Kamış : Okuma V-system 2.10 m 5-25 gr Makina : Shimano Aernos 3000 SFB Misina : 0,13 mm Sufix Ghost 832 örgü Yem : 3 No Mepps Aglia Tarih :25/05/2015 Birecik Fırat Nehri Merhaba Arkadaşlar, Uzun sürelerdir forumdan biraz ayrı kaldım gibi. Geçen süre içerisinde çok güzel irili ufaklı bir çok alabalık avım olmuş, fakat hikayesi ile birlikte yazma Fırsatı bulamamıştım. Uzatmadan son avıma değinecek olursak şu sıralar Güneş'in Doğuş saati olan 5 civarına geceden alarmı kurduktan sonra Uyanıp takımları kaptığım gibi abartısız 5 dk ilerdeki avlağa atmış buldum kendimi. Sürekli kullandığım ve özellikle alabalık avında rakipsiz gördüğüm 3 no mepps agliamı klipse bağlayıp atışlara geçtim hızlıca. Ilk başlarda avlakta herhangi bir hareketlilik olmasa da ani bir Vuruş ve kalama sesi aldım. Ama sonuç nafileydi vuran ala bırakmıştı bir kere. Neydi nasıldı derken atışları balığın vurduğu bölgede sıklaştırmaya başlamıştım fakat kendi kendime vuran balık bir daha ilişir mi ki oltaya diye kuruntulara başlamıştım ki birden sert bir vuruşla birlikte ilk trofeyi kamışın ucunda hissetmemle birlikte Balığı suyun üstünde taklalar açarken buldum. Balığın ilk taklası sonrası acaba kurtuldu mu diye bir korku olmuştur hep içinde. Onun için sıçrama sonrası makinayı hızlı hızlı sarmaya başladım ama sanki ucunda yoktu balık. Kamışla biraz asılınca balığın bana doğru yüzmekte olduğunu farkettim. Derken balık karşı tepkiyi hissedince hızlı bir biçimde makinadan kalama boşaltmaya başladı. Uygun debriyaj ayarıyla frenlemeye çalışıp kıyıya yaklaştırdırdıkça öncesinde taklalar atıp sonra yeniden yeniden kalama alıyordu. Bu mücadeleler neticesinde iyice yorulan balık artık kıyıdaydı. Geriye tutucu yardımıyla son bir hamle yapıp dışarı almak kalıyordu balığı. Balık yorulup ters dönüp o pasparlak gümüşümsü karnını gösterdikçe heyecan dahada bir katlanıyordu. İyice yorup kenara yaklaştırdığım balığı sonunda dudak tutucu ile dışarı almayı başarmıştım. Meppsi çıkarmaya çalıştığımda ise ne göreyim iğne ta hayvanın galsemalarına ilişmiş durumdaydı. İlk balığı çıkarıp tekrardan atışlara koyuldum ve fazla geçmeden ilkiyle neredeyse aynı boy ikinci balık oltaya vurdu. Vuran balıkta diğerinden aksiyon konusunda geri kalmıyordu. iyi kalama alıp suyun yüzeyine vurmaya çalışıyordu sürekli kendini. Fazla uzatmadan kaçmaya fırsat vermeden ikinci balığımıda almıştım artık. Son olarak resimde gördüğünüz 1 kg civarındaki sonuncu balığıda alıp avımı sonlandırdım. Aynı zamanda 2 kg civarında güzel bir alanın suda meppse vururken gösterdiği o gümüşümsü parlak karna da şahit oldum. Fakat tasmalamayı zamanında yapamadığımdan bu balığın oltaya vurmasıyla kaçması bir oldu maalesef. Çok güzel ve bereketli bir av oldu kısacası. Herkese iyi avlar. Sevgiyle Kalın..
güzel ve iri balık ama ne yazık ki İstilacı bir balık büyük ihtimal havuzdan kaçan balıklardandır. Merak ettiğim bu balıklar bulunduğunuz ortamda üreyebiliyorlar mı. Şekil itibari aşırı derecede beslenmişler
Şevki usta senin oralara tayin mi istesek, napsak! Maşallah demeden de geçmeyelim. Allah nazarımızdan esirgesin
Üremeye çalıştıklarını kendi gözlerimle gördüm. Bir anaç ve hemen arkasında pozisyon almış en az 4-5 erkek alaydı. Anaç olan karnını yere sürterek havuzumsu bir Çukur oluşturup ufak kuyruk darbeleri ile bu çukurdan Çakıl kaldırıyordu. Ama çiftleşme gerçekleşse bile döllenen yumurtaların Çatlayana kadar güneş ışığına maruz kalmaması gerekliymiş. Buda bizim burada mümkün değil. Hava yılın büyük bölümü sürekli güneşlidir. Bulutlu hava yok çok nadir oluyor. Bide Balıklar kesinlikle çiftlik kaçkınıda değillerdi
Tebrikler. Oldukça büyük balık. Ama bana doğal bir tür gibi gelmedi.firari olabilir paylaşım için teşekkürler. Rastgelsin.
Arkadaşım tebrik ederim on numara iş çıkarmışsın daha ne olsun Bilenler bilir ben bilmeyenlere söyleyeyim...1 kilo alabalık 3 kilo levrekten daha sağlam basar...Artsın eksilmesin güzel insan.Sevgiler,
Tebrikler hocam ben de birecikteyim ama bir türlü balik alamadım firaftan tam yer bilgisi vere bilirmisin acaba
Aynen Metin bey. Özellikle alabalığın verdiği aksiyon anlatılmaz yaşanır. Takla açmalar, kalama almalar. Rüya gibiydi gerçekten