Yanlış hatırlamıyorsam üni.2 sınıfda idim.Mekan Kırıkkale/Karaahmetli mevki koyun adı ise "tekağaç".(köy değil koy) Bu koyun şöyle bir hikayesi var buraya ulaşabilmek için birkaç tarladan geçmemiz gerekiyor yolu çok sapa ve karışık çogukez tekağaca gidelim diye niyetlenip başka koylarda kendimizi buldugumuz olmuştur.Özellikle tarlalar sürülüyken yolu bulmak çok zor oluyor. Avın hikayesine gelecek olursak; Yaklaşık 8-10 kişilik bir arkadaş gurubu ile kıyıdan sürek şeklinde at çek yaparak ilerliyoruz... Grupta, sürekli sudan çıkardıgım poşet çuval çeket pantolon gibi nesneler sayesinde itibar zayıflamasına ugradıgımı hissediyordum.Bu konuda gerçekten çok şanslıyım hatta öyleki damatlıgımı bile sudan çektim dersem yalan olmaz(bu yalandı)... Alba 2 numara kaşık kullanıyorum yine Albanın ufak fakat güçlü bir makinası var kullandıgım kamış ise çelik sargılı yani takım iş yapıcak ama sudaki giyisiler izin vermiyor... Hepimizin yaptıgı gibi bende oltayı gücüm yettigince uzaga attım kaşıgın agarlıgını hissedecek şekilde yavaş yavaş çekmeye başladım.Tam o esnada oltamda bir agırlık hissettim... Buraya bi parantez açmak istiyorum işte tam o an oltada agırlık hissetme anı ) belki 3-5 salise içinde kafamızdan 10larca fikirin geçtigi o an... Acaba yinemi cuval .... yoksa yosunamı takıldım ... bende bu şans varken hayatta balık olmaz... ya balıksa Allahım ne olur balık olsun ne olur ne olur bugun yeterince kıyafet yakaladım zaten ... Kaldıgım yerden devam edeyim oltamda agarlık hissettim ve bir anda adrenalin yavaş yavaş kana karışmaya başladı makinayı boşluk vermeden sarmaya çalışıyorum ama bu hissettigim agarlık baya fazla sanırım yine bişeylere taktım diye düşündügüm anda oltamın ucundaki turna kamışı titretti ki ne titretme tamam dedim içimden aldın olum bu sefer balıgı... Tempolu şekilde makinayı sarmaya devam ediyorum bu esnada biran için olta boşaldi fakat boşalmasıyla tekrardan ağırlıgı hissetmem bir oldu fakat bu seferki daha buyuk bir agarlıktı. İçimden "ulen istermisin çektıgım turnaya başka bir devasa turna saldırsın" demedim değil ama saçmaladıgımı fark edip tekrar dünyaya döndüm fakat gerçekten olta anormal derecede agırlaştı. Oltamın ucundaki herneyse kıyıya baya yakınlaşmıştı oyleki bır kısımı suyun yuzune çıkmak uzereydıkı simsiyah bişey gördum. Anammm one siyah poşet ulen bu ama böyle poşet olmazki bi tuhaf geliyor bu poşet.Yaklaşık kıyıya 3-4 metre kala balıgın karnının beyazını gördugumde adrenelain tavan yaptı.Oltanın ucunda balık var fakat balık kafası hizasında değil yani dikine değil enine geliyor. Çektim kıyıya hemen çullandım ustune tabi bu arada bağıra çağıra grubu topladım başıma.O zamana kadar av grubunun en buyuk balıgını tutmuştum hemde SIRTINDAN. Şimdi millet başladı dalagasını geçmeye benle tabi kocaman balık sırtından yakalanırmı yaw ben bile gülüyorum... Yanlız sonra düşününce ben şuna karar verdım yukartda bu olayı sizlerle paylaşırken şu cümleyi kurmuştum "Tempolu şekilde makinayı sarmaya devam ediyorum bu esnada biran için olta boşaldi fakat boşalmasıyla tekrardan ağırlıgı hissetmem bir oldu fakat bu seferki daha buyuk bir agarlıktı." Sanırım o esnada azından kurtulan kaşık sırtına battı zira daha mantıklı bir açıklama aklıma gelmiyor. Velhasıl kelam günün sonunda bu resmi çektirmek nasip oldu... Not:Uzunca bir hikaye olmasından ötürü sizi sıkmamak için biraz komik bir uslup kullandım fakat kesinlikle en ufak bir abartı yoktur... Saygılarımla...
maşallah güzel bir turna rasgele ama hiç abartmamışsın damatlık felan sen suyu ankara bit pazarına çevirmişsin ömür boyu hep gülesin