Sevgili Nuri Geçenlerde özelimde halende hıfzettiğim bana hitaben yazdığın bazı mesajlarını tekrardan okudum. Bunlarda kesin olarak belirttiğin hislerinde, bana karşı duyduğun,en azından müspet yorumlar vardı. Oysa son zamanlarda beni daha çok tenkit ettiğinde malum. Şayet ben bilinen konumumda halende bulunuyor,direniyor ve meraklılara birşeyler verebilme çabasında bulunuyorsam,işte senelerdir süregelen ve değişiklik göstermeyen,bu olguya karşı düşkünlüğüm,bitmek tükenmek bilmeyen sevgim,değişmeyen prensiplerimdir. GES konusunda olabildiğince objektif olarak konuya müdahil oldum. Yazdıklarımın hepsi samimi jkanaatlerimdir. Bazı nüanslar ise elbette vardır. Örneğin;Tayyar sanatkardır,bu sahtelerin bugünki konumuna avcılıkları açısından da olsa dahli büyüktür. Ancak olayı şimdilerde olmasada,o zamanlarda resmi olarak ele alan,satışısı,vergisini,kanuni olarak ortaya koyan,yayılmasında ve tanınmasında daha büyük pay sahibi olansa Turgaydır. Hatta GES ismin koyan ve lanse etmede gayret gösterende odur. Onlarca videoda bu ad kullanılmıştır.Burada sahtenin kullanımı,balık alımı kerelerce belgelenmiş,arada yakala bırak sahneleriylede süslenmiştir. Neticede Turgayın bu sahteye emeği büyüktür. Ancak cevap vermede, anlatmada ,arada yenemediği asker kökenli olduğundan önüne geçemediği,hatta benimkine benzer sert ifadeleride kullandığıda bir gerçektir. Benim objektif yorumlarım bunlardır. Sevgimle kalasın
Epeydir uğramıyordun. Uğradığın zamanlarda işte burada olduğu gibi cam sahteler bir şekilde konuşulunca oluyor. Belki tesadüf belki kasti ancak senin siteye sırf bu sahteler gündem olunca uğradığına dair bir kanaatim var. Kendince haklısındır ve yaptığın da normal olabilir ancak vaktiyle özellikle bu konuda bir uyarı almıştın hatırlıyorum. Ve sen buna çok şiddetli tepki göstermiştin. Sana karşı bir haksız durum da yoktu oysa. Bütün iyi niyetine rağmen bir bayana üstelik tehditle restini çekip gitmiştin uzun bir süre. Bilmiyorum nasıl bir ünsiyetiniz var ama işte o zamanlar yurt dışından, ülkelerarası mesafeden birilerinin tepesine değnek vurma gayretini göstermişti adamın biri. Ortada görünürde hiçbir sebep yoktu, sırf sana destek içindi. Oysa, avladığın avuçiçi kadar onlarca karagözün yavru olduğu söylemişti sadece. Ama olsun, O yine de vurmuştu. Şimdilerde ise Tebliğ delen avına eleştiri alınca bir gariban genci aşağılamaktan geri durmadı tehdit ve restine devamla. Bir başka yandaş ablamız özelden tehdit mesajlarıyla güya tozumuzu silkeleyip, dersimizi verdiydi. Librin’i de öğretmişti, hala unutmadım, dün gibi aklımda. Bugün de sarıkanat’ı öğrenmiş oldum sayenizde. O resimlerin hiç birinde henüz yumurta bırakacak olgunluğa erişmemiş ispendekler yok öyle ya. Bir hamin daha vardı, konu açtı 3-5 gün asılı kaldı forumda. Yeterli ilgi göremeyince -ne bekliyorsa artık, sormak lazım- aynı davranışı sergileyip çekti restini. Tehdit ve restçekicilik ortak paydası, ilginç? Hiçte garip değil aslında. Olur, gider, gidene dur denmedi ancak fırsatını da kollayıp punduna getirerek alakasız konulardan kişilere laf yetiştirmekte neyin nesiydi? Hazımsızlık, bir kabızlık durumu vardı ya, neydi bilemedik. İçimdeki ses: Ancak sanki anlatamadın kendini? Sanki hep yarım kaldı demek istediklerin. Dedin aslında dedin de konuştukça hep bir şeyler eksik kaldı. İşte bu paylaşımın da mesela, açıklama olmayı bırak en az iki kat fazlasıyla soru oluşturmuş, acaba ve nedene sebep olmuş. Öyle ki yine anlatsan yine anlatamamış olacaksın. Kişi için dünyada bundan daha kötü azap mı var? Sussan olmaz, konuşsan olmaz. Üstelik her geçen gün de yaşlanıyorsun. Oysa daha başlayamadın, henüz anlatamadın ki. Eline ayağına dolaşanlardan bir kurtulamadın ki? O sevgili kız yeğenimiz için bir çağrın vardı, sahi durumu nasıldır bu vesileyle sormuş olayım. En naif ve masum sorular dahi sana “batıyor” biliyorum ancak bir hak varsa ve bu hakkın senden yana olan payını anlamamı istiyorsan bu sorularıma -say ki ithamlarıma- dayanman lazım. Yoksa tek bir sözün yeterlidir. “ittir lan, sen kimsin?” dersin, olay biter. Zaman geçti gitti, ama insanlar hala burada ve de hiç değişmeyen anlayışlarıyla. Bir hesap peşinde değilim, soracak kudretim de yok. Ancak hakkımdır, bilmek isterim.
En başından en sonuna fikrimde, gönlümde olan her ne ise hitabımda da o olmuştur. Yalanım olmadı lakin evet sözümü de esirgemedim. Sağa sola çarpan serseri şimşeklerini bile isteye üzerime çektiysem de yüreğim hep senin için çarptı, hala da öyledir. Bala bal kattığımda oldu, balı zehrettiğimde. Yeterince müşfik olamadım belki ama hasmane de olmadım. Hiçbir zaman seni öteki saymadım, hep kendimden bildim, göz nurum/göz ağrım belledim. Ah şu yaralayıcı sözlerin. Keşke bir esaslı darbe vursan da olduğum yerde yığılıp kalsam. Sevginle kalayım ama, kerelerce santim-santim öldürmene daha ne kadar dayanırım?
Konuyu açana bakarsan benim açmadığımı gayet net görürsün,ben sadece cevap yazdım o da sana özel değil; okursun veya okumazsın geçen seferde yanılmıyorsam söylemiştim, Erzurum-Erzincan karayolu üzerinde su bentleri var sen öncelikle orada sıkça antreman yap ondan sonra özellikle levrek konusunda bana ithamda bulun,benim avladıklarım,alıkoyduklarım ve suya iade ettiklerim ortada bunları sana açıklayacak ta değilim,lakin Ges konusu seni o kadar rahatsız ettiği kadar benide rahatsız etmekte,kız çocuğundan kastın nedir bilmiyorum ama halisinasyon gördüğüne eminim........ Geçen sefer başarılı bir şekilde formu birbirine kattığın ortada yine bu gayret içinde hızla çalışıyorsun umarım muaffak olursun...............
Sanırım Ges bende de var Lüfer yaptığı zaman denemelerim olmuştu ancak pek bi verim alamamıştım. Sert esen rüzgara karşı atımlarda bana kalırsa max-rap 15 ya da 17 daha bir verimli. Resimler Gelibolu için ispat niteliğinde ancak Nuri Ağabeyin dediğine katılmamak elde değil. Resimdeki sarıkanatlara diyecek yok da, ispendekler? Neyse bu tip konulara yaklaşımım hep ters olduğu için bayağı bir mimlendim pek konuşmayayım. Hayırlı işler tatlı gülüşler
Herkezin affına sığınarak soruyorum tüm forumlarda (balıkavı,teknoloji,elektronik,araba v.s)insanların birbirine karşı olan saygısı ve sevgisi nerede?Herkez sanki birbirini hırpalamak,üzmek ve kırma peşinde gibi.Hiç bir zaman kimseyle tartışmadım tartışmam kalbini kırmam.Fakat malesef küçükler küçüklüğünü büyüklerde büyüklüğünü göstermeli bence. Arkadaşın birisi balık yakalamış ,paylaşmış kimisi limit altı der saldırır,kimisi çok yakalamışsın günlük sınırı aşmışsın der saldırır ve akla gelebilecek bir sürü cevaplarla o arkadaşı vatan haini durumuna düşürmek neden?Neden o arkadaşa herşeyi tam olarak izah etmiyoruz.Daha yapıcı kelimelerle onu uyarmak ve bilinçledirerek kazanmayı denemiyoruz?Bilgisayarın başına geçip klavyenin tuşlarına biraz daha fazla basıp izahatla insanları kazanmıyoruz.Direk saldırgan tavrımızın sebepleri nedir acaba?Çok düşündüm malesef şu sonuç çıktı.SEVGİSİZLİK. Arkadaşın birisi balık yakaladığı takımlarını anlatır.İğnesi,misinesi,sahtesi,kurşunu vesaire diğer bir arkadaş ukala bir uslupla onun dediğine tam zıt görüş içerisinde.Görüşünü paylaş tabiki en doğal hakkın ama karşındaki insanı rencide etme,kırma .Sen öyle biliyorsundur,diğer arkadaş başka şekilde biliyordur.Malesef bu şekilde en ufacık şeylerden birbirimizi kırmak niye?Alıp veremediğimiz şey nedir?Çok düşündüm malesef şu sonuç çıktı.SEVGİSİZLİK. Ben bu forumun sayesinde çok güzel insanlarla tanışıp dostluk kurdum.Ta buralardan kalkıp ülkenin diğer taraflarında insanlarla tanışma fırsatı yakaladım.Ve bu şekilde çok dostluğun kurulduğunuda görüyorum.Bunlar beni mutlu ediyor.Fakat lütfen birbirize olan SEVGİMİZİ kaybetmeyelim.Sevginin olmadığı yerde zaten saygıyı beklemek hayaldir bence.Kusura bakmayın kafanızı ağrıttım ama LÜTFEN birbirimizi kardeşimiz gibi abimiz gibi sevelim.Gerisi gelecektir zaten...
http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=25083 Halüsinasyon ve sanrılarım beni konuştursa da sen normali konuş, olanı.
Benim gazetede görüpte yayınladığım bir haberi gündeme getirmendeki amacın nedir anlamak mümkün değil,ne tanırım ne de akrabam üzüldüğüm bir olayı burada paylaştım bunu da sana açıklayacak değilim sen havanda su dövmeye devam et,unutmadan librin diye bir balıkta yok,göç mercanı var o da LİTRİN
Sayın, sevgili M. Nuri Akkaya ve Turgay Sezgin, Sizleri şahsen tanısam ağabey diyeceğim yaştasınız. Umarım yazacaklarımı saygısızlık olarak görmezsiniz. Forumdaki yazılarınıza baktığımda ikinizde belli bir bilgi birikimne sahip ve daha da önemlisi bilgisini paylaşmaktan çekinmeyen insanlarsınız. Benim gibi bu işe yeni başlayanlara yardımcı olduğunuzu gördükçe sizin gibi insanlarla aynı platformu paylaştığım için memnun oluyorum. Ama ikiniz arasındaki tartışmaya hiç anlam veremiyorum doğrusu. Kendinize "ne yapıyorum ben" diye sorsanız hiç bu tatsız konuşmaları yapmanıza gerek kalmayacak bence. Umarım bundan sonraki mesajlarınızda diğer kardeşlerinize örnek olacak yazılar görürüz. Amacım kesinlikle herhangi birinize saygısızlık etmek değildir. Umarım yazdıklarımı yanlış anlamazsınız. Saygılarımla...
Peki bu geslerin aksiyonlarında dikkat edilmesi gerekn şey nedir? Bende orjinal ges mevcut birisi ile av yaptım ancak açıkcası aksiyonu konusunda pek verimli olamadım kanaatindeyim ,çünkü diğer su üstü wtd mi yapıyoruz yoksa farklı şekildemi?
Mehmet arkadaşa katılıyorum acaba bu GES' lerle nasıl bi at-çek denemeliyiz? Ben bi kaç hafta önce İzmir Karaburun' da denedim, hava poyrazdı yani denizden kıyıya doğru büyük dalgalı bi havaydı. Böyle dalgalı denizde wtd yapılamıyor gibi geldi bana. Belki de benim beceriksizliğimdir. GES' imizi böyle havalarda nasıl çekmeliyiz? Teşekkürler.
bende turgay beyden aldığım geslerden var. bu gün karşıdan esen rüzgar ve kuvvetli dalgada kefal gibi sırtı gri, karnı beyaz olanından kullandım. aslında çok dalgada dalan sahte kullanırım ama bu gün öyle aklıma esti. yüksek dalga olmasına rağmen su üstü WTD, düz çekim vs. çeşitli aksiyonların hepsine çok güzel cevap verdi. hele kamışın ucunu aşağı vurarak azıcık hızlı çekince tıpkı avcıdan kaçan kefaller gibi küçük zıplamalar, dalıp çıkmalar yapışı çok cezbedici. yarım saat kadar bir sürede bir büyük saldırı aldım, bir de 500 -600 gr.lık balığı iğneden düşürdüm. ikinci balığı dalganın içinde yan yan giderken net şekilde gördüm sonrasında büyük bir dalga tepeden tırnağa ıslatınca avı bıraktım.
Bende onu soruyor bilge bey ayrıca denemesi gerekn aksiyonları nasıldır?Videoalra bakıyorum ama işi tam çözemedim wtd iyi yapıyorum ama bunda düz çekim iş yapıyormu? kamışın ucunu aşağı vurmak nasıl oluyor..
suyun üzerinde dümdüz çekerek de balık tuttuğunu söyleyenler var. ama ben çekim sırasında kamışım ucuyla bazen sağa sola zik zak yaparak bazen azıcık su altından gelerek yüzmesini sağlıyorum. bazen de ( özellikle takip ve saldırı anında ) kamışın ucunu indirip suya doğru birkaç kez vurarak sardığınızda sudan 3-5 cm zıplayıp tekrar dalarak tıpkı kefal gibi geliyor. ama bu vuruşlar WTD gibi seri değilde az daha aralıklı olmalı. bir de buna benzer şekilde çalışan adana sahtelerini, derin yerlerde, önce tabana batmasını bekleyip sonra hızla havalandırarak ve aksiyonla sararak tabanda akya yakalayanları gördüm. sanırım bu GESler de aynı şekilde iş yapar. ben bu sistemi birkaç kez denedim, bir tane levrek yakaladım, ama tabana takma korkusuyla pek denemiyorum.
Gesler suüstü değil,yavaş batan sahteler olduğundan wtd aksiyonu yoktur.Çekmeyi bıraktığınızda burun yukarda geriye doğru batar. Bunun yerine hızlıca çekerken hafif aksiyonlar verdiğinizde sağa sola zigzag çizdirerek balığı yanıltabilirsiniz.
