İÇİMİZDEKİ KATİLLER + 18

Konu, 'Kıyıdan Balık Avcılığı' kısmında Gökhan Aydınlı tarafından paylaşıldı.

  1. Bu yaklaşımı protesto ediyorum. Belli bir kesimi suçlayan taraflı bir yaklaşım.
     
  2. rockchy

    rockchy furkan aksakal

    Yaş:
    32
    Mesajlar:
    1.856
    Şehir:
    İzmir/Bornova
    En İyi Avı:
    25 cm sarıkanat
    bunu su ürünlerine mal etmemek gerek bence. çünkü bu balığın 26 27 santimde ilk yumurtasını döktüğünü bildirenlerde su ürünleri sektöründeki insanlar.

    ama şu bir gerçek bu işte çok ciddi bir rant dönüyor. balıkçılar mafyalaşmış vaziyette. su ürünleri mühendisliği 3. sınıf öğrencisiyim sınıf arkadaşımın babası denizci subay. arkadaşımın anlattığına göre geçtiğimiz aylarda bir gırgırı denetlemeye giden su ürünleri mühendisini dövüp geri göndermişler. tabi komutanlar o balıkçıları askerlerine dövdürmüş ellerine sağlık...

    rant gözetmeksizin doğruları kural olarak benimseyip bunların uygulanması için mücadele eden güzel insanların karar mercilerine geldiği günleri de görürüz umarım...
    çok güldüm vallahi :D bunu kesin denemeli :D :D
    bir bilincin oluşabilmesi için bence ilk gereken eğitim. eğer bilinçsiz insanlara kurallarla yasaklarla engellemeye çalışırsanız tek kafa yordukları şey bu yasakları nasıl delebilecekleri olur. yasaklar her zaman daha caziptir.

    bence çözüm ehliyet sınavı gibi olmalı. ehliyet kursu gibi mesela belediyenin meslek edindirme kurslarının olduğu bölgelerde kurs verilip -limitler, yasak türler, üreme mevsimleri, yasak takımlar, vs vs- eğitim verildikten sonra bir sınava tabi tutulup, bu sınavda başarılı olanlara amatör balıkçı belgesi verilmesi gerekir. daha sonra yasaklar gündeme gelir ki hem bu belge hem verilen kurs hem de yasakları delen şahıslara kesilen cezalar devlet için gelir kapısı olur. misal veriyorum uyun olmayan bir takımla mı avlanıyorsun -çarpma tırıvırı gibi- 200 tl yasak bölgede mi avlanıyorsun 300 tl belgen mi yok 1000 tl...

    he tabi bütün bunların olabilmesi için yada yolu başka bile olsa etkili bir çözüm getirilebilmesi için ilk önce bunlara karar verip uygulanmasını sağlayacak kişilerin bu bilince erişmesi lazım ki burada da işimiz Allah'a kalıyor..
     
  3. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    :p

    Cezalarla elbet bitmez ama gözle görülür şekilde azalır Serdar abi. Eğer belli bir oranda işe yaramasaydı gelişmiş devletler bu denetim ağlarını falan kurmazlardı. Denetim yapılmazsa veya yapılamazsa elbet kağıt üzerindeki cezaların bir etkinliği kalmaz.

    Bu doğmaların yok edilmesi içinse bir eğitim sistemi olması lazım ki şu an pek yok sanırım. Kendi kendine de bilincin ulaştığı yanlış sonuçların düzelmesi pek olası değil, yahut çok uzun bir kendini sorgulama aşaması gerekebilir.

    İD (Dinsel deyimiyle nefis) ise hep kendine çalışır. Yaratıcıyı bile kendi işine geldiği şekliyle yorumlar. "Allah yiyin diye yarattı" cümlesi bile bu durumu gösterir.

    Allah ne için yaratmıştır? Doğal denge, tür çeşitliliği, rızk bolluğu vs.vs.
    Allah ihtiyacınızı bu türlerle de giderebilirsiniz mi demiştir, yoksa nerde ulaşabiliyorsanız büyük küçük demeden yok edin ve tüketin mi demiştir?

    Vicdanen her durum sorgulanmalıdır. Yaratıcı nefisin isteklerine yandaş edilmemelidir. İyi bir dindar asla böyle bir yorum yapmayacaktır. Bulabildiğiniz yerde olabildiğince çok yok edip, tüketmek israfa yakın olacaktır.

    Bu tip yorumların birde şu etkisi olabilecektir.
    Entellektüel tiplerle, okumuş bilgili tiplerle, dini bakış açısı çatışıyormuş hissiyatı. Bu durum da bazı kişilerde kafa karışıklığına ve 1 seçeneğe yönelmeye gidecektir. Kişi dindarsa, "tutun ve yiyinde" içine sinmese de kalacaktır.

    O yüzden terimler arasında bağ kurarken çok dikkatli olmak zorundayız.

    Diğer açıdan; yaratıcı isterse denizleri lüfere boğar mı?
    Benim inancıma göre isterse boğar. Lakin birde süre gelen dinler tarihine bakmak lazım. Yaratıcının peygamberlerinin hayatına bile çok zorunda kalmadıkça müdahale etmediği görülecektir. Geçmişe bakarak şunu diyebilerim; lüferi tüketirsek, yaratıcı müdahale etmeyecektir benim bilincimin ulaştığı sonuca göre. (yanlış ta olabilirim - böyle bir konuda emin olunamaz zaten :eek: )
     
  4. icaglar

    icaglar Çağlar

    Yaş:
    42
    Mesajlar:
    8
    Şehir:
    Antalya
    Favori Kamış:
    Captain Camelon
    Favori Makine:
    Mitchell Blue 6000
    İlk başladığım zamanlar bende boy gözetmeden ne gelirse çekiyordum(çok bişey tuttuğumda söylenemez). Sonra bunun bi sınırı olması lazım dedim kendi kendime belli bi olgunluğu olması lazım dedim. Şimdi tuttuğum balıkların çoğunu bırakıyorum. önce konuşuyorum onlarla dikkat etmelerini söylüyorum tabi. İnanın o kadar güzelki balığın gittiğini görmek huzur veriyor.
     
  5. Gökhan Aydınlı

    Gökhan Aydınlı Gökhan

    Yaş:
    44
    Mesajlar:
    159
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Extreme Cast, Okuma Powerliner
    En İyi Avı:
    İçi mazot dolu, bir bidon
    Devlet Boğaz hattına direkler üzerine platformlar yerleştiriyor balıkçılar balık tutarken yayaları rahatsız etmesin herkes daha özgür haraket edebilsin düşüncesinden haraketle ne kadar yeterli olacak , nasıl olacak bilmiyoruz. Fakat Arnavutköy gibi kıyıdan Balık avı için önemli ve yürüyüş alanlarının oldukça dar ve insanların yoğun olduğu alanlarda çok büyük problemler yaşanıyor, yaşandı.

    Demek devlet kıyı balıkçılığını şeklen şemalen biraz düzenlemek istiyor bu düşünce olarak önemli bir adım. Asıl konumu balıkçılığın etiği, muhteviyatı ise kanunlar kadar bireylerin oto kontrolü düzenleyebiliir. Kanunlar , denetimler caydırıcıdır ama asılolan bilinci oluşturmaktır. Bizler cehaletini gördüğümüz kişiye sen cahilsin dersek ona yakınlık kurup iç dünyasında bir şeyleri değiştirmeye fırsat bulamayız. Ayrıştırıcılık yerine düşüncelerinin temelini oluşturan inançları ve ön yargılarını sorgulamasını ve doğruyu bulmasını sağlayamayız.
    Türkiye bu yüzden çok şey kaybetti, kaybediyor cepheler inançlar, yok doğrular gerçekler anlayış ve saygı var en başındada doğaya saygı var.

    Bakın şimdi size bir önerim var ben gönüllüyüm, Ipad bir çoğumuzda var ona balıkların üremesi ve olgunlaşması ile ilgili videolar yükleyip yada yazılı broşürler hazırlayıp bir grup
    kurup küçük balıkları avlayan kişilerin yanına gidip 5 dakikalık sunumlar yapalım birey kararını kendi versin. Bir sezon sonunda ben boğazda bir şeylerin gerçekten değişeceğini düşünüyorum.
     
  6. gelberi

    gelberi Muhammed Emre GÜNDÜK

    Yaş:
    39
    Mesajlar:
    15
    Şehir:
    Bursa
    Eğitim, eğitim, eğitim.
    3 Tarafımız denizler ile çevrili, içimizde akarsular, göller Cennetten bir köşe Yurdum ancak kıymet biliyor muyuz? Malesef.
    Bu kadar suyun içerisinde iken ilkokulda,ortaokulda,lisede denizcilik,su ürünleri,su dünyası v.s. gibi seçmeli dersler olması gerekmiyor mu?
    Çocuklara ilkokul birde balığı,denizi,dereyi anlatsak. Türkiye'nin en büyük gölü Van Gölü diyeceğimize içerisinde şu balıklar yaşar,suyu şöyledir, avcılık böyle olur diye anlatsak.
    Balık çok besleyici desek. Ancak yavru balıklar büyümeden yenilmez desek.
    Yoğurt ile balık yenmez diyeceğimize.
    Orta okulda başlasak şu boyların altındaki şu balıkları tutmak yasak. Şu tarihlerde balıklar yumurta bırakıyor diyerek tarih bilincini böyle yapsak. Eline mikrofon al çık balık tutanların yanına git de ki neden bu tarihlerde balık avı yasak. Adam ne der biliyor musun? '' Sıcaklar yüzünden, işte balık çabuk bozulur diye, buz erir diye '' %50 böyle cevap alırsın. Bilmez çoğu bu balık üreyecek çoğalacak.
    Yüzme öğretsek okullarda. Güzel olmaz mı? Belki açılan baraj kapakları yüzünden boğulmazdı insanlar.
    Yüzme öğretsek suyu sevdirsek, şınorkel ile dalıp balıkları seyretmenin keyfini aldırsak. Biz şunları yaparsak bunlar yok olur desek.
    Şikayet etmenin ispiyonculuk olmadığını aşılasak. Göle dereye ağ geren birini gördüklerinde jandarmayı polisi aramaları gerektiğini öğretsek.
    Tekerlekli koltuğun kaldırıma çıkacağı yokuşa park eden arabayı çektirmenin insanlık görevi olduğu bilincini yüklesek.
    Hayvanlar olmasa insanlarda olmaz bilinci yüklesek. Her canlının bir yaşam hakkı olduğunu.
    Çevre temizliği bilincini yüklesek. Bugün piknik alanında bıraktığımız bir cam şişenin orman yakacağını belki kırılıp dağılacağını bir dahaki geldiğimizde cam parçalarının ayağımıza batabileceğini öğretsek.
    Doğayı sevmeyi öğretsek. Hobi odası yapsak okullarda kuşlar balıklar çiçeklere baksalar büyütseler. Yemlemenin,sulamanın,büyütmenin zevkini yaşatsak onlara.
    Kendi kendilerine birşeyler yapabilmenin bilincini uyandırsak.
    Pamuk arasına fasülye koyup filizlendirip sonrasında ne yapacağını bilememezlik değilde o fasülye filizlerini ektirip diktirsek büyütsek sulattırsak alacağı 3-5 fasülyeden yemek yapıp yedirsek tadını hissettirsek kendi yetiştirdiği bir şeyin.
    İnsanlık öğretsek.
    Çok şey var yapacak arkadaşlar. Ama eğitmeden, dikenli telde çeksen, elektrikte bağlasan, bekçide koysan yapacak olan yapacağını yapar bir şekilde.
     
  7. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Eğitim elbette şart, ancak tamamen eğitime bağlamak bugünkü durumu kabullenmek gibi duruyor.
    Eğitim; uzun soluklu bir süreç, etkileri de uzun vadede ortaya çıkacaktır.
    Eğitim ne kadar gerekliyse denetim de o derece gereklidir.
    Olmazsa olmazdır adeta.

    Bilinen çok güzel örnekler de vardır bu konuda.
    Mesela Almanya'dan Türkiye'ye gelen bir göçmenin Türk sınırlarına girdikten sonra davranışlarının değişmesi, denetime güzel bir örnektir.

    Türkiye sınırlarına giren göçmen vatandaş bilincini mi kaybetmektedir ki!
    Halbuki Almanya'da başka türlü davranmaktadır, çünkü oradaki denetim sıkı, cezalar caydırıcıdır.
    Yalnızca eğitim ve bilinç yeterli olsa gelişmiş devletler denetim mekanizmaları kurmaz, bunlara bütçe ayırmazlardı.

    İnsan yapısı da denetime ihtiyaç duymaktadır. Denetimin sonucu ceza veya ödüllendirme şeklinde olabilir. İnsan karmaşık bir varlıktır, en bilinçli insan bile denetim mekanizması olmadığı durumlarda zaman zaman nefsine uyabilir. (İçsel kontrol mekanizmalarını bastırıp, İD'in "nefsin" isteklerine boyun eğebilir)

    Yaratılış itibariyle şüphe götürmeksizin insan türü avcıdır. Bunu diş yapınızdan bile anlayabilirsiniz. Delici köpek dişleriniz varsa, avcısınız ve avlanma dürtüleriniz var demektir.

    Eğitimle, içsel kontrol mekanizmalarını geliştirseniz bile her zaman dışsal denetim mekanizmalarına da ihtiyacımız olacaktır. Çünkü hormon dengemiz, ihtiyaçlarımız, psikolojik durumumuz her zaman aynı değildir, değişkendir.
     
  8. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Öncelikle, dünyanın bir sürü ülkesinde balık tutmuş biri olarak, olayın yasaklarla, denetimle falan değil, o bilinçle gerçekleştiğini söylemem lazım. Amazon'da bırak polisi, zabıtayı, insan yüzü bile zor gören yerlilerin bu konularda nasıl duyarlı olduğunu gidip bir görmeniz lazım.

    Entellektüel tiplerle, okumuş bilgili tiplerle, dini bakış açısı çatışıyormuş hissiyatı....

    Aynı ayetler, aynı hadisler.... Ama işte esirlerin kafasını kesen, insan yiyen ışid bir tarafta, islam barış dini diyenler de öbür tarafta. Sorduğunda, hepsi biz en harbi islamız diyor.

    Bu yüzden entellektüelleri filan bir kenara bırakıp, müslümanların önce bir kendi arasında anlaşması gerekiyor. Tamam, belki işidle denk gelemezsin, doğrusu kelle kesmek miymiş, barış mıymış, istişare edemezsin. Ama burada hacısı, hocası, müftüsü, diyaneti vs. var, çıkıp ilgili kişiler bu balık tutma meselesinde istişareye varıp bir icmaya varabilirler elbette.

    Adam diyor işte, balık allahın bana verdiği nimet, tavaya giriyorsa, tamamdır. Bu hakikat inkar edilemez şekilde ayan iken, öteki tartışma biraz abesle iştigal olacaktır.
     
  9. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Burada bir sıfat var: Katil.

    Ortada katl varsa, bir suç, bir de suçlu vardır elbette,

    Ben suçluyu gösteriyorum. Ama savunma makamı, amanda protesto ediyorum diyorsa, haklı olan ben olurum elbette.

    Eğer bu suçluya bir itirazınız varsa, buyrun, savunmanızı yapın. Herkes bunu duymaktan mutlu olacaktır, ben dahil.
     
  10. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    O hakikat dediğin, adamın yorumu. Yaratıcı demiyor ki, denizden ne bulursanız tıkının, ben size misli misli döndüreceğim. Böyle bir taahhütü yok, yazılan kitaplara göre. O sebeple bir takım ayet veya hadisleri nefsin işine geldiği şekilde yorumlamamak lazım. Bu şeyleri yazarken de inanan birçok kişiyi gözeterek çok hassas olmak lazım. Dediğin gibi birçok inanan veya neye inandığını, inandığı şeyin felsefesini kavrayamamış birçokları da farklı yollara sapıyor (Işid örneğin gibi)

    O yüzden eğitim, bilinç gibi kavramlarla Allah'ın ayetlerinden örnek veren şahısları karşılaştırmamak lazım. Allah kelimesini karşılaştırmanda geçirmemen lazımdı bence. Birde Allah yazarken "A" yı büyük harf yazarsan sevinirim. :)

    Adil bir karşılaştırma değil, bugün birçok inananı üzebilir, dahası yanlış anlamalara sebebiyet verebilir.

    Senin neyi kasteddiğin önemli değil, karşında binlerce farklı zeka, algı seviyelerine sahip insan olduğunu unutmamak lazım.
     

  11. Buyur burdan yak... Hoop sanık sandalyesine oturduk bile.
    Serdar, katili yargılarken içinden çıktığını varsaydığın kesime dokundurursan, katili değil o kesimi savunacak birileri çıkar.
     
  12. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Yerlileri unutmuşum. :D

    Toplumu incelemek lazım. Hammurabi kanunlarımıydı neydi, sende bilirsin.
    Ağaç kesmek idam cezasıyla cezalandırılıyordu. Belli toplumlarda da hayvan öldürmeye büyük cezalar veriliyordu.

    Örnek verdiğin toplumu incelemek lazım. Temel gelir kaynakları, besin kaynakları ne diye falan bakmak lazım ilk aşamada.

    Toplayıcılık ve avcılık yapıyorlarsa elbet zabıta görmeseler de koruyacaklardır.
    Korumazlarsa hayatta kalamazlar.
    Dinsel inanç sistemleriyle de alakalı olabilir.

    Lakin gelişmiş toplumlarda denetim mekanizması bence şarttır.
    Elbet bilinçli ve kaliteli bir toplum olmak mükemmeldir ama bu bilince ulaşana dek doğal yaşamı koruyabilecek yegane yapı denetim mekanizması olacaktır bence.
     
  13. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    O bilince ulaşmadan, doğal yaşamı koruyacak bir yapının oluşturulması mümkün değil. İşte mesele de burada.

    Bazı noktalarda denetimi sağlarsınız. Hangi noktalarda? Hakem olmanız gerektiği durumlarda. Eğer ortada bir rekabet varsa, rekabetin korunması ve kaynağın adil paylaşımı için bir takım yaptırımlar ve buna dair denetimler konabilir, konmalıdır da.

    Örneğin, gırgır veya trol balıkçılığı rekabete dayalı bir faaliyettir. Bu nedenle denetimi ve regülasyonu elzemdir.

    Rekabetin sonundaki kazancın ekonomik sistemde bir yeri olduğu için, bu tür yapılarda, denetim mekanizmasını da kurmak son derece kolaydır.

    Ama amatör balıkçılıkta vs. bu denetimi sağlamanız maalesef imkansız. Fakat bu boş verin demek değil. Ama faydayı sağlayacak olan, otokontrol mekanizmalarının ağırlık kazanması olacaktır.

    Olay sadece balıkçılık değil, her alanda böyle. Örneğin, doğayı kirleten şeyler. Piknikçilerin pisliğini denetlemeye çıkmak, her zaman hüsranla sonuçlanacaktır. Ama fabrikaların atıklarını denetlemek, hem daha çevreci, hem daha kolay ve rasyonel olacaktır.
     
  14. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Ben hiç "bu olayın mesulü, Yavuz'dur, tiz vurun prangaya.." filan dediğimi hatırlamıyorum.

    Ama senin avukat koltuğuna büyük bir hırsla saldırıp, yerleşerek "protesto ediyorum..." dediğini sanırım herkes görebiliyor.

    O zaman, buyrun, söz savunmanın....
     
  15. Bu yazdıklarının cevabı bir önceki mesajımda verilmişti zaten. Savunma makamının diyecek başka bir sözü yoktur efenim. :)
     
  16. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..

    Bir çok kişiyi üzebilir...

    Ama bak bir çok kişi üzülmüş, isyan etmiş, bu başlığı açmış, konuya destek vermiş.

    Yani, bir çok kişi üzülmüş. Bu meselenin göbeğinde yer alan en büyük sebeplerden birisi de bu. Yani bu kişileri üzen, acıtan şey aslen bu.

    Şimdi bu ızdrıabın vesilesinin bu olduğunu söyleyince ben mi kötü olacağım?

    Ha, desinler, aralarında anlaşsınlar, "efenim, hikayedir bu limit falan... ". Allah bunları bize yiyelim diye yaratmış. Devam aynen mevzuya... Hay hay, bizde bilelim neyin ne olduğunu di mi?
     
  17. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Allah'ın ayeti yalnızca savunma sistemi olarak kullanılıyor bir takım arkadaşlarca. Allah'ın ayetini, kendi nefislerine kalkan yapıyorlar.

    Hadisi, ayeti, sureyi karıştırmadan bu arkadaşlarla yazışmak lazım bence.

    Tepki verdiğimiz arkadaşların savunduğu; Hadis, ayet ve surelerin sonucu değil, yalnızca kılıfı.

    Bir takım ayet, hadis ve surelere savaş açıyor konumuna düşmemek, samimi inananları da üzmemek lazım diyorum Serdar abi. :)
     
  18. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Burada katılamayacağım bişey yok. :thumb:
    Benim aklımdaki denetim mekanizması da zaten amatör, profesyonel tüm balık avlayanları içermekteydi.
     
  19. skoylu

    skoylu Serdar KÖYLÜ

    Mesajlar:
    7.941
    Şehir:
    GEBZE
    Favori Kamış:
    Olta, başkası olmaz..
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz; 7 mt. Güney Afrika Açıkları..
    Bende böyle demedim ki idk

    Ama ne zaman benzer bir şeyler dönse, önüme ilk gelen bahanelerden biri budur: "Allahın biizm istifademiz için yarattığı nimetler..."

    Bunun için meçhul kimseleri ortaya dökmeye de gerek yok, forumda işte, kaç defa bu argüman laaap diye önüme konmuştur?

    Konu balıkçılık. Ama dinle de ilgisi var. Bir balıkçı forumunda konun dinsel boyutu tartışılabilir mi? Neden olmasın, ama dini tartışmaya açıyorsan, ötesinin çok enteresan çıkabileceğini de kabul etmen lazım.

    Ama eminim adminler flana, "hoop, ne oluyor, dini karıştırmayın" diyecektir. Hay hay, o da bir şeydir. Ama birilerinin malum durumlarda kendilerini din perdesinin arkasına sakladığı unutulur genelde. Yani, "ahanda vede amanda din budur, böyledir, madem öyledir, işte böyledir" diyerek ortaya aslı ama var, ama yok bir şey koyup saklanmak mübah. Ama "dur bir hele, acaba öyle mi?" diyerek içinde din geçtiği için onun sorgulanmasının yasaklanması durumu ortaya çıkıyor.

    Elbette konu bu forumla bitmez. Sonuçta, forumda olmayan bir sürü insan var şu an elinde olta ile kıyılarda.

    Ve bu açıdan, ki bu açı, konun önemli bir kesri oluyor, şu husus elzem oluyor: Bir şeyleri din kisvesinin altında tabu haline getirilmesi önlenmeli. Din de sorgulanabilmeli, hemde herşeyden çok daha fazlasıyla. Bir tür "Böyle buyurdu zerdüşt..." diyerek doğmatizmle, hiç bir hakikate ulaşılamaz. Hiç bir yere de varılamaz.
     
  20. volex21

    volex21 Volkan

    Mesajlar:
    6.735
    Şehir:
    İzmir
    Favori Kamış:
    Okuma V System 2.40 Lineaeffe Spirit Surf 3.90 (fiyat performans 9/10)
    Favori Makine:
    Spro Red Arc 20'lik (Fiyat/Performans : 8/10)
    En İyi Avı:
    Levrek (57 cm - 2.100 gr ) Sargoz (700 GR kadar) Palamut (40 cm üzeri), Lüfer 40 cm, Çipura 950 gr
    Senin ne kasteddiğinin önemi yok abi (daha önce de yazmıştım :D) , yüzlerce farklı zeka ve algı seviyesine sahip insanlar buradan başka başka sonuçlar çıkarabilirler diye uyarayım dedim. Bu din konusundan irdelemek "Nedir Bu Yakalabırakçılık" konusunda çıkmıştı. Orada muhatapları da vardı. Lakin burası başka bir konu ve muhatapları yok. Şimdi muhataplarının olmadığı bir yerde bu durumu yeniden gündeme getirince, bu Allah'ın hadisleriyle, bilinçli avcılığı karşılaştırmak olarak algılanıyor. Sanki Allah'ın hadisleri boğulanakadar tüketin, ne çıkarsa sizindir demiş gibi muamele görüyor.

    Sen kastedmesinde algı böyle şekilleniyor, çünkü bu hadislerle karşı görüş yazan yok bu konuda.

    Dinsel bazda başka bir başlık altında, avcılığı irdeleyebiliriz de, tabi yönetim de izin verirse.

    Lakin burada yapılan karşılaştırma yanlış anlamaya çok müsaitti bana göre.

    Ben yapı olarak sorgulamaya çok müsaitimdir, severim de. :)
    Bunca yazdığım şey aslen, biz nasıl canlılarız, dürtü ve kontrol mekanizmalarımız neler, savunma sistemlerimiz neler, neden avlanıyoruz, neden alıkoyuyoruz, neden bırakıyoruz gibi sorulara bilgim çapında merak uyandırarak araştırmaya itme, sorgulama niyeti taşıyordu.

    Ben çok mükemmelim de, öğreteyim diye düşünmedim hiç bir zaman.
    Bunları yazarken, bi yandan bende yeniden öğrendim, rapor yazdım, beğenildi güdülenerek daha iyi yazma konusunda kendimi eğittim. Beğenilmek, güdülenmekti ve itici güçtü. Beğenilme olmasaydı, ilk raporlarımdan öteye geçemezdim. Kimse üzülmesin diye kendimden örnek veriyorum.

    Hepimiz etkileşim halindeyiz ve birbirimizin öğretmeni ve eğitmeniyiz bir yerde.
    Doğru bir hatta güdüleyebilirsek birbirimizi ne mutlu bize. :)