Göllerdeki Gizli Tehlike İsrail Sazanı..

Konu, 'Göller, Barajlar ve Akarsular' kısmında Yakamoz tarafından paylaşıldı.

  1. necayip

    necayip

    Mesajlar:
    11
    Şehir:
    İSTANBUL-Bağcılar
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    1m boy ve 3kg Yılan balığı
    Bu balığı göllere ve barajlara diğer balıkları kurutsun diyemi bırakıyorlar diye bırakıyorlar anlamıyorum komplo olsa bu kadar olur yani
     
  2. huntercarpio

    huntercarpio Adnan

    Mesajlar:
    84
    Şehir:
    Kastamonu
    Favori Kamış:
    Olta
    israil sazanı konusunu artık netleştirsek diyorum. bazı arkadaşlar bunun tilapya azmanı (israil çipurası, yani Oreochromis veya Tilapia) olduğunu söylerken bazılarının tarifinden havuz balığı (carassius) olduğu anlaşılıyor. herhalde bölgesel olarak farklı türlere israil sazanı deniyor ki aslında her iki türün de sazanla ilgisi yok. havuz balığı, sazana çok benzeyen hatta sazanla melezleşebilen bir tür olup bıyıklarının olmayışı ile sazandan kolayca ayırt edilebilir. bazıları kırmızı ve başka renklerde olabilir. akvaryum ve havuzlarda süs balığı olarak beslenmektedir. aynı şekilde süs balığı olarak beslenen bir başka balık türü olan tilapia ise görünüm olarak sazana zaten benzemediği için ayrım yapılması kolaydır. sonuç olarak benim bulunduğum yörede baraj ve göllerde tilapia olmadığı için birşey diyemiyorum, ancak arkadaşların açıklamalarından birçok baraj ve göle bulaştırıldığı anlaşılıyor. ayrıca her iki tür balığın da son sirkülerde yani 36/2'de "iç sularımızdaki ekolojik açıdan zararlı balıklar" çizelgesindeki 4 balık türünden ikisini oluşturduğunu söyleyelim. fakat her iki türün de sularımıza bulaştırılmasının DSİ ile bir ilgisi yok. Muhtemelen insanlarımız iyi bir şey yaptığını zannederek sulara bu balıkları atmaktadır. Öyle değilse o zaman komplo teorileri üretmek gerekir ve kasıtlı olarak da bulaştırılmış olabilir. ancak dsi'den görüştüğüm yetkili bir kişiden aldığım bilgiye göre dsi sadece pullu sazan üretimi yapmaktadır ve sulara bırakmaktadır. yani hepimizin bildiği Cyprinus carpio. pullu sazanla aynalı sazan arasındaki tek fark, aynalı sazan pullu sazanın kültüre alınmış formudur. dolayısıyla kılçığı daha azdır. fakat pullu sazanın daha dayanıklı olması nedeniyle dsi artık sadece pullu sazanı üreterek sulara bırakmaktadır. sözün özü, bu işgalci ve işe yaramaz balık türleriyle mücadelede öncelikle sözünü ettiğimiz balık türlerinin kendi isimlerini kullanmayı teklif ediyorum. böylece hangi türden bahsettiğimiz konusunda karışıklık olmaz. en güzel balıklarla bereketli avlar dilerim.
     
  3. can

    can

    Mesajlar:
    116
    Şehir:
    Antalya
    politik gürüş

    Merhaba Kalpkaçı,
    Sizden bir ricam olacak,lütfen israil ile ilgili politik görüşünüzü burada belirtmeyin.Bunun adresi burası değil.Anlayışınız için teşekkür
    Saygılar
     
  4. eozsoyeri

    eozsoyeri Erdem Özsoyeri

    Mesajlar:
    1.976
    Şehir:
    İstanbul
    Arkadaşlar Ömerli de ve diğer göllerdeki israil sazanı diye adlandırılan bıyıksız ,yuvarlak şekilli ,parlak pullara sahip ve ördüğü her yeme bir yamyam gibi atlayan balık türü (bence) havuz balığıdır..okuduğum birçok yazı ve gördüğüm birçok resim bana bunu anlatıyor..Peki göllerde bu kadar kısa sürede sazanı tüketmesinin nedeni nedir?Bunun nedeni balığın hem çok yamyam yani gördüğü her yumurtaya saldırması hem de sazan yumurtalarını dölleyebilmesidir bunu sirküleri okurken gördüm ve baya şaşırdım..Bence bu balığın sularımızdan temizlenmesi için suya turna ve tatlı su levreği aşılanmalıdır bu illet hem onların yumurtalarını dölleyemez hemde bu etobur balıklar israil sazanını bitirebilir..daha sonra sazan nasıl aşılanır bilmiyorum ama turna ve levreği bu israil sazanına tercih ederim..
     
  5. 981

    981

    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    istanbul
    Suya Geri Atmayın!!!

    Yıllardır gittiğim Şarköy göletinde daha önceden Aynalı sazan avlayabiliyordum. Yaklaşık 4 yıldır sadece ve sadece İsrail Sazanı çıkıyor. Her sene bir umutla gidiyorum ama nafile.
    Arkadaşlar sizden bir ricam var. Bu balığı yakaladığınızda (yemeyecekseniz bile)küçük diye suya geri atmayın. Ne kadarını imha edebilirseniz o kadar iyi. Balığa bir garezim yok ama yüzbinlerce yıldır sularımızda yaşamını sürdüren yerli balıklarımızın yok olmasına neden olması beni gerçekten üzüyor. Benim oğlum büyüyünce bir yerli sazan yakalayamayacak mı?
    Yazık ki öyle görünüyor.
     
  6. turna

    turna

    Mesajlar:
    709
    Arkadaşlar İsrail sazanı diye bir şey yok.Bunlar İsrail çuprası bunların azmanlarına İsrail sazanı deniliyor Havuz bakları ile ilgileri yok.Artık bunlar bir kere sulara bırakıldı sonu gelmez.
     
  7. KILadam

    KILadam

    Mesajlar:
    14
    Şehir:
    Samsun
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Bilinmiyor ama araştırılıyor
    Hangi aklıselim acaba düşünmüş bu işi bi öğrenmek lazım. EeeE su ürünleri mezunlarını bahçe bitkilerine , bitki koruma mezunlarını su ürünleri şefliğine verirsen altından çıkacağı budur.
     
  8. 981

    981

    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    istanbul
    Sevgili huntercarpio,
    Geçen gün internette bir yazıya rastladım. Kırklarelinin Lüleburgaz ilçesinin Ahmetbey Belediyesine ait bir tanıtım ve bilgilendirme yazısı. Orada Ahmetbey göletinden bahsederken bakın ne demişler:
    "Bölge Müdürlüğü Su Ürünleri Üretim ve Araştırma istasyonu (ipsala / EDİRNE ) tarafından 2000 - 2004 yılları arasında 200.000 Adet Aynalı ve israil Sazanı Balığı yavrusu bırakılmış, temiz suyunda yazın yüzülmekte; kasaba halkı ve çevre köylerden gelen insanların hafta sonları ve tatil günlerinde hoşça vakit geçirecekleri mesire yeri olarak ta kullanılmaktadır."
    Bu yazıdanda anlaşılacağı gibi bu işi (balıklandırma) sadece DSİ yapmıyor. DSİ'nin balıklandırma yetkisi sadece kendi yaptığı baraj ve göletlerle sınırlı. Fakat Tarım bakanlığına bağlı Su ürünleri üretim ve araştırma istasyonu ve TÜGEM (Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü) balık üretim ve tüm iç sulara balık bırakma faaliyetlerini yürütüyor.
    Bu yazı üzerine Ahmetbey Belediyesinden bir teyid yazısı istedim. Ama hala dönen olmadı. Herhalde durumu anlamayıp biraz korktular.

    Bu işin insanların bireysel balık bırakmalarıyla olmadığı, çok miktarda balığın yaklaşık aynı zamanlarda, özellikle marmara bölgesindeki göl, gölet, akarsu ve barajlara bırakıldığını aşağıdaki soruları kendinize sorarak anlayabilirsiniz:

    1- Bu balığı ilk olarak ne zaman tuttunuz?
    Muhtemel cevap: 2000 ila 2003 yılları arasında.

    2. İlk tuttuğunuz israil sazanları hangi boyutlardaydı?
    Muhtemel cevap: Hepsi 10 cm civarı

    3. Bu balığın 1 veya 2 kg'lığını hiç yakaladınız mı?
    Muhtemel cevap: Hayır

    4. Bu balığı ilk olarak yakaladığınızda ortalama kaç adet balık yakaladınız?
    Muhtemel Cevap: Üüüf hatırlamıyorum, o kadar çoktu ki.

    Arkadaşlar bu soruların muhtemel cevapları hepimizin yaşadığı ortak şeyler. Bu balık birden ortaya çıktı, o kadar boldu ki tutmaya doyamadık. Yerine göre yıl 2000 -2001 idi. Her yerde aynı zamanda çıktı.Çok geniş bir yayılım arzediyordu ve popülasyon oldukça büyüktü. Halkın göller ve akarsular arası taşıdığı balıkları hepimiz biliriz. Bu balıkların muhakkak büyük boyları da yıllar sonra oltamıza takılır.
    İsrail sazanının 350 bilemedin 400 gr'dan büyüğü yok. Sonuçta devlet eliyle yapıldığı aşikar. İnkar mekanizması çok iyi işlediği için belgeli ve kanıtlı yol almak lazım.
    Bu işe çoktandır kafa yormaktayım. Şimdi sırada 2000 ila 2003 tarihleri arasındaki gazete arşivlerinden TÜGEM veya Tarım bakanlığı'nın konu ile ilgili (Övünme) yazılarını araştıracağım. Çünkü kendi sitelerinde o tarihli böyle bir yazı olsa bile bu günkü durumu görünce silmeleri muhtemeldir.
    Balığın sazan ile çok yakın akrabalığı vardır. Melez bir sazan cinsidir. Hatta sazan yumurtalarını dölleyebilir. Sazan olması için illaki Bıyığının olması gerekmez (Forumda bir yerde rastlamıştım bıyık konusuna) Konu ile ilgili bilgileri ve kökeni hakkında çeşitli rivayetler var ama hiçbirisi güvenilir kaynaklardan gelmiyor. Talipya ile hiçbir bağlantısı yok. Tamamen yanlış anlaşılma.
     
  9. huntercarpio

    huntercarpio Adnan

    Mesajlar:
    84
    Şehir:
    Kastamonu
    Favori Kamış:
    Olta
    ...

    Öncelikle hassasiyetiniz ve verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Sportif avcılar olarak zararlı balık türleriyle mücadelede herkes gibi yanınızdayım. Bundan sonra da elde ettiğiniz bilgileri paylaşırsanız eminim herkes memnun olacaktır.

    Yanlış anlaşılmalara meydan vermemek için belirteyim: Ben DSİ'de çalışmıyorum ve DSİ ile hiçbir bağlantım veya ilgim yok. Sadece eğriye eğri, doğruya da doğru demeyi severim. Evet, resmiyette bazen inkar mekanizması olabilir, ama unutmayalım ki hesap sorma mekanizması da vardır.

    İnternetten öğrendiğime göre sözünü ettiğiniz DSİ'ye bağlı İpsala Su Ürünleri İstasyonu'nda şu balıklar üretilmektedir: 1.Aynalı Sazan 2.Pullu Sazan 3.Ot Sazanı.
    Biz bunların arasındaki farkı biliyoruz. Fakat, bu konularla ilgilenmeyen bir kişinin bunları bilmesini bekleyemeyiz. Muhtemelen o bahsettiğiniz yazıda geçen "İsrail Sazanı" tabiri de yanlış olarak ve "pullu sazan" veya "ot sazanı" yerine kullanılmıştır. Öyle değilse, araştırılınca zaten ortaya çıkabilecektir.

    İsrail Sazanı konusunda zaten kendi avcı dostlarımız arasında bile netlik olmadığı anlaşılıyor. Bazıları Tilapia'dan bahsederken, bazılarımız Havuz Balığı'nın İsrail Sazanı olduğunu söylüyor. Bu karışıklığa son vermek için bahsettiğimiz balık türünün gerçek ismini kullanmamız gerektiğini söylüyorum.

    Tekrar hatırlatalım. Sirkülerde de belirtildiği gibi sularımızda ekolojik açıdan zararlı 4 balık türü tesbit edilmiştir: 1. Güneş levreği 2.Tilapya Azmanı 3. Havuz Balıkları 4. Gambusia. Sirkülere göre “Bu grup balıklar için boy ve sayı limiti yoktur. Kapalı sezon bulunmamaktadır.” Problem ise şuradadır: Diğer balıklar için yasak olan sezonda bu balıkları avlamaya gitsek, denetim için gelen görevlilere bunu izah edebilir miyiz? Diğer taraftan Havuz Balığı yakalamak için attığımız oltaya Sazanın gelmesini engelleyebilir miyiz? Denetim görevlilerine, Sazan yakalamamız durumunda geri bırakacağımızı taahhüt edebiliriz, hatta gerçekten bırakabiliriz. Ama herkes aynı şeyi yapar mı? Denetim görevlileri gittikten sonra... Öyleyse, sirküler müsaade etse de yasak sezonda zararlı balık yakalamak fikri gerçekçi gelmemektedir.

    Peki mücadelede ne yapacağız? Öncelikle zararlı türler sınıfına giren balıkları bir bakışta tanıyacak duruma gelmeliyiz. Özellikle Havuz Balığı ile Sazan karıştırılabilir (bıyığının olup olmaması meselesi). Bazı avcı arkadaşlarımız, dikkatsizlik nedeniyle havuz balığını sazan zannederek, boy ya da sayı limitine uymuyor diye suya geri bırakabilir. Bence bu ihtimal var ve buna dikkat edilmelidir. Zararlı balık her durumda öldürülmelidir. Mümkünse yenebilir, yemek isteyene verilebilir, mahallenin kedi köpekleri sevindirilebilir, en kötüsünde öldürüp parçalayıp suya atmak suretiyle diğer balıklara yedirilebilir.

    Konu ile ilgili detaylı bilgiye sahip olmalıyız ve başkalarını da bilgilendirmeliyiz. Bence en etkili metod budur. Bu konuda DSİ Vakfı’nca yayınlanan Su Dünyası Dergisi’nde çıkan ve bir DSİ çalışanı tarafından hazırlanan “İç Suların Küçük Sinsi Güzelleri” isimli yazıyı tavsiye ederim (Nette http://www.rastgele.org/tehlikelitur.html adresinde okuyabilirsiniz).

    Ayrıca bu konunun takipçisi olmaya devam edelim, yeni bilgilere ulaştıkça bu forumda paylaşalım.
     
  10. blutfu

    blutfu

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    denizli\çivril
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    sazan 20 cm
    bir şey sorabilirmiyim?

    Arkadaşlar imza kısmındada yazdığım gibi ışıklı gölüne balık avlamaya giden birisi olarak evet bizim gölede bu balıktan atıldı.Ve daha yeni atılmasına karşın acayip derecede çoklar.Şimdi anladığım kadarıyla bu balığı gölümüzden tamamen yok etmenin bir yolu yok.Bir kısım arkadaşlar yakaladığınız balığı lütfen geri göle bırakmayın diyorlar.Ben bu zaman kadar tuttuğum bütün balıkları geri bıraktım ve bana geri bırakmak bana daha çok zevk veriyor.Şimdi daha fazla uzatmadan balıkları yemeyeceğimiz halde geri göle bırakmamak nasıl bir yol.Siz değerli ustalarıma soruyorum.
     
  11. 981

    981

    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    istanbul
    Sevgili Huntercarpio,
    Kesinlikle yanlış anlamadım. Ben de senin bu konudaki hassasiyetini tebrik ediyorum. Yanlız bu konuda biz amatör balıkçılar arasında bir ortak fikir henüz sağlanamadı. Bu işin üzerinden neredeyse 5 yıl geçti hala bırakın çözüm önerilerini, durum tahlili bile ortaya konmadı. Bu beni çok üzmektedir. Teşhislerinizde haklılığınız var.

    Ayrıca Ahmediye belediyesi ve Tügem'den henüz bir cevap gelmedi, bekliyorum.

    İmza bölümümde bahsi geçen İSKUB hakkında da bana destek olmanızı rica ederim. En kısa zamanda iyi hazırlanmış olarak çözüm önerilerimizi devletin ilgili kademelerine bildirmeyi umuyorum. Tarım bakanlığı konu hakkında 10 yıl da geçse 20 yıl da geçse birşey yapmayacak gibi görünüyor.
    Elimizden geleni yapacağız artık.
     
  12. 981

    981

    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    istanbul
    Zevkler ve Mecburiyetler Hakkında!

    Sn. Lütfi Eren,
    Yüzbinlerce yıldır tatlısularımızda yaşayan Turna, Adi Sazan, Çapak, Kızılkanat vs. gibi balıklar bizim doğal hazinelerimizdir. Hadi hazineyi falan geçiyorum insanoğlu henüz yokken bu canlılar buralarda yaşıyordu.
    Biz ne yaptık biraz o balıktan, biraz bu balıktan genleri toparlayıp bize hizmet edecek (et üretimi vs.) mutantlar, hibritler yarattık. Bu mutantlarıda (sanki hakkımız varmış gibi) sağa sola bıraktık. Daha sonra anlaşıldı ki bu aslında iyi bir yol değil. Ama iş işten geçti.
    Gelelim balıkları göle geri bırakma olayına,
    Bulunduğunuz bölgedeki göle bu balığın yeni atıldığını söylüyorsun. Bir iki sene sonra, önceden yakaladığın kızılkanat veya adi sazanlardan hiç yakalayamayınca durumun vehametini daha iyi anlayacaksın. Attığın her tür oltaya, her tür yeme, her tekniğe, aynı tür ve boydaki balığın takılması seni üzmez ise "zevklerinden" vazgeçme ve balığı geri bırak.
    Ama unutma ki 10 seneye varmadan çocukken yakaladığın balıklardan (Yerli balıklar) hiçbirini tutamayacaksın ve çocuklarına da ancak resimlerde göstereceksin.
    Saygılar.
     
  13. huntercarpio

    huntercarpio Adnan

    Mesajlar:
    84
    Şehir:
    Kastamonu
    Favori Kamış:
    Olta

    Biz sadece zararlı türleri öldürmekten söz ediyoruz. Amatör Avcılık Sirkülerinde bu zararlı türler için yasak sezon olmadığı, boy ve sayı limiti olmadığı açıkça belirtiliyor. Durumun vehametini anlatmak için tek örnek yeterli: Konuyla ilgili çalışmalarda, zararlı türlerin istilasına uğramış bir su sistemindeki (göl, gölet, baraj) bütün balıkları zehirle öldürüp yeniden ve istenilen türlerle balıklandırmaya varıncaya kadar çözüm önerileri sunuluyor. Yani durum bu kadar ciddi. Suya geri bıraktığımız istenmeyen türe ait her balık, diğer balıkların yumurta ve larvalarını yemek ya da besinine ortak olmak suretiyle ekolojik sisteme zarar verecektir. İyi türler, zaten av baskısı nedeniyle azalmaktadır. Zararlı türlere dokunmazsanız, diğerlerinin aleyhine çoğalarak sistemde baskın hale gelecektir. Balıkları geri bırakmak istiyorsanız, bence istenilen türlere ait balıkları geri bırakın, zararlı türleri, yemeyecekseniz kedilere köpeklere verin. İnanın çok hayırlı bir iş yapmış olacaksınız. Vicdanınız rahat olsun.
     
  14. blutfu

    blutfu

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    denizli\çivril
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    sazan 20 cm
    anladım

    tamam dediğiniz gibi bu balığı geri bırakmayacağım ve buradaki amatör olta balıkçılarınıda ikaz edeceğim.Ayrıca İzlen tamam bu konu hakkında ben sana yardımcı olurum.Bak daha önce forumda ismini şimdi hatırlamadığım bir arkadaşım Çankırı da Melan çayı hakkında yardım istemişti ve Başbakanlıkta BİMER diye bir yer var.Oraya şikayetimi bildirmemizi istemişti.Dediği gibi bende internetten yazdım.Çankırı valiliğinden bir yazı geldi.Yapılan tahlilleri ve kendi denetimlerini yaptıklarını anlatıyorlardı.Ayrıca İstanbul valiliğine ve büyükşehir belediyeye tırıvırı hakkında yazdım.İkisindende cevap geldi şikayetiniz ilgili birime iletildi diye amma yalan amma doğru.Ayrıca buradaki Işıklı gölü hakkında yazdım.Bugün İlçe Tarım Müdürlüğünden bir telefon geldi ve beni davet ettiler görüşmek için.Nasipse cuma günü gideceğim.Bu benim sana bir yol önerim.Şimdilik aklıma gelen bu
     
  15. blutfu

    blutfu

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    23
    Şehir:
    denizli\çivril
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    sazan 20 cm
    imza

    İmzanı atarsan sana nasıl hitab etmem gerektiğini bilebilirim.Biliyorsun artık aynı platformun üyesiyiz.:)
     
  16. kral balıkçı

    kral balıkçı mustafa gedikoğlu

    Yaş:
    41
    Mesajlar:
    1.886
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    surf
    En İyi Avı:
    çino sarı lüfer istavrit izmarit zargana vs....
    abi bu balık gerçekten yamyam yakamoz ustam güzel bi konuya deyinmişsin ellerine sağlık allah göllerin sonunu hayır etsin inşallah:(
     
  17. 981

    981

    Mesajlar:
    39
    Şehir:
    istanbul
    Teşekkürler

    Sn. Lütfi Eren,
    Yardımın için teşekkür ederim. Bu söylediğin konular üzerinde de duracağım. İnşallah sonumuz hayırlı olur, ama yine de benim pek umudum yok.
    Bu arada adım İzlen İnal.
     
  18. kya55

    kya55 K.Yılmaz Aytekin

    Mesajlar:
    86
    Şehir:
    samsun
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    sazan 13,5
    kimseye hayrı olmayan üstelik zararı olan bu balığı niye göllere salıyolarki.o gölün eko sistemini bozmaktan başka bir işe yaramıyor.sebebini anlayamıyorum.faydasız ilimden allah'a sığınırım
     
  19. Yakamoz

    Yakamoz MUSTAFA

    Mesajlar:
    880
    Şehir:
    İSTANBUL==TRABZON
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE OYSTER CAST KAMIŞ 3.90
    Favori Makine:
    OKUMA TRAVERTINE TR55 MAKİNE
    En İyi Avı:
    DOSTLARIM
    Tebrik ederim çok güzel bir tesbit yapmışsınız faydasız ilim....!
    İnanın bu ilimin kimseye yararı olmaz.Ne güzel anlatmış Yunus EMRE (H.Z.) 'leri
    '' İlim Bilmektir İlim Kendini Bilmektir Sen Kendini Bilmez İsen Bu Nice Okumaktır..? ''
     
  20. tolkien

    tolkien Onur G. HİTİT

    Mesajlar:
    242
    Şehir:
    SAMSUN
    Favori Kamış:
    Olta
    Favori Makine:
    Alba
    En İyi Avı:
    5 kilo alabalık
    Konuyla alakalı olarak anlatmak istediğim birşey var. İsrail çipurası ile ilgili değil de bir başka işgalci tür olan gambusya (Gambusia affinis) ile ilgilidir anlatmak istediklerim:

    Geçen sene buraya (Bafra'nın Kolay Beldesi) ilk geldiğimde gambusyaları fark ettim. Bir kısmını topladım ve evimdeki akvaryumlarda yaşıyorlar. Göldekilerin birçoğunu da oltalık, yem balığı yaptık. Bunu civardaki birçok oltacıya da söyledim. Gambusyalarla yaklaşık 15-16 senedir ilgilendiğim için nerelerde yaşarlar, nerelerde bulunurlar; biliyorum.

    Gölde gambusyaların yoğun olarak bulunduğu noktaları belirledim. Daha sonra bu bölgelere hergün gidip gambusya yakaladım. Yakaladıklarımı da oltacılara verdim, bazılarını da kendim kullandım.

    Şu anda 1 yıl geçti. Gölde aylardır gambusya falan görmedim. Sanırım kökünü kuruttuk.

    Saygılarımla...