İğneada 4-8 Temmuz 2006

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında bektasm tarafından paylaşıldı.

  1. bektasm

    bektasm

    Mesajlar:
    76
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    Abant alası 1.100 Gr (40 cm) (daha büyük sazanlar var ama ben artık bundan bahsedeceğim)
    Genelde yaz tatillerimi balık tutabileceğim bölgelerde geçiriyorum, bu sene sırada İğneada vardı.
    İstanbul-Edirne otoyolundan Pınarhisar çıkışından sonra Demirköy üzerinden İğneadaya ulaşılıyor. Özellikle Pınarhisardan sonra doğa muhteşem. Kayın ve meşe ağaçları arasından kıvrıla kıvrıla İğneadaya ulaşılıyor. Konaklayacağımız yer ise iğneadaya 5 km uzakta Limanköy. Yarım adanın en uç noktası olan köy vaktizamanında orada tek başına yaşayan fenerciye arkadaş olmak için birkaç evin yapılmasıyla kurulmuş ve gelişmiş. Birkaç yıl öncesinde tamamlanan ve bir hayırsever tarafından yaptırılan Limanköy Konukevi gerçekten rahat ve ekonomik bir konaklama noktası.

    Artık balıklara gelelim diyorsunuz ama iyi haberler veremeyeceğim. Bölgedeki derelerde alabalık, deniz ile bağlantılı göllerinde sazan ve denizinde bol çeşit (Kalkan, mevsimine göre palamut, Lüfer, Tekir) olmasına rağmen başlıca etmenin biz gitmeden 2 gün öncesinde yaşanan ve yöre halkının "tam bir tufandı" diye tarif ettikleri fırtına. 2 gün boyunca süren aşırı yağış yolların kapanmasına, köprülerin yıkılmasına (ki Dupnisa mağarasını ziyaret eden 60 kişi 30 saat mahsur kalmış), derelerin ve göllerin bulanmasına ve de balıkların tedirgin olmasına yetmiş.

    1. deneme: Göllerde sazan avı: Birkaç sene öncesinde benim de 2 kiloluk sazan yakaladığım yerde, solucan, mısır, hamur, şamandıralı, dip, yay hiçbirisi iş yapmadı. Fırtınadan önce iyi balık yakalayan kişiler dahi elleri boş döndüler.

    2. deneme: Velika deresinde alabalık: Aylardır denemek istediğim fly seti, çeşit çeşit mepsler, yemli oltalar...... nafile. Derenin 1,5 km lik bölgesini gezebildim, çok güzel havuzlar var ama tık yok

    3. deneme: Bari kefal olsun: Liman civarında midye toplamak için şnorkelle dolaşırken bol miktarda irili ufaklı kefal görmüştüm. Heryerde iş yaptığını bildiğim ve bence en kolay ve verimli kefal oltası olan kıbrıs oltasını denedim. Ne sabah, ne akşam tık yok. Sanıyorum yağış ile denize akan besin nedeni ile kefaller yeterince doymuş. Haftalardır arkadaşlerın bahsettiği "kefal olan yerde levrek vardır" tezine güvenerek birkaç deneme yaptık, DENK GELMEDİ:)

    4. SON ÇARE: Bir dostumuz sayesinde limanın en büyük teknesi ile açıldık. Birkaç saatliğine dolaştık. Önce birkaçyıl önce batan bir geminin bulunduğu yere gittik. Yol boyunca kullandığımız rapala, sahte zargana boş çıktı; MEVSİMİ DEĞİL. Durur durmaz incesinden kalınına çapariler ve plastik fosforlu sahte karides ile yemli denedik. Tüm oltalar dibe iner inmez resmen saldıran balıkların mezgit değil de Trakonya olduğunu farketmemiz uzun sürmedi. Gerekli önlemleri alarak oltadan çıkardıklarımızı geri bıraktık ve sadece iri balık yakalamanın keyfini tattık.

    5. Sonunda yenecek birşeyler bulduk: Son gece saat 24:00 gibi limana bir tekne girdiğini gördük ve limana indik. Yaklaşık 20-25 adet muhtelif boylarda Kalkan müşteri bekliyordu. Türkienin bir ucunda ve balıkçı köyündeydik nihayet balık yiyeceğiz dedik ama sezonun son seferinde yakaladıkları biraz daha kıymetli oluyor herhalde: bütçemiz 45 YTL/kg lık fiyat ile 14 kişilik kafilemizi doyurmaya yetmedi. Biçare çifltlik çupraları imdadımıza yetişti.

    gidiş geliş 550 km yol yaptık, balık tutamadık ama eylülde tekrar gidip balık tutmadan dönmemeye karar verdik. Bir sezon boyu insanın başına aksilik gelecek değil ya! Ben aksilik kotamızı doldurduğumuzu düşünüyorum ve Eylül den ümitliyim. Yenilen pehlivan güreşe doymaz......

    Daha iyi avlar sizlerin olsun.
     
  2. REİS

    REİS Mahir Ersin

    Yaş:
    79
    Mesajlar:
    2.389
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    Torikler-Kofanalar
    Muharrem

    Üzülme, yaz mevsimi kesat zamandır balıkçılık açısından.
    Ayrıca biliyorsun, balık senin olduğun yere gelmez,sen balığın olduğu yere gideceksin.Marmara'da Silivri filan ;)
    Trakonyaları atmasaydınız, irileri karın doyururdu.
    Daha önce trakonya bahsinde epey söz etmiştim.
    Balığın bu mevsimdeki hareketine, Marmara'dan Karadeniz'e çıkışına ANAVAŞYA deniyor.
    Anavaşyanın tarifi de '' Kırk gün taban eti, bir gün av eti.''
    Sen o bir günü yakalayamadığın için dertlenme, güzel bir tatil yaptığını ümit ediyorum.
    İnşaallah balık da tutup anlatacaksın.
     
  3. Ucevahir

    Ucevahir

    Mesajlar:
    18
    Şehir:
    IstanbuL / Sefakoy
    Favori Kamış:
    Olta , Zıpkın
    En İyi Avı:
    Yayın - 5.3 Kg.
    Hocam Orası Bizim Memleket ... Dayımlar Falan Hepsi Orda Balıkcılık Yapıyolar Belki Tanışmışsındır ... Fuat ve Yaşar Dayım Orda Balık Satıcıları ... Orda En İyi İş Yapan Olta Sistemini Elimden Geldiğince Anlatıyım Liman İçinde Bir Çok Ufak Balık Mevcut ... Boyları Çok Ufak Bunlardan Yakalıyosun Sinek İğnesine Takıyosun ... Hiç Bişey Kullanmadan Sadece Misina Ve En uçta İğne ... Kurşun Vs. Kullanmıyıcaksın ... Balığı Sırtından Takıp Atıyorsun 5 Metre İleri Atarsan Liman İçinde Yeterli Olucaktır ... Ve Beklemeye Geçiceksin ... Çinekop , Lüfer , İstavrit , Levrek ( Genelde Gemi Ucundan Gece Atıyorum Ama Gündüzde Tutuluyor ) Balıklarını Rahatca Tutucaksın ... SAYGILAR ...
     
  4. KAYIN_CARP

    KAYIN_CARP

    Mesajlar:
    107
    Şehir:
    KIRKLARELİ
    Favori Kamış:
    OLTA
    En İyi Avı:
    AYNALI SAZAN 3,5 KG
    Merhaba Muharrem Bizim buraları beğendinizmi ? ben kendim Pınarhisar lıyım her yaz tatil için İğne adaya giderim Longoz ormanları Dünya bankası tarafından finanse edilerek koruma altına alındı oralarını da görmenizi tavsiye ederim Dünyada doğallığını koruyan 3 ormandan biri müthiş bir yer
     
  5. bektasm

    bektasm

    Mesajlar:
    76
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    Abant alası 1.100 Gr (40 cm) (daha büyük sazanlar var ama ben artık bundan bahsedeceğim)
    Kayın Carp merhaba
    İğneadaya 3. gidişim di. gerçekten muhteşem bir doğası var. Özellikle büyük kayın ve meşe ormanşlarını çok severeim. Asıl ilgimi çeken noktalardan bir tanesi İstanbul'un fethinde kullanılan topların Demirköyde dökülmüş olmasıydı. Tarih bilgim ve hafızam çok kuvvetli değildir ama sanki okulda Edirne de dökülmüştür diye hatırlıyorum. Bu güne kadar bu dökümhanelerin gözardı edilmesi, tanıtılmaması çok üzücü. Kazı ve restorasyon işlemleri tamamlandıktan sonra çok değerli bir trizm potansiyeli oluşturacaktır.
     
  6. muharrem bey siz bu seniki şansızlık kotanızı doldurmuşsunuz. Nasip değilmiş doğaının elverişsiz oluşu hav şartları derken şansınıza bir şey gelmemiş ama yinede kafileyi doyurabilmişsiniz .. Nasip başka zamana umarım eylülde daha güzel haberlerle bize dönersiniz ... Şansınız bol avınız bereketli olsun ..