Böyle hayat felsefesi olan bir insanı az da olsa tanımak istedim, özetle sizlerle de paylaşmayı uygun buldum Tuncay Bey' in affına sığınarak ufak bir parantez de ben açmak istedim. Mahatma Gandhi Vikipedi, özgür ansiklopediden alıntıdır... Mahatma GandiMohandas Karamchand Gandhi (Hintçe: मोहनदास करमचंद गांधी,) (d. 2 Ekim 1869 – ö. 30 Ocak 1948), Hindistan'ın ruhani ve siyasi önderidir. Mahatma (büyük, yüce ruh) adını çok sonradan alan Gandhi, Hindistan'ın Britanya İmparatorluğu'ndan bağımsızlık kazanma mücadelesinin lideridir. Hayatı boyunca şiddet ve terörizmi reddetmiştir. Bir suikast sonucu öldürülmüştür. Pasifizm akımının en önemli figürüdür. Türk Kurtuluş Savaşı'nı desteklemiş ve Atatürk'ün fikirlerinin 3. dünya ülkeleri için yol gösterici olduğunu söylemiştir. Hayatı boyunca şiddete karşı çıkmıştır. Her zaman bağımsız, Hindu ve Müslümanların birlikte yaşadığı bir Hindistan hayal etmiştir. Ancak Hindu ve Müslümanların Hindistan ve Pakistan şeklinde ayrılmasına engel olamamıştır. Bağımsızlık mücadelesi içerisinde Hindistan halkının gösterdiği şiddeti engellemek için ölüm orucu tutmuş ve ancak şiddet sona erdiğinde oruç tutmayı bırakmıştır
Teşekkürler Tuncay arkadaşım. Herkeste olması gereken düşünceleri bu mesajınla hatırlatmışsın. Umarım birçoğumuz bu sözlerden kendine bir ders çıkarır.
Estağfurullah yorum ve yaklaşımın için ben teşekkür ederim Bende size teşekkür ederim Bende size teşekkür ederim Bende size teşekkür ederim Bende size teşekkür ederim Şeref Bey Torunum Mervenin gözlerinden öperim Bende size teşekkür ederim Şirin torunum Merve ben teşekkür ederim
Hüseyin Bey kardeşim Ben teşekkür ederim Yüce rabbim iyi insanların yardımcısıdır. Barış kardeşim güzel yorumun için ben teşekkür ederim Abdullah kardeş bende size teşekkür ederim Koral'ım bende sana teşekkür ederim Teşekkürler Erdem Sevil Hn.Ben teşekkür ederim Estağfurullah nedemek ben bu güzel yaklaşımınızla ancak şeref duyarım Sedat Arkadaşım yorumun için teşekkür ederim
Tuncay Bey Bu degerli bakislari bizlere sundugunuz cok tesekkur ediyorum. Almayi isteyene bir kelime bir evren. Saglicakla kalin degerli Abim.
Sanırım günümüz balıkçılığına örnek olucak en önemli söz olsa gerek... Doğallığı bir kenara itip yapay yollardan avlananlar(Özellikle Tırı vırı ile) bu sözleri bi okusunlar isterim... Emeğine sağlık abicim...
Ben teşekkür ederim arkadaşım Ali kardeşim paylaşım ve yorumlarını takdirle izliyorum bende sana teşekkür ederim Hüseyin kardeşim bende senin bugüne kadar bizimle paylaştığın güzellikler içi tekrar teşekkür ederim.Senin nekadar kültürlü ve pırıl pırıl bir yüreğin olduğunun bilincindeyim Yorumun için teşekkür ederim Balıkavı net birlikteliğimizin temel kurallarının başında gelmelidir doğallığımız.Bizi biz yapanda budur bence Estağfurullah herzaman deriz ya bilgi paylaştıkça güzeldir diye Barış kardeşim
olta ve balık Bir çocuk... 10/12 yaşlarında.. elleri cebinde yürüyor kumsalda. bir yandan da sag cebinde bir şey varmış gibi sag eli durmadan oynuyor..Merak ettim durdum baktım ne arıyor. garibim acaba bir şeymi kaybetti..Ama yazık kaybetti isede bulamaz garibim zira dün akşam lodos sertti alıp götürmüştür... Biraz yürüdükten sonra eğildi ve kumların arasından mavi bir kasnak çıkardı belliki açık vaziyette bir olta. kasnagı çektikçe kumun içinden gelen misina jilet gibi kumu yararak çıkıyordu... birileri unutmuş belli derken sudan gelen takım da ortaya çıktı ama kurşun yoktu.. işte o anda el cepten çıktı ve elde 1 adet kullanılmış buji vardı.. keyifle bujiyi kopan kurşun tarafına bagladı..olta hazırdı.. Çocuk çok keyiflendi mırıldanarak birşeyler söylüyor ama şarkımı türkümü anlamıyordum.. koşarak yanıma geldi egildi ve iskelenin alt tarafıdaki direklerden biraz midye topladı ve benden önce iskelenin ucunda çabucak yerini aldı... ben de yanına gittim ve sag tarafında konuşlanıp malzemeleri açmaya başladım . bu arada çougun buldugu oltaya bakıyorum..kocaman paslı 2 iğne Allah bilir kaç aydır denizde bekliyor kabaca bir misina.. belliki bir acemi balıkçının kalıntısı.. ben takımları açıp yemleri takana kadar çocuk uyduruk iğneye uyduruk yemi takıp oltayı 10/15 metre öteye atmıştı bile..iskelenin kenarına bagdaş kurdu oturdu ve o masum gözlerini ufka dogru sabitledi.. derken uzun bir zaman sonra çocuk bir irkildiki sormayın . korku ve heyecan karışımı..bir telaş ile başladı oltayı çkmeye ben işi gücü bırakıp çocuğu seyretmeye başladım..ben 60/70 metre ileriye atmama ve gayet iyi bir takım oluşturmama rağmen bana hala balık vurmamıştı..hiç umudum da yoktu.. -işte çekiyor oltayı.. misina azaldıkça çocuk iyice heyecanlandı ve ayaga kalktı ve son metrede takımı kaldırım iskeleye bıraktı.. !!!!! işte o anda kimin balıkçı oldugu? ve aslında kısmetin de ne oldugu ? açıkça göründü.. gelen 500 gr dan fazla bir çipura idi. evet arkadaşlar bu hikaye tamamen hayal ürünüdür. şu anda aklıma geldi ve yazdım.. biz biz olalım hayatta hiç bir şeyi inat mertebesine getirmeyelim. kimin /neyin/ne zaman /ne olacagı belli değildir