Abi buyur; http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=47623 Düzeneği bir belgesel kanalında görmüştüm fakat yapmamıştım.Yalnız çok değerli abim Murat Abimdem görmüştüm biraz değiştirerek yaptım.
hangi boyunu alsam acaba, gerçekten harika bişi Yüzdürdüğümüz sahtelerin peşinden kıyıya gelip, şöyle birpoposunu koklayıp geri dönen levrekleri/lüferleri/turnaları hatırla...
ben de karar veremedim, kullanacağımız balığın boyu da önemli tabi, 15 - 20 cm lik sardalya takacaksan büyüğü olmalı, ama ben küçüğünü alıp ufak balık mı taksam diyorum. hem atması daha kolay olur.
Selam arkadaşlar . İskenderun Dörtyol Reyhanlı falan bu çevrelerde tatlı su avı yapabileceğimiz yerler var mı acaba?
onur bende merak ettimde pek yok iskenderun tarafında ama samandağ reyhanlı olabilir kesin birşey söylemek yanlış olur
Var sanırım, oralarda böyle, ımmm, nası diyeyim, yılan balığı getirirdi bizim halaoğulları, kırıkhanda otururken, kırmızı biberli salçalı böyle avjarlanmış kara bir poşet dolusu doğranmış kafası olmayan yılan balığı, belki de gelebicin (sekiz bıyık) (kedi balığı) olduğunu biliyorum. Hem de elleriyle yakalıyorlarmış, göller kurumaya başlayınca mıymış neymiş öyle bir anı kalmış kafamda işte. deniz varken napacan ki? neyse sen bilirsin. Belki sazoş da vardır. Tatlısu avı için en iyi yer yine erzin. erzinde 5 kg üstü sazan tutulduğuna şahit oldum. Hem de 3-4 metre ileriye sazlığın dibine atıyosun pısıyosun bonanza ile bekliyon kepçe elinde. Küçüğü de ekmeğe gelebiliyor. Yani mesela kurşunlu üç iğneli takımı ekmek ile salla. %40 vuruş alamazsın, %40 kefal gelebilir, %20 her boy sazan takılabilir. Küçükleri de gelebiliyo çünkü. Ha garip olan, aslında o göllerde şu balıklar da var. Gölün suyu tatlı. Kefal-Sazan-Levrek-Çupra Bilmiyorum başka var mı yok mu. O göllere sahte atmayı hiç denemedim. Aslında atmak lazımmış. Bu göllere en son 2008'de olta attım. Yanlışım eksiğim varsa bilge düzeltsin. Bilge kağanın cevap vermesi lazım aslında soruya adam tatlı tuzlu farketmiyo balıklar kendi gelecek de doğanın kanununu çiğnememek için iğneyi yemi vesile edip buzluğuna girmenin yolunu arıyor balıkcağızlar Çocukken denize paralel çok sayıda bu göllerin kenarına çadır kurardık her yaz. birkaç ay kalırdı rahmetlik dedem. ben de üçe geçtiydim tatlu su gölü tabi, levrek ve çupra tutardım. Aha bu yaşa geldim, şimdi izah edemiyorum. Bu göl tatlısu gölü. Ama oltana bildiğin levrek geliyor, kefal geliyor, çupra geliyor. Yem midye. Çocukluğumda sazan yoktu. Gençken bikaç yıl sonra yani aynı yerden oltayı attım, yem yine midye, acayip bi balık geldi. 15 cm boyunda filan bişeye benzetemedim ne bu dedim ıyyy. şaşırmıştım. meğer o sazan yavrusuymuş. bu ne acep demiştim, böyle bir balık mı var. Yani tatlısu gölünden tatlısu balığı çıkınca garibime gitmişti. Ne garip değil mi ? Yeminle söylüyom, ben çocukken tatlısu gölünden deniz levreği kefali ve çuprası tutardım. nerden mi hatırlıyom, denize girdikten, usandıktan ve parmaklarımız çizgi çizgi olduktan sonra bu gölü yüzerek geçer, çadıra varır, (10 metrelik bir boğaz vardı, boyu uzun olanlar çenesi ıslanmadan yürüyerek geçtiği bile olurdu. dibi kum ve yosundu. Yosun da kumun üstündeydi ama olsun. Yosun işte, üstüne basmayı isteyebileceğim en son şey. 30-40-50 m yüzmemiz zor idi. O boğazın 1-2 metresi tehlikeli idi, orayı da can simitlerimiz olurdu lastik vb. yüzebilen simitsiz geçerdi filan işte. Doğal yüzme havuzuydu kumluk) hem de tuzumuzdan arınmış duş almış olurduk. Elinizin artığı karpuz peyniri yedikten hemen sonra dedemin kasketini alır gölün kıyıcığına otururdum. Topladığım midyeleri takar minik kollarımla sallardım bazen çift gelirdi. Bazen oltam dolaşırdı. Misinamın kaçlık olduğuna dair hiçbir fikrim olmadı. Balık geliyordu. Hangi takımla atsam, midyeyi takıyorum boş çıkmıyordu. Koca adamlar gibi bi kilo balıkla dönüyordum. her biri şimdi kıyasla 150 gr filandı demek ki çupra arada sırada levrek kefal tuttuğum da olurdu. Bazen bir tane midyenin kabuklarını açardım göle atardım. Bir iki metre ileriye. Yavru balıklar üşüşürdü. Bir süre sonra bakarsın karış boyunda levrekler de hem seni görür hem de midyeye saldırır, senin oralı olmazlardı. Ben böyle görerek levrek tuttum çocukken. Levrek de çocuktu ama
Anılarımı canlandırdın ali. demekki aynı zamanlarda aynı göllerde aynı yem ve bilmediğimiz ebatta misina ve paslı iğnelerle avlamışız levrekleri. Geçen anlatmıştım ama ben hiç çupraya denk gelmedim ya levrek ya yengeç olurdu. tek trofe deniz balığımı orda yakalamış ve kaçırmıştım. hemde karaya çıkartmışken. ben tabi deniz balığını bilmediğimden sırtındaki dikenleri batıyor diye ellemezdim. tam karaya çıktı kol gibi levrek iğneden kurtuldu bir sıçrıyor bir sıçrıyor ben yaklaşmıyorum yeğen üstüne atlayacak oldu ben tuttum oğlum ne yapıyorsun dikenleri batar bir yerine sanki başka balıkmı yok diye tahminen 2 kilo civarında levrekti. şimdi mum ışında arıyoruz levreği
dörtyol'dan daha ötede tatlısu avı var mıdır bilmiyorum. ama dörtyol ve erzin civarında denizle açık veya kapalı bağı olan tatlı su göletleri var. mesela Atatürk çiftliği denilen bölge ( gölkent - yunus emre siteleri tarafı ), burnaz civarındaki göller. burnaza giderken sağda küçük bir mezarlık var, hemen yolun kenarı. arkasında da bir su var. biz eskiden orada tekeyle levrek avlardık, şimdi hala orada balık avlıyorlar geçen gene gördüm, ama hangi türler çıkıyor bilmiyorum. dörtyol'daki göllerde ise benim yakaladıklarım, levrek, kefal, israil çipurası, yılan balığı, yayın balığı, sazan. kullanacağın yem, olta şekli ve saate bağlı olarak çeşitli balıklar çıkıyor. gece teke ve canlı balıkla levrek, yılanbalığı, yayın, gündüz ekmekle yüzeyden kefal, israil çipurası, kurşunlu atarsan da yine israil çipurası ve sazan çıkabiliyor. ayrıca sahteyle, silikonla az da olsa levrek de yapıyor.
Valla harikasınız arkadaşlar gayet açıklayıcı ve uzun uzun cevaplamışsınız. Ne güzel olurdu şöyle İskenderunun içinde olsa güzel bir göl vb . Ben o söylediğiniz yerleri bir araştırayım internetten falan bilgiler varsa. Aslında bir gün güzel bir organizasyon falan yapmak lazım.
Gültekin o trofeyi anlattıydın hatırladım. İskenderunda dağ-deniz birbirine bu denli yakın olmasaydı, adanadan, belki mersinden de büyük bir ilimiz olmuş olacaktı. Antakya anca ilçe olurdu heralde İskenderunda öyle göl yok, dere yok. terör var Bence iskenderunda göl olsaydı, suyunu drene eder, arsa yaparlardı
Herkese Merhaba Tayinler açıklandı Hatay Olmadı hayallerim vardı başka bir bahara artık ,,, 2. Tercim İzmir geldi Hakımızda hayırlısı olsun... Bu sayfada artık yazmam sanırım...
ooo hayırlı olsun birader. memleket olmasa da en azından deniz kenarı gelmiş. inşaallah raporlarını okuruz artık. bir de bu sayfaya neden yazmayacağını anlayamadım, şu an dörtyol'da mısın ki bu sayfaya yazıyordun ?
VEDA... Kağan abi, hep bir Hatay gelme tutkusu vardı içimde şimdi o tutku bitti büyük hayal kırıklığı var bende şuan hervşeyde bir hayır var sanırım, ben bu sayfayı kurdum şark dönüşü yerleşirim hayatımı burada devam ettirim düşüncesi vardı ama olmadı... Zaten sık yazışma yapmıyordum uzun zamandır sayfayı uzaktan takip ediyordum, artık bu sayfada misyonumu tamamladığımı düşünüyorum, yine uzaktan takip edicem vakit buldukça paylaşımda buluncam... Bu sayfaya emek veren öncelikle Mahmut Uzmn, Gültekin Abi, Kağan Abi, Alişan Abi ve diğer dostlara çok teşşekür ederim sizler olmasaydınız bu sayfa bu kadar büyümezdi ve gelişmezdi... Hepinize derin saygı ve sevgilerimi sunuyorum...
Yakup hayırlı olsun, güzel yere tayinin çıkmış, Hatay olmadı diye bence üzme kendini, sonuçta tercihlerinden birine gidiyorsun, birde bu sayfada artık yazmam ne demek öyle şey olurmu hemşerim, sayfanın kurucusuna yakıştıramadım bu sözleri illaki sürekli Hatay damı olmamız lazım rapor vs. gbi bişeler yazmak için, zaman zaman yıllık izinlerimizde yapmış olduğumuz avlarımızı elbette burada raporlamaya devam edeceğiz, diğer zamanlarda ise değer arkadaşların raporlarını takip ederek yorum yazarak ve tecrübelerimizi paylaşarak sayfamıza katkıya devam Yakubum uzak kalma derim bak arkadaşlıklar dostluklar gün geçtikçe buranın sayesinde artmaktadır, kendim bazı sağlık sorunlarım nedeniyle ister istemez son zamanlarda uzak kalmak zorunda kaldım sayfamızı uzaktan da olsa takip etmekteyim inşalla bundan sonra yeni atandığım yerden raporları takip edip zaman zaman katkıda bulunmaya çalışacağım, seninde katkılarını paylaşımlarını herzaman beklemekteyiz, ayrıca sayfamıza yeni katılan arkadaşlara da hoş geldiniz diyorum zamanla herkesten tanışma fırsatımız olur inşalla,Herkese selamlar Saygılar..
mersin yazaydın ya, tarsus hadi yumurtalık karataş yazaydın yine de hayırlı olsun en azından tam manasıyla batı olmuş gidemezsen her yer izmir inan bana Artık memloya bol bol boru kurdu sülünez gönder Tepsi gibi çupraları yayınla artık
Dörtyolda Akşam üzeri avım, kısa ama zevkli.Yine gümüş yine gümüş Tarih:02.06.2012 -Yem tavuk göğsü. -Atmanızla çekmeniz 20 saniye.20 saniye sonrası ya yakalamışsınızdır yada yemleriniz bitmiştir -Çok ilginçtir sadece o köpüklü yerde vuruyor.İleriye atıyorum sağa sola atıyorum tık yok merdivenin ağzı köpüklü yerde turrut turrut turrut ============- Tarih:03.06.2012 -Aynı yer -Yine gümüş yine gümüş -Çok iyi vuruyordu yalnız rüzgar esip deniz hareketlenince kesti.
oğlum yakup şimdi kızdırdın beni hayallerimin şehri balık açısından. karaburundan trofe levreklerle rapor yayınlarsın artık. hayırlı olsun adres karaburun denilen yer
mert ne kızartması olur o gümüşlerin afiyet olsunda keşke o küçük mırmır yavrularını almasaydın. iğneyi yutup öldüyse sözüm yok ama mırmırlar gerçekten büyüdüğü zaman avı muhteşem zevkli oluyor. bizimde iskele ayağının dibinde güzel gümüş yapıyor demekki öyle yerleri seviyor bu gümüş
Mahmut geçmiş olsun dostum. nazaramı geliyorsunuz nedir yahu bir bilge bir sen. Acil şifalar umarım kötü birşey değildir