En çılgın av hikayeleri

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında Adobe tarafından paylaşıldı.

  1. Adobe

    Adobe Adnan Emirosmanoğlu

    Mesajlar:
    18
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    4,20 lineaeffe
    Favori Makine:
    sx4000 makine
    En İyi Avı:
    lüfer , aynalı sazan
    Yer : istanbul - şile
    deli sayısı 2 (tabiki biri ben :) )

    Akşam üstü arkadaşım şileye gideceğini söyledi "sende gel ordanda balığa kaçarız" dedi. Ha ha kediye ciger sorulurmu hemen takımları hazırladık ve yola koyulduk. Biz işleri bitirip balık yoluna düşene kadar hava karardı tabi . Şile bildiğimiz bir yer olmadığından doğru mendireğe gittik. Tek giden biz değiliz tabi 3-5 kişi daha var ama balık yok. Herkezin kısmeti farklıdır deyip uygun bir yer aramaya başladık tabi kayalıklar pek müsait değil ama taşların arasına şıkışmış 1-2 kişi görünce bizde niyetlenip biyere sıkıştık pozisyonumuz görmeye değerdi. bi ayağımız bi taşta bi ayağımız öbür taşta kıçımızıda bi taşa yaslamışız. Benim arkadaş " bu şekilde nekadar dayana biliriz ki" dedi demez olaydı . Daha lafı bitmeden yanımızdaki bi vatandaş bize hayatımızın kazığını attı kazığın adı kofana biz kofanayı görünce az önceki sorunun cevabı belli oldu SABAHA KADAAAR. Evet oltayı bile atamadığımız bi pozisyonda sabaha kadar dikildik sonuç 0-0 elde var 0 sabaha kadar sudan çıkan tek balık o adamın çektiği kofana idi sabah artık vicudumuz kilitlenmiş hareket bile edemiyoduk. Allahtan balığı tutan kişi sabahı beklemiyip gitmişti yoksa o hırsla adamın bizden çekeceği vardı. Hareket etmeyi başarırsak tabi :)

    Ahbe balık insana neler yaptırıyosun alacağın olsun :)

    Sizde de varsa bu hikayelerden ki kesin vardır yazın bakalım neler varmış :)
     
  2. arda

    arda

    Mesajlar:
    72
    Şehir:
    ankara/milas
    Favori Kamış:
    el oltası/kamış 2.10 alba
    En İyi Avı:
    3kg çipura
    Bir anı da ben anlatayım.

    Üniversitede okuduğum yıllarda çok sık Turna avına gidiyordum. Balığa gittiğim zamanlarda genelde boş dönmemekle beraber ortalama 2-3 balık alıyordum. Okuldaki arkadaşlarımdan birinin de balığa meraklı olduğunu beraber gidelim demesiyle anlamış oldum.

    Okulda dersimize girdikten sonra yanımızda getirdiğimiz takımlarımızı alarak yerimize gittik ama hesap etmediğimiz bi durumla karşılaştık. Hava durumunda yağışın olmadığı, havanın parçalı bulutlu olacağı söyleniyordu fakat av yerimize gitmemizle beraber inceden yağmur çiselemeye başladı. Ben tedarikliydim ama arkadaşım acemiliğininde verdiği tecrübesizlikle yağmurluk almadan gelmiş.

    Takımlarımızı çıkarıp at-çek yapmaya başladık aradan yarım saat geçtikten sonra yağmur inanılmaz hızlandı. Misafir diyerek yağmurluğumu arkadaşıma verdim ve bende kafama Türk usülü poşet geçirerek idare etmeye çalıştım ama nafile içimize kadar ıslattı yağmur.

    Av da bereketsiz geçiyordu. İki kişi tek bir vuruş bile alamadan ava devam ederken, en azından arkaşımın balık yakamasını içimden geçirirken hava yavaş yavaş kararmaya başladı ve arkadaşımın oltası bir anda eğildi. İlk kez turna tutmanın heyecanıyla panikleyen arkadaşım oltayı sarmak yerine, elinde oltayla koşmaya başladı. Ne yapıyorsun demeye fırsat kalmadan balık karaya iyice yaklaşmış ve arkadaşım hala koşuyordu. Avladığımız yer birden derinleşen biryer değildi. Suyun karayla birleştiği yer yaklaşık bir diz boyu derinlikteydi ve yosunlar önümüzü kaplıyordu. Koşarak balığı kıyıya kadar getiren arkadaşımın oltası bi anda boşaldı o sırada hemen kıyıda duruyordum baktığımda balığın oltadan kurtulduğunu be bir kuyruk darbesiyle kafasını suya doğru çevirdi. O sırada anında suya girerek balığın üzerine doğru atladım ve iki elimle solungaçlarının ordan yakalayıp karaya çıkardım balığı. Bu anlattıklarım yaklaşık 10-15 saniye içerisinde oldu ve balığı karaya almayı başardık. Hemen hemen altı saat boyunca yağmurda ıslanıp balık avlamaya çalıştıktan sonra balık için dizi boyu suya atlamış olmam da çok abes değildi:)

    Bu mücadele sonrasında hava iyice kararmaya başlamıştı ve bizde balıksız dönmemenin rahatlığıyla yola koyulduk. Eve döndükten sonra ölçtüğümüz balık 64 santim geldi. Bizler için gayet iyi bir bıydu ve değişik bir geçirmiştik. Hala tebessümle hatırlıyorum o günü