3 lü bambu ( şeker kamışı ) Amcamlarla balığa gittiğim bir gün 13 yaşında bir çömezken ; -Ulaş şu sopalara ( o zamanlar 3 parçalı toplam 5-5.5 m şeker kamışları var )bakıver bakalım.. - Ya amca bu sopanın yarısı suyun içine girmiş , girip girip cıkıyor..mantar falanda yok..düşmüş galiba.. -Rüzgardandır..cek yeniden yemle at..zaten bu havada yapmaz balık.. -Tamam cekiyorum.. işte o zaman başladı herşey..
karaköyde arkadaslarla geziyorum 1995 sanırım tam hatırlamıyorum adamın biri balık tutuyordu el oltası ile sonra oltayı bize verdi çekti gitti o günden beri müfte belasıyız
İlk Balık 12 yaşındayken benden 5 yaş büyük bir arkadaşımla sabah 05:00'de eski Galata Köprüsüne gitmiştik. Oltam olmadığı için ilk başta o zamanlar iskelenin orada kurulan Rus pazarından ilk kamış ve makinemi almıştım. Galata Köprüsünden bizi ilk oltamızı suya bıraktıktan sonra oradaki bütün herkesin oltalarını karıştırdık ve bizi oradan vapur iskelesinin oraya göndermişlerdi. Abinin teki bizi kırmadan "siz acemisiniz buradan başlamayın iskelenin oradan ilk tutmaya başlayın" demişti. İskelenin orada şansım yaver gitti yaklaşık 3 kg istavrit yakalamıştım. Balığı sonlandırdıktan sonra ilk işim babamın işyerine gidip balıkları göstermek olmuştu. Babamın ilk yorumu "balıkçıdan mı aldın?" oldu.
25-30metre misina 3lü marti tüyü çapari 25gr kursunlu el oltasi. Ilk bu takimla istavrit tutmusum babamin anlattigina göre. Mekan istanbul büyükdere. Takimi hatirliyorum ama baligi hatirlamiyorum
Benim ilk yakaladığım değilde yakalayamadığım balıklar var; Beş yaşlarındaydım ve o sene dedemlerin Avcılarda'ki yazlığında geçiriyorduk yaz mevsimini. Yanlış duymadınız. Avcılar o zaman yazlık olarak kullanılan bir yerdi. Ondan evvel Ataköy'de C Motelleri adındaki yazlığımızda kalıyorduk ama denizin kirlenmeye başlaması yüzünden Avcılar, Kumburgaz, Selimpaşa şeklinde devam ettik. Yazık! Kirliliği başından itibaren yaşamış olmak hiç hoş değil gerçekten. Neyse. Beş yaşımdayım ve o minik ellerimle zar zor büktüğüm toplu iğneleri, dikiş ipliğiyle bağlayıp balık tutmaya çalışıyordum. Balık bol tabi, parmağımı soksam kapacak. İğneyi de kapıyorlardı veletler ama iğnenin damağı olmadığından kurtuluyorlardı. Yakalayamadığım halde, balık avıyla ilk o zaman tanışmıştım.
ilkokul yıllarıydı ozamanlar burada ofis iskelesinde balık tutmak serbestti babamlar sürekli giderlerdi arkadaşlarıyla gittiği birgün benide götürdü çapari ve yemli attıklarını hatırlıyorum bende hayal meyal ogün sinek igneli el oltasıyla attığımı hatırlıyorum tabi balık tutamamıştım ama ilk deneyimim ozamanlardı aşıyı o günlerde almışsım bir çok kez babamlarla balığa gittim ilk tuttuğumu hatırladığım ise eski iskeleye gittiğimiz zamandı yine babamların yanında sinek iğneli bir takımla lapin mi yoksa isparimi tam hatırlamıyorum ama oltanın tık tık ettiğini hissettim o anı işte hiç unutamam ufak bir balıktı ama tutacağım en büyük balıktan dahi fazla tadı olan bir balıktı heleki suyun üstüne doğru çıkarken parıldaması onu yukarı çekişim pahabiçilemez bir andı ilk tuttuğum balık ve bu sevdaya yakalanış anım o andı.
bende 8 yaşındayken yazın biizm köydeki çaya gitmiştim bazıları elle yılan balıgı yakalıyordu bazılarıda ufacı ufacık çay balıkları ; o gün bende gittim , 1milyona [TL] şamandıralı tek iğneli el oltası aldım . yem olarakta kasap abiden çok az kıyma o gün hiçbir balık alamamıstım bende yandaki arkadaştan 3-5 10cmlik çay balıgı alarak eve gitmiştim kapının kenarına koymuştum bak annee balık tuttum hadi pişirelim demiştim. bu yenmez dediklerinde azcık burukluk ama o günden kalma balık sevdasının dahada büyümesiyle hayla devam ediyor .
Yıl 2001-2002 ben daha 4-5 yaşındayım dedemle eskihisar sahilde yürüyoruz orda bir tane 10-15 yaşında bir çocuk var çocuğun elinde 2 iğneli bir olta çocuk oltasını atıyor küçük bir balık ben nasıl etkilendiysem 10o metre sonra olta satan bir yerden tahtaya sarılmış tek iğneli bir olta ama çapari simi var atıyorum oltayı 2 -3 atıştan sonra bir şeyler kıpırdıyor heyecanlanıyorum sonra birden inanılmaz ağırlaşıyor dedem takıldı diyor hayallerim suya düşüyor sonra bir anda yeniden gelmeye başlıyor oltayı çıkardığımızda ikiye bölünmüş diğer tarafı olmayan bir hamsi o gün o balık beni nasıl etkilediyse şu anda geceleri rüyalarımda balık tutuyorum .
10 yaşındayken antalya yat limanından tuttuğum kaya balığı Ramazan ayıydı o gün pansiyonumuzda kuzenlerimin yanında kalacaktım oruçluyken vakit geçsin diye yat limanına inmiştim hatırlayanlar vardır yat limanında iğne ve yem satan bi amca vardı.sırf meraktan yanına gitmiştim cebimdeki bzuklukların hepsini vermiştim bi takım hazırlamıştı 3 lü iğne ve birde kurşun olduğunu hatırlıyorum küçük bir tahta parçasına sarılı el oltamla dalga kıranların ordan tutmayı denemiştim.ilk yemimde ekmekti.kancayı ekmeği hamur yapıp atardım etrafına balıklar toplanıncada hızlıca yukarı çekerdim.sonradan adını öğrendiğim kaya balıklarından bi poşet dolusu toplamıştım.o kadar zevkliydiki orucu iftarıı unutmuş ezan okunduktan çok sonra bırakabilmiştim tutmayı en çok koyanda poşetin içinde kaya balıklarımla pansiyonumuza döndüğümde yenmeyen balık tuttuğumu öğrenmem olmuştucyr 13 yıl geçmiş aradan vay beamrsparkle mrsparkle