Güzel kardeşim karıştırma limon işini bazıları hep aynı çayı içmek istemeyebilir arada limonlu ekleyerek çayın çeşidini değiştirebilir. Tabi bizden uzak olsun o limonlu çaylar
teşekkürler teşekkürler dostum harika bir özdeyiş bir ev ve ev ahalisi bundan ğüzel anlatılatılmaz dı herhalde
^^Gerçek Sevgi^^ Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. "Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan işte demiş ermiş, 'kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse,o aç kalacaktır. ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima
çok güzel herkesin birşeyler çıkartması gereken bir yazı maalesef bir çoğumuz gerçek sevginin bilincinde değiliz emeğine sağlık
Bazen Aşk Gider!!! Bazen aşk gider. Ve hayat da gider ardından. Siz terkedildiğiniz yerde öylece kalakalırsınız. Bir sabah uyanırsınız ki, gözünüzü açtığınız ömür sizin ömrünüz değildir. Aynada tek parça görünen bedeniniz, aslında lime limedir. Nefes diye içinize çektiğiniz, parçalanmış aşkınızın cam kırıklarıdır. Ölmeyip, uyandığınıza her sabah lanet edersiniz& Bazen aşk gider. Ama ölüm gelmez bir türlü. Ne yapsanız da öfke duyamazsınız, giderken bir kibrit aleviyle ateşe verdiği ömrünüzün alevleri içinde eriyip giden yüzünüze, silinip giden kokunuza, kül olan yüreğinize dönüp bir kez bakmayan o sevdanıza& Anlarsınız, aşktır bu, öfkeyi bir türlü kabul etmeyen. Vefasız bir unutuşa kurban olsa da solup yitmeyen. Hayattan soğutup, size ölümü özetleyen. Ölü bir bedende canlı kalmakta direnen. Anlarsınız aşktır bu. Bazen aşk gider.Günler geçer ardından. Sonra yıllar&Bebekler büyür.İnsanlar yaşlanır.İnsanlar ölür.Eşyalar eskir.Evler yıkılır.Ağaçlar kurur. Sokakların adı değişir.Anılar belleğin acımasızlığına teslim olur. Sevilen unutur.Seven yanar.Bazen aşk gider&Ya da siz gittiğini sanırsınız&!..
hayat dersi Bir dosttan gelen yazıyı paylaşmak istedim FIRTINADA UYUYABİLİRMİSİN Yıllar önce bir çiftçi, fırtınası bol olan bir tepede bir çiftlik satın almıştı. Yerleştikten sonra ilk işi bir yardımcı aramak oldu. Ama ne yakındaki köylerden ne de uzaktakilerden kimse onun çiftliğinde çalışmak istemiyordu. Müracaatçıların hepsi çiftliğin yerini görünce çalışmaktan vaz geçiyor, burası fırtınalıdır, siz de vazgeçseniz iyi olur diyorlardı. Nihayet çelimsiz, orta yaşı geçkince bir adam işi kabul etti. Adamın haline bakıp 'çiftlik işlerinden anlar mısın?' diye sormadan edemedi çiflik sahibi. ' Sayılır' dedi adam, 'fırtına çıktığında uyuyabilirim'. Bu ilgisiz sözü biraz düşündü, sonra boşverip çaresiz adamı işe aldı. Haftalar geçtikçe adamın çiftlik işlerini düzenli olarak yürüttüğünü de görünce içi rahatladı. Ta ki o fırtınaya kadar: Gece yarısı, fırtınanın o müthiş uğultusuyla uyandı. Öyle ki, bina çatırdıyordu. Yatağından fırladı, adamın odasına koştu: 'Kalk, kalk! Fırtına çıktı. Herşeyi uçurmadan yapabileceklerimizi yapalım.' Adam yatağından bile dorulmadan mırıldandı: 'Boşverin efendim, gidin yatın. İşe girerken ben size fırtına çıktığında uyuyabilirim demiştim ya.' Çiftçi adamın rahatlığına çıldırmıştı. Ertesi sabah ilk işi onu kovmak olacaktı, ama şimdi fırtınaya bir çare bulmak gerekiyordu. Dışarı çıktı, saman balyalarına koştu: A-aa! Saman balyaları birleştirilmiş, üzeri muşamba ile örtülmüş, sıkıca bağlanmıştı. Ahıra koştu.İneklerin tamamı bahçeden ahıra sokulmuş, ahırın kapısı desteklenmişti. Tekrar evine yöneldi; evin kepenklerinin tamamı kapatılmıştı. Çiftçi rahatlamış bir halde odasına döndü, yatağına yattı. Fırtına uğuldamaya devam ediyordu. Gülümsedi ve gözlerini kapatırken mırıldandı: 'Fırtına çıktığında uyuyabilirim' Sıkıntılara zihnen (bilgi, plan), maddeten (tedbir) hazırsanız, fırtına çıktığında uyuyabilirsiniz. Hayatınız boyunca. Sevgiyle kalın