yıl 1996 dayım teyze oğlum hadi kalk balığa gidelim dediler bende heveslendim gaza geldim değişiklik olur dedim ehhh hadi gidelim dedik... bizim dayı oğlu da vardı onuda aldık 4 kişi yola koyulduk... yer ankara çubuk2 barajı arka tarafları . yol yok...arabayı uzakta bıraktık ve malzemeleri aldık başladık yürümeye... akşam üzeri idi...güzel bir koy bulduk dayım 100 metre germe ağı koyun 2 ağzına çekti ve başladık beklemeye... gece kurbağaların senfonisinden ve sivrisineklerden uyuyamamıştım.. sabah oldu...ağı çektik 1 tane kilolık sazan... dayım bir ateş yaktı közün içine balığı temizledikten sonra attık ve pişmesini bekledik... bekledikte...ne ekmek var ne başka bir şey...dayım sağolsun hiç bir şey getirmemiş... neyse 4 kişi o balığı yedik...yedik ama aç kaldık... bu bana büyük ders oldbu...ve kendi takımımı hazırladım... o gün bu gün kendi malzemelerimle giderim...gerçi tövbe demiştim bir daha gitmem diye ama sanırım bulaşıcı bir hastalık olsa gerek ki 10 yıldır balığa giderim... gerçi benimkisi balıktan ziyade piknik yada kamp gibi bir şey..balık gelmiş gelmemiş o kadar önemli değil...maksat o havayı teneffüs etmek...o ortamda bulunmak...hele yıldızların altında yatmak ve çay içmek...