"Insanlar hak ettigi liderlerle yonetilir ve hak ettigi yasami yasarlar." Bunu ben soylemedim, ancak boyle bir deyis var. Durdugunuz yerde begenmediginiz bir sey varsa , o begenmediginiz sey konusunda baskalarina parmak kaldirmak yerine " ben ne yaptim"a bakabiliyormuyuz? Kendimizi yikmadan, tamam "bu gune kadar boyleydi, bundan sonra baska bir yol sececegim" diyebiliyormuyuz?Acisiyla tatlisiyla , neyi yasiyorsak "bunu biz yarattik". Yazmaktan, uyarmaktan bikmayacagim. Herkes baskasina bakmasin. Sorumlulugu eline alip, "benim yapabilecegim nedir ?"diye sorsun veyapabilecegini ortaya samimiyetle koysun. Yoksa "bu insanlar duzeysiz, bir kitle cahil, elimizdeki son kirintiyi yagmaliyorlar, efendim su soyle, efendim bu boyle " mantigi bizi hic bir yere goturmuyor. "Bu isi gordum, sonucunun nereye gitgini anladim" diyen aksiyona gecsin. Once o gune kadar yapamadigi isler icin kendini bagislasin. Gecmise , gecmise yapilamiyana uzulmekte bir israftir. Bu gun ," ben ne yapilabiliri mi". bulmali ve uzerine gitmeliyiz. Doga ve kaynaklarimiz, dusman ulkelerden de, politikadan da, ic cekismelerimizden, gunluk kaygilarimiz ve buhranlarimizdan da onemlidir. Bu dertlerle uzuluyor ve bunlarla zaman kaybediyorsaniz , herkese soyliyebilecegim tek sey, " bugun buyuk bir rahatlik icinde, boylesi dertleri kendimize dert edinebilme luksunu yasiyoruz. Gun gelir asil derdin ne oldugunu cok aci bir sekilde goruruz."demekten baska carem yok. Bugun insan yasaminin butun kaynaklari hizla tukenirken, petrol fiyatlarini konusmak, mr.Bush tantanasina ve insan kiyiminin her hangi bir tarafinda olmak, gereksiz savaslarla zaman gecirmek, kisir dindarsin/dindar degilsin muhabbetleriyle bir birimizi ayirmak, kucuk tuzaklarla "yasam oyunu oynuyorum, mecburum yapmaya" diye, insan ayagi kaydirmak, bozunma ve kokusma her yeri sararken, erdemin yok olusunu sessizce seyretmek , "nasil olsa her sey ve herkes yalan, cehennemin dibine" deyip, kendi kabuguna cekilmek, yuksek idealleri dusunurken, o idealleri "nasil ve neyle hayata gecirecegim" sorgulamasini yapmadan, bu ideallerin ilizyon esrikliginde yaratilmis bir hayal dunyasinda yasamak, her gun bir dost kazanmak yerine, her gun bir dost kaybetmek, buyuk bir lukstur. Bunun buyuk bir luks oldugunu gorup, mumkun oldugunca yetkinligimizle , neyi halledebilecegimizi cabuk kavrayip, kimseyi beklemeden, kendi irademizle, bu dunyada bir tek bu derdi ceken bizmiscesine , kendimizi kucumsemeden, barisla , sevgiyle, buyuk bir umut ve yuksek sesle, elimizden ne geliyorsa,ardimiza koymamaliyiz. Sakin "Dunya yok oluyor" dememi beklemeyin. Dunyanin gittigi bir yer yok. Ancak insanin yasamasi mumkun olan Dunyanin sartlari ve iradesi bizi terkediyor. Kac barajimiz bu sene kurudu, 20 sene evvel kac balik turu denizlerimizde vardi , kaci kaldi, Dunyanin orman yuzdesi son on senede nerden nereye geldi, her sene artan dogal yanginlar, kuresel isinma, ozan deligi, buzullarin erimesi, tarif edilemiyecek depremler, yanar dag patlamalari, tusinamiler, seller,dunya topraklarinin hizla erozyona ve collesmeye ugramasi, tarimdan balikciliga, butun kaynaklarda verim dusuklugu, yepyeni hastalik turlerinin neredeyse her yil bir yerlerde epidemik yaratmasi, bunlarin sonucunda ozellikle son 5 senedir artik kendini butun dunyada hissettiren ekonomik deprasyon gercek problemdir. Binlerce yillik insanlik kulturu, yarattigimiz butun yuksek idealler ve algilayislar, felsefeler, dini yukseklikler, bilimle bulup, bulmaktan gurur duyduklarimiz, kurdugumuz ulkeler, zaferlerimiz, bayraklarimiz, sinirlarimiz, 9.senfoni, Mona lisa, Hamlet, Davidin Heykeli, Ibrahim Tatlises ...artik akliniza ne geliyorsa... Saheser deyip, insanin muhtesemligini gordugunuz her sey tehdit altindadir. Ve inanin artik bir dakka bos yere gecmemelidir. Herkes gucunun yettigi ne varsa, onunla otekine erismenin yolunu yaratmak zorunda, depresyonla ve kotumserlikle degil, umut, bilgi ve kivilcimla. Onumuzde 50 yil var dostlar. Buna benzer yazilar, bugun her dilde, dunyanin her yerinde, insanlari insanliklarina sahip olmaya cagiriyor.Her hangi bir ideolojinin veya ruhaniyatin etkisinde olduklari icin degil. Her hangi bir guruba dahil olduklari icin degil. Akli selimleriyle boyle bir gelisimi artik acik secik gorebildikleri icin. Bu ilhamin bu cagrinin sesini duyanlar artik bu sesi ve kendilerinin nerede olduklarini yargilamiyor. Teslim olmus yapabilecegini yapiyor. "Ne yapacagim?" diye sormak niye?. Artik icimizdeki yuksek sese azicik kulak verelim. Artik o "ne olacagim kaygisini" bir yana birakip, yeter ki o sesin yolunda yureyebilmeyi secelim. Cevap herkesin durdugu yerde baskadir. Ancak goreceksiniz buldugunuz o cevapta yapmaniz gereken her sey vardir. Cevabimizi baskalarinin cevaplarinin dogurdugu edimle kiyaslamadan, kendi verdigimiz cevabin adami olalim dostlar... Anlasilabilmek umuduyla...
mehaba bende aynı olayları turna da görüyorum en fazla 20 cm lik balıkları alıyorlar özellikle köprüköyde yetkililerin bu konu üzerinde durmaları temennisi ile dikilitaşda botla mı kıyıdan mı aldın cevap verirsen sevinirim
bence o gölete gece ağda atıyorlardır bir iki sene içinde orada balık namına birşey kalmayacagına eminim
Yangın haberlerine çok meraklı gözüküyorsun ama o konuda açtığım konuya bakmadın bile.http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=13501 bu konuyu okumanı tavsiye ederim. Arkadaşımız heyecanını yenememiş istediği başlığı atar sana ne.
Şuna emin olki biz bunun için savaşıyoruz ama yeteri kadar başarılı olamıyoruz eğitim şart ve bunun için okula gitmekte gerekmiyor sabırla ve defalarca tekrarlasakta yılmamalıyız bunu hep beraber başaracağız. iyi avlar dilerim. Saygılarımla.
Alp ağabey, gerçekten olaylara bakış açınız takdire şayan. Ama anlattıklarınızın, avuç içi kadar balıklara tenezzül eden zihniyetlerde hayat bulması çok zor. Fakat dediğiniz gibi bıkmadan usanmadan görevimizi yerine getirirsek, birgün mutlaka bu yanlışlar düzelecektir.
Eğer Bir Balikçi Mantar Beklemeyi Bilmiyorsa,katliyama Gelir Gibi Tiriviri Ağayla 100-150 Parça Baliği İrili ufaklı dinlemeden Bir Seferde Götürüyürsa Bu Insan Balikçi Değil Dünyaya Zarar Vermek Için Gelmiştir Eğer Bir Gün Olurda Bana Denk Düşerse Babam Dahi Olsa Hiç Affetmem yetkililere Kendi Ellerimle Teslim Ederim.
GÖKOVALI KARDEŞİM BURAK SÖKMEN 'e ....sevgili kardeşim o götürdükleri 10 cm lik balıkları sonra ne yaparlar böyle insanlar biliyormusun! önce herkeze tuttuğu balıkları gururla gösterirler marifetmiş gibi.ardından da birkaçgün dolapda beklettikten sonra kedilere yada çöpe atarlar ayrıca doğa sever gözüküp doğanın kanına girerler geleceği düşünmeyip,bugün var yarın yokum. arda kalan derde kalsın derler böyle vicdansızlar.....! gölhisar da ben bu yüzden dayak yedim 2 kişiden, sana ne sana mı kaldı korumak dediler. bende yarını düşünmeyen insan insan olamaz yaptığınız ayıp arkadaşlar kurallara uyalım dedim dedim de dayakda yedim. artık öyle yapanlara uzaktan lanet yağdırıyorum. bizim bulamadığımızı yarın onlar ve çocukları da bulamayacak. ne pahasına olursa olsun bizler doğru ve dürüst avcılar olmaya devam edelim. saygıyla.....!!!
Evet doğru söylüyosun.Birisi o balıkları sattığınıda söylemişti.Bırak kim alacak gibisinden bir konuşma ve tartışma hatırlıyorum ama sonra ne oldu bilmiyorum.Kavga çıkmadı sanırım.Ben tabi o zamanlar çocuktum.Şimdilerde gitmiyorum o taraflara.Nasılsa çoraklaştı o göller diye.Belki birgün pikniğe giderim baraj kıyısına
herkese hayırlı güler abilerim benim düşünceme göre baraj yetkilileri biraz olaya el atsa mesala baraja giriş çıkışlarda tırıvırı ağa kullananları kontrol etseler bir nevi faydası olur diye düşünüyorum.bir sefer Eskişehir Mihalgazi ilçesinde balık tutarken jandarma gelipte oltalarıma tek tek bakmıştı tırıvırı ağa kullanıyormuyum diye baraj yetkilileride böyle bir şey yapabilir.Tabi benim görüşüm siz nedersiniz bilemem faydası olabilir.Tüm olta balıkçılarına selamlar rastgele
Kıyıdan turna almak çok basit ve küçük yok!!! Konuya destek verdiğiniz için çok teşekkür ederim sizler gibi insanlar oldukça emin olun iç sularımızdaki balıkların nesilleri tükenmeyeceğine inanıyorum ve birkez daha TEŞEKKÜR EDİYORUM!!!