Kuşadası yazdan kalma bir gününü daha yaşamaya hazırlanıyordu.Geceden kalma barlar ve restorantlar masalarını yeni güne hazırlıyor,kuyumcular,halıcılar,dericiler ve diğer esnaflar yeni bir umutla kepenklerini açıp dükkan önünde hem yeni müşterilerini bekliyorlar; hem de iddalı tavla partilerine sabah çayı ve simidi eşliğinde devam ediyorlardı.Bütün esnafta gözle görülür bir heyecan vardı,akşamdan alınan haberle limana 2 büyük yolcu gemisinin yaşanacağını duymuşlar kötü geçen sezonun bu son günlerinde bir umut iyi bir müşteri bulma heyecanıyla gözlerini liman yolundan ayıramıyorlardı. Eskiden Aydın'da olan ve o yıl Kuşadası'na taşınan Turizm işl.de okuyan genç öğrenci o gün erkenden kalkmış,kendisine menemen ve çaydan oluşan harika bir kahvaltı hazırlamıştı.Aslında okul 29 ekim dolayısıyla tatildi ve erken kalkmasına gerek yoktu ama o kuşadasın'da ki okulu kazandığında en çok tatilde ve okul çıkışlarında yapacağı balık avlarına sevinmişti.Memur babası iki kardeşini daha okuttuğu için genç öğrenci babasına burs aldığını söylemiş ve okulu kazanmadan önce biriktirdiği biraz parayla kuşadası'na gelmişti.Evet burs alıyordu ama aldığı para ancak kirasına yetiyordu,artık biran önce iş bulup çalışması gerekiyordu.Geçen hafta Osman Hoca'ya durumunu anlatmış hocada ona Onura Otel'de serviste komi olarak birşeyler ayarlayabileceğini söylemişti.Olsun serviste olsa artık biraz para kazanabilecek belki de biriktirdiği parayla ailesine yardım da edebilecekti.Aslında o da bu kısa tatilde Adana'ya ailesinin yanına gitmeyi çok isterdi ama ah bu parasızlık..Ev arkadaşlarının hepsi evlerine gitmişler ona da kuşadasını bırakmışlardı.Genç öğrenci geceden bütün takımlarını kontrol etmiş oltalarını hazırlamıştı.Sabah kahvaltıdan sonra bulaşıkları akşama bırakarak limana doğru yola çıkmıştı,ne kadar erken çıkarsa balık tutma şansının o kadar fazla olacağını biliyordu.Liman öncesi her zaman yaptığı gibi balık haline uğradı,alamayacağını bile bile yemlik karideslerin fiyatını sordu.Balıkçının söylediği para onun 2 günlük harçlığıydı nerdeyse..Oda 3-4 adet sardalye alıp yem olarak kullanmaya karar verdi.Ama kendi kendine de eli biraz para tutunca bir kere de yem olarak karides kullanmaya söz verdi.Limana geldiğinde limanın orda görmeye alıştığı balıkçıları göremeyince şaşırdı.Kapıda ki görevli limana gemi geleceği için limanın bugün kapalı olduğunu söylediğinde genç öğrenci nerdeyse yıkılmıştı.Ne yapacaktı şimdi..?O da limanın hemen arkasında balıkçı limanının yanında şansını denemeye karar verdi.Oltasını açtı ve suya ''Ya Bismillah,attım ağzına gitti boğazına'' diyerek fırlattı.Bu cümle ona babasından kalmıştı.Atar atmaz ufacık bir karagöz tuttu,ama daha çok ufaktı,tabi doğru karagözü denize geri bıraktı.Birkaç denemeden sonra dipteki ufak balıkları beslemekten sıkılıp dip kıbrıs denemeye karar verdi, belki şu salına salına gezen levreklerden ya da kum kefallerinden yakalayabilirdi.Oltasını daha yeni atmıştıki kocaman bir balıkçı teknesi yavaş yavaş limana girdi ve bizim genç öğrencinin yanına halat attı.Teknede ki kasalar ağzına kadar balıkla doluydu.Genç öğrenci bu balıkçılara kızmıyor değildi,bunlar değilmiydi şu balıkların yuvalarını bozan..Ama bir taraftan yorgun tayfaları ve onlardan evde ekmek bekleyen çocuklarını düşününce kızgınlığı geçti.Önüne atılan halatı tutup yardım bile etti.Tayfalar teknenin yanına yanaşan kocaman soğuk hava deposuna sahip kamyonuna kasaları yüklemeye başlamışlardı.Bizim genç balıkçı sabah halden yem için aldığı sardalyelere bakıp tekneye doğru utana sıkıla gitti.Orada tayfalara emirler veren ak saçlı, ak sakallı teknenin sahibi olduğu her halinden belli olan yaşlı balıkçıya mahçup mahçup ' Günaydın amca,kolay gelsin yem için şu yere dökülen sardalyalerden birkaçtane alabilir miyim?'diye sordu.Yaşlı balıkçı ,genç balıkçıya dönüp kısa bir süre süzdükten sonra; -Nasıl gidiyor,balık var mı diye sordu.Genç Öğrenci henüz birşey yakalamadığını söyledi, sabahki ufak karagözleri tabiki söyleyemezdi.Napalım amca sizden bize bişey kalmamış diye de ekledi..Yaşlı Balıkçı gülerek çocuğa babasının kim olduğunu sorunca Çocukta Adalı olmadığını burada üniversitede öğrenci olduğunu ve tatildede balığa geldiğini bir çırpıda söyleyiverdi.Yaşlı balıkçı,Çocuğa daha bir anlamlı bakmaya başlamıştı.Çocuktan bir poşet istedi,Çocuk ise poşete gerek olmadığını şu yere dökülen sardalyelerden bir avuç verirse yeteceğini söyledi ama Yaşlı balıkçı genç öğrencinin lafını bitirmesine fırsat vermeden tekneye girdi.Az sonra elinde kocaman bir poşetle çıkan balıkçı poşeti genç öğrenciye uzattı,al bakalım bunları buralarda uğraşma canın ne zaman balık isterse gel buraya ben veririm dedi.Genç Öğrenci çok şaşırmıştı.Poşete göz ucuyla baktığında içinde her çeşit balığın bulunduğunu gördü,ama bunu alamazdi.Teşekkür ederek bunu kabül edemiyeceğini söyledi.Yaşlı balıkçı suratına sahte bir kızgınlık vererek ısrarla poşeti çocuğa verip; -Bak evlat benim de senin yaşlarında istanbul'da üniversitede okuyan bir torunum var,seni ona benzettim,al bunları helal olsun,kiminin parası kiminin duası dedi..Genç öğrenci çok utanmıştı,teşekkür ederek poşeti aldı ve takımlarını toplayıp arkasına bile bakamadan evin yolunu tuttu.Eve geldiğinde poşeti mutfak lavobosuna dökünce gözlerine inanamadı.Lavoboda Mercanından,Çıprasına,her çeşit balık vardı.Biraz düşündükten sonra balıkları temizledi,birazını akşama,birazını da arkadaşlarına ayırıp geriye kalanını da o eve taşındıklarından beri kendilerine devamlı yemek yollayan komşularına dağıttı.O günden sonra genç öğrenci o büyük tekneyi arada bir görür ama balık verirler diye yanına gitmeden uzaktan gözleri dolarak içinden rastgele der ve selamlardı. O genç öğrenci sonra hem çalıştı hem okudu.Çok şükür babasına da yük olmamaya çalıştı.O genç öğrenci kim miydi? Bendim..Bu bir hikaye değil benim yaşadığım gerçek bir olaydır.Bilmiyorum yaşıyor mu?Eger yaşıyorsa o Yaşlı Balıkçıya Allah ömür versin..Kusura bakmayın biraz uzun oldu,umarım beğenmişsinizdir. Rastgele..!
Murat kardeşim yazını 2 kez okudum eline sağlık ,ama şunuda belirtmek istiyorumki beni ağlattın ve bir çoğumuzda bu durumları yaşadık ve ben kendimdede bir şeyler buldum senin bu hatıranın içinde,sağol varol kardeşim.
Mehmet Abi çok teşekkür ederim.İnanın seni ağlatmak istemezdim,aramızda kalsın ben de yazarken az biraz ağladım.Allah insanları hep mutluluktan ağlatsın..
Duygu yüklü bir anın hatıran varmış insan okurken ister istemez hüzünleniyor bu vesileyle ak sakallı balıkçıyıda yad etmiş oldun paylaşımın için teşekürler
Murat Abi diline sağlık çok güzel anlatmışssın...Belki kendimden de birşey bulduğumdan olsa gerek çok hoşuma gitti..İşte balık hayatımızın bir parçası oldu artık,bu hikayede iz bıraktığı gibi...Teşekkürler....
Murat ,, ne yaptın baba sen ya ,, bir olay ancak bu kadar güzel anlatılır ve yazılır teşekkürler kardeşim .. İnan bana içimi dağladın diyecek söz bırakmadın .ak sakallı amcayada Allah razı olsun bir duada biz edelim senin gibi bir kardeşimize bu duyguları yaşatmış sende bize teşekkürler .
Hikayemi,anlatım mı, yaşanan sıkıntılara rağmen ayakta durma mücadelen mi balık sevdası mı... Hepsnin duygu ile yoğrulmuş hayat hikayesi işte.Kendinden pay çıkarmamak,anı yaşamamak içten değil. Paylaşım için teşekkürler,
Abi senin adına çok sevindim.Kızın gerçekten iyi bir yerde okuyor.Gerçi okul artık didime taşındı ama oranında adadan farkı yok.Hayatımın en zor ama en güzel yıllarını orada geçirdim.Evet mesleğe komi olarak Onura otelde başladım ama sonra çok şükür genel müdürlüğe kadar çıktım.Kolay olmadı.hem çalışıp hem okumak zor tabi.mesaim 16 da başlardı ve ben okulda hocanın gözüne bakardım,hocam izin verinde cıkayım diye.bazen içim giderdi ben de arkadaşlarımla okul çıkışı cafelere gideyim diye ama sonra çok gittik.Helal olsun abi sana ne kadar güzel bir evladın var ve memur babasına yük olmamak için yazları çalışıyor.Yazımı beğendiğiniz için çok sevindim..
Abi estağfurullah,içini dağladıysam kusura bakma..aklıma geldi yazayım dedim.Haftasonu iş için Kıbrıs'tayım,söz gelince bu sefer komik bir anımı anlatıcam,tabiki okul yılları ve balıkla ilgili..
Murat kardeş yokluğun ne demek olduğunu bilen haliden anlar.Allah insanı yoklukla terbiye etmesin.O amcaya da eğer rahmetli oldu ise bi fatiha gönderdim.Yaşıyor ise Allah ömür versin.
abi paylaşımın için teşekkürler ders alınacak olaylar başından geçmiş yokluk demeden çalışıp biryerlere gelmişin bravo
Daha ilk satirlarda vurdun kalbimden. Bu kadar samimi , bu kadar kalpten,bu kadar sade mi yazilir... Oylesine guzeldi ki... Murat anilarini okumak bir zevk. Gercekleri konusmak, kalpten konusmak sanat olur..."Ben soyleyim boyleyim"den siyrilip katiksiz insanligimizi sundugumuzda gercekten bir seyler paylasmaya baslariz. Boylesi guzel bir ornek herkesin paylasimlarinda daha bir derinlik bulabilmesi acisindan buyuk bir kapi olur insaallah. Saklanmadan, katiksiz, oldugun gibi olabilmenin guzelligi hic bir sey de yok... Seninle, duygularinla, insanlarin insanligiyla, guclu karakterlere bulustuk yasamindan bir kesit sundugun oykunde... Balikcilarin rengi ve gunesi dogdu yuregimize.. Sagol Murat...Mukemmeldi...Devamini bekleriz...
İş için Kıbrıs'taydım,övgü dolu yorumunu şimdi okudum abi.Senin nezdinde yorumda bulunan herkese cok teşekkürler.Senin yazıların bana bunu yazabilmem için cesaret verdi Hüseyin abi...
hürmetler saygılar sunarım murat bey abicim paylaşım mükemmel olmuş herkes gibi bende kendimden bişeyler buldum ve çok duygulandım sağolasın
gerçekten çok güzel anlatmışsın murat abi .ellerine sağlık..az buçuk kendimi hikayende buldum gibi oldu