hikaye köşemiz ;

Konu, 'Genel Konular' kısmında Yakamoz tarafından paylaşıldı.

  1. er35han

    er35han erhan karasu

    Mesajlar:
    17
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    captain 1525 cast strong
    Favori Makine:
    okuma trio 55s
    En İyi Avı:
    hala bekliyorum..
    gürkan hikaye yüreğime dokundu,maalesef bende bazen günboyu çalışıp yorgun argın eve gidiyor ve oğluma sevgimi gerektiği kadar gösteremiyorum. herşeyi ertelemeli ama sevdiklerimize sevgimizi sunmayı ertelememeliyiz,bu akşam hem eşime hem oğluma sarılacağım. beni de uyandırdığın için teşekkürler.:)
     
  2. simendifer

    simendifer Sennur

    Mesajlar:
    9.177
    Şehir:
    İstanbul
    Merhaba, hoşgeldiniz :)

    Ertelemememiz gereken bir şey daha var ki, o da imza ayarlarımız :) Profilinizden imza ayarlarınıza girip, isim, doğum yılı, bulunduğunuz şehir ve kan grubu bilgilerinizi yazıyorsunuz ;) Biz de sizi daha iyi tanıyoruz ;)
     
  3. passion

    passion

    Mesajlar:
    1.117
    Şehir:
    izmir
    Favori Kamış:
    olta
    tşk ler...paylaşımın için.....:)
     
  4. Güzel bir ALINTI teşekkürler:)
     
  5. Hayata Bakış Açısı

    Önemli bir toplantıdan sonra dallarında ün yapmış bilim adamları biraz rahatlamak için şehir dışında bir kır gezintisi tertip ederler.Yolda muhteşem doğa ve koyu sohbetın etkisi ile patıkadan ayrılıp ormanın derinlıklerine dalarlar.Hızla geçen zaman askşamı getirir,hava karamaya başlar.Geri dönüş yolunda kararan ve soğuk havanın etkisi ile karşılarına çıkan kapısı aralık kulübeye yönelirler.Kulübede onları yaşlı ama bir okadar insan canlısı ihtiyar karşılar ve
    " Buyrun beyim içeri geçin yorgun ve üşümüş görünüyorsunuz" der
    Bilim adamları biraz çaresiz birazda yorgunluktan içieri girerler.Tek oda da üç,beş kap kacak ve oturmak için tahtadan birkaç divan ve kulubenın tam ortasında altı taşlarla yarım metreden biraz fazla yükseltilmiş yer konan soba dikkatlerini çeker.
    ihtiyarın"Abiler belliki üşümüşsünüz ben biraz odun getireyim"diyerek dışarı çıkması ile
    Fizik profesörü:Bence adam sobadan yayılan ısının eşit yayılımı için böyle yapmış der
    Jeolog:Bence bu bölgede çok deprem olur soba yıkılırsa bu taşlarla beraber tılılıp etrafı yakmasın diye böyle yapmıştır der
    Sosyolog:Bence bu adam inançlarındaki ateşe saygıdan bunu yapmış der
    ve diğer bilim adamlarıda kendi fikirlerini anlatırken ihtiyar içeri girer
    kendinden emin bilim adamı sorar:" amca bu sobayı neden neden böyle yaptın
    ihtiyarın cevabı kısadır:Boru yetmedi beyim
    ..................aslında hayat bazen çok karmaşık bazense tahminlerden öte basıttır.AMA ÖNEMLİ OLAN KEYİFLE NEFES ALMAKTIR;) ;) ;)
     
  6. mehteran

    mehteran Gürkan

    Mesajlar:
    835
    Şehir:
    KÜTAHYA
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Sazan
    Alıntıda olsa böğle bir yazı insanları gerçekten duygulandırıyor. Böyle bir konuya değindiğin için tebrik ederim Gürkan kardeşim. Bizleri harbiden uykudan uyandırdın. Dünya teleşesine öğle dalmışıski, gözümüz hiç birşey görmüyor.Bazen bir avuç sevgiyi bile unutuyoruz.
     
  7. sazan_ustası

    sazan_ustası Ulaş

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    300
    Şehir:
    eskişehir
    Favori Kamış:
    sazan/yayın takımları
    En İyi Avı:
    sazan,yayın
    çok güzel..
     
  8. mehteran

    mehteran Gürkan

    Mesajlar:
    835
    Şehir:
    KÜTAHYA
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Sazan
    Ulaş kardeş eskişehir barajlarından ropor alamıyoruz. Sarıyer,sarıcakaya,sazak,musaözü, biraz bilgi verirmisin. Kütahya porsuk barajı ölü durumda, haberiniz ola. Saygı ve sevgilerimle.
     
  9. aaa, adaşım varmış :)
     
  10. kamanlı

    kamanlı

    Mesajlar:
    24
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    Genelde Olta
    En İyi Avı:
    Gümüş,Turna ve Sazan
    Paylaşımın için canı gönülden teşekkür ederim....
     
  11. Huseyin Alp Arslan

    Huseyin Alp Arslan Huseyin Alp Arslan

    Yaş:
    56
    Mesajlar:
    3.370
    Şehir:
    Auckland/Yeni Zealanda
    Favori Kamış:
    olta ve oltadan baska hic bir sey
    En İyi Avı:
    22 kg Kingfish
    Paylasiminiz icin cok tesekkur ederim.Duygu yuklu...
     
  12. Yakamoz

    Yakamoz MUSTAFA

    Mesajlar:
    880
    Şehir:
    İSTANBUL==TRABZON
    Favori Kamış:
    LINEAEFFE OYSTER CAST KAMIŞ 3.90
    Favori Makine:
    OKUMA TRAVERTINE TR55 MAKİNE
    En İyi Avı:
    DOSTLARIM
    Bakalım Hoşunuza Gidecek mi...

    Bedavadır, bir tane seçip alın!!

    Büyük camilerden birinin avlusunda düzenlenen kitap fuarına gelen emekli öğretmen, aşırı fiyatlarından ötürü kitap alamayan öğrencileri görünce hayırlı
    bir iş yapmaya karar vermiş. Ve eşinden dostundan topladığı kitapları bedava dağıtmak için, onları bir masa üstüne sermiş. Daha sonra da, avludaki hattatlardan
    birine yazdırdığı, "Bedavadır, bir tane seçip alın" levhasını iliştirmiş kitapların yanına.
    On beş dakika içinde tüm kitaplar tükenmiş. Gençler birer tane seçip gitmişler. Tabi ona bol bol dua ederek...

    Öğretmen, içini ferahlatan bu işi fuar boyunca yapmaya karar vermiş ve namaz saati gelince câmiye girmiş.

    Ramazan olduğu için, içerisi ana baba günü gibiymiş. Öğretmen farz namazını eda ettikten sonra, bir de kaza kılıp çıkmış dışarı. Çıkmış ama, millet kapı
    ağzında mosmor.

    Merak edip sormuş ne olduğunu.

    Câminin müezzini, derinden bir ahhh!.. çekip:

    - "Sorma birader!." demiş. "Bunca yıllık müezzinim, böyle bir şey görmedim. Câmiden belki yüz tane ayakkabı almışlar. Üstelik de en yeni olanları."

    Emekli öğretmen, bir ayakkabının yarım maaşına denk olduğunu bildiği için, büyük bir acı duymuş bu olaydan. Bir "lâ havle" çekerek:

    - İnşallah bulurlar, diye atılmış. Rahatlarlar o zaman.

    Müezzin:

    - "Zannetmiyorum!." demiş. Ama ayakkabılığın üzerine "Bedavadır, bir tane seçip alın" yazısını koyan adamı bulup dövdüklerinde, eminim ki rahatlayacaklardır."
     
  13. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Yeni üyeler bu güzel konuyu sizlerde görün istedim :) Bir hayli geride kalmış :)
     
  14. Suatreis

    Suatreis

    Mesajlar:
    267
    Allah iyiliğini versin Sevil abla... Nereden aklına geldi...:)
    Hadi başlayalım gene...:)

    Bi adaya düşsen yanına alacağın 3 şey nedir.....?

    Bana sorsan,

    Olta ve takımlar
    Midye dolması
    Ateş kırmızısı bir kazak.....:D :D :D

    En büyük aaaadaaa benim aaaadaaaam.....:D
     
  15. reef1905

    reef1905 Akın

    Mesajlar:
    175
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    SHIMANO ALIVIO CX TELE SURF 4,20 MT 150 GR
    Favori Makine:
    SHIMANO EXAGE 6000 FA + E
    Ayakkabici Ve çocuk

    Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca,çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı.

    Hem de güçlükle... Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu.

    Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı rüyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı firlayıp:

    -"Küçüüük!" diye seslendi." Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!"

    Çocuk, ona dönerek:

    -"Gerçekten çok güzeller!" diye tebessüm etti, "Ama benim bir bacağım doğuştan eksik".

    -"Bence önemli değil!" diye atıldı adam."Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı veya vicdanı."

    Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:

    -"Keske vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi."

    Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:

    -"Anlayamadım! dedi. Neden öyle olsun ki?"

    -"Çok basit!" dedi,adam. "Eğer vicdan yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar,sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler..."

    Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar,hafiflemiş gibiydi.

    Adam, vitrini işaret ederek:
    -"Baktığın ayakkabı, sana yakışır!" dedi. "Denemek ister misin?" Çocuk, başını yanlara sallayıp:
    -"Üzerinde 30 lira yazıyor" dedi,"Almam mümkün değil ki!"
    -"Indirim sezonunu senin için biraz öne alırım!" dedi adam,"Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder."
    Çocuk biraz düşünüp:
    -"Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!" dedi,"Onu kim alacak ki?"

    -"Amma yaptın ha!" diye güldü adam."Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuga satarım."

    Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
    -"Üstelik de öğrencisin değil mi?" diye sordu.

    -"Ikiye gidiyorum!" diye atıldı çocuk, "Üçe geçtim sayılır."

    -"Tamam işte!" dedi adam."5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira o da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!"

    Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. Içerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynıyla doluydu.

    Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek:

    -"Benim satış işlemim bitti!" dedi, "Sen de bana, bunu satsan memnun olurum."

    -"Şaka mı yapıyorsunuz?" diye kekeledi çocuk, "Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?"

    -"Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş...." dedi adam,"Antika eşyalardan haberin yok herhalde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabin,bence en az 30-40 lira eder."

    Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları üzerinden atabilmis değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
    -"Bana göre 20 lira yeterli." dedi."Indirim mevsimini başlattınız ya!"

    Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:

    "Babam haklıymış!" dedi.
    "Sakat olduğum için üzülmene hiç gerek yok demişti."
     
  16. KaKaMaNia

    KaKaMaNia

    Mesajlar:
    114
    Şehir:
    Ankara
    Favori Kamış:
    Kamışım ve makinam ha bide misinam ve iğnem :)
    En İyi Avı:
    Elle tutulur bişey yok :)
    Akin abi gercekten cok hos bir yazi olmus.Icinden cikarilmasi gereken dersler var.
    Paylasim icin tesekkurler.
     
  17. aydın karakaya

    aydın karakaya Aydın KARAKAYA

    Mesajlar:
    395
    Şehir:
    BALIKESİR Gönen
    En İyi Avı:
    sazan 12 kg
    çok güzel insan olmamızın erdemlerini unutmayarak bunları zaman zaman birbirimize hatırlatmamızda fayda olduğunu düşünüyorum
     
  18. mehmetozbodur

    mehmetozbodur mehmet

    Mesajlar:
    1.273
    Şehir:
    HAMBURG
    Favori Kamış:
    olta, bot
    En İyi Avı:
    700gr çupra. 1 kg levrek
    akın kardeş çok teşekkür ederim böyle bir paylaşımda bulunduğun için. insan ne oldum dememeli ne olcam demeli... içinde çok şey var bu yazının.... tabiki anlayana....
     
  19. leopar27

    leopar27

    Mesajlar:
    59
    Şehir:
    adana
    Favori Kamış:
    makine,kamış
    En İyi Avı:
    levrek 1.5 kg
    paylaşımınız için teşekkürler.böyle hikayeler hep beni etkiler.

    okurken bile gözlerim doldu. keşke günümüzde de böyle insanlar varolmuş olsalar idi.Şimdilerde böyle esnafların yerine büyük mağazalar var.herkes robotlaşmış,duygu diye de birşey kalmamış. bu mağazalarda o çocuğu vitrinin önünü kapatıyor ,müşterileri engelliyor diye kovarlardı.
     
  20. Eczacı

    Eczacı

    Mesajlar:
    3.057
    Şehir:
    Aydın
    Favori Kamış:
    olta
    Akın kardeşim çok güzel bir hikayeydi sağol :)