Eşkina avcılığı

Sanırım, galata köprüsünde bulunuyor.. O da sadece belli bir noktada, karaköy/boğaz tarafındaki kule civarında..

Eşkina acayip bir balık.. Nokta tespiti gerekiyor. 5m ötede olmuyor, illa tam yeri, noktası olacak..

 

Rumeli Fenerinden Arnavutköy'e kadar akıntının azıcık durgunlaştığı köşe-bucak, kaya-iskele arası, bol yosun ve midyeli, tekenin yığıntı yaptığı, gelinciğin ve kayabalığının yatak yaptığı yerlerden bolca avlar(dım)...

 

hiç tutmadım.
çok merak ediyorum
istanbulda belli bir yerde bu aralar tutan olursa buraya yazarsa sevinirim gidip orda deneme imkanımız olur en azından.

 

Sevgili Yakup Hocam,

Bu konuda savunduklarının bir bölümüne sonuna kadar katılıyorum.
Ticari, Amatör fark etmez, her iki sirkülerinde kararları alınırken yetkin kişiler, yani bilim adamları etkin olmalı. Kararın olgunlaşması aşamasında mutlaka bilim yer almalı. Bizlerin (Amatörlerin) önerileri sadece öneri olarak ele alınıp, bilimsel veri ve kıstaslara uyuyorsa değerlendirilmeli.
Ama sorumluluk denince, bu görev Kanun ve yönetmeliklerle hangi kuruma verilmişse sorumluluk onundur. Sorumlu birimin başkanlığında öneri getirenin önerisinin uygulamaya alındığı ve daha sonra önerenin sorumlu tutulduğunu ben hiç bir alanda görmedim. Adı üzerinde, öneri.
Ayrıca senin de bildiğin gibi Ticari Balık Avcılığı Sirküleri Danışma Kuruluna en az 4 üniversitemizden bilim adamları katılmakta, Amatör Sirkülere her nedense hiç itibar edilmemektedir. Her iki sirküler içinde tüm Su Ürünleri Fakültelerine çağrı yapıldığını biliyorum. Hal böyleyken Amatör Avcı olarak Abdurrahman Celebi rolünü üstlendiğimizin farkındayım.
Benim bildiğim kadarıyla KKGM'de 20 nin üzerinde Su Ürünleri Mühendisi var. Ne bu arkadaşları, ne de Üniversitelerimizden davet edilen bilimadamlarımızı ben katıldığım son iki Amatör Balık Avcılığı Sirküleri Danışma Kurulunda göremedim. Ama son yapılan 37/1 Ticari Balık Avcılığı Sirküleri Danışma Kurulunda saydım ilk gün tam 23 bilim adamı salonda ve faaldi.

Eğer senin için bir sakıncası yoksa, bana Eşkinanın bizim sularımızdaki üreme boyunu veren bilimsel veri sağlaman durumunda, bunun Ticari ve Amatör sirkülerde kıstas olarak yer alması için uğraşmak isterim.

Bence en kötü kural, kuralsızlıktan iyidir.

Muhalefet konusuna gelince.
Sevgili Hocam, o bizim toplumsal hastalığımız. Ben kendimi bildim bileli kronik bir muhalifim mesela.

Yasaklı olduğu dönemde el kadar eşkinaları Sinop'ta tezhahta görünce, için sızlayarak fotoğraflarını çekip bizlere yollayan, bunun önüne geçmek için uğraşan, bu konuda gerekli birimleri uyaran ve zaman zaman harekete geçiren, bir çoğumuza örnek olan sendin. Şimdi yazdığın serzenişin sebebinin denetimsizlikten kaynaklandığını, kuralın gariban Amatöre işlediğini bilen, yaşayan ve bildiğin gibi bu konudaki haklılığımızı her zaman, elimden geldiğince savunan bir kişiyim.

Hepimizin bu yönde hareketine benim bildiğim Sivil Toplum Hareketi deniyor.

Türkiye'deki Amatör Balık Avcıları organize olup, aynı tonda ses vermeye başlasa neler değişmez ki?

 

Bilimsel verinin standartı bilimsel indexlerce taranan hakemli bir bilimsel dergide yayınlanmasıdır.
Bu tür dergilerde yayınlanan tüm eserlere (en azından son 10 yıllık makalelere) internetten erişiliyor. Google dan arandığında bulunamıyorsa yoktur.

Belki vardır da "bilmsel" değildir. Örneğin:
eskina raporu
Buna bizim camiada hastalığa değil hastaya göre hap deniliyor.
Uyuşmayan pek çok yönüyle aynından bende de var. Bunların bir anlam ifade etmediğini ısrarla belireyim. Zira "Balıkçılık Yönetimi" karmaşık bir bilim dalıdır.

 

Bu arada unutmadan yazayım sevgili arkadaşlar. Her ne kadar çok arzulasamda bu güne kadar hiç eşkina tutmadım.
Bir tek anlatanlardan öğrendiğim müthiş zevkli avını, ve yediğim, hayran kaldığım lezzetini biliyorum

Ama biliyorum ki bir çok ince hesap ile bazı konular hep ticari avcıların lehine işletiliyor. Benim takımtımın kaynaklarından biri de buydu. Benim görebildiğim bir çok farklılık da giderildi.

Bunun örneklerini Amatörce araştırdım ve Amatörde olsam yaptığım ve yaptığımız girişimlerle önüne geçilip, gerekli düzenleme yapılmak zorunda kalındı.

Örnek vereyim.

SUDAK:
1996 – 1997 sirkülerinde;
Ticari balıkçıya BOY LİMİTİ 26CM.
Amatör balıkçıya BOY LİMİTİ 35CM.
Ticari balıkçıya TARİH YASAĞI 31 MART ta bitiyor.
Amatör balıkçıya TARİH YASAĞI 30 HAZİRAN da bitiyor.
1997 – 1998 sirkülerinde;
Ticari balıkçıya BOY LİMİTİ 26CM.
Amatör balıkçıya BOY LİMİTİ 35CM.
2000 – 2002 sirkülerinde;
Ticari balıkçıya BOY LİMİTİ YOK,
Amatör balıkçıya BOY LİMİTİ 35CM.
2002 – 2004 sirkülerinde;
Ticari balıkçıya 01 Mayıs 2003 e kadar BOY LİMİTİ YOK,
01 Mayıs 2003 den sonra BOY LİMİTİ 22CM
Amatör balıkçıya 01 Eylül 2002 den itibaren BOY LİMİTİ 22CM.
2006 dan bu yana Ticariye de, Amatöre de SUDAK boyu 22 CM.

1999 – 2000 sirkülerinde;
Ticari Balıkçıya Levrek (deniz) BOY LİMİTİ 18cm.
Amatör Balıkçıya Levrek (deniz) BOY LİMİTİ 25cm.
Ticari Balıkçıya Kolyoz BOY LİMİTİ 18cm.
Amatör Balıkçıya Kolyoz BOY LİMİTİ 20cm.
Ticari Balıkçıya Çipura BOY LİMİTİ 15cm.
Amatör Balıkçıya Çipura BOY LİMİTİ 20cm.
Ticari Balıkçıya Karagöz BOY LİMİTİ 15cm.
Amatör Balıkçıya Karagöz BOY LİMİTİ 20cm.

2000 – 2002 sirkülerinde;
Ticari Balıkçıya Levrek (deniz) BOY LİMİTİ 18cm.
Amatör Balıkçıya Levrek (deniz) BOY LİMİTİ 25cm.
Ticari Balıkçıya Çipura BOY LİMİTİ 15cm.
Amatör Balıkçıya Çipura BOY LİMİTİ 20cm.
Ticari Balıkçıya Lüfer BOY LİMİTİ YOK
Amatör Balıkçıya Lüfer BOY LİMİTİ 20cm.

2006 dan bu yana Ticariye de, Amatöre de Levrek (deniz) 18cm. Kolyoz 18 cm. Çipura 15 cm. Karagöz 15 cm. Lüfer 14 cm. olarak uygulanıyor.

Tüm Dünya'da Ticari avcılığa izin verilen denizlerde Amatör Balık Avcılığının stoklar üzerindeki etkisi yok sayılırken, bizde amatöre denizlerde av yasağı vardı. Bilindiği gibi bu yasakta kalkmıştır. 2004 yılından bu yana Denizlerimizde Amatör Balıkçılık zaman yasağına tabi değildir.

Tespit edilip sirkülerler aracılığı ile verilen, her sirkülerde nedendir bilmem değişiveren balık boyları gerçekten bu türün en az bir döl verebilmesi için uygunmudur?

İşte ben bunu bilmem. Ben Amatörüm.

Ticariye verilen hak benim için neden verilmez sadece bunu sorarım, kovalarım. Şükrediyorum ki kovaladığımız konulardan bazılarını yakalayabildik.

 

Sevgili Hocam benim aklım geçmiş ve şu anda uygulanan bir çok kurala bile ermiyor ki "Balıkçılık Yönetimi" ne ersin.

Son günlerde bir grup Amatör arkadaşla uğraştığımız konudan örnek vereyim.

1380 saylı Su Ürünleri Kanunu ilgili maddeleri ile KKGM'nin ve 4856 Sayılı Kanun - Bölüm 3 - Madde 13 - Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
..........
............
c) Yaban hayatı ve kara av kaynakları ile orman içi su kaynakları, dere, göl, gölet ve sulak alanların ve hassas bölgelerin korunması, geliştirilmesi, kara avcılığının düzenlenmesi, av kaynaklarının işletilmesi ve kontrolü ile ilgili her türlü etüt, envanter, plânlama, projelendirme, uygulama ve izlemeye ilişkin iş ve işlemleri yapmak ve yaptırmak, bu hizmetlerle ilgili tesisleri kurmak ve kurdurmak.
............
.............
Soruyoruz yetkililere, bu görev ve sorumlulukları yerine getirilerek mi 500 ün üzerinde iç suyumuzu kısmen veya tamamen yasakladınız?

Cevap. İmkansızlıklar nedeniyle HAYIR.

Peki kulara uyana cezamıdır bu kurallar?

Cevap. Son 3 sezondur yasaklanan iç suları açalım.

Sen beni tanımadıysan bu camiada kimse tanımamıştır sevgili Yakup Hocam.
Bilmem bu son örnekle derdimi ifade edebildim mi?

 

Benim de anlamakta güçlük çektiğim mevzu bu sanırım.
Ticari avcılıkta sınırlamalar çok daha alt seviyelerde geziniyor gibi görünüyor.
Bunun altında bi kaç neden olabilir. Bnlardan biri Türkiye sahillerinde har metre karede bir amatör balıkçı vardır ve herbiri 10 tane kamış sallayıp günde 10.000 Ton balık tutuyordur ve amatör balıkçılık sularımızdaki balık rezervini çok ciddi bir şekilde tehtit ediyordur. (Tatlı su hariç)

Bunun yanında Ticari balık avcıları gırgırlar, bu rakama ulaşamıyorlardır. Her biri tonlarca balık çekemiyorlardır, bütün balıklar kıyıya yağışıp kalmıştır. MESELAYANİ.

Sınırlamaların bir diğer olası sebebi ise, insanlar yemeleri aiçin az balık tutsunlar, dolayısyla bu onlara yetmesin gitsinler balıkçıdan balık alsınlar, bizde sirküleri yayınlayanlar olarak balıkçılardan sakalımızı kapalım

Yani anlayamıyorum amatör getirilen sınırlamaları, ticari balık avlayan gırgırlar tonlarca balık çekerken ben tek başıma 6 kilo istavrit tutamayacakmıyım yani.

Bizim Yeşilköyde burda bi gırgır var kasımda kıyıya yakın bir yerde 100.000 tane lüfer çevirdiğini söylüyorlar. Ben 1 tane fazla tutsam ne olur tutmasam ne olur. Bu sene istanbulda tekneden veya kıyıdan avlanan amatörlerin toplamı 100.000 tane tuttumu acaba bilginiz varmı.

 

Tarık abi, Hastalığa değil de hastaya hatta hasta yakınlarına göre ilaç hazırlanmaya çalışıldığında böyle şeyler olur.
Hasta yakını ilaç masrafından korkarsa ucuzuna kaçar. Doğru ilaç değil, ucuzu tercih edilir.
Ticaride küçük, öyleyse amatördekini de ona benzetelim, olmadı boy limitin hep kaldıralım mantığı doğru bir yaklaşım değil. Bilime dayanmayan derleme toplama bilgilerle zorlanan resmi makamlar sadece hasta sahibini memnun etme telaşına düşer.
Oysa ilaca doktor karar verir / vermelidir.

 

oraları duymuştum ama gitme fırsatım oladı teşekkürler.

 

Yakup kardeş.
Sevgili Hocam.
Dostum.
Av arkadaşım.

Tespitlerin için canım feda. Nede olsa o tespitler bu canım ülkenin değerlerini korumak adına yapılmış, bir bilim adamının tespitleri. Bu ülkenin her değeri gibi bir çok ülkenin ağzını sulandıran Su Ürünlerine de can feda.

Hasta yakını olarak amatörlerin veya kendimi örnek vereyim benim, hasta bir an önce iyileşsin, eski verimli günlerine dönsünde isterse Zakkum suyu ile bu sağlansın görüşünde doğrudur. Ne yazık ki ortalığı boş bulunca Zakkum' u da kullandık.
Bizler avımızın SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİ göz ardı edemiyoruz. Ama sadece avcıyız.

Asıl olan SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM güme gidiyor.

Ama gel gör ki, o hastayı gören doktorunda ettiği Hipokrat Yemini nedeniyle olsun, müdehale etme zorunluluğu vardır. Doktor, hasta örneği nedeniyle bende bu örneği verdim. Yanlış anlaşılmasın.

Su Ürünleri konusunda yetkin bilim adamlarımız topluca konuya müdehale etmişlerde buna engel mi çıkartılmış. Varsa böyle bir durum, biz amatörler bunun içinde mücadele edelim. Ben kendi adıma bunun içinde varım.

Mesela, bir sonraki, yani 38/1 ve 38/2 sirkülerlerin Danışma Kurullarında seni görebilmek için neler vermezdim.
Hem seni gerçekten özledik be Hocam.
Seni görebilmek için de vesile olur, seni bir güzel ağırlar, kuralların müsaade ettiği nispette istediğin avlakta beraberce avlanırdık.

 

Sevgili arkadaşlar,
Eşkina avı hakkında bu avın uzmanı olduğunu bildiğim İstanbul'lu bir arkadaşımdan öğrendiğime göre, iki köy yolunu düşünün uzunluğu 10 km. olsun. Bu yolun üzerindeki bir çeşmeyi düşünün bu da Eşkinanın bulunduğu, yerleştiği, av verdiği yer olsun.
10 km. içinde 3-5 metre karelik bir alan yani.
Deneyerek, tecrübe ile bilinen avlaklarda avlanabilen, müthiş mücedeleci ve sert bir balık olarak tanıdım onu. 0.80 lik misinayı bile tek hamlede kesebilen irilikte bir eşkina avlamayı hangi amatör istemez? O boya gelmesine müsaade edilirse tabii ki.