Ayağım çok ağrıdı uyuyamadım,kendimi attım siteye dedim arkadaşlara okumaları için birşeyler göndereyim,kötümü yaptım....
izzet kardeş çok güzel ve duygu yüklü bir yazı emeğin için teşekkürler kaleme alanında ellerine ve emeğine sağlık koral seninde ayağın allah göstermesinde alçıda olsa evde bütüngün otursan 24 saat çıkmazdın siteden
Teşekkürler kardeşim ,yazanın gerçekten eline sağlık....Burada sizlerle paylaştığım hikayeler senelerdir okuyup hoşuma gitmiş ve arşivlediğim hikayelerdir,geneli ders çıkartılacak,hassas konular umarım herkes beğeniyordur...Saygılar
saygı olmadan sevgi de olmazmış:doğru İzzeeet hanımla ikimizin gözlerini yaşladın ya alacağın olsun teşekkür ederiz
Izzet Bey cok tesekkur ederiz. Bizlere insanin insan yuzunu hatirlatan paylasimlarla tad verdiginiz icin. Kendinize iyi bakin, bocekleri birakin ucsunlar. Insaallah yakinda tekrar baliklarin pesinde goruruz sizi...
Birlik!!! Bir kaç yıl önce, Seattle Özel Olimpiyatlarında, tümü fiziksel ve zihinsel özürlü olan dokuz yarışmacı, 100 metre koşusu için başlama çizgisinde toplandılar. Başlama işareti verilince, hepsi birlikte başladılar, bir hamlede başlamadılar belki ama yarışı bitirmek ve kazanmak için istekliydiler. Yarışa başlar başlamaz içlerinden genç bir delikanlı tökezleyip yere düştü ve ağlamaya başladı. Diğer sekiz kişi oğlanın ağlamasını duydular. Yavaşladılar ve geriye baktılar. Sonra hepsi yönlerini değiştirdiler ve geriye döndüler. Oğlanın yanına geldiler. İçlerinden Down Sendrom’lu bir kız eğilip oğlanı öptü ve “Bu onun daha iyi olmasını sağlar” dedi. Sonra dokuzu birden kol kola girdiler ve bitiş çizgisine doğru hep birlikte yürüdüler. Stadyumdaki herkes ayağa kalkıp dakikalarca onları alkışladı.Orada bulunan insanlar hala bu öyküyü anlatıyorlar. Neden? Çünkü; Bu hayatta önemli olan şey, kendimiz için kazanmaktan çok daha ötede olan bir şeydir. Bu hayatta önemli olan, yavaşlamak ve rotanızı değiştirmek anlamına gelse bile diğerlerinin de kazanması için yardım etmektir
Sevgi ve saygi genlerimizdedir. Yeter ki gercek sesimize kulak verelim. Hayat ben kazanacagim bakis acisiyla sadece yikintiya donusur. Sonuclar acik secik ortada. "Ben kazanacagim, sen kazanacaksin, hepimiz kazanacagiz" gercek formuldur. Ingilizcede " this is a win, win, win situation"( "bu kazan,kazan, kazan durumu") denildiginde bu kastedilir. Izzet Bey'in bu mukemmel ornekle gundeme getirdigi gibi. O yarisin normal sartlarda bir tek galibi olacakti.Ipi gogusleyen 8 yarismacinin, iclerindeki yuksek sesi dinleyip, arkadaslarina yardim etmeleriyle, yarisin 9 yarismacisi sadece sampiyon olmadi, seyirciler, medya,toplum, yarismanin kendisi ve bugun bu olayi okuyup bundan kendine feyz alanlarda sampiyon oldu.Tam bir kazan,kazan, kazan durumu. Kacimiz gelecek planlarimizi yaparken gercekten herkesin kazanabilcegi bir formulu kurup, bunu yasamayi kendimize destur ediniyoruz? Oysaki gercekten bunu yapabilecek gucteyiz... Bu guzel paylasimin bende yaratigi izlenimler bu Sevgili Izzet. Degerli paylasimin icin cok tesekkur ederim.
Zaten, ben demeyip biz diyebilsek emin olun ki pek çok sey daha mükemmel olacaktır,inşallah o günleride görürüz.Ayrıca güzel yorumlarınız için ben de size teşekkür ederim...Saygılar
Kazlar kadar olamıyoruz hakkımızda kötü bir yorum yapıldımı hemen dalaşmaya başlıyoruz sonuç olarakta birbirimizi kırıyoruz.