Bende uzatmak istemiyorum.Çünkü anlaşamayacağız.Yazdıklarınızda haklı olabilirsiniz.Yıllardır kullanılan ürünü haksız yere kötülemek de hoş bir durum değil.Bu yazdıklarınız genel de doğru.Benim ifade etmek istediğim tek şey arkadaşın yazısında balıkların görme kabiliyeti insnlardan daha kuvvetli ,bu nedenle acaba boşuna mı yani gerçekten faydalı mı gibi bir ifadeye verdiğiniz cevap sert olmuş.Sanki ürünü siz satmışsınızda onu savunuyormuş hissi veriyorsunuz.Siz ısrarla ben burada ürün satmam,hatta malzeme bilgilerine girmem şeklinde savunmaya geçiyorsunuz.Bu ilk değil yanlış hatırlamıyorsam bir de kamış konusunda bazı savunmalarınız olmuştu.Farkında olmadan hüsnüniyetlik içerisinde de olsa fazlaca alınganlık yaptığınız gerçeğini göz ardı etmeyin.Kimse size satıcı yaftası yapıştırmıyor.Ürünü kullandığı halde memnun kalmasa demekki cevabınız çok daha sert olacak.Site yöneticisi olduğunuz halde bu gibi haklı veya haksız eleştirilerde daha mülayim olabilirsiniz.Yine de bende farkında olmadan kantarın topuzunu kaçırmışsam kuluz yanılırız hata yaparız hakkınızı lütfen helal edin.
Halil bey, cevaplarımda bir sertlik yok hatta yumuşatma çabası var dikkat ediniz,oltacılık camiasında bildiğim , emin olduğum konularda alttan alma gibi bir huyum yoktur, sadece huzursuzluk çıkmasın diye uygun bir dille cevap vermeye çalışıyorum.Sektörde bir çok oltacı beni şahsen tanır, hatta her ilden oltacı dostlarımız ile beraber olta da atarız hem tatlısu hem de deniz balıkları ile ilgilendiğim için.Burada satıcılık ile ilgili bir mevzu yok, yanlış anlayan sizsiniz demek ki , mevzu peşin hüküm, yoksa ben Gönen beye ne ürün önerdim, nede sattım, marka da belirtmedim , kullandıkları hakkında da görüş belirttim,dolayısıyla benim işim ile ilgili bir konu yok.Bu konularda hergün mail ve telefon yoluyla bir çok oltacıya takım önerebiliyorum,kendi kullandıklarım hep referanstır şükür ki yanlış, kalitesiz bir ürün kullanmıyorum, bu yüzden de şifaen tanıyan oltacı arkadaşlar güvenerek olta takımlarını yaparlar.Konu gereksiz yere buralara geldi. Neyse konu sapmasın daha fazla, bakalım Fc ler parasını hakkediyor mu mevzu bu. Önemli bir not; Fc misina kullanımında yemli takımlarda sadece köstek yapmak verimi tam olarak arttırmaz, beden-köstek kullanmak gerekir.Spin avcılığında ise kandırıcıya bağlanacak beden Fc olması tercih edilir bu da berraklığı fazla olan sularda daha elzemdir.Birçok oltacı da yanlış bilgi olarak makinelerine Fc sarıyor buda çok yanlış hiç gerek olmayan bir durum ve fazla masraftır.Bu misinalar sadece beden-köstek içindir.
Sevgili Gönen Forumlarda kimi zaman bazı arkadaşlarla fikir ayrılığına düşmüşlüğüm olmuştur.Esasen herkes körü,korüne iddia etmeksizin fikrini,görüşünü ortaya koyabilir ve koymalıdır.Bu sayede doğru nokta ya tam bulunur yada güzel yararlı sonuçlar ortaya çıkar. Bazı satıcıların ben dahil hemen hepimizi geçmiş zaman içersinde kötü mallarla,üstelik pekde överek yanılttıklarıda bir gerçektir. Son zamanlarda sevinerek görüyorumki o devirler gecmektedir ve Türk Balıkcısı nihayet bilinçlenmiş ve iyiyi,kötüyü satıcılara danışmadan dahi bilebilir olmuştur. Bu konularda binlerce mesaj yolladım.Konuya faydam olduğunu elbette sanıyorum ancak en çok faaydanın forumlardaki görüş ve tecrübelerin ışığı altında geliştiğine inancım tamdır. Bakın size bgünki avımı anlatayım. Bu dahi konuya bir ışık tutacaktır. Yöremiz uskumru ve kolyoz açısından hayli bereketli bir yerdir.Çaparilerimizi bu güçlü ve hareketli balığa hakim olabilmek açısından hayli kalın misinalardan yapma durumunda kalabiliriz.Örneğin balığa çıkan arkadaşlar iki gündür sıfır balıkla dönerken,taa Konyadan gelmiş iki kardeşimi iki arada bir derede balığa çıkarabildim.Çaparilerimi köstek ve beden olarak Yo-zuri Mirage misinadan yaptım.İğnelerim ise 3 Numaraydı. Köstek kalınlıkları 0,35 beden ise 0,41 di.Sıfır sonuça karşın tuttuğum bir kova iri balığın resmini size yolluyorum. İşte olay budur. Rodex zamanında güvenerek benimde kullandığım bir misinaydı.Ama artık devri ve yararlılığı geride kalmıştır. Sevgiyle kalınız. Uploaded with ImageShack.us Uploaded with ImageShack.us
Sabahtan beri evet konu bu. Sadece bu. Kendiniz de söylüyorsunuz. Demek konunun bu olduğunu anladığınız halde gereksiz bir tartışma ortamı yarattınız. İçinize sindi mi bari? Yahu neyin huzursuzluğu çıkacak? Uygun dil olarak nitelediğiniz nedir? Burada bir konu açtım. İnsanlar bilgilerini ortaya döksünler, düşünsünler, tartışsınlar benim düşünmediğimi başkası düşünmüştür, bana da yararı olur diye. Alttan alınmaya ihtiyacım yok çünkü ortada alttan alınmamı gerektirecek bir durum yok.Sadece bu konuya ve şahsıma nezaketsizliğiniz var. Diğer açtığım konuya gelince evet bu konunun da arkasındayım. Hala bu ülkede kar marjlarının haddinden fazla olduğunu düşünüyorum. İzmirde kendimin de devamlı alışveriş ettiğim insanların yüzlerine de söylüyorum bunu. Hepsini de severim beni de severler. Ama bu doğru düşündüğümü söylememem için bir neden değil. Diğer aklıselim yazan herkese teşekkür ederim. Şimdi en azından bu ürün hakkında daha fazla bilgim var.
Gönen bey, konu hakkında cevabınız için, tabiiki içime sindi, en azından doğruları yazıyorum, üsluba gelince , bakın yazmışsınız, arkasında durduğunuz konunun başlığı '' oltacılık malzemelerinde bu ülkede kar marjlarının fazla olduğunu düşünüyorum'' olsaydı işte başlık, işte nezaket bu derdik ''kazıklanıyormuyuz'' değil, ayrıca cevap paragrafınızda size yönelik olmayan cümlelerime de cevap vermişsiniz.Başlık açarken sanal ortamda tartışmalara neden olacak kelime ve cümleleri seçmezseniz , hem araştırdığınız konuları daha çabuk öğrenirsiniz, hem de böyle gereksiz, inciltici mesajlar kirlilik yapmaz.Sonuçta ekranın yüzü soğuktur, adı üstünde 'sanal',
Vedat Bey sizin yörenin uskumru ve kolyoz havasını Orhan Bey sağolsun keyifle solumuşluğum var. İnşallah bir gün sizinle de nasip olur. Misina konusu ile düşündüğüm konulardan birisi de şu: Eğer FC misinalar sanıldığı gibi görünmez değil ise bedende de çok ince örgü misina kullanılamaz mı? Forumdaki bu saçma sapan tartışma yüzünden konu sündürüldü, özünden de uzaklaşıldı çünkü. Şimdi balıkların renk skalasını bilemiyoruz. Balığın ne kadar renk görmeye sahip olduğunu da bilmiyoruz. Aslında balık gözlerinin retina hücreleri incelendi ise bu konuda bir sonuca varılabilir ama bu konuda bir çalışma yapılış mı arştırmadım. Kedi ve köpeklerin renk görme skalası çok dardır ama bu iki avcı alacakaranlıkta ve gece adeta bir gece görüş kamarası gibi görürler. Eğer avcı balıkların da renk görme yetenekleri böyle ise ki akla yakın olanı da bu, bedenin rengi değil kalınlığı önem kazanır. O zaman da yine bir kısım insan rahatsız olacak ama FC misinalara para harcamaktansa (!) çok ince ip misinalar kullanılabilir. Aslında bunu bir kere deneyeceğim. Fırsat bulup da balığa çıkabilirsem...
Beyler, biraz daha malzeme üzerine yoğunlaşalım. Biraz sert eleştiriler, çıkışlar olmuş, eğer bir üslup hatası, eleştiri varsa herkes koca adamlar, Gönen Bey ile Cevat Bey bunu tartışırlar, hariçten gazel okumaya, ortamı germeye gerek yok. Bazı durumlarda "istediğimi yazarım, foruma açık bir konu değil mi kardeşim?" serzenişi fayda getirmeyecektir, açıktır tabi ki ama bir kişi bir kişiye eleştiri getirmişse, diğer kişi 3 yaşında bebek değil ya, gerekiyorsa cevabını verir, ötesi sadece ortamı kızıştırmaya yarar... Bu böyle biline. (eğer tartışma malzeme eksenli ise tabi ki herkes fikrini söyleyecektir, bundan bahsetmiyorum) Ben Gönen Bey'e bir misina önereyim, bir miktar florin ve florokarbon içerir, pahalıdır ancak çok büyük farklar yaratırsınız, kopmaya da sade florokarbondan dayanıklıdır, tüm avlarımda inanılmaz verim alıyorum; nispeten hafizasız da olduğundan makinaya dahi sarılabilir(bu bakımdan köstek içermeyen spin avlarında nefistir.) Çok yüksek de çeker değerleri vardır, hem florokarbon özellik hem incelik ile duble avantaj sağlar. Tüm rapala ve yemli lüfer sülalesi avlarımda asla vazgeçemem. Bahsettiğim misina Tubertini Gorilla Micro (aman, lake&river değil)... Bu misinayı bana şiddetle öneren Vedat Abime de sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Diğer bir uygun misina ise SureCatch'in ismini hatırlayamadığım florokarbon misinası (malesef ardiyede yığınla ekipmanın arasında olduğu için modelini hatırlamıyorum, bilenler yardımcı olsun). Bu misina da randıman olarak harikadır ancak düğüm atmada benim gibi özensizseniz, gam yaptırır, dikkat etmek gerekir. Kısacası; ben florokarbonla av yaparken çok büyük randıman alıyorum, genelde de ortamdaki avcılardan x2 fazla vuruş alıyorum, ortamda 1 balık alınacaksa genelde benim oltama geliyor, övünmek maksatlı söylemiyorum, bir gerçekten bahsediyorum. Benim de fikrim bu, ben eğer kaliteli, hakkaniyetli işçiliğe sahip ise; florokarbon öneriyorum... Saygılar. Not: Sevgili Eşkinaman Murat Abi Eskinin balığı mı kaldı? Krokodil misinayla 2-3 kiloluk baltabaş çekiyorduk, hem de 0,50 mm ile! Şimdi el kadar karagöz huylanıyor iğneden bile, azlar ve tetikteler. Bence fikri sabitini gözden geçir.
Tubertini Gorilla Micro..önerdiğin bu misinamı. http://www.avmarketi.com/asp/group/439/Fluoro-carbon-Gorunmez-
Verdiğiniz link çok sayıda misina ile açılıyor, anlayamadım o yüzden ben de sadece resmini aldım; bkz: http://www.avmarketi.com/content_files/prd_images/ksk/gorilla_micro_k.jpg üzerinde sinarit resmi olan tubertinidir tavsiye ettiğim... Saygılar.
Rica ederim Gönen Bey, eğer tubertiniyi alıp denerseniz ve beğenmezseniz lütfen bana ulaşın, bana kargoyla yollayın ücreti mukabilinde, zevkle edinirim. Dediğim mübalağa değildir, gerçekten kullanıyorum ve beğenmezseniz size bu kadar masrafı ben yaptırmış olurum, kullanmadığınız kısmı alabilirim. Saygılar...
Sevgili Gönen Yöremizin uskumru ve kolyoz avcılığı buralara yerleştiğim sıralarda üzerinde pek durulmayan bir avdı.Zamanla kendime ait olarak gerçekleştirdiğim aktarma yöntemlerine ilk başta sayın Orhan bey karşı çıkmış olsada sonucta aldığım neticeler kendilerinin ve sair oltacıların inadını kırmış ve bil-a istisna hepssi bu yönteme dönmüştür.Bugünlerde ise FC misinası ile herzaman balık tutabiliyorken diğer avcılar ya bir,iki yada boş dönmektedirler. Zaman muhafazakar olma zamanını aşmıştır.Birçok yeni ve denemeye değer ürünler vardır.Keza internet sayesinde Türkiyede bulunmayan ürünlerde kolayca ve ucuzca gelmekte ve Türk avcısı bunları randımanla kullanmaktadır. Şİmdilerdede FC leader destekli jigging avlarımdada durum aynı seyri göstermektedir.Muhafazar zihniyeti aşanlar bir,iki balık alabilecekken diğerlerinin bu konuda atıl kalacağını hissedebiliyorum. FC misinalrla ip misinalar hemen,hemen aynı fiyattadırlar.Herikisininde iddialı markaları pahalıdır.Ancak ip misinaları nekadar incede olsa bedende kullanmanın bir yararı olmayacaktır ve esasında böyle bir kullanım şeklide yoktur. Balıkların görme kabiliyetine gelince,kesin olarak lütfen şu noktayı not ediniz. Şayet balıklar renkleri hemde dipte ayırma kabiliyetinde olmasalardı,profesyonellerin dip ağları muhtelif renklerde olurdu.Oysa ağ renkleri fabrikalarca titizlikle sarı,turuncu ve kırmızı renkte üretilmektedirler.BU renkler derinde pek az görünürler ve balıklar farkedemediğinden ağlara yakalanırlar.Oysa bu ağlar mor,yeşil,mavi,lacivert olsalardı hiçte randımanlı av veremezlerdi.Balıklar farkeder ve ağa vurmazlardı. Balıkcılık olgusunu şayet bir avcı titizlikle ele alırsa netcisenide aynı oranda alacaktır.Bugünün kıt balığında bu durum kesinlikle uygulanmalıdır. Muhtelif yabancı forumlara üyeyim.Hergün okuyor belki bilmediğim yararlı bir üürün yada yöntem varmıdır diye araştırmaktayım.Ayrıca bu forumlara artık forumlarımıza göndermeye çekindiğim muhteşem avlarımın resimlerinide yolluyor,hayli ilgi ve müspet yorumlarda alıyorum.Onlardan içime sindirmeye çalıştığım husus ise büyüklüğü ne olursa olsun Yakala,bırak yöntemidir.Zaman içersinde tatlısuda bunu başardım,hepsini salıyorum.Deniz avlarımda limiti geçmek beni üzüyor ve bundada itina göstermeye başladım.Zaman içersinde esas olanın üretkenliği devam edecek özellikle anaç balıkların yakalandıktan sonra bırakılması etiğinede ereceğime inanıyorum. Konunuz vesilesiyle bu noktalarada belki faydası olur diye değinmek istedim. Sevgiyle kalınız.
Konu basligi"Görünmez misinalar gerçekten görünmez mi"bunu anlamak icin balik olmak lazim,bu konu basligindaki soruyu bir cok bilim adami arastirsada ben genede tam bir sonuca ulasilacagini zanetmiyorum,her ne kadar misina üreticileri bu iddada bulunsada bunu dedigim gibi anlamak icin balik olmak lazim,Murat arkadasimiza katiliyor(balik varsa her misina tutar)ve bu isin daha cok kismetle olabilecegini düsünüyorum,yarar sagliyormu? bence soru isareti,cok berrak sularda belki yarari vardir,ben sahsen her türlü renkteki misina ile balik tutum...
Sevgili Vedat Bey'ciğim, Burada anlatmaya çalıştığım konu FC misinalara veya modern aletlere muhalefet değildir. Kendi mesleğim gereği teknoloji ve yeniliklere açık olmalıyım ki çağın gerisinde kalmayayım. Kaldı ki benim branşım zaten % 85-90 oranlarında alete dayalı bir branştır. Ama daha doğru yol daima sorgula-fikir yürüt-uygula yoludur ki bu yol sayesinde hiçbir konuda yenilikler bitmez. Bu yol ile yeni araç/gereçler icat edilirken, bazı araçlar/ghereçler de geçerliliğini kaybeder. Bakınız bu konuyu açtıktan sonra balıklarda renk duyusu ile ilgili birkaç makale araştırma gereği duydum. Şunu öğrendim. İnsanoğlu ve primatlar 3 ana rengi (kırmızı-mavi-yeşil) gören koni hücrelerine sahipken balıklar tetrachromatik yani 4 rengi ayırtedebilen hücreler sahip (kırmızı-mavi-yeşil-MORÖTESİ). Bazı hayvanlarda bu daha da ileri gidiyor, örneğn böcekler pentachromatik yani 5 ayrı ana rengi ayırabiliyor. İlginç değil mİ? Bu soruyu kendi kendime ve dolayısıyla sizlere sormuş olmam bana bunu öğrenmemi sağladı. Yoksa bazı forum patlayıcılarının zanettiği gibi maksat ürün, marka karalamak falan değil. Unutmamak lazım etrafımızda gördüğümüz her nesne bir zamanlar bir tasarımdı. İnsan düşüncesi ihtiyaç oldukça tasarladı ve üretti. Sorgulamanın hayatımda hiçbir zararını görmedim. Sorgulamayı sevmeyen kişilerin muhalefeti dışında. Yazılarınızı keyifle okuyorum, üslubunuzu da çok seviyorum. Umarım bir gün tanışırız. Sevgiyle kalın....
Sevgili Selim Şayet Almanyada avlanıyor olsaydım sanırım çocukluğumdaki gibi ince ibrişimle dahi hayli balık tutabilirdim. Ben hergün balığa çıkan birisiyim.FC misinalar Nasuhi Albulak ve Murat Karahan kardeşlerimce Türkiyeye ilk getiridikleri andan itibaren kullanmaktayım.Basitce 8 seneden beri.İlk gelenler maalesef çok dayanıksızdı.Bu durum beni hayli zorlamıştır.Ayrıca hafızalıydılar.Makaraya sarmaya uygun değildiler. Sonraları bu iki menfi yönü halledilmiştir. Bakınız bugün dahi güzel bir sinagriti kandırmayı başardım.Niye bugün dahi,zira sinagritler beslenmeyi kesmişlerdir ve derine çekilmişlerdir.Sanırım güncel bir sinagrit avı gercekleştirmek çok zordur. Başarımın sırrı kerterizleri iyi bilmemin yanısıra kullandığım Seaguar misinadadır.Buna kesinlikle inanıyorum. Olay curum balığını tutmanın ötesinde bir olaydır.Balık çokluğüunda hakikatende her misina balık tutar.Ama iddi,a ederimki böylesine bir durumda FC misinayı layıkıyla kullanan oran olarak daha başarılı olacaktır. Sevgiler.
Sevgili Kardeşim Gönen Sıcak ve emek verilerek yazmış olduğunuz cevabi mesajınıza teşekkür ederim. Bulunduğum yer icabı gözlem,deneme,yanılma yöntemleri ile sonuçlara varabiliyorum.Hayat ve geçinme gailesinden uzak bir kişi olarak vaktim boldur.Hatta öyleki gecelerimi 6 metrelik teknemde açık havada geçiriyorum.Esas sebebi bir daha motorumu çaldırmamak olsada hayatımdan memnunum.Zira geceleride balık davranışlarını izliyor,bazılarını gece nasıl daha kolay alt edebilirim diyede uğraşıyorum. Sizin ilmi olarak vardığınız sonuçla benimkisi bahsettiğim yöntemlerlede olsa sanırım aynı sonuça varmıştır. Balıklar dipte ve derindeyse,çaparilerimi hakikatende mor,yeşil,mavi,lacivert ağırlıklı olarak muhtelif simlerden yapar ve kesin netice alıırım.Dünki çapari avımdada bugünki sinagrit avımdada,balığın hayli nazlı olduğu bu devirde başarıyı kolayca sağladım.Oysa muhafazakar görüşlerinden sıyrılamayanlar hakikaten hiçbir şey tutamamaktadırlar.Buraları ile ilgili av raporlarına başka forumlardada göz atarsanız neticeyi görürsünüz. Hatta jiglerimide bu renklerden secerim.İlişikte sunduğum sinagrit 85 metreden alınmış ve renk olarakta görülen jig seçilmiştir. Detaylı yazmamın sebebi bazı kardeşlerimizinde faydanabilmesini temin içindir. Sevgiyle kalınız. Uploaded with ImageShack.us
Vedat abi sizin ve sizin gibi üstadlarin tecrübelerine her zaman saygim vardir,tecrübe denen sey o kadar ucuz edinilmiyor,zaman gerekli,deneme yanilma yöntemi gerekli,bu yüzden sizin gibi üstadlarin tecrübeleri ,bizleri dahada bilgilendiriyor.gelgelelimki benim anlatmak istedigim,baligin gözü ile görmüyoruz,bizler sadece tahmin yürütüyoruz,bütün dünyanin kabul görmüs misinasida olsa gene tahmin yürütüyoruz cünkü balik degiliz,ben bir arkadasla baliga gitmistim bir kac sene evvelinde,sazana atiyorduk oltalari,cok güzel verimli geciyordu avimiz,yirmi metre ötede bir alman balikcinin gözü bize dikilmisti,yirmi metrede olmasina ragmen,onun oltasi tik etmiyordu,alaman balikci yanimiza gelip ne yem kulandigimizi sordu bize,bende yemi gösterdim,bizden bir avuc yem alarak kendi oltasina takti,sonuc gene tik yok,uzatmadan en sonunda yanimiza geldi ben kendi yapmis oldugum düzenegin aynisini ona yaptim ve ayni yemi takip attim,iki olta arasi bir metre ya var ya yok,o kadar sık icice attik oltalari,nedense balik gelip gelip benim oltama takildi onda gene tik yok,anladimki balikavinda kismetinde cok önemi var. Almanyada balik tutmaya gelince,tabiki sizin tecrübeleriniz bizlerden fazladir ama tutulup geri birakilan yerdeki baliklar malesef SAZAN olmuyor,sahteyi taniyorlar,devamli degisik yöntem aramamiz gerekiyor,sahte kirmizi ise tutulan balik bir dahaki sefere ayni sekildeki,ayni aksiondaki,ayni renkteki sahteye ragbet göstermiyor,ayrica bilmiyorum almanyada bulundunuzmu,buradaki hava durumu devamli degisken,ben hava durumununda balik avindaki yerine cok inanlardanim,sizin tecrübelerinize saygim var ama burdada balik tutmak kolay degil,saygilar...
Sevgili Kardeşim Selim. Engin takım bilginle herhangibir Almandan,isterse oranın namlı avcısı olsun,çoğu kere daha başarılı olacağına eminim.Kendini bu işe vermiş,balıkcılığı ciddi olarak ele almış bir avcımızın Alman yada başka milletten olsun çoğu kere pratik zekası ile daha verimli avlar yapabileceğine inancımda tamdır. Ama hani Sazan gibi atladı deyişi varya aslında Sazanı bilmeyenlerin sarfettiği bir sözdür.Zira Sazan hakikaten kimi zaman bayağı uğraşı gerektiren bir avdır.Sazan yerine Kaya balığı dense idi sanırım ifade yerini bulurdu.Hem sazanın sahte ile ne işi olaki. Hem Almanyayı ve hemde birçok Avrupa ülkesini otostopla olabildiğince inceleyerek gezdim.Dediğim 40 sene evvelsidir.Halende Kapıkuleden otostopla ibaresi yazan pasaportumu hatıra olarak saklamaktayım. O zamanlar beni ençok uzun yürüyüşlerimde sıkca gördüğüm yaban ördekleri,sülünler çok etkilemişti. Keza bazı alabalık derelerinin yanında yürürken özellikle Avusturyada kocamanlarını gördükce hep içim gitmişti. Balık avı kanaatime göre bir yere kadar kısmet işidir.Yoksa rasgele deyimini kullanır olmazdık.Almancam pek yok ama İngilizcede bu kelimenin tam karşılığı yoktur.İyi şanslar dilenebilinir o kadar.Sanırım yanlışım varsa düzeltin Petri Heil gibi bir deyim Almanyada kullanılmaktadır.Yani ingilizce olarak Tight lines deyişinin karşılığıdır. Gergin misina, balığın yakalandıktan sonraki gerdiği misina gibi bir deyiş. Eğer başarılı bir avcılık hayatım olmuşssa,işi hiçbir zaman,attım ağzına,gitti boğazına olarak görmemem sayesindedir.Başka bir değişle şansa inansamda,daha çok şansı kendimin yaratabileceğine inanırım. Bence o Alman takım yerine yerini beş,on metre değiştirseydi balık yakalar olurdu. Buradaki avlarımızdada benzer hadiseler olabiliyor.Bazen birkaç metre dahi,randımanda değişiklik yaratabiliyor.Zira suyun altını tam göremeyiz,oradaki bir noktada balığı cezbeden,orada toplanmasını sağlayan bir topuk,bir çukur yada bir kaya gibi balığın toplanmasını tetikleyen bir obje bulunabilir. Avcı meşakkate dayanabilir olmalıdır.Zira sonucta duyacağı sevinç meşakkatini katlayacaktır. Hayatımın hiçbir av macerasında o Almanın düştüğü duruma düşmediğimi iddia edebilirim. Sevgiyle kal
Gönen Bey Berkley alip kullandigini ve farkli bir sonuc alamadigini söylüyor eger berkley de sonuc deismediyse bence diger markalara bosa para vermesine gerek yok.Digerleri 3. 4. sinif kalir.