılgafa emin kardeşe ifşa ettiğim turna yeri ile başladım. onbeş yirmi atış yaptım. takip yok bişi yok. zaten esas hedefim barınnağın yürüyerek en uç noktasıydı. yürüdüm attım. yüz kere filan attım. at çektim bir bir buçuk saat. bibok sonra saat dokuz oldu. bizimki aradı, otobüsten indin mi diye. indim dedim. ne yapayım. kahvaltıya gel dedi. ama ben yine çayboğazına da gideyim, bi on atış daha maxrap liyeyim dedim. mazlum hoca, sanırım aksanı biraz dörtyollu gibi değil. beyaz saçlı, zayıf orta boylu, o mu acaba? neyse, ne oldu biliyor musun. max rapim taşa takıldı. bile bile lades. çektim. daha önce dört kez takılmıştı geçtiğimiz hafta yazmıştım. çektiydim geldiydi. bu kez, şey oldu ucuna takarken düğümü iki eksik attım. sağlam bağ olmadıydı. levrek peşi kadirden örendiğim düğümdü. fakat onun suçu yok, dört kere yerine iki kere dolandırmıştım. sonra kalan ipi neredeyse bir cm bırakıyordum. bu sefer iki üç milimcik bıraktım. kuvvetli çektim. ip boşandı. ço küzüldüm. bir buçuk kiloluk balık verdi maxrap. parasını çıkardı diyebiliriz. kilosu yirmibir küsür tuttuğum balığındı. iki üç ay önce. yedik, çok lezzetliydiler geçen hafta elinizin artığı. bu arada kendimi balık yemeye zorluyorum, teşvik ediyorum. diyorum ki sanırım balık sevmeyen bir adama balık vermek istemiyor olabilir Yaradan... Herif hem balık yemeyi sevmiyo, hem de balık peşinde geceliyo gündüzlüyo. Bi acayip biriyim. ama kendini zorlarsan yiyebiliyosun. çare şuymuş ekmek yemiyecen. balığı yiyecen. limonla ve ye... aslında o mazlum hocayı ya da boğazın öbür yakasında bi abi vardı. belki de metin abiydi seçemiyordum. rica etseydim bi zahmet girip alıverirlerdi eminim. ayaklarında sarı botları ve yağmurlukları vardı. fakat ben geçen haftalara güvendim. rapalayı her attığımda, çektiğimde pas rengi böyle gazel dal geliyor iğneye takık vaziyette. dedim herhalde yine dala takılmış filandır. sanıyordum. içim yandı. iyi para dökmüştüm be. fakat akıllandım bundan sonra kaşık abi. o geçen onbeş gün önce tomas dedi ya, ben de falanca sabah ordaydım dedi, benim iki balık aldığım sabah. ordaydım dedi fakat, ben kendisini görmedim. sadece antakyadan gelen beş kişilik bir ekip var idi. adam kaşıkla lüfer almış, levrek almış. yani kaşıkla herşey alınabiliyorsa, ben niye daiwa rivırtusi trike pro veya ne bileyim rapalaya yğınla para dökeyim ki? al bi alba tobi. işte bitti. evet gurbetçiler. sıra sizde. kıymetli raporlarınızı yazın, ben de burdan iç geçirerek okuyayım inşallah. fırsat bulursam memloya gelebilirsem, direk yakubu arar irtibata geçiveririm. fakat şu aşamada zor görünüyor. çünkü kayınbaba gilde dört gece kaldılar benim yamyamlar. yeterince yıkıldık adamlara. şimdi bi hafta sonu daha gitmek. yok demezler gerçi, fakat atmışın üstünde dört atanın hakkı bir. hepsi atmış üstü olduğu için kafa kaldırmıyo. hem babalarımız geç evlenmiş. hem ben. neyse artık herkes üç çocuk diyor hayırlı geceler diliyorum
Evet Alişan'ın dediği gibi havalar soguk, özellikle akşamları ve sabah erken saatler, insanın evden dışarı çıkası gelmiyor sağlığımızı balık uğrunada bozmaya değmez bence, Alişan bey şeytanın bacağını kırmaya çalışıyoruz bakalım inşalla dediğin gibi olur, sabah talimine devam saat:08.00 de gitmeyi düşünüyorum bakalım kısmetimiz açılır inşalla, Mazlum hocadan eksiğimiz yok fazlamız var sadece adam 2 silikon takılı çapariyle alıyor ben her şeyi deniyorum tüy çapari, silikon çapari, su üstü sahteler batarlı sahteler, ancak şans faktörü işin içine girince işte o bende yok arkadaş,Sağlıcakla kalın.
ben aslında alabalık avcısı olduğumdan, avın büyük bölümü su içinde yürüyerek geçerdi. o yüzden mevsimlere ve gidilecek suya göre gezerin kısa çizmesi, kasık çizmesi ve tulumunu almıştım. deniz avlarında da yaz sıcakları hariç tulum ya da kasık çizmesi kullanırım. yanımda bir de yağmurluk olur, onu da üzerime giydim mi ne yağarsa yağsın havadan. sudan muhafaza haricinde çizme ya da tulum kayalarda da extra bir tutuş sağlıyor ve ayakkabıya nazaran daha az kayıyor. yani barınakta astronot gibi tulum giymiş, elinde spin kamışı, koltuğunda küçük sahte çantası olan birini görürseniz benim dalgalı havada dalga vurur ıslanırım korkusu olmadan, yatık denizde suyun içine girip daha da uzağa atarak şansımızı artırarak tulumu kullanıyoruz. ( geçen pazar deniz yatıktı ve biz tulumlarla derinliği az olan sahillerde yaklaşık 20 - 25 m denize girerek atış yaptık ) ancak linkteki ürün pahalı. gezerin tulumunu geçenlerde 38 TL'ye aldık. ancak tulum ya da kasık çizmesi alırken çizmenin kenarından başlayarak presle yapıştırılmış bütün kenarları iyice incelemek gerek. çünkü bazan baskı makinası tam basmadığından yapışmayan noktalar olabiliyor. sonuç olarak ; balığa sık gidiyorsanız, ya da benim gibi aynı zamanda kara avı ( ördek vb. ) merakınız da varsa büyük rahatlık. ama yılda bir kaç kez balığa gidiyorsanız çok da gerekli değil.
abi kısmette olmayınca ne yaparsan yap olmuyor. ama o kovalamaca olduğu arada rover 98 veya popper türü sahte kullanıp balığı tahrik edebilseniz belki ekmek çıkardı ama dediğim gibi kısmet işte.
maxrap'a çok üzüldüm, bir sürü para veriyoruz, denize bırakıyoruz. bende de bir maria sahte var, takılır diye korkumdan suya atasım gelmiyor ama şöyle bir ürün var, satın almasam bile benzerini yapabilirim. http://www.ebay.co.uk/itm/RAPALA-TO...tingGoods_FishingAcces_RL&hash=item5ae13f5dad kalın ve sağlam bir ipi bu alete bağlıyorsunuz, o yay gibi olan kıvarımları misinanıza taktıktan sonra misinayı gerip aleti aşağı doğru kaydırarak gönderiyorsunuz. rapalaya kadar indiğinde aşağı yukarı sallayarak zincirlerin iğnelere takılmasını sağlayıp alete bağlı sağlam ipe asılarak rapalayı çekiyorsunuz. iğnelerde açılma ya da kırılma olabiliyor ama en azından sahte kurtuluyor. özellikle derin sularda ya da bot -tekne gibi yüksekten yapılan atışlarda misina eğimi daha dik olduğundan daha iyi randıman veriyormuş. kaşıklara gelince her avda denememe rağmen kaşıkla siftahım yok, ama olacağına inancım tam. hem alba toby, hem de remixon deniyorum. özellikle remixonun mavi renkli toby kaşığı ve yalpa kaşıkları çok güzel, benim bile atlayasım geliyor alba kaşıktan daha güzel bence.
Bende de şöyle bir olgu var eğer ben bu işle ilgileniyorsam tam anlamıyla senede 3-5 defada balığa gitsemde , av disiplini ne olursa olsun, at-çek olsun, sırtı olsun,yemli avlanma olsun ne gerekiyorsa ekipman kendi adına benim tam olmalı eksiğim kesinlikle olmamalı,diye düşünüyorum. Eksiklerimi Sizlere söyliyeyim, en başta araba, bot, tulum çizme , yağmurluk benim eksiklerim. Bide işin şu espirisi var şuan benim şuan kullanabilceğim bir taşıtım yok, eğer benim arabam olsaydı şuan gözümü kırpmadan alırdım ihtiyaç doğrultusunda araba olmadığı için bu tüm malzemeleri taşımakta zorlanacağımı bildiğim için şuan alamıyorum yoksa bunca zaman ertelemezdim... Sağlıcakla kalın..
Abi yazılarına hasret kalmışız özlemişim yokluğun çok çabuk belli oluyor diğer dostlar gibi,beni istediğin zaman arayabilirsin gelirsen barınağın ucundan kesin balığımız var haberin olsun deniz ve hava koşulları müsade ettiğince benden demesi reeling reeling Güzelim Maxrap belikde benim yüzümden takıldı orda kaldı benim sürekli tavsiye ettiğim bir yerdi evet orası çok sığ bir yer orda avlanacaksan mutlaka tulum çizme :thumb: olmalı yanında suya girilip o şekilde at çek yapılmalı kanısındayım, yada küçük bir fizibilite yapıldıktan sonra tam çay ağzında olmasada sağ tarafı o bölgenin çok sığ ama sol tarafı öğmeyişe doğru sağ tarafa doğru nispeten daha derin o bölgelerde at-çek yapılmalı yada ilahi bu bölgede av yapılcaksa Kağan abinin dediği gibi su üstü sahteler kullanılmalı poper tarzı yada rover 98 sahteler kullanılmalı takılma olsaılığını en aza indirmiş olursunuz... Bizde burdan ahkam kesiyoz da ben gidince neler yapıcam merak halindeyim Hayırlı Geceler...
Hafta Sonu Gidecek olan varmı Balığa? Mahmut abi Sen Burdamısın? Hafta Sonu Hava iyi gibi görünüyor. Bir tekne organizasyonu ayarlasak mı 2 ay oldu gitmeyeli. Hasret Kaldım... )
bu gün arızalı mobilya için eve gelecek olan servisin gelemeyeceğini öğrenince sabah hemen fırsatı değerlendirip dörtyol'a gittim. önce barınağın karşısındaki sahile vardım ama deniz çok çekildiği için vazgeçip barınağın ucuna gittim. barınak yağmurlu havalarda bile görmediğim kadar tenhaydı. fırsat bu fırsat deyip barınağın iç tarafında, kefalleri tarumar edişlerini izlediğim levrekleri yoklayayım dedim. açılışı sarı kırmızı GES'le yaptım. ikinci atışta derin olan yerde saldırı oldu. bu sefer biraz batmasını sağlayıp suyun hemen altından çekmeye başladım. 4. atışta ağırlık bindi. bu yıl at çekte lüferden yana pek nasip alamadığımdan inşaallah lüferdir diyerek çektim ama 600 gr. civarında bir levrek geldi. sonrasında sahteleri değiştirerek devam ettim. pek çok takip aldım, hatta bir tane kayabalığı saldırısı da oldu ama alamadım. saat 11 gibi telefonum çaldı, açtım mahmut uzmanımmış. arabayı görmüş, ben olduğumu tahmin etmiş. buluşup yüzyüze tanışıp beraberce at çek yapmaya başladık. bende ve onda bulunan bütün sahteleri denedik. arada levrek, baraküda ve ne olduğunu tam seçemediğimiz bazı balıklar tarafından pek çok takip aldık ama balıkları kandıramadık. taa ki mahmut bey sahteleri değiştire değiştire baraküdaların frekansını yakalayana kadar. sonrasında sabahtan beri boş atıp çekmelerinin acısını çıkardı ve bana epeyce bir fark attı resmen şov yaptı, millet sıra sıra dizilip seyir etti, ama onları yazmayı kendine bırakıyorum. bu da benim bu günkü tek avım. fotoğraf makinamın objektifi arızalandığından cep tel ile çektim o yüzden resim kalitesi biraz bozuk idare edin.
Selam arkadaşlar iznimin 5.nci gününe kadar Dörtyolumuzda at çek yönetmiyle herhangi bir balık tutamamanın üzüntüsünü yaşarken 6.ncı günü yani 02.02.2012 tarihinde havanın güneşli olmasını fırsat bilip yine ümitsizce barınaga dogru saat :11.00 sıralarında geldim ilk önce 30 dk kadar çay bogazını ve yakın çevreleri şöyle bir yokladım ancak denizin bayağı çekildiğini ve yüzeyde kayaların göründüğünü görmem üzerine sahte kaybetme niyetimin olmadığını düşünerek rotayı barınagın uc kısmına çevirdim ve barınaga gittim uzun kısma dogru yol alırken barınagın en ucunda daha önceden forumda fotosunu gördügüm Bilge Kagan arkadaşımızın arabasına benzetip tlf ile kendisini aradım ve kendisinin oldugunu bende yanına yaklaşmak üzere oldugumu söyleyip barınagın ucunda buluşup yüzyüze tanışma fırsatı bulduk ve biraz hoş beşten sonra 1 adet 600 gram civarı levrek tuttugunu ögrenmem üzerine birden ümitlerim arttı ve sohbet ederek yanımızda ne kadar çeşit sahtelerimiz varsa hepsini sırayla denemeye başladık yaklaşık 2 saat kadar ne takip nede vuruş alamadım ancak saat:14.00 dan sonra uzakta olsa sürekli takiplerin oldugunun farkına vardık, içime bişeler dogdu hatta Bilge arkadaşıma ya şu izmarite benzeyen sahteyi takayım ne varsa sanırım bunda var diyerek strike pronun sanırım 9 cm lik 1-1.5 m kadar batarlı izmarite benzeyen sahtesini atıp çekmeye başladım, daha 2-3.ncü sanırım atışımda bişe yapıştı Bilge ye yapıştı bişeler geliyo dedim ve kayanın dibine yaklaştırdım Bilge nin yardımıyla dışarı aldık ve ilkez sahteyle güzel bi baracuda (iskarmoz) tuttum ve devam yine bir kaç atış yine yapıştı bişler yine geliyor dedim aynı şekilde Bilgenin yardımıyla dışarı misafir ettik, tabi bu arada seyirciler yerlerini aldılar üst platformdan bizi izliyorlar birden kalabalık biz oralı bile olmadan atçekimize devam ettik yine bir kaç atış aha yine yapıştı benim sahteye ben şaşırdım arkadaş geliyo dedim Bilgeye, yukardan millet geliyor yine tuttu kocaman balık gibi laflar ederken Bilge yardımını esirgemeyerek yine balıgı dışarı çıkardı, bu arada Bilge arabasına kadar giderken ben geleden tutma ha abi dedi bende tamam seni bekleri diyerek espiriye cevap verdim ve bilge gelmeden bir kaç atışta vuruş aldım ancak balıgın agzına oturtamadık neyse hemen bilge geldi ve ben geliyo yine yapıştı bir tane daha dedim ve Bilge, abi beni beklemişsin diyerek yine güzel bi espiri bazında bir konuşmamız geçti ve seyirci sayısı bayağı fazlalaştı kimi abi seni çekelim yaban tvye gönderelim falan gibi konuşmaya başladılar bunuda dışarı aldıktan sonra atıp çekmemize devam ediyorduk ki tak yine yapıştı ancak kalamayı acık unuttugumdan tasmalamayı tam gercekleştirmedik ve kaçtı ardına tekrar atışta yine birdaha yapıştı ve onuda dışarı misafir ettim, bu arada her boş çekmemin genelde hepsinde takip aldım ne hikmetse anlamadıgım ben ilkez sahte( rapala )ile balık tutuyordum benden başkada baracudalardan tuttan olmadı sanırım bugün şans benden yanaydı diyebiliriz ancak şans faktöründen ziyade kullandıgım sahtenin izmarite benzemesi izmarit balıgının barınak çevresinde bol miktarda yaşamasını göz önünde bulundurursak, ortaya böyle bir sonuç çıktığı kanaatindeyim yrdımlarından dolayı bilge arkadaşıma çok teşekkürler ederim, balıklardan birkaç kareyi sizlerden paylaşmak istedim.Esen Kalın. Bilge Kagan ın levreğide fotomuzu süslemiş oldu. KULLANILAN MALZEME Kamış : okuma alümina 2.40 cm 10-40 atarlı makina: okuma octana ot-40 misina : okuma marka 26 lık sahte: strike pro 9 cm izmarit benzeri 1- 1.5 metre kadar batarlı sahte
vay be mahmut abi şeytanın bacağını kırmışsın çok güzel balıklar tebrik ederim ... aman abi yakup ile bana da bırak biraz bugün kısmetse yola çıkıyorum
Gültekin Abi İskenderundaki malzemecicilerde sahte yem bulma imkanım var mı eğer varsa bana yer tarif eder misin? İskendurunu hiç bilmeyen biriyim sadece sahildeki kafelerde oturup çay içmişliğim var yani sora sora bulacağım şekilde tarif edersen sevinirim
Mahmut Abi ve Bilge abi, sizleri ayırı ayrı tebrik ederim şahane anlatımlar olmuş ustalara yakışır bir av olmuş her ikinizinki de diğcek başka birşey bulamıyorum. Helal olsun size,, Bende Kısmet olursa Bugün yola çıkıyorum,,,, Görüşmek üzre
Yakup Mahmut Abi gerçekten dediği gibi bize balık bırakmayacak böyle devam ederse bende bugün çıkmayı planlıyorum inşallah yollarda sıkıntı yoktur
evet var ama şu meşhur sahtler mesela rover98 falan ben bulamadım. genelde sahile inen yol üzerinde ve adliyenin arkasında balıkçılar mevcut
Cümleten hayırlı olsun izin kağıdımı almış bulunuyorum ohh ) arabam 18:30 hareket saati ,,, Yolculuk başlıyor,,,, sevinçten ağlamak istiyorumm sayın seyircilerr Görüşmek üzreee
arkadaşlar mahmut bey'in dünkü performansına kendim yakalamış kadar sevindim, çünkü kendisi sayılı günle burada bulunuyor ve uzun süredir de bu günlerin özlemini yaşıyor. Allah'da nasibini gönderdi. hatta hemen yanında ben, benim yanımda osmaniye'den gelen arkadaşlar ve bir de dörtyoll'u at çekçi toplam 5-6 kişi vardı ama tek balık yakalayan oydu. bizim limizleri de ona havale ettik at çekçiler hemen yanaşıp, abi o sahte nedir, nerede satılır, adı ne abi, misinanın renginin yeşil olması önemli midir ? vb. sorularla kıskaca aldılar ama aslında sahte piyasada bolca bulunan, hatta geçen hafta içinde satıcıda elime alıp alıp geri bıraktığım, izmarit ya da bizim buranın tabiriyle kopez ( kupez ) benzeri sahte. balıklar da her gün gördükleri, yedikleri, bildikleri bu sahteye rağbet ettiler. bir kez daha gördük ki sahteyi atıp vuruş alamayınca bu gün balık yok demek doğru değil. mesele balığın o gün ne yemek istediğini tesbit edebilmekte. NOT : bu arada az önce baldızımı gördüm, bacanağım hala yatıp kalkıp, pazar günü burnazda kaçırdığı büyük balığa ah vah ediyormuş bu hafta mutlaka onu dışarı almalıyım diyormuş. atalar der ki : '' yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer ''