1999 yılında ankara kurtboğazı barajına teyzen oğlu ve ben ailecek balığa gittik...oltalarımız attık sanırım 10-12 adet kasnaklı dip oltası ve küspeli iğnelere mısır taktık ... akşam sucuk ekmeğimizi mangalda yapıp yedikten sonra yıldızların altında kamp ateşinin başında çaylarımızı yudumladık. gece fazla vurmadı...sabah kadar 5-6 tane çeşitli boylarda çektik... sabahda fazla vurmadı...kayabalığı geliyordu...onları tekrar atıyorduk suya... derken saat 11 de hava sıcak güneşli ve açık... toplanacağız...artık sıkıldık... derken... bir ses...çin çin çin ve cumbulup....hepimiz koştuk...kim nerede ne olduğu anlamaya çalışıyoruz...derken misinalardan biri yok...sopa zil kasnak yok.... suya baktık...suyun 1-2 metre içinde sopa ve kasnak duruyor...ama kasnak fırıl fırıl dönüyor.... teyze oğlu hemen suya girdi kasnağı tuttu aldı kıyıya geldi... balık misinayı götürüyordu...sonra durdu teyze oğlu başladı çekmeye...çektikçe ağır ağır geliyordu ama misina bir sağa bir sola gidiyordu... nihayet balık kıyıya geldi...geldi ama...onu nasıl çıkartacağız bilmiyoruz... kocaman...en azından bana göre kocaman...derken teyze oğlu suya girdi...ve balığı kucakladığı gibi kıyıya attı...ve tam havada iken iğneden kurtuldu... ama balık toprağa düştü...biz üzerine abandık...ama nasıl zıplıyor...deli gibi... derken yoruldu sanırım ve kımıldaman durdu...bizde balığı aldık uzağa götürdük... bu benim için unutulmaz bir andı.....